NASA'nın Jüpiter'e giden aracı Lucy, Orhan Pamuk'tan bir alıntı ve bir Türk atasözü taşıyor

Lucy ayrıca, bilimsel araştırmalarda kullanılmak üzere laboratuvar ürünü elmaslardan yapılmış bir disk de taşıyor (Reuters)
Lucy ayrıca, bilimsel araştırmalarda kullanılmak üzere laboratuvar ürünü elmaslardan yapılmış bir disk de taşıyor (Reuters)
TT

NASA'nın Jüpiter'e giden aracı Lucy, Orhan Pamuk'tan bir alıntı ve bir Türk atasözü taşıyor

Lucy ayrıca, bilimsel araştırmalarda kullanılmak üzere laboratuvar ürünü elmaslardan yapılmış bir disk de taşıyor (Reuters)
Lucy ayrıca, bilimsel araştırmalarda kullanılmak üzere laboratuvar ürünü elmaslardan yapılmış bir disk de taşıyor (Reuters)

NASA'nın Jüpiter'e gönderdiği uzay aracı Lucy'ye insanlığa ve Dünya'da yaşama dair anlamlı mesajlar içeren plakalar yerleştirildi.
Lucy uzay aracı, 16 Ekim'de Florida eyaletindeki Cape Canaveral Uzay Kuvvetleri İstasyonu'ndan Atlas V roketiyle fırlatmıştı.
Enerjisini yakıt ve güneş enerjisi panellerinden sağlayan 14 metreyi aşkın uzunluktaki uzay aracı, Jüpiter'in etrafındaki Truva asteroitlerini inceleyecek.
Uzay aracının üzerindeki plakadaysa edebiyatçılardan, bilim insanlarından, aktivistlerden ve sanatçılardan alıntılar yer aldı.
İşte bu alıntılardan bazıları:  
2006'da Nobel Edebiyat Ödülü'nü alan Orhan Pamuk'un sözlerine Türkçe olarak yer verilmiş:
"Daha çok sevmek, daha çok gülmek, daha çok düşünmek isterdik. Daha çok görmek, daha çok anlamak, daha çok güvenmek isterdik. Şimdi bizden kalanlar bu istekler ve bu kelimeler. Huzur, rüyalar, uyku ve öpüşler vardı. İnsanlar, meyveler, kağıtlar ve kalemler de vardı. Çünkü hiçbir şey hayat kadar şaşırtıcı olamaz. Yazı hariç. Evet, tabii, tek teselli yazı hariç."
Britanyalı efsanevi rock grubu The Beatles'ın vokalisti John Lennon:
"Hepimiz parlıyoruz… Ay, yıldızlar ve Güneş gibi."

Plakanın üzerinde 20 farklı kişiden alıntılar bulunuyor (NASA)
ABD'li papaz ve yurttaş hakları hareketi önderi Martin Luther King:
"Tarihi yaratanlar biz değiliz. Bizler tarih tarafından yaratılırız."
Kozmos belgeseliyle de bilinen ABD'li gökbilimci ve astrobiyolog Carl Sagan:
"Meraktan güç alan, temel önemdeki bilimi kesmek, tohumu yemeye benzer. Bir sonraki kışa biraz daha yiyecek kadar bulabiliriz. Fakta sonra biz ve çocuklarımızın gelecek kışları da geçirmesini sağlamak için ne ekeceğiz?"
Plakada ayrıca ABD'li şair Billy Colins'in ağzından bir Türk atasözü de yer alıyor. "Ağaca balta vurmuşlar 'sapı bendendir' demiş" şeklindeki Türk atasözü İngilizce çevirisiyle plakadaki yerini almış.
Görev süresince 6,5 milyar km'lik mesafe kat etmesi planlanan Lucy'nin, Truva asteroitlerine ilk kez 2025'te yaklaşması bekleniyor.
Bilim insanları, uzay aracının incelemeleri sonucunda Güneş Sistemi'nin erken evrimi hakkında önemli ipuçları bulabileceğine inanıyor.
981 milyon dolar (yaklaşık 9 milyar TL) bütçe ayrılan projede Lucy, 12 yılda en az 8 asteroiti ziyaret edecek.
Uzay aracı ismini insanın kalıntıları bulunan en eski atasından alıyor. 1974'te bugünkü Etiyopya'da bulunan ve yaklaşık 3,2 milyon yıl önce yaşadığı düşünülen primat Lucy, Australopithecus afarensis türünden yetişkin bir dişiydi.
Söz konusu primat da ismini The Beatles'ın "Lucy in the Sky with Diamonds (Lucy Gökyüzünde Elmaslarla)" sözlerini içeren 1967 tarihli ünlü şarkısından almıştı.
Independent Türkçe, Space, CNET



Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
TT

Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, çığır açan bir gen tedavisi tek bir enjeksiyonla insanlardaki işitme kaybını birkaç hafta içinde tersine çevirebiliyor.

İsveç'in Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar son teknoloji tedavinin, doğuştan sağırlığı veya ileri derecede işitme bozukluğu olan çocuk ve yetişkinlerin işitme yetisini iyileştirdiğini ve klinik bir deneyde 7 yaşındaki bir çocuğun duyma becerisini neredeyse tamamen geri kazandığını açıkladı.

Hakemli dergi Nature Medicine'da detaylandırılan klinik çalışma, OTOF geninin sağlıklı bir kopyasının iç kulağa enjekte edilmesiyle 10 katılımcının tümünün işitmesinin gelişme gösterdiğini ortaya koydu.

Küçük ölçekli deney, OTOF adı verilen bir gendeki mutasyonlar sonucu genetik sağırlık veya ileri seviye işitme bozukluğundan muzdarip kişileri içeriyordu.

Bu mutasyonlar, ses sinyallerinin kulaktan beyne iletilmesinde kilit rol oynayan otoferlin proteininin eksikliğine neden oluyor.

Araştırmacılar tedavinin en çok çocuklarda işe yaradığını belirtse de yetişkinlere de fayda sağlayabileceğini söylüyor.

Deneyde adeno ilişkili virüsün sentetik ve zararsız bir versiyonu kullanılarak düzgün işleyen bir OTOF geni tek bir enjeksiyonla iç kulağa verildi.

Tedavinin etkileri hastaların çoğunda belirgin biçimde görülürken, işitme yetisi sadece bir ay sonra hızla iyileşti.

Araştırmacılar 6 ay sonra tüm katılımcılarda işitmede önemli ölçüde iyileşme kaydedildiğini ve algılanabilir ortalama ses seviyesinin 106 desibelden 52 desibele düştüğünü belirtiyor.

Çalışmada tedaviye en iyi yanıt verenlerin 5 ila 8 yaşındakiler olduğu tespit edildi.

7 yaşındaki bir kız çocuğu işitme yetisini neredeyse tamamen hızla geri kazandı ve 4 ay sonra annesiyle günlük konuşmalar yapabilmeye başladı.

Karolinska Enstitüsü'nden çalışmanın ortak yazarı Maoli Duan, "Bu yöntem ilk kez ergenler ve yetişkinlerde test edildi" diyor.

Katılımcıların çoğunda işitme duyusunun büyük ölçüde iyileşmesi, yaşam kaliteleri üzerinde derin bir etki yaratabilir. Şimdi bu etkinin ne kadar kalıcı olduğunu görmek için bu hastaları takip edeceğiz.

Araştırmacılar ayrıca tedavinin güvenli olduğunu ve iyi tolere edildiğini de saptadı. Katılımcılar 6-12 aylık takip süresinde herhangi bir ciddi yan etki bildirmedi.

En yaygın reaksiyon, bir tür akyuvar olan bağışıklık sistemi nötrofillerinin sayısındaki azalmaydı.

"OTOF sadece başlangıç" diyen Dr. Duan, araştırmacıların GJB2 ve TMC1 gibi diğer yaygın sağırlık genleri üzerinde de çalıştığını ekliyor.

Bunların tedavisi daha karmaşık ancak bugüne kadarki hayvan deneyleri umut verici sonuçlar ortaya koyuyor. Farklı genetik sağırlık türlerinden muzdarip hastaların bir gün tedavi görebileceğine güvenimiz tam.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news