İsveç'in Yemen Özel Elçisi Peter Semneby Şarku'l Avsat'a konuştu: Husiler üzerinde özel bir etkimiz yok; barışı kazanmak zorundalar

İsveç'in Yemen Özel Elçisi, savaşı durdurmayı savaşı sürdürmekten daha cesur bir adım olarak değerlendirdi

Haziran 2021'de Peter Semneby’ye Hadramut ziyareti sırasında İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde eşlik etmişti (Şarku’l Avsat)
Haziran 2021'de Peter Semneby’ye Hadramut ziyareti sırasında İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde eşlik etmişti (Şarku’l Avsat)
TT

İsveç'in Yemen Özel Elçisi Peter Semneby Şarku'l Avsat'a konuştu: Husiler üzerinde özel bir etkimiz yok; barışı kazanmak zorundalar

Haziran 2021'de Peter Semneby’ye Hadramut ziyareti sırasında İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde eşlik etmişti (Şarku’l Avsat)
Haziran 2021'de Peter Semneby’ye Hadramut ziyareti sırasında İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde eşlik etmişti (Şarku’l Avsat)

İsveç'in Yemen Özel Elçisi Peter Semneby, ülkesinin Husilerle temaslarına ilişkin açıklamasına “Barış çabalarını destekleme ve insani koşulları iyileştirme yönünde çatışmanın tüm taraflarıyla etkileşim kurmak, eski bir İsveç geleneğidir” ifadeleri ile başladı. Aynı zamanda bu ilişkilerin başlangıcını 2018'deki Stockholm istişareleri öncesi döneme bağladı.
Şarku'l Avsat'a konuşan Semneby, “İsveç’in Ensarullah (Husiler) üzerinde özel bir tesiri yok. Ancak diğer Yemenlilerle olduğu gibi onlarla da saygılı bir ilişkimiz olduğunu söylemek isterim. Bu açıdan, Ensarullah ve diğerlerinin meselelere farklı bir açıdan bakmasını sağlayabiliriz. Belirli bir tarafla iletişimimiz, Yemen ihtilafındaki tüm taraflarla düzenli ve yoğun bir şekilde paylaşım hakikatini ortaya koyuyor” ifadelerine başvurdu.
Mevcut İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde ve selefi Margot Wallström’ün bölgeyi dolaşmaya, farklı insanları, her kesimden Yemenlileri, sivil toplum temsilcilerini, siyasi liderleri, kadınları ve gençleri dinlemeye çok zaman harcadığını belirten Semneby, Linde’nin şimdiden Yemen’i iki kez ziyaret ettiğini söyledi.

Yeni Birleşmiş Milletler (BM) Özel Temsilcisi
Yeni bir BM Özel Temsilcisi’nin atanmasını Yemen'deki barış çabalarına yeni enerji aktarma yönünde önemli bir fırsat olarak gören Semneby, şöyle ekledi:
“Ortak hedef, Yemenlilerin barışa giden yolu bulmalarına yardımcı olma yönünde kapsayıcı bir siyasi süreç başlatıp sürdürmek olmalı. Bu süreç, Yemenlilere anlaşmazlıkları çözme yolunu bulmalarında yardım etmeli. Yemen'e müdahil olan ülkelerin, geri adım atıp temsilcinin gelmesini beklemeye başlamamasını sağlamalıyız. Ne mutlu ki Grundberg'in atanması, ülkenin barış yönünde farklı değişikliklerden geçtiği bir zamanda geliyor. Washington'daki yönetim değişikliği, İran ve Suudi Arabistan arasında görüşmelerin başlaması ve daha aktif hale gelmesi ardından güçlü bir ABD irtibatı var. Umman Sultanlığı ise daha aktif bir diplomatik rol oynuyor. Barış çabalarına fazladan enerji katan tüm bu uluslararası çabalar, Yemen meselelerini yeni açılardan ele alma yönünde fırsatlar yaratıyor.”

“Barışmak cesaret ister”
Semneby, Şarku'l Avsat'ın “Husilerin siyasi açıdan olgun olduklarını, barış görüşmelerine hazır olduklarını düşünüyor musunuz?” sorusuna ise şu yanıtı verdi:
“Savaşmayı bırakıp düşman ile barış arayışına girmek büyük cesaret ister. Zirâ savaşmak kolaydır; ancak düşmanın da aynı şeyi yapacağından emin bir şekilde daha yüksek hedefler yolunda taviz vererek barış arayışına girmek zordur. Barış çabaları, kısa vadeli savaş alanı kazanımlarından ziyade uzun vadeli refaha odaklanmayı, sınırlı bölgeniz veya grubunuzdan daha geniş bir kitleyi hesaba katmayı gerektirir. Sanırım o yolda ilerliyoruz ancak henüz varmış değiliz. Husilerin barış arzularını göstermek için atabilecekleri en acil adım, Marib'de bu kadar çok insanın acı çekmesine ve can kaybına neden olan saldırıyı durdurmaktır. Husilerin şimdi herhangi bir ön koşul olmaksızın BM Özel Temsilcisi ile daha ciddi ve düzenli ilişkiler kurma fırsatını yakalaması gerekiyor.”

İsveç’in diplomatik faaliyetleri
Semneby, son olarak “İsveç'in Orta Doğu'daki dış politikasına bakışınız nasıl? Avrupa Birliği (AB) ile görüş ayrılığı var mı?” sorusunu cevaplarken şu ifadeleri kullandı:
“Ortadoğu, Avrupa'nın en yakın komşusudur; coğrafi açıdan uzak olsa da İsveç de bir Avrupa ülkesidir. Dolayısıyla Orta Doğu'daki gelişmeleri takip etmekte ve bunlardan etkilenmektedir. Orta Doğu ülkeleri ile İsveç’in ticari ve kültürel ilişkileri eski ve köklüdür. İsveç dahil olmak üzere çoğu Avrupa ülkesinde, Orta Doğu'dan yerliler yaşıyor. Tüm bu nedenler, Orta Doğu'daki birçok çatışma ile ilgilenmemizi sağlıyor. İnsanların yaşadığı ızdıraplar ve çatışmaların sınırların çok ötesine uzanan güvenlik tehditlerine neden oluşu da bu kapsamda geliyor. Nitekim AB ülkelerinin bazı konularda ulusal çıkarları olduğuna şüphe yok. Ancak Yemen, tüm AB ülkelerinin barış çabalarını destekleme yönünde fikir birliği sağladığı bir konu. Gelecekte AB’nin Yemen konusunda daha güçlü ortak çabalarına şahitlik edeceğimizi umuyorum. İsveç, somut bir fark yaratabilirse Yemen konusunda ortaklığa devam edecek. Şimdiye kadar, savaşın doğrudan etkileriyle başa çıkma, insanların acısını hafifletme ve kapsayıcı bir siyasi süreci destekleme çabalarına odaklandık. Birkaç yıldır, BM’nin Yemen'deki insani müdahalesi yönünde bağışçı tarafların katkılarını sağlayabildik. Mevcut çabalarımızı Yemen'in kalkınması yönünde barışa yönelik diğer faaliyetlerin takip edebilmesi için savaşın sona erdiğinden emin olmak istiyoruz.”



Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
TT

Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)

Gazze Şeridi'ni 24 saatten kısa bir süre içinde vuran fırtına ve derin alçak basınç sistemi, birçok evin çökmesi ve bölge genelinde çadırların sular altında kalması sonucu 11 Filistinlinin ölümüne birçok kişinin de yaralanmasına yol açtı.

Filistin Haber Ajansı'na (WAFA) göre yerel kaynaklar, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'nın Bir el-Naja bölgesinde, yerinden edilmiş kişilerin barındığı bir evin çökmesi sonucu 5 Filistinlinin öldüğünü ve birçok kişinin de yaralandığını bildirdi.

 Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)

Şarku'l Avsat'ın ulaştığı kaynaklar, bugün şafak vakti Gazze şehrinin batısındaki el-Rimal mahallesinde yerinden edilmiş kişilerin çadırlarının üzerine büyük bir duvarın çökmesi sonucu 2 vatandaşın öldüğünü, Gazze şehrinde aşırı soğuktan bir çocuğun, el-Şati kampında ise bir bebeğin hayatını kaybettiğini belirtti. Dün de el-Şati kampında bir duvarın çökmesi sonucu bir kişi hayatını kaybetti.

Dün el-Amadi bölgesindeki Ebu Cebel kampında bir çadırın çökmesi sonucu iki çocuk yaralandı; Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki mülteci çadırında ise bir bebek aşırı soğuktan hayatını kaybetti.

Sivil savunma ekipleri, son birkaç saat içinde en az 10 evin çöktüğünü, son olarak da el-Kerame ve Şeyh Rıdvan mahallelerinde 2 evin yıkıldığını bildirdi.

Bu olumsuz hava koşulları ayrıca Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki kampların tamamının sular altında kalmasına, Deyr el-Belah'taki el-Bassa ve el-Baraka'nın geniş alanlarının, Nuseyrat'taki Merkez Pazarı'nın ve Gazze Şehri'ndeki Yermuk ve liman bölgelerinin hasar görmesine yol açtı.

 Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)

Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA), dün yaptığı açıklamada, şiddetli yağmur ve ıslak çadırların, aşırı kalabalık Gazze Şeridi'ndeki kötüleşen sağlık ve yaşam koşullarını daha da kötüleştirdiğini belirterek, soğuk hava, yetersiz sanitasyon ve hijyen eksikliğinin salgın hastalık riskini artırdığını vurguladı. UNRWA, insani yardıma erişimin acilen kolaylaştırılması çağrısında bulundu.


Berri: Barack'ın Lübnan'ı Suriye'ye ilhak etme söylemi "kabul edilemez bir hata"

Lübnan Parlamento Başkanı Nebih Berri, ABD Büyükelçisi Michel Issa'yı kabul etti (Parlamento Başkanlığı)
Lübnan Parlamento Başkanı Nebih Berri, ABD Büyükelçisi Michel Issa'yı kabul etti (Parlamento Başkanlığı)
TT

Berri: Barack'ın Lübnan'ı Suriye'ye ilhak etme söylemi "kabul edilemez bir hata"

Lübnan Parlamento Başkanı Nebih Berri, ABD Büyükelçisi Michel Issa'yı kabul etti (Parlamento Başkanlığı)
Lübnan Parlamento Başkanı Nebih Berri, ABD Büyükelçisi Michel Issa'yı kabul etti (Parlamento Başkanlığı)

Lübnan Parlamentosu Başkanı Nebih Berri, ABD Büyükelçisi Tom Barrack'ın Lübnan'ın Suriye'ye ilhak edilmesi çağrısıyla ilgili zaman zaman yaptığı tehditleri kabul edilemez bir hata olarak nitelendirerek reddetti. Berri, "Hiç kimse Lübnanlıları tehdit edemez. Özellikle diplomatlar ve hele ki Büyükelçi Tom Barrack gibi bir isim tarafından Lübnanlılara bu şekilde hitap etmek, akıl almaz bir durumdur. Lübnan'ın Suriye'ye ilhak edilmesiyle ilgili söyledikleri ciddi ve kesinlikle kabul edilemez bir hatadır." dedi.

Öte yandan Berri, Basın Sendikası'ndan bir heyete, ilgili yasa konusunda yaşanan görüş ayrılıklarına rağmen, gelecek mayıs ayında yapılması planlanan parlamento seçimlerinin iptal edilmeyeceğini ya da ertelenmeyeceğini vurguladı.

Parlamento başkanlığından yapılan açıklamaya göre Berri'nin ABD'nin Beyrut Büyükelçisi Michel Issa'yı 24 saat içinde ikinci kez kabul etmesi dikkat çekiciydi; zira görüşmede "iki ülke arasındaki ikili ilişkilerin yanı sıra genel durumdaki gelişmeler ve güncel olaylar" ele alındı.


İsrailli bakanlar eski Gazze yerleşiminde bayrak töreni düzenlenmesini talep etti

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)
TT

İsrailli bakanlar eski Gazze yerleşiminde bayrak töreni düzenlenmesini talep etti

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)

Aralarında Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki Likud Partisi’nden sekiz ismin de bulunduğu 11 İsrailli bakan, dün Savunma Bakanı Yisrael Katz’dan Hanuka Bayramı sırasında Gazze Şeridi’nde bayrak töreni düzenlenmesine izin verilmesini talep etti.

Aşırı sağcı ve yerleşim yanlısı Nahala Hareketi tarafından başlatılan girişim kapsamında yayımlanan mesajda, “Gazze’nin İsrail topraklarının bir parçası olduğunu gururla teyit etmenin zamanı geldi. Bu bölge yalnızca Yahudi halkına aittir ve derhal İsrail devletinin bir parçası hâline gelmelidir” ifadeleri yer aldı.

Mesajda ayrıca, etkinliğin temel amacının ‘İsrail’in 2005’te bölgeden çekilirken boşalttığı, Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki eski Nisanit yerleşiminin kalıntıları üzerinde İsrail bayrağını göndere çekmek’ olduğu belirtildi.

dfrtg
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (Reuters)

Mesajın imzacıları arasında, aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ile aralarında Ulaştırma Bakanı Miri Regev’in de bulunduğu sekiz Likud’lu bakan yer aldı.

Ayrıca, toplam 120 sandalyeli Knesset’ten 21 milletvekili de metne imza attı. İmzacı vekiller Ben-Gvir liderliğindeki Otzma Yehudit (Yahudi Gücü) Partisi ile Likud’a mensup.

Nahala Hareketi, ‘Nisanit’te bayrak töreni’ olarak duyurduğu etkinliğin, Gazze Şeridi’nde hâlen İsrail ordusunun kontrolündeki bölgede yapılacağını açıkladı.

Etkinliğin 18 Aralık’ta, sekiz gün süren Hanuka’nın beşinci gecesinde düzenlenmesi planlanıyor. Bayram bu yıl pazar günü başlayacak.

İsrail Savunma Bakanlığı, konuya ilişkin AFP’nin yorum talebine henüz yanıt vermedi.

jbhj
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (DPA)

İsrail ordusu çarşamba akşamı yaptığı açıklamada, ‘İsrail topraklarından Gazze Şeridi’ne geçen birkaç İsrailli sivilin gözaltına alındığını’ duyurdu.

Yerleşimciler ve Filistinlilere yönelik saldırılarla suçlanan aşırılık yanlılarına hukuki destek veren Honenu örgütü ise yaptığı açıklamada, ‘Çarşamba günü onlarca sağcı aktivistin, Nisanit’in kalıntıları üzerinde bir yerleşim kurulmasını talep etmek üzere Gazze sınır çitini aştığını’ belirtti.

10 Ekim’de İsrail ile Hamas arasında yürürlüğe giren kırılgan ateşkes kapsamında, İsrail ordusu Gazze Şeridi’nin yarısından fazlasında kontrol sağlamasına imkân veren bir hatta çekilmişti. Savaşın büyük yıkıma uğrattığı bölgede bu hat fiili kontrol sınırı olarak işliyor.

Geçtiğimiz kasım ayında Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi tarafından da desteklenen ABD’nin Gazze barış planı ise İsrail güçlerinin bölgeden kademeli olarak çekilmesini öngörüyor.