Filipinler'de çılgın yarış: Bir diktatörün oğlu, bir eski boksör ve bir erotik film oyuncusu devlet başkanı olma peşinde

Ülkedeki seçimlerde yalnızca tek tur oylama yapıldığı için ilk seferde en fazla oyu alan aday ülkenin devlet başkanı olarak seçilecek (Facebook)
Ülkedeki seçimlerde yalnızca tek tur oylama yapıldığı için ilk seferde en fazla oyu alan aday ülkenin devlet başkanı olarak seçilecek (Facebook)
TT

Filipinler'de çılgın yarış: Bir diktatörün oğlu, bir eski boksör ve bir erotik film oyuncusu devlet başkanı olma peşinde

Ülkedeki seçimlerde yalnızca tek tur oylama yapıldığı için ilk seferde en fazla oyu alan aday ülkenin devlet başkanı olarak seçilecek (Facebook)
Ülkedeki seçimlerde yalnızca tek tur oylama yapıldığı için ilk seferde en fazla oyu alan aday ülkenin devlet başkanı olarak seçilecek (Facebook)

Görev süresi dolan ve siyaseti bıraktığını açıklayan Filipinler Devlet Başkanı Rodrigo Duterte'nin yerine geçebilecek adaylar arasında bir diktatörün oğlu, şampiyon bir eski boksör ve bir erotik film oyuncusu öne çıkıyor.
Mayıs 2022'de düzenlenecek seçimler öncesi adaylar geçen hafta cuma günü resmi olarak belirlendi.
Ön plana çıkan adaylar arasında, diktatör Ferdinand Marcos'un oğlu Ferdinand "Bongbong" Marcos Jr., senatör ve eski boks şampiyonu Manny Pacquiao, Filipinler Devlet Başkan Yardımcısı Leni Robredo ve Manilo Belediye Başkanı ve eski erotik film oyuncusu Isko Moreno yer alıyor.
Filipinler Politeknik Üniversitesi'nden tarih ve siyasi bilimler profesörü Richard Heyderian, yalnızca tek bir adayın favori olarak gösterilmediğini belirterek "Gerçekten çok çekişmeli bir seçim olacak" dedi.

Eski diktatörün oğlu
1965-1986 arasında kurduğu otoriter rejimdeki yolsuzluk ve baskı nedeniyle büyük tepki toplayan diktatör Ferdinand Marcos'un oğlu, salı günü Facebook hesabından yaptığı açıklamada halktan "en kutlu görev" için destek istemişti.
64 yaşındaki Marcos, adaylığını açıkladığı konuşmasında ülkeyi özellikle pandemiyle birlikte yaşanan ekonomik krizden kurtaracağını vaat etmişti.

Marcos'un adaylığını babasının sıkı yönetim ilan ettiği tarihin 49. yıldönümünde açıklaması da bazı kesimlerin tepkisini çekmişti (Reuters)
Bazı uzmanlar Marcos ailesinin dikta rejimi döneminde yaklaşık 10 milyar dolara yakın (yaklaşık 100 milyar TL) servet edindiğini belirtirken, oğul Marcos ise ailesine yönelik tüm yolsuzluk iddialarını yalanlamıştı.
Filipinler'deki insan hakları grupları, Marcos'un başa geçmesinin ülke için bir felaket olacağını savunuyor. İnsan hakları grubu Karapatan'dan Cristina Palabay, "Marcoslar hapis cezasından kurtuldu, ülkenin hazinesinden aldıkları parayı geri vermedi ve şimdi de ülkedeki en üst pozisyon için geri geliyorlar. Bu düpedüz yüzsüzlük" dedi.
Duterte de görevi sırasında Marcos ailesiyle yakın olduğunu belirtmiş, bu nedenle oğul Marcos'un Duterte yanlıları tarafından destek toplayabileceği belirtilmişti.

Dünyaca ünlü boksör 
10 dünya şampiyonluğu bulunan ve 26 yıl boyunca boksörlük yapan Pacquiao, 2016'dan beri Temsilciler Meclisi'nde senatör olarak görev yapıyor.
42 yaşındaki sporcu kürtaj, eşcinsel evlilik, LGBTQ hakları ve boşanmaya karşı duruşuyla biliniyor. Ayrıca koyu bir Hıristiyan olan Pacquiao, 2017'de Duterte'nin idam cezasını yeniden getirme tasarısına da destek olmuştu.

Pacquiao, 5 farklı ağırlık klasmanında şampiyonluk kazanan ilk boksör (Reuters)
Duterte kendisine 2022 seçimleri için destek vermesine rağmen Pacquiao, hükümetin Çin'e yönelik politikasını açıkça eleştirmesi ve yönetimin ihtiyacı olanlar için ayrılan 200 milyon dolarlık (yaklaşık 2 milyar TL) pandemi yardım fonundaki parayı başka harcamalar için kullandığını öne sürmesiyle ikili arasındaki ilişkiler bozulmuştu.
Siyaset bilimci Heyderian, Pacquiao'nun senatodaki tutumunun herkes tarafından olumlu karşılanmadığını belirterek, adayın önce devlet başkan yardımcılığı yapmadan doğrudan devlet başkanlığını hedeflemesinin bazı kesimlerde karşılık bulmayabileceğini söyledi.
Yoksul bir ailede büyüyen fakat şu anda multimilyoner olan boksör, özellikle ülkedeki düşük gelirli kesimden destek alabilir.

Erotik film oyuncusu
Gerçek adı Francisco Domagoso olan ve eğlence sektöründeki sahne adı Isko Moreno'yla da bilinen Manila Belediye Başkanı, adaylığını geçen hafta açıklamıştı.
Domagoso, kısa süre erotik filmlerde de oynadıktan sonra 1998'de Belediye Meclisi Üyesi olarak siyasete atılmıştı. 2007'de Belediye Başkan Yardımcısı, 2019'da da Belediye Başkanı seçilmişti.

Domagoso, "Isko Moreno" adını eğlence sektörüne girmesini sağlayan German Molino Moreno'ya saygı duruşu olarak seçmişti (Reuters)
Küçüklüğünde hurda ve çöp toplayarak hayatını kazanan 46 yaşındaki Domagoso, popülist bir siyaset izliyor.
Öte yandan, Duterte'nin aksine Domagoso'nun ülkenin farklı kesimlerini bir araya getirebilecek bir aday olduğu düşünülüyor.

Devlet Başkan Yardımcısı
Filipinler Devlet Başkan Yardımcısı Robredo, Duterte yönetimine karşı muhalif tavrıyla tanınıyor.
56 yaşındaki avukat ve insan hakları savunucusu, ülkesinde cinsiyet eşitliği ve kadın hakları konusundaki çalışmalarıyla ödüle de layık görülmüştü.

Robredo, Gloria Macapagal Arroyo'nun ardından Devlet Başkan Yardımcılığı yapan ikinci kadın (Reuters)
Filipinler'de Devlet Başkanı ve yardımcısı farklı oylamalarla seçildiği için göreve farklı partilerden isimler gelebiliyor. Duterte iktidardaki PDO-Laban partisi üyesiyken, Robredo ise Liberal Parti'den.
Robredo, geçen hafta perşembe günü iki kızını da yanına alarak yaptığı konuşmada "eşit fırsatların olduğu bir ülke kurmayı" vaat etmişti.
Siyasetçi, halka seslenişinde "Kendimizi mevcut durumdan kurtarmamız lazım. Mücadele edeceğim, mücadele edeceğiz" ifadelerini kullanmıştı.

Duterte'nin kızı da aday olabilir
Davao Belediye Başkanı Sara Duterte, resmi olarak devlet başkanlığı seçimlerine başvuru yapmamış, yalnızca yeniden belediye başkanlığı seçimleri için başvuruda bulunmuştu.

Sara Duterte, Davao bölgesinin ilk kadın belediye başkanı (Reuters)
Ancak 43 yaşındaki siyasetçi teknik olarak belediye başkanlığı seçimlerine başvuru yaptığından, bunu 15 Kasım'a kadar devlet başkanlığı seçimlerinde yedek adaylık başvurusuna çevirebilir.  
Hükümet karşıtları, Duterte'nin kızının seçilmesinin liderin görevden ayrıldıktan sonra bile ülke üzerindeki hakimiyetini sürdürmesi anlamına gelebileceğini belirtti.
Independent Türkçe, CNN, Washington Post



Avrupa Troykası, İran'a yönelik BM yaptırımlarını yeniden yürürlüğe koyma tehdidinde bulundu

Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot, bugün Brüksel'de düzenlenen Avrupa Birliği (AB) dışişleri bakanları toplantısı öncesinde basın mensuplarına konuştu. (Reuters)
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot, bugün Brüksel'de düzenlenen Avrupa Birliği (AB) dışişleri bakanları toplantısı öncesinde basın mensuplarına konuştu. (Reuters)
TT

Avrupa Troykası, İran'a yönelik BM yaptırımlarını yeniden yürürlüğe koyma tehdidinde bulundu

Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot, bugün Brüksel'de düzenlenen Avrupa Birliği (AB) dışişleri bakanları toplantısı öncesinde basın mensuplarına konuştu. (Reuters)
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot, bugün Brüksel'de düzenlenen Avrupa Birliği (AB) dışişleri bakanları toplantısı öncesinde basın mensuplarına konuştu. (Reuters)

Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot dün yaptığı açıklamada, Avrupa Troykası’nın (Fransa, Birleşik Krallık ve Almanya), o tarihe kadar bir nükleer anlaşmaya varılamaması halinde ağustos ayı sonuna kadar İran'a yönelik Birleşmiş Milletler (BM) yaptırımlarının otomatik olarak geri getirilmesine yönelik ‘snapback’ mekanizmasını harekete geçireceğini söyledi.

Brüksel'de düzenlenen Avrupa Birliği (AB) dışişleri bakanları toplantısı öncesinde basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Barrot, “Fransa ve ortakları, 10 yıl önce kaldırılan silahlar, bankalar ve nükleer ekipmanlar üzerindeki küresel yasağı yeniden uygulamaya koymakta haklılar. İran'dan güçlü, somut ve inandırıcı bir taahhüt gelmediği takdirde bunu en geç ağustos ayı sonuna kadar yapacağız” ifadelerini kullandı.

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ise dışişleri bakanları toplantısında ‘İran'ın ele alınacağını’ söyledi. Kallas, “Diplomatik yolu ve müzakereleri yeniden başlatmak bizim çıkarımıza” dedi.

xo9p0
Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, Brüksel'de düzenlenen AB dışişleri bakanları toplantısının oturum aralarında basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. (EPA)

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tammy Bruce tarafından yapılan açıklamaya göre, AB dışişleri bakanları toplantısı öncesinde ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Avrupa Troykası'ndaki mevkidaşlarıyla Ortadoğu'da istikrarın desteklenmesi ve İran'ın nükleer silah geliştirememesinin sağlanması konularında telefon görüşmeleri gerçekleştirdi.

Avrupa ülkeleri, ekim ayında süresi dolacak olan 2231 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararı kapsamında snapback mekanizmasını harekete geçirmekle tehdit ediyor. Bu mekanizma, karar kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde Tahran'a yönelik BM yaptırımlarının yeniden uygulanmasına olanak sağlıyor.

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi pazartesi günü yaptığı açıklamada, mekanizmayı harekete geçirmenin ‘yasal dayanaktan yoksun düşmanca bir tedbir’ olduğu uyarısında bulunarak, Avrupalıları taahhütlerini ihlal etmekle suçladı. Bekayi, Avrupalı güçlerin bu adımı atması halinde orantılı bir karşılık verileceği tehdidinde bulundu.

İran medyası, Tahran'ın Moskova ve Pekin'i nükleer anlaşmadan çekildiklerini duyurmaya ikna etmeye çalıştığını ve bu sayede BM Güvenlik Konseyi'nde yaptırımların yeniden uygulanmasına yönelik herhangi bir girişimi engellemek için yasal bir dayanak elde edeceğini belirtti.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi bugün Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ve Çinli mevkidaşı Wang Yi ile Avrupa Troykası’nın nükleer anlaşma kapsamında BM yaptırımlarına otomatik olarak geri dönüş anlamına gelen snapback mekanizmasını harekete geçirmesini engellemenin yolları üzerine istişarelerde bulundu.

Lavrov ve Wang Yi pazartesi günü Pekin'de bir araya gelerek Arakçi'nin Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) dışişleri bakanları toplantısına katılmasından önce İran'ın nükleer dosyasını ele aldılar.

Arakçi bugün Telegram üzerinden yaptığı açıklamada, “Mevcut durumda elbette Çin Dışişleri Bakanı ve Rusya Dışişleri Bakanı ile ikili görüşmeler yapacağız” dedi.

Rusya Dışişleri Bakanlığı pazar günü, Devlet Başkanı Vladimir Putin'in İran'ı Washington'un istediği uranyum zenginleştirmesine izin verilmeyecek bir nükleer anlaşmayı kabul etmeye çağırdığı yönündeki haberi ‘yalan’ olarak nitelendirdi.

cdfrgthyu
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'nin bugün Pekin'de düzenlenen Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) dışişleri bakanları toplantısı çerçevesinde gerçekleştirdikleri görüşmeden (İran Dışişleri Bakanlığı)

ABD merkezli haber sitesi Axios'un dosyaya yakın kaynaklara dayandırdığı haberine göre Putin, İran'a ABD ile uranyum zenginleştirmesini engelleyecek bir anlaşmayı kabul etmesi çağrısında bulundu. Rusya nükleer program konusunda yıllardır İran'ın başlıca diplomatik destekçisi konumunda.

Moskova, İran'ın uranyum zenginleştirme hakkını kamuoyu önünde desteklemiş olsa da Putin, İsrail ile İran arasında 12 gün süren savaşın ardından özel oturumlarda daha sert bir tutum benimsedi.

İki kaynak Rusların İsrail hükümetine Putin'in İran'ın uranyum zenginleştirmesi konusundaki tutumu hakkında bilgi verdiğini söyledi. Üst düzey bir İsrailli yetkili, “Putin'in İranlılara bunu söylediğini biliyoruz” dedi. Putin bu tutumunu geçen hafta ABD Başkanı Donald Trump ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile yaptığı görüşmelerde de dile getirdi.

ABD Başkanı Donald Trump'ın ilk döneminde İran'a yönelik ABD yaptırımlarının yeniden uygulanmasından bu yana Tahran, 20 yıllık bir stratejik anlaşma yoluyla Moskova’yla ve İran'ın petrol ihracatının yüzde 90'ını satın alan Pekin’le bağlarını güçlendirdi.

Arakçi Telegram üzerinden yaptığı paylaşımda şöyle yazdı: “ŞİÖ yavaş yavaş küresel arenaya açılıyor, yani bölgesel arenayı yavaş yavaş aşıyor… Gündeminde ekonomik, siyasi ve güvenlik alanları da dahil olmak üzere bir dizi farklı konu var.”

Diğer yandan İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, hükümetinin ‘tüm ciddiyetiyle bu barışçıl yolu izleyeceğini’ söyledi ve ek ayrıntı vermeden ‘diplomasi penceresinin halen açık olduğunu’ vurguladı.

Pezeşkiyan, “Geleceğe doğru yeni ufuklar açmak için geçmişi eleştirel gözlerle gözden geçirmeliyiz. Bizi daha iyi bir yarına götürecek olan şey, umudu yeniden inşa etmek, öğrenme ve değişme isteği ile anlayış, empati ve rasyonaliteye dayalı yeni bir yoldur... Diplomasi penceresinin açık olduğuna inanmaya devam ediyoruz ve bu barışçıl yaklaşımı kararlılıkla sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.

Pezeşkiyan sözlerini şöyle sürdürdü: “Savaşın dayattığı büyük sınavda, psikolojik baskılara ve halkımızın karşılaştığı pek çok zorluğa rağmen, İran'ın çağdaş tarihinde halkın katılımının, uzlaşının ve toplumsal uyumun en dikkat çekici tezahürüne tanık olduk. Ülke içinde ve dışında, her eğilimden İranlılar saldırgan düşman karşısında tek vücut oldular.”

İran Cumhurbaşkanı'nın açıklamaları, İran Genelkurmay Başkanı Abdurrahim Musevi'nin İsrail ile 12 gün süren savaş sırasında ülkesinin ‘varlığının ve toprak bütünlüğünün eşi benzeri görülmemiş şekilde tehdit edildiğini’ söylemesinin ardından geldi.

Pezeşkiyan hükümeti, muhafazakâr milletvekillerinin muhalefetine rağmen Batılı güçlerle müzakerelere yeniden başlamaya hazır olduğunun sinyallerini verdi.

yhu7ı8
ABD ile İran arasında 19 Nisan'da ikinci tur görüşmelerin yapıldığı Roma'daki Umman Büyükelçiliği'nin girişinde bekleyen gazeteciler ve polis memurları (AP)

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi pazartesi günü yaptığı açıklamada, İran ve ABD arasında altıncı tur müzakereler için ‘belirli bir tarih olmadığını’ söyledi. Bekayi, “Diplomasinin ve müzakere yolunun etkinliğini doğrulamadığımız sürece böyle bir yola girmeyeceğiz” dedi.

Arakçi ve ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff nisan ayından bu yana Umman arabuluculuğunda beş tur görüşme gerçekleştirdi. Daha sonra İsrail 13 Haziran'da İran'a saldırı başlattı ve ABD'nin İran'ın üç nükleer tesisini bombaladığı 12 günlük bir savaşı tetikledi.

Tahran ve Washington arasında yeni bir müzakere turunun 15 Haziran'da yapılması gerekiyordu, ancak savaş nedeniyle iptal edildi.

İran Dini Lideri Ali Hamaney’in uluslararası ilişkiler danışmanı Ali Ekber Velayeti pazartesi günü yaptığı açıklamada, ülkesinin uranyum zenginleştirmeyi durdurma şartına bağlanması halinde ABD ile nükleer müzakerelere yer olmadığını söyledi ve böyle bir şartı Tahran'ın bağlı olduğu ‘kırmızı çizgilere’ aykırı olarak niteledi.

Şarku’l Avsat’ın İran medyasından aktardığına göre Velayeti, Pakistan İçişleri Bakanı Muhsin Nakvi ile gerçekleştirdiği görüşmede, “Müzakereler zenginleştirmenin durdurulması şartına bağlanırsa kesinlikle gerçekleşmeyecek” dedi.