Suudi Arabistan Kovid-19 pandemisini yeniyor

Sivil Havacılık, havalimanlarının tam kapasite ile çalışacağını duyurdu

Dün Mekke’de sosyal mesafe olmadan ilk namaz kılındı (SPA)
Dün Mekke’de sosyal mesafe olmadan ilk namaz kılındı (SPA)
TT

Suudi Arabistan Kovid-19 pandemisini yeniyor

Dün Mekke’de sosyal mesafe olmadan ilk namaz kılındı (SPA)
Dün Mekke’de sosyal mesafe olmadan ilk namaz kılındı (SPA)

Suudi Arabistan, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) pandemisi nedeniyle uygulanan kısıtlamaları hafifletme kapsamında yeni bir aşamaya başlarken, Tevekkelna uygulamasıyla virüse karşı bağışıklık durumunun takip edilmesi devam ediyor. Kısıtlamaları hafifletme kararı, vaka ve kritik vaka sayısında önemli düşüşün ve aşılarını tamamlayanların yüzdesinin artışının ardından geldi.
Suudi Arabistan Sivil Havacılık Otoritesi, Krallığın havalimanlarının tam kapasiteyle çalışmasına yönelik talimatlarını yayınladı. Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi İşleri Genel Başkanlığı ise, Umre ziyaretçilerinin ve ibadet edenlerin Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi’ye tam kapasite ile kabul edilmesi ve ibadet sırasında aralarındaki mesafenin kaldırılması konusunda hazır olduğunu belirtti.
Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Dr. Muhammed el-Abdulali, dün (Pazar) düzenlediği basın toplantısında Krallığın, Kovid-19 krizini aşmak ve normal hayata güvenle dönmek için devlet kurumlarının dayanışması ve vatandaşların ve bölge sakinlerinin işbirliği ile sıkı sağlık önleminin uygulanmasının ardından Kovid-19 pandemisinin üstesinden gelerek, iyileşme aşamasına girildiğini belirtti.
Abdulali, pandemi ile mücadeledeki bu önemli aşamada, herkesin aşılarını tamamlayarak sağlık, bedensel ve psikolojik güvenliklerini sağlayan kişilere yetişmek için çaba göstermesi çağrısında bulundu. Sağlık Bakanlığı sözcüsü, önlemleri hafifletmeye yönelik mevcut aşamanın iki ana konuya odaklandığını, bunlardan birinin toplumun bilinçlendirilmesi, diğerinin ise kuruluşların, mekanları ve faaliyetleri düzenleyenlerin sorumluluk alması olduğunu belirtti.
Bakanlık tarafından belirlenen yerlerde ihtiyati tedbirlere bağlı kalmaya devam edilmesi ve aşı dozlarının tamamlanması gerektiğini vurgulayan Abdulali, yapılan araştırma ve çalışmalar, Delta varyantı başta olmak üzere endişe verici varyantlar karşısında yüksek verimliliğe ve benzer aşılardan daha yüksek etkinliğe sahip olduğu kanıtlanan Moderna aşısı da dahil olmak üzere Krallık'ta onaylanan aşıların güvenli olduğunu bir kez daha vurguladı.
Krallıkta aşı kampanyasının başlangıcından düne kadar tüm bölgelerdeki toplam 587 aşılama noktasında uygulanan Kovid-19 aşısı dozları 44 milyon 600 bini aştı. Ülkede tek doz aşı olan kişi sayısı 23 milyon 900 bin kişiye ( nüfusun yüzde 67,6’sına) ulaşırken, iki doz aşı yaptıranların sayısı 21 milyona ( nüfusun yüzde 58,6’sına) yaklaştı.  İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Yarbay Talal eş-Şalhub, iyileşme aşamasına eşlik edecek güvenlik güncellemelerinden bahsederken, Tevekkelna uygulaması üzerinden sağlık durumunun kontrol edilmesinin devlet ve özel sektör kurumlarına giriş için temel koşul olacağını belirtti. İçişleri Bakanlığı Sözcüsü kapalı mekanlarda maske takmayan ve diğer ihtiyati tedbirleri ihlal eden kişiler hakkında işlem yapılmaya devam edileceğini belirtti.
Belediye, Köy İşleri ve İskân Bakanlığı Sözcüsü Seyfi el-Suveylim basın toplantısı sırasında, ihtiyati önlemlere uyulmasını sağlamak için yapılan çalışmalar kapsamında 2021 yılında bölge müdürlükleri aracılığıyla 5 milyon 300 binden fazla denetim gerçekleştirildiğini ve ihlallerin yapıldığı 95 bin tesisin tespit edildiğini belirtti.
Suveylim, salonlarda etkinliklerin düzenlenmesi, fiziksel mesafe kuralının iptal edilmesi ve tam kapasiteyle çalışma izni verilmesinin bazı kurallara bağlı olacağını belirtti. Söz konusu kurallar arasında iki doz aşılama şartı, maske kullanımı, elleri dezenfekte etme, mekanların iyi havalandırılması ve tek kullanımlık mutfak gereçlerinin kullanılması yer alıyor.
Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi İşleri Genel Başkanlığı Sözcüsü Hani Haydar ise, Umre ziyaretçileri ve ibadet edenleri tam kapasite ile ağırlamaya hazır olduklarını duyurdu. Haydar koronavirüs ile ilgili gelişmelerin ele alındığı basın konferansında, pandemiden önce var olan tüm hizmetlerin geri getirildiğini, tavaf alanının sadece tavaf yapılmak üzere ayrıldığını, mescidin genişletilen üçüncü bölümünden yararlanılacağını ve Kur’an-ı Kerim ve bilimsel derslerin tekrar başlayacağını belirtti
Haydar Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi’ye Umre ziyaretçileri ve ibadet edenlerin kabul edilmesi ile ilgili olarak, Umre ziyaretçilerine tahsis edilen giriş kapılarının 44’e çıkarıldığını, yaklaşık 780 erkek ve kadın çalışanın kalabalıkları gruplama ve organize etme görevini üstlendiğini, tavaf alanının sadece Umre ziyaretçilerine ayrılacağını ve Sefa Merve tepeleri arası alandan tamamen faydalanılabileceğini belirtti.
Halk Sağlığı Kurumu’nda koruyucu hekimlik ve halk sağlığı danışmanı olan İmad el-Muhammedi, kurumun pandemi ile mücadele için kapsamlı ve net protokoller oluşturmaya çalıştığını açıkladı. Muhammedi, kısıtlamaların hafifletilmesinin ardından ihtiyati tedbirlere yönelik protokollerin güncellenmesinin, girişlerde ateş ölçümü zorunluluğunun kaldırılarak, Tevekkelna uygulaması üzerinden sağlık durumunun kontrol edilmesi ve okullarda mesafenin düşürülmesinin yanı sıra restoran ve benzeri yerlerde açık büfelerin geri getirilmesini içerdiğini belirtti.
Koronavirüse bağlı istatistiklerde ise, Sağlık Bakanlığı dün (Pazar) Kovid-19 hastalığına neden olan SARS-CoV-2 virüsü ile enfekte olan 41 yeni vakanın tespit edildiğini, 47 kişi sağlığına kavuşurken, 3 kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi. Böylece Krallık’ta ilk vakanın tespit edilmesinden bu yana kaydedilen toplam vaka sayısı 547 bin 931’e, toplam iyileşen kişi sayısı 536 bin 947’ye, can kaybı 8 bin 763 kişiye yükseldi. Ülke genelinde yoğun bakımda tedavi gören Kovid-19 vaka sayısı ise 106 kişiye ulaştı.



Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
TT

Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)

Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde, işgal altında bulunan Filistin’deki gelişmelere ilişkin düzenlenen istişare toplantısının ardından ortak bir bildiri yayımlandı. Toplantıya, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreterliği, Arap Birliği ve Afrika Birliği (AfB) Komisyonu’ndan üst düzey heyetler katıldı. Toplantının, Filistin meselesinin seyri ile bölgesel ve uluslararası yansımaları konusunda üç kuruluş arasındaki siyasi eşgüdümün arttığını ortaya koyduğu belirtildi.

Bildiride, ABD Başkanı tarafından açıklanan ve Ekim 2025’te Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde Mısır-ABD himayesinde, Katar ve Türkiye’nin katılımıyla düzenlenen Uluslararası Barış Zirvesi’nde imzalanan barış planının, kan dökülmesinin durdurulması, insani yardımların engelsiz şekilde ulaştırılması, İsrail işgal güçlerinin çekilmesi ve normal hayata dönüş için gerekli koşulların hazırlanması açısından temel bir çıkış noktası olduğu vurgulandı. Planın, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararıyla kabul edildiği ve geri dönülmez biçimde ‘iki devletli çözüm’ yolunun açılmasını hedeflediği kaydedildi.

Bu çerçevede üç kuruluş, Gazze Şeridi’nde ya da Batı Şeria’da Filistin halkının zorla yerinden edilmesini hedefleyen her türlü girişim ve planı kesin bir dille reddettiklerini belirtti. Bildiride, bu tür adımların savaş suçu ve uluslararası insancıl hukukun açık ihlali olduğu, ayrıca bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe doğrudan tehdit teşkil ettiği ifade edildi. İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nın tek yönlü açılmasına ilişkin açıklamaları da sert şekilde kınanarak, Gazze Şeridi’ni yaşanamaz bir bölge haline getirmeyi amaçlayan politikaların sonuçlarına karşı uyarıda bulunuldu.

Ortak bildiride, İsrail makamlarının Gazze Şeridi’ne uyguladığı kuşatma ve sistematik aç bırakma politikası kınandı. İsrail’in Refah Sınır Kapısı ile tüm kara ve deniz geçişlerini kalıcı ve güvenli şekilde açmaya zorlanması, insani yardımların herhangi bir kısıtlama olmaksızın ulaştırılmasına izin verilmesi çağrısı yapıldı. Ayrıca Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’da yerleşim faaliyetlerinin genişletilmesi, keyfi tutuklamalar, ilhak planları, sözde İsrail egemenliğinin dayatılması, şehir ve mülteci kamplarına baskınlar, altyapının tahrip edilmesi ve nüfusun zorla yerinden edilmesi gibi uygulamaların tehlikesine dikkat çekildi.

Bildiride, tüm İsrail yerleşimlerinin hukuka aykırı olduğu vurgulanarak, bunların dağıtılması ve boşaltılması gerektiği ifade edildi. İşgal güçlerinin koruması altında artan aşırı yerleşimci şiddetine karşı uyarıda bulunulurken, uluslararası topluma bu suçların faillerinin uluslararası ceza hukuku çerçevesinde hesap vermesini sağlama ve BM Güvenlik Konseyi’nin 904 sayılı kararı uyarınca yerleşimcilerin silahsızlandırılmasını hayata geçirme çağrısı yapıldı.

Bildiride, Kudüs’e ilişkin olarak İsrail’in işgal altındaki kentte siyasi, coğrafi ve demografik yapıyı değiştirmeyi amaçlayan tüm uygulamaları reddedildi. Açıklamada, başta Mescid-i Aksa olmak üzere İslam ve Hristiyan kutsal mekânlarının tarihî ve hukuki statüsünün korunmasının zorunlu olduğu vurgulandı.

Ortak bildiride ayrıca, işgal hapishanelerindeki Filistinli mahkûmlara yönelik zorla kaybetme, işkence, infaz ve kötü muamele dahil ağır ihlaller kınandı. Aşırı sağcı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in, tutuklu lider Mervan Bergusi’nin hücresini basarak hayatını tehdit ettiğine dikkat çekilerek, mahkûmların akıbetinin ortaya çıkarılması, korunmalarının sağlanması ve serbest bırakılmaları için uluslararası baskı çağrısı yapıldı.

Üç kuruluş, uluslararası toplumu İsrail’i tüm ihlallerinden dolayı hesap vermeye zorlayacak somut adımlar atmaya ve cezasızlık politikasına son vermeye davet etti. Bu çerçevede, başta Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) olmak üzere ulusal, bölgesel ve uluslararası yargı mecralarının devreye sokulması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, Filistin halkı için uluslararası korumanın sağlanmasının zorunlu olduğu ifade edildi. Bildiride ayrıca, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğu teyit edilerek, Filistin hükümetinin Gazze Şeridi dahil tüm işgal altındaki Filistin topraklarında sorumluluklarını tam olarak üstlenmesinin desteklenmesi talep edildi.

Bildiride, Suudi Arabistan’ın Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nun 80’inci oturumunda açıkladığı Filistin Yönetimi’nin mali sürdürülebilirliğine yönelik acil koalisyon girişimi memnuniyetle karşılandı. Tüm ülkelere bu girişime katılma ve Filistin hükümetine mali destek sağlama çağrısı yapıldı. Ayrıca, 12 Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve Filistin meselesinin barışçıl çözümü ile iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin konferansın sonuçlarını onaylayan karar da olumlu karşılandı. Söz konusu konferansın, Suudi Arabistan ve Fransa’nın eş başkanlığında New York’ta düzenlendiği hatırlatıldı.

Açıklamada, UAD’ın İsrail’in işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki yükümlülüklerine ilişkin danışma görüşü takdir edilirken, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) görev süresinin üç yıl uzatılması kararı memnuniyetle karşılandı. Ajansa siyasi, hukuki ve mali desteğin sürdürülmesinin gerekliliği vurgulanarak, rolünü veya yetkisini zayıflatmayı hedefleyen girişimler reddedildi.

Bildirinin sonunda, Eylül 2025’te Filistin devletini tanıyan ülkelerin tutumları takdir edilirken, diğer ülkelere de Filistin devletini tanımaları ve BM’de tam üyeliğini desteklemeleri çağrısı yapıldı. Bunun, iki devletli çözümün hayata geçirilmesinin temel unsurlarından biri olduğu belirtildi. Açıklamada, bölgede adil ve kalıcı barışın ancak İsrail işgalinin sona erdirilmesi, 4 Haziran 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devletinin uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi doğrultusunda kurulmasıyla mümkün olacağı vurgulandı.


Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
TT

Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)

ABD'nin Wisconsin eyaletinde düzenlenen özel bir törenle, Tuwaiq projesi kapsamında üretilecek dört Suudi savaş gemisinden ilki olan "Majesteleri Kral Saud" gemisi denize indirildi.

Gemi, Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Muhammed El-Garibi tarafından, Suudi Arabistan ve Amerikan tarafından çok sayıda üst düzey subay ve yetkilinin katılımıyla denize indirildi.

Korgeneral el-Garibi, genel olarak silahlı kuvvetlerin ve özellikle deniz kuvvetlerinin Suudi liderliğinden aldığı sınırsız desteğin, modernizasyon ve kalkınmada önemli ilerlemeler kaydedilmesine katkıda bulunduğunu vurguladı. Tuwaiq projesinin, Suudi Arabistan'ın en son askeri teknolojilere dayanan, modern ve profesyonel bir deniz kuvveti oluşturma taahhüdünü ve personelinin ileri eğitim ve nitelik programlarını somutlaştırdığını ifade etti.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, dün Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve beraberindeki heyetle bir araya geldi.

Görüşmede, Sudan'daki son gelişmeler, bunların sonuçları, güvenlik ve istikrarın sağlanması için gösterilen çabalar gözden geçirildi.