BM'den Kuzey Kore'de "açlık riski" uyarısı

Arşiv_AA
Arşiv_AA
TT

BM'den Kuzey Kore'de "açlık riski" uyarısı

Arşiv_AA
Arşiv_AA

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) kısıtlamaları altında yaşayan Kuzey Koreliler büyüyen gıda kriziyle karşı karşıya kalırken, çocukların ve yaşlıların açlık riski altında olduğu bildirildi.
Birleşmiş Milletler (BM) Müfettişi Tomas Ojea Quintana, BM Genel Kuruluna sunduğu raporda, tarım sektörünün Çin'den gelen gübre ve diğer tarımsal ürün ithalatındaki düşüşten etkilenmesi, nükleer silahlardan kaynaklanan uluslararası yaptırımlar ve Afrika menşeli domuz vebası salgını nedeniyle ülkenin pek çok zorlukla karşı karşıya olduğunu belirtti.
Ocak 2020'den bu yana katı Kovid-19 salgını kısıtlamalarının "ciddi ekonomik zorluklar ve genel nüfus arasında insan hakları ihlallerine karşı artan savunmasızlık" ile sonuçlandığını vurgulayan Quintana, sınırların kapatılması, şehirler ve bölgeler arasında seyahat kısıtlamaları ve insani yardım malzemeleri de dahil olmak üzere temel olmayan malzemelerin ithalatının kısıtlandığını ifade etti.
Quintana, salgından önce Kuzey Korelilerin yüzde 40'ından fazlasının gıdaya erişimde sorun yaşadığını ve birçoğunun yetersiz beslendiğini vurgulayarak ülkede özellikle yaşlılar ve çocukların açlık riskiyle karşı karşıya olduğunu kaydetti.
BM Gıda ve Tarım Örgütüne göre, bu oranın arttığına işaret edilirken, Quintana, pirinç ve mısır fiyatlarındaki artışa yönelik acil önlemlerin alınması gerektiğinin altını çizdi.
Raporda, Kuzey Kore lideri Kim Jong-un'un, yetkilileri ülkenin karşı karşıya olduğu zorlukların üstesinden gelmeye ve halkının gıda ve yaşam koşullarını iyileştirmek için daha güçlü çaba göstermeye çağırdığı aktarıldı.
Ailelerin kendi geçimlerini sağlayamadığını ve hayatta kalmak için giderek daha fazla kredi alıp ev eşyalarını sattıklarını belirten Quintana, birçok fabrika ve madenin enerji, makine parçaları ve ham madde eksikliği nedeniyle kapandığını söyledi.
Quintana, evsizlerin ve sokak çocuklarının sayısının arttığına işaret ederek fuhuş, uyuşturucu kullanımı, uyuşturucu kaçakçılığı ve soygunların yoksulluk nedeniyle arttığını bildirdi.
Quintana, BM Güvenlik Konseyini insani yardım ve insan haklarını olumsuz yönde etkileyen yaptırımların kaldırılmasını düşünmeye çağırdı.



İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
TT

İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)

İsrail'le 12 günlük çatışmanın ardından İran ülke içindeki baskıyı artırıyor.

Guardian'ın haberinde, 13 Haziran'da İsrail'in saldırısıyla başlayan ve İran'ın misillemesinin ardından 24 Haziran'da ABD'nin arabuluculuğunda ateşkes ilan edilen çatışmaların, İran'da "geniş çaplı bir iç baskı dalgasını" tetiklediği belirtiliyor.

İsrail'in 23 Haziran'da Evin Hapishanesi'ne düzenlediği saldırıda 71 kişinin hayatını kaybettiği anımsatılıyor. Hayatta kalan bazı mahkumların da daha kötü koşullardaki cezaevlerine nakledildiği yazılıyor.

Mahsa Emini protestolarına katıldığı gerekçesiyle hapse atılan aktivist Rıza Handan'ın, bombalamadan sonra daha kötü şartlardaki bir hapishaneye gönderildiği belirtiliyor. 60 yaşındaki aktivistin kızı şunları söylüyor:

Ne babamın ne de diğer mahkumların yatağı var, yerde uyumak zorunda kalıyorlar. Bir keresinde uyandığında battaniyesinin içinde 6 ya da 7 tahtakurusu bulmuştu.

Kadın mahkumların da yanlarına kişisel eşyalarını bile alamadan Karçak Hapishanesi'ne gönderildiği belirtiliyor. İdam cezasına çarptırılan Kürt yardım çalışanı Pakşan Azizi'den en az iki gündür haber alınamadığı aktarılıyor. Af Örgütü'ne göre Azizi, "barışçıl insani yardım ve insan hakları faaliyetleri" nedeniyle cezalandırıldı. Tahran yönetimiyse kendisini "devlete karşı silahlı isyanla" suçluyor.

Savaş sonrası İran genelinde bir güvenlik baskısı dalgası başlatıldığı da ifade ediliyor. Kolluk kuvvetlerinin kontrol noktaları oluşturduğu ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle birçok kişinin tutuklandığı aktarılıyor.

İsrail-İran çatışmalarında Mossad'ın Tahran'da gizli bir drone üssü kurduğu ortaya çıkmıştı. Ayrıca istihbarat teşkilatına bağlı komandoların saldırıdan aylar önce başkente sızarak operasyon sırasında İran'ın hava savunma sistemlerini imha ettiği belirlenmişti. Mossad da casusların saldırılarda yer aldığını doğrulamıştı.

İran devlet medyasında geçen ay çıkan haberlerde, İsrail istihbaratı adına çalıştığı iddia edilen 700 kişinin yakalandığını duyurulmuştu. ABD merkezli İran İnsan Hakları Merkezi'nin (CHRI) verilerine göre 6 kişi casusluk iddiasıyla idam edildi. CHRI'dan Hadi Gayemi şu iddiaları paylaşıyor:

İranlı yetkililer, insanları hiçbir gerekçe göstermeden ve avukatlarına erişim hakkı vermeden gözaltına alıyor, ardından ‘ulusal güvenlik' suçlamalarıyla idam ederek halkı sindirmeye ve kontrolü yeniden kurmaya çalışıyor.

New York Times'ın analizinde de Evin Hapishanesi'nin "insan hakları ihlalleriyle" gündem olduğu hatırlatılıyor. Haberde, 12 günlük çatışmaların ardından Tahran yönetiminin tarihsel bir kavşakta olduğu yazılıyor. İran'ın ileride içerideki baskıyı artırmakla ülkenin dönüşümüne yönelik politikaları uygulamak arasında bocalayabileceği ifade ediliyor.

Independent Türkçe, Guardian, New York Times