Irak’ta Şii partiler arasında ihtilaflar sürerken, Sünni partiler diyalog halinde

Kürtler, Şiilerin kendi aralarındaki anlaşmazlığa son vermesini beklediği için Bağdat ile görüşmeleri erteliyor.

İran yanlısı Haşdi Şabi destekçileri seçim sonuçlarına itiraz olarak dün Bağdat’ta gösteri düzenledi. (AFP)
İran yanlısı Haşdi Şabi destekçileri seçim sonuçlarına itiraz olarak dün Bağdat’ta gösteri düzenledi. (AFP)
TT

Irak’ta Şii partiler arasında ihtilaflar sürerken, Sünni partiler diyalog halinde

İran yanlısı Haşdi Şabi destekçileri seçim sonuçlarına itiraz olarak dün Bağdat’ta gösteri düzenledi. (AFP)
İran yanlısı Haşdi Şabi destekçileri seçim sonuçlarına itiraz olarak dün Bağdat’ta gösteri düzenledi. (AFP)

Irak’ta Ekim 2019’daki protestolar, 2015 ve 2016 yıllarındaki Sadr protestoları ve her yaz elektrik sıkıntısı için yapılan protestoların benzeri Şii nüfusun yoğunlukta olduğu güney ve orta kesimlerdeki şehirlerde devam ederken, Batı (Sünni) ve Kuzey (Kürt) cephelerinde sakinlik hakim.
Kürt ve Sünni tarafları, Irak’ta geçtiğimiz günlerde düzenlenen parlamento seçimlerinin sonuçlarından memnun görünüyor. Ancak iki tarafı temsil eden partiler, Kürtlere ve Sünnilere tahsis edilen makam koltuklarını kendi partisinin tekeline almak için birbirleriyle ihtilaf halinde. Fakat iktidar pastasını bölüşen Şii partilerde durum öyle değil. Bu partiler pastadan büyük dilimi alabilmek için hem büyük bir kitleye hem de yönetimde nüfuz sahibi siyasi aktörlere ihtiyaç duyuyorlar. Şii kitlesel protestolar son iki gündür farklı bir atmosfere girdi. Zira bu protestolar, yeniden kapatılan Yeşil Bölge’nin önünde süresiz oturma eylemine dönüştü. Protestolara katılan bazı Şii liderler, barışçıl çerçevenin terk edilmesine karşı uyardı.
Göstericilerin, seçimleri manipüle etmekle suçladıkları Bağımsız Yüksek Seçim Komiserliği seçim sonuçlarına yapılan itirazlarla ilgili yeni bir şey söylemedi. Komiserlik geçtiğimiz günlerde bine yakın itiraz aldı ve bu itirazların karara bağlanması için verilen süre dün sona erdi. Komiserlik aldığı itirazlarda seçim sonuçlarını ihlal eden herhangi bir durum tespit etmediğini bildirdi.
Dolayısıyla seçimden yenilgiyle ayrılan parti ve koalisyonların önünde, seçim sonuçlarını kabul etmek veya Necef’te yakın zamanda düzenlenmesi beklenen görüşmeden çıkacak sonuçları beklemek ya da Iraklı Şiilerin en üst dini mercii Ali es-Sistani’nin önümüzdeki cuma hutbesinde vereceği mesajları takip etmekten başka yol kalmadı. Seçimden yenilgiyle ayrılan partiler, seçimi kazanan partilerle kota esasına dayalı yeni hükümeti kurmak için müzakerelere başladı.
Ülkenin ve yönetimin ortakları olan Sünniler ve Kürtlerin bu seferki pozisyonu geçmiş dönemlerden çok daha güçlü görünüyor. Kürt ve Sünnilerin rol almadığı Şii partiler arasındaki ihtilaflar, Şii cephenin dağılmasına sebep olacak kadar derin görünüyor. Zira bu ihtilaflar, Kürt ve Sünni partilerin ‘en büyük meclis bloğunu’ oluşturmak isteyen Şii partilerle (nitekim Mukteda es-Sadr ve Maliki arasında bu konuda bir çekişme var) koalisyon kurmaları karşılığında bütün şartlarını veya en azından büyük bir bölümünü dayatmasına imkân tanıyacak. Aynı zamanda bu ihtilaflar, üç başkanın belirlenmesinden (başbakan, cumhurbaşkanı ve meclis başkanı) başlayarak yeni hükümetin kurulması müzakerelerinde Kürt ve Sünni partilerin elini güçlendiriyor.
Şarku’l Avsat muhabiri, 2003’ten sonra Irak’ta yönetimi Şii partilerle bölüşen ve dolayısıyla yönetimin iki ana ortağı olan Sünni ve Kürt partilerin temsilcileriyle görüşerek bu partilerin önümüzdeki dönemle ilgili vizyonları ve seçenekleri hakkında bilgi aldı. Söz konusu görüşmelerde muhtemelen en çok dikkat çeken hususlardan biri ‘Kürt ve Şiiler arasındaki tarihi ittifakın’ 2018 yılının ardından sona erdiği tespitidir. Sünni Araplar, kendileri aleyhine görünen bu ittifakın bitmesinden otomatik olarak yararlandı. Zira şu anda Sünni Arapları temsil eden partiler kendi aralarında yeni bir seçim ve lider dengesi oluşturmaya başladı.
Kürt ve Sünni partilerin temsilcileriyle yapılan görüşmeleri aktarmadan önce Kürt ve Sünni sahadaki önemli siyasi aktörlerin tanıtılmasında fayda var. Irak’ta 10 Ekim’de düzenlenen parlamento seçimlerinin sonuçlarına göre Kürt sahasında Yeni Nesil Partisi biraz varlık göstermekle birlikte en çok oyu Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ve Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) aldı. Sünni sahada ise Muhammed el-Halbusi liderliğindeki Takaddum (İlerleyiş) Partisi ile Hamis el-Hancer liderliğindeki Azim Koalisyonu seçimlerde en çok oyu aldı. Bu iki siyasi grubun dışında kalan bazı Sünni bağımsız adaylar ve hareketler de mecliste az sayıda sandalye kazanabildi.
Kürtlerin Bağdat’ta iktidar ortaklarıyla yürüttüğü hükümet kurma görüşmelerinde baş müzakereci ve Eski Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari, Şarku’l Avsat muhabiriyle yaptığı telefon görüşmesinde Kürtlerin mevcut pozisyonuna ilişkin açıklamalarda bulundu. Zebari, “Kürtler, diğer ortaklarla müzakere yürütmek için Bağdat’a gitmeden önce kendi aralarında görüşmeler gerçekleştiriyor. (Kürtler arasındaki görüşmeler) öncelikle Kürtlerin içinde ortak bir pozisyon belirlemeyi hedefliyor. Bu bizim için önemli bir hedef. Bu iş bittikten sonra, IKBY Başkanlığı, Bağdat’a gitmeden önce Kürt partilerden oluşan ortak Kürt müzakere heyeti ile bir araya gelecek. Kürtlerin Bağdat’a karşı ortak bir talebi var. Bu da bilinen bir talep ve yıllardır çözüme kavuşturulmadı. İktidardaki ortaklığın yapısı, 140. Madde, tartışmalı bölgeler, petrol ve doğalgaz… ve merkezi hükümet ile IKBY hükümeti arasında çözüm bekleyen diğer meseleler” ifadelerini kullandı.
Şasivar Abdulvahid liderliğindeki muhalif Kürt parti Yeni Nesil Partisi’nden seçimde aday olan ve kadınlar arasında en yüksek oyu alarak yeni meclise girmeye hak kazanan Şasivar’ın ablası Serva Abdulvahid, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte şunları kaydetti:
“Yeni Nesil Partisi, Kürt partilere bir reform belgesi sundu. Zira bu belge çeşitli noktalara odaklanıyordu. Belgedeki en önemli noktalardan biri Parti’nin yeni hükümette yer almayacağının belirtilmesiydi. Reform Belgesi, IKBY’de parlamento ve il meclisleri seçimlerinin tarihinin belirlenmesini, parti kotasından uzak yeni bir Seçim Komiserliği’nin seçilmesi, mevcut Yargı Konseyi’nin feshedilmesini ve partilerden bağımsız bir Yargı Konseyi’nin kurulmasını içeriyordu. Belge IKBY’deki tüm siyasi, aktivist ve gazeteci tutukluların serbest bırakılmasını talep ediyordu. Yeni Nesil’in Kürt müzakere heyetinin bir parçası olabilmesi için sadece makam paylaşımı sürecinde değil aynı zamanda askıdaki sorunların çözülmesi noktasında bazı öncelikler bulunuyor.”
İsminin açıklanmasını istemeyen üst düzey bir Sünni siyasi kaynak, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Gelecek dönemde nasıl bir hareket tarzının izleneceği konusunda Sünniler arasında yakınlaşma var. Ortak bir Sünni pozisyonun olacağına dair şimdiye kadar herhangi bir işaret yok. Aksine büyük olasılıkla iki Sünni grup (Takaddum ve Azim) Şiilerin kendi içindeki durumu halletmesini bekleyecek. Sayıca en büyük meclis bloğu meselesi, Şii cephesindeki durum ve uluslararası uzlaşılar, Sünni cephenin şekli ve pozisyonunun istikrar bulmasında yansımaları olacak. Takaddum (İlerleyiş) Partisi lideri Muhammed el-Halbusi ve Azim Koalisyonu lideri Hamis el-Hancer’in geçtiğimiz süreçte Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın daveti üzerine Ankara’ya yaptıkları ziyaret, iki ana Sünni taraf arasındaki buzları büyük ölçüde eritti.”

 



Amerika Birleşik Devletleri'nin Gazze'de yakın zamanda ikinci aşamanın yaşanacağına dair beklentileri

Filistinliler, dün Gazze şehrinde fırtınanın ardından sular altında kalan caddeden geçmek için bir aracın çektiği el arabasına biniyorlar (AP)
Filistinliler, dün Gazze şehrinde fırtınanın ardından sular altında kalan caddeden geçmek için bir aracın çektiği el arabasına biniyorlar (AP)
TT

Amerika Birleşik Devletleri'nin Gazze'de yakın zamanda ikinci aşamanın yaşanacağına dair beklentileri

Filistinliler, dün Gazze şehrinde fırtınanın ardından sular altında kalan caddeden geçmek için bir aracın çektiği el arabasına biniyorlar (AP)
Filistinliler, dün Gazze şehrinde fırtınanın ardından sular altında kalan caddeden geçmek için bir aracın çektiği el arabasına biniyorlar (AP)

ABD'nin Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Mike Waltz dün Kudüs'te yaptığı açıklamada, Başkan Donald Trump'ın Gazze barış planının ikinci aşamasına ilişkin gelişmeler hakkında "yakında" duyurular beklediğini belirterek, Washington'un Hamas'ın yeniden yapılanmasına izin vermeyeceğini vurguladı.

Waltz, planın ana bileşenlerinin, hizmetleri yönetecek teknokrat bir Filistin yönetimi, ilgili tarafların maliyetleri karşılamasını sağlayacak bir finansman mekanizması ve son olarak uluslararası bir istikrar gücü olduğunu açıkladı.


İsrail, Gazze'ye gönderilecek yardımlar için Ürdün ile olan sınır kapısını yeniden açtı

Kral Hüseyin Köprüsü ile Ürdün arasındaki sınır geçişi (AFP)
Kral Hüseyin Köprüsü ile Ürdün arasındaki sınır geçişi (AFP)
TT

İsrail, Gazze'ye gönderilecek yardımlar için Ürdün ile olan sınır kapısını yeniden açtı

Kral Hüseyin Köprüsü ile Ürdün arasındaki sınır geçişi (AFP)
Kral Hüseyin Köprüsü ile Ürdün arasındaki sınır geçişi (AFP)

İsrail ve Filistinli yetkililer AFP'ye verdikleri demeçte, İsrail'in, Gazze'ye yardım taşıyan kamyonlar için Ürdün ile işgal altındaki Batı Şeria arasındaki Kral Hüseyin Köprüsü (Allenby Köprüsü) sınır kapısını, kapanmasından yaklaşık üç ay sonra dün yeniden açtığını söyledi.

İsrail, eylül ayında Ürdünlü bir sürücünün sınırda ateş açarak iki İsrail askerini öldürmesinin ardından sınır kapısını kapatmıştı. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre birkaç gün sonra, sınır kapısı bireysel geçişlere yeniden açıldı, ancak savaşın harap ettiği Gazze Şeridi'ne yönelik insani yardımlara kapalı kaldı.

İsrail hükümetinin Topraklardaki Hükümet Faaliyetleri Koordinatörlüğü (COGAT) sözcüsü, "Allenby Köprüsü sınır kapısı bugün açıldı ve kamyonlar Allenby Köprüsü'nden Gazze'ye geçiyor" dedi. Adının açıklanmasını istemeyen bir Filistinli yetkili de sınır kapısının yeniden açıldığını doğruladı.

Yetkilinin açıklamasına göre, salı günü çimento ve yapım malzemesi taşıyan 96 kamyonun geçişine izin verildi. Dün ise insani yardım taşıyan 20 kamyon bu sınır kapısından giriş yaparken, inşaat sektörü için kumun da bugün girişine izin verilmesi bekleniyor.

Sınır kapısının kapatılmasından bu yana Ürdünlü yetkililer, Batı Şeria'nın kuzeyindeki Şeyh Hüseyin sınır kapısından Gazze'ye yardım ulaştırabildiklerini söylüyor. Salı günü bir İsrailli yetkili, Ürdün'den Allenby Köprüsü sınır kapısından mal ve yardım transferinin yakında yeniden başlayacağını söyledi.

Yetkili şöyle devam etti: “Gazze Şeridi'ne giden tüm yardım kamyonları, kapsamlı bir güvenlik kontrolünden geçtikten sonra, refakat ve güvenlik eşliğinde seyahat edecek… Ürdünlü sürücüler ve kargolar için güvenlik kontrolü ve kimlik doğrulama prosedürleri sıkılaştırıldı. Geçişi güvence altına almak için özel güvenlik güçleri görevlendirildi.”

Ürdün Vadisi'ndeki sınır geçişi, Batı Şeria'dan Filistinlilerin İsrail topraklarına geçmeden ayrılmalarına olanak tanıyan tek geçiş noktasıdır.

İsrail, özel izinleri olmadığı sürece Filistinlilerin havaalanlarından geçmesine izin vermiyor.


Son seçimler bize Irak hakkında ne öğretti?

Mevcut Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin destekçileri, Bağdat'ta ön seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından ellerindeki bayrakları sallayarak kutlama yapıyorlar, 12 Kasım 2025 (AFP)
Mevcut Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin destekçileri, Bağdat'ta ön seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından ellerindeki bayrakları sallayarak kutlama yapıyorlar, 12 Kasım 2025 (AFP)
TT

Son seçimler bize Irak hakkında ne öğretti?

Mevcut Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin destekçileri, Bağdat'ta ön seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından ellerindeki bayrakları sallayarak kutlama yapıyorlar, 12 Kasım 2025 (AFP)
Mevcut Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin destekçileri, Bağdat'ta ön seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından ellerindeki bayrakları sallayarak kutlama yapıyorlar, 12 Kasım 2025 (AFP)

Akil Abbas

Irak seçimlerinin sonucu önceki genel seçimlerin çoğundan farklı olarak, bu kez açık ve net bir kazanan ortaya çıkardığı için dikkat çekici ve belirleyiciydi. Seçimlerin kazananı çeşitli seçim listeleriyle “Koordinasyon Çerçevesi”ydi. Seçimleri yönetmekten sorumlu Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu tarafından açıklanan sonuçlara göre Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin başkanlığını yaptığı liste de dahil olmak üzere, Koordinasyon Çerçevesi’nin çeşitli seçim listeleri 180'den fazla sandalye kazandı.

Çerçeve’nin güçlü seçim performansının işaretlerinden biri, 46 sandalye kazanan Sudani’nin “Yeniden İnşa ve Kalkınma Koalisyonu” listesinin, Koordinasyon Çerçevesi ile rekabet etme fikrinden vazgeçerek hızla bu yapıya entegre olmasıydı. Bu durum bilhassa Koalisyon’un, desteklediği ve aday gösterdiği başbakanların seçimlere katılmak için siyasi ittifaklar kurmalarını engelleyen bir taahhütte bulunmalarını şart koşan Çerçeve’nin isteklerine karşı kurulmuş olduğu göz önüne alındığında oldukça önemliydi. Çerçeve’nin bu şartının arkasında, başbakanların kendi siyasi güçlerini oluşturmalarını ve Şii oylarının çok sayıda rakip arasında dağılmasını önlemek yatıyor.

Bu halk desteği değil sadece bir seçim zaferidir

Ancak, bu seçim zaferini bazı Koordinasyon Çerçevesi gruplarının pazarlamaya çalıştığı yapay bağlamda değil, doğru ve dolaysız bağlamında anlamak önemlidir. Bu zafer, çeşitli taraflı yasal, teknik ve mali faktörlerin amacına ulaşmasıyla gerçekleşti. İyi yönetim performansıyla veya toplumun olumlu sonuçlarını hissettiği ve bunun sonucunda Koordinasyon Çerçevesi'ni seçimlerde ödüllendirdiği yönetişimdeki net bir iyileşmeyle ilgisi yoktu.

2023'te Koordinasyon Çerçevesi iktidarda olanlar başta olmak üzere, cömertçe harcama yapabilecek mali imkanlara sahip büyük partilerin çıkarlarına hizmet eden, daha küçük ve mali açıdan dezavantajlı partileri ise dışlayan adaletsiz bir seçim yasasını meclisten geçirdi.

Buna ilave olarak birçok gözlemcinin belirttiği gibi, bu etkili partiler tarafından seçim merkezlerinin önünde bile yaygın olarak oy satın alınması söz konusuydu. Oy satın almak yasa dışı olsa da Irak seçimlerinde yaygın ve bilinen bir olgu, ancak bu son seçimde benzeri görülmemiş seviyelere ulaştı. Ayrıca bu etkili partiler, ülke çapında başarılı kampanyalar yürütebilecek devasa, pahalı ve deneyimli kampanya aygıtlarına da sahip.

Oy satın almak yasa dışı olsa da Irak seçimlerinde yaygın ve bilinen bir olgu, ancak bu son seçimde benzeri görülmemiş seviyelere ulaştı

Irak'ta “Sivil Güçler” olarak adlandırılan muhalif güçler, bu avantajların hiçbirine sahip değil; bu da onları neredeyse her seçimde yapısal olarak zayıf bir konumda bırakıyor. Bu güçler, tek çatı altında birleşme ve sınırlı seçim etkisine sahip, sınırlı bir elit kitleye hitap eden mevcut muhalif söylem yerine, sıradan Iraklıların dikkatini çekecek net bir muhalif seçim söylemi oluşturmakta sürekli yetersiz kaldığı için daha da zayıflıyor.

Sivil Güçler ayrıca bu seçimlere yönelik boykottan da zarar gördü. Zira seçimleri boykot edenler genellikle iktidarın dizginlerini elinde tutan muktedir partilerden memnun değiller ve bu nedenle mantıksal olarak, oy kullansalar muhalefet partilerine oy verme olasılıkları daha yüksek olurdu. Yüksek Seçim Komisyonu ise uluslararası standartlara aykırı ve hatalı bir formül kullanarak seçimlere katılım oranını (yüzde 56) şişirmeye devam ediyor. Seçim Komisyonu, oy kullanma oranlarını, oy kullanma hakkına sahip Iraklıların toplam sayısı yerine, kayıtlı seçmenlerin sayısına göre fiilen oy kullanan seçmenleri sayarak hesaplıyor.

Seçim sonrası hesaplar

Koordinasyon Çerçevesi’nin halihazırda yaşadığı ve iktidardaki tekeline herhangi bir rakibin olmadığı anlamına gelen zafer coşkusunun ötesinde, en zorlu meydan okumalar hükümetin kurulmasının ardından yakında başlayacak. Yeni hükümetin, Koordinasyon Çerçevesi’nin kontrolü altındaki yeni meclis tarafından, alışıldık ve “tek sepet” anlaşması olarak bilinen kota anlaşması yoluyla hızla onaylanması bekleniyor. Yani üç başkanlık (meclis, hükümet ve cumhurbaşkanlığı) için adayların aynı anda kabul edileceği ve onaylanacağı tahmin ediliyor. Bu süreç ayrıca Şii, Sünni ve Kürt siyasi grupları arasında, üç başkanlık pozisyonu için adayları ve diğer yüksek mevkilerin kota sistemine göre nasıl dağıtılacağını belirleyecek “büyük bir siyasi anlaşma” yapılmasını da içeriyor. Buna ek olarak, söz konusu gruplar arasındaki siyasi anlaşmaya dayanarak kurulacak hükümetin programı da belirlenecek (bu, hükümet kurulduktan sonra nadiren uyulan, ancak bu grupların seçmenlerine ihtiyaçlarının dikkate alındığı konusunda güvence vermek için halkla ilişkiler açısından faydalı bir anlaşmadır).

Çoğunluğu elde ettiği seçim zaferiyle, Çerçeve, gelecekte kendisine bir zorluk oluşturmayacak veya kendisinden bağımsız hareket edemeyecek, tamamen kontrolü altında, ona boyun eğmiş zayıf bir başbakan geleneğini yerleştirme yolunda ilerliyor (bu bağlamda, Ekim 2020 protestolarının devirdiği eski Başbakan Adil Abdulmehdi, Çerçeve’nin aradığı ideal model sayılıyor, ancak Sudani'de bu aradığını bulamadı). Çerçeve, Sudani'nin görev süresini ister yeni ve daha sıkı koşullar altında uzatmaya karar versin, ister yeni bir başbakan seçsin ki bu şu anda daha muhtemel görünüyor, yeni hükümet ve onu destekleyen Çerçeve, nasıl çözüleceği ciddi bir şekilde tartışılmamış gibi görünen zor bir sorunla yüzleşecek: İran ile müttefik silahlı fraksiyonların dağıtılması ve İslam Cumhuriyeti'nin Irak'taki baskın etkisine son verilmesi gerektiği konusundaki ABD’nin aleni ve tekrarlanan ısrarı.

ABD Başkanı Donald Trump, Şarm el-Şeyh'teki Gazze zirvesi sırasında Irak Başbakanı Muhammed Şiya Sudani'yi kabul etti, 13 Ekim 2025 (Mecelle) ABD Başkanı Donald Trump, Şarm el-Şeyh'teki Gazze zirvesi sırasında Irak Başbakanı Muhammed Şiya Sudani'yi kabul etti, 13 Ekim 2025 (Mecelle)

Yeni hükümet, nasıl çözüleceği ciddi bir şekilde tartışılmamış gibi görünen zor bir sorunla yüzleşecek: İran ile müttefik silahlı fraksiyonların dağıtılması gerektiği konusundaki ABD’nin aleni ve tekrarlanan ısrarı

Önümüzdeki günlerde ABD Başkanı’nın Irak Özel Temsilcisi Mark Savaya Bağdat'ı ziyaret edecek. Başkan Donald Trump ile görüşmesinin ardından yaptığı ayrıntılı paylaşımdan da açıkça görüldüğü gibi, fraksiyonların dağıtılması konusunu gündeme getirecek. Savaya paylaşımında, Irak'ın silahın devletin elinde toplanması konusunda bir yol ayrımında olduğunu, Irak devletinin ekonomik refah beklentileri de dahil olmak üzere gelecekteki başarısının veya başarısızlığının, milis grupları silahsızlandırma gücüne bağlı olacağını belirtti. Irak'taki en önemli İran yanlısı silahlı örgüt olan Nuceba Hareketi'nin liderinin bu açıklamaya yönelik öfkeli tepkisi özellikle dikkat çekiciydi. Genel Sekreteri Şeyh Ekrem el-Kabi, Irak hükümetinin Savaya'nın “açık müdahalesi” olarak nitelendirdiği bu açıklamalarını reddetmemesi halinde, “İslami Direniş'in onu susturacağını ve efendilerine geri göndereceğini” açıkladı.

Washington ile muğlak ilişki

Savaya'nın ülkeye yapacağı beklenen ziyaretin önemi, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile Sudani arasında ekim ayında, Irak genel seçimlerinden yaklaşık 20 gün önce yapılan telefon görüşmesinin ardından yayınlanan Amerikan bildirisinde belirtildiği gibi, “İran destekli milislerin silahsızlandırılmasının gerekliliği” ile ilgili Amerikan pozisyonundaki önemli bir boşluğu doldurması olasılığında gizli. Şarku'l Avsat'ın al Majalla'dan aktardığı analize göre bu boşluk, Irak'ın bu milisleri dağıtma yönündeki ABD talebine uymaması durumunda ortaya çıkacak sonuçların ne olacağının bilinmemesinden kaynaklanıyor. Eğer varsa bu sonuçların ne olacağının açıklanması bir fark yaratacak ve Irak'ın resmi tutumunu ve Amerikan talebine nasıl yanıt vereceğini önemli ölçüde etkileyecektir.

Trump yönetimindeki ABD, şu ana kadar Irak'taki İran nüfuzuna son verme gerekliliği konusunda net ve kararlı (ve önceki yönetimlerin aksine açık) bir dil kullanmakla yetiniyor. Bu nüfuzun temel direği olarak silahlı fraksiyonların dağıtılmasının gerekliliğini vurguluyor. Ancak, bu doğrudan Amerikan talepleri, netliklerine rağmen Irak'ın uymayı reddetmesi halinde ortaya çıkacak sonuçlar konusunda büyük ölçüde muğlak oldukları için kararlı görünmüyorlar.

Bağdat'ın doğusundaki el-Muhendisin bölgesinde Irak genel seçimlerinde sandıkların kapanmasının ardından oyların sayıldığı bir seçim merkezi, 11 Kasım 2025 (AFP)Bağdat'ın doğusundaki el-Muhendisin bölgesinde Irak genel seçimlerinde sandıkların kapanmasının ardından oyların sayıldığı bir seçim merkezi, 11 Kasım 2025 (AFP)

Bu doğrudan Amerikan talepleri netliklerine rağmen, Irak'ın uymayı reddetmesi halinde ortaya çıkacak sonuçlar konusunda büyük ölçüde muğlak oldukları için kararlı görünmüyorlar

Bu muğlaklık, Irak’ın olası bir reddiyle başa çıkmak konusunda gerçek bir Amerikan planının olmamasından ve ABD'nin ekonomik ve mali baskı uygulamak gibi daha ileri gitmeden siyasi ve medyatik baskısıyla yetinmesinden kaynaklanıyor olabilir. Bu senaryo, Koordinasyon Çerçevesi ve ona bağlı silahlı fraksiyonlar için olduğu kadar, bu çatışmayı büyük bir bekleyişle takip eden İran için de en iyi seçenek olarak kabul ediliyor.

Önümüzdeki yeni Irak hükümetinin kurulmasına kadarki dönemde, belirsiz ABD-Irak ilişkilerinin geleceği, çatışmaya doğru mu ilerleyeceği yoksa mevcut muğlak durumunda mı kalacağı yönünde daha da netleşecektir. Bu durum, özellikle Trump yönetiminin bu ilişkinin geleceğini olumlu veya olumsuz yönde belirleyecek somut adımlar atmadan, siyasi açıklamalar, açık uçlu talepler ve aleni suçlamaların ötesinde Irak için hiçbir planı olmadığı ortaya çıkarsa geçerlidir. Koordinasyon Çerçevesi, iki taraf arasındaki ilişkinin olduğu gibi, yani muğlak, birçok olasılığa açık ve çözümsüz kalmasını istiyor, çünkü bu, İslam Cumhuriyeti ile özel ve haksız ittifakını sürdürmesine olanak tanırken, aynı zamanda Amerikan kayıtsızlığından da faydalanmasını sağlıyor.

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli al Majalla dergisinden çevrilmiştir.