ABD istihbarat raporu: Küresel ısınma, küresel istikrarı tehdit ediyor

CIA’nın Virginia eyaletindeki merkez binasında bulunan logosu (Reuters-Arşiv)
CIA’nın Virginia eyaletindeki merkez binasında bulunan logosu (Reuters-Arşiv)
TT

ABD istihbarat raporu: Küresel ısınma, küresel istikrarı tehdit ediyor

CIA’nın Virginia eyaletindeki merkez binasında bulunan logosu (Reuters-Arşiv)
CIA’nın Virginia eyaletindeki merkez binasında bulunan logosu (Reuters-Arşiv)

ABD istihbarat servisleri, küresel ısınmanın küresel istikrarı tehdit ettiğine vurgu yaparak, artan sıcaklıklar ve aşırı hava koşullarıyla birlikte özellikle 2030’dan sonra artan su çatışması ve göç riski olduğuna dikkati çekti.
ABD istihbarat teşkilatları soruşturmalarının bir özetini içeren, Kasım başında Glasgow’da yapılacak olan COP26 İklim Konferansı’ndan haftalar önce yayımlanan raporda, “Paris Anlaşması hedeflerine ulaşmak için sera gazı emisyonlarının nasıl azaltılacağı konusunda ülkeler arasında anlaşmazlıklar olacağı için jeopolitik gerilim daha da kötüleşecek” denildi.
Artan sıcaklıklar ve aşırı hava koşullarıyla birlikte özellikle 2030’dan sonra artan su çatışması ve göç riski olduğuna dikkat çekilen raporda, “Kuzey Kutbu’ndaki buzların erimesi, esas olarak doğal kaynaklara erişim için stratejik rekabeti artırıyor” ifadeleri kullanıldı.
İstihbarat servisleri, çoğu ülkenin zor ekonomik seçimlerle karşı karşıya kalacağını ve emisyonlarını hızla azaltmak için muhtemelen teknolojik gelişmelere güveneceğini bildirerek, iklimi ve çevreyi manipüle etmeyi ve değiştirmeyi amaçlayan jeomühendislik tekniklerinin başka bir çatışma kaynağı olabileceğine dair uyardı.
Raporda, “Herhangi bir ülke, sıcaklık artışını 1,5 santigrat derece ile sınırlamaya yönelik diğer çabaların başarısız olduğunu düşünürse, iklim değişikliğinin etkilerine karşı koymak için güneş enerjisi teknolojilerini tek taraflı olarak test edebilir veya hatta uygulayabilir. Bu teknolojiler üzerinde uluslararası bir anlaşma olmadan, böyle tek taraflı bir çabanın ülke için verimsiz olacağını düşünüyoruz” denildi.
Söz konusu raporda, 2040’tan sonra az gelişmiş ülkelerin iklim değişikliğine az uyum sağlayabilecekleri ve bunun da bu ülkelerde istikrarsızlık ve hatta iç savaş riskini artıracağı belirtildi.
Risk altındaki bu ülkelerin ise, Myanmar, Hindistan, Pakistan, Kuzey Kore, Guatemala, Haiti, Honduras, Nikaragua, Kolombiya ve Irak olduğu bilgisi verilirken, bu ülkelerin iklim değişikliğinin fiziksel etkilerine karşı son derece savunmasız oldukları ve bunlara uyum sağlayamadıklarının altı çizildi.
ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), aynı konuyla ilgili ve istihbarat raporuyla bağlantılı olarak yayınlanan ayrı bir raporda, ABD’nin Çin’in yükselişini kontrol altına alma eyleminin odak noktası haline gelen Hint-Pasifik bölgesinin yükselen sulara karşı savunmasız olduğu ifade edildi.



Trump’ın yardım kesintileri 14 milyon kişiyi öldürecek

Trump yönetimi, birçok ülkeye yardım gönderen USAID’in Dışişleri Bakanlığı bünyesinde faaliyet göstermesini istiyor (AFP)
Trump yönetimi, birçok ülkeye yardım gönderen USAID’in Dışişleri Bakanlığı bünyesinde faaliyet göstermesini istiyor (AFP)
TT

Trump’ın yardım kesintileri 14 milyon kişiyi öldürecek

Trump yönetimi, birçok ülkeye yardım gönderen USAID’in Dışişleri Bakanlığı bünyesinde faaliyet göstermesini istiyor (AFP)
Trump yönetimi, birçok ülkeye yardım gönderen USAID’in Dışişleri Bakanlığı bünyesinde faaliyet göstermesini istiyor (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump'ın küresel yardım kesintileri 5 yıl içinde 14 milyon kişinin ölümüne yol açabilir.

Hakemli dergi The Lancet’ın dün yayımladığı çalışmada, 133 ülkeden elde edilen veriler inceleniyor. ABD Uluslararası Kalkanıma Ajansı’nın (USAID) sağladığı fonların, gelişmekte olan ülkelerde 2001-2021’de 91 milyon kişinin ölümünü engellediği belirtiliyor.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, martta yaptığı açıklamada USAID’e bağlı programların yüzde 80’inin kapatıldığını duyurmuştu.

Araştırmada bu oranda bir kesintinin 2030’a kadar 14 milyon kişinin ölümüne yol açabileceğine dikkat çekiliyor.

Dünyanın açık ara en büyük insani yardım sağlayıcısı olan ABD’nin USAID sisteminde yapılan kesintiler nedeniyle 5 yaş altındaki 4,5 milyon çocuğun ölebileceğine de işaret ediliyor. Ajansın, 2001-2021’de 30 milyon çocuğun ölümünü engellediği vurgulanıyor. Çalışmada bu can kayıplarının fon kesintilerinin iptal edilmesi halinde önlenebileceği de belirtiliyor.

Araştırmanın yazarlarından Davide Rasella bulgulara dair şunları söylüyor:

Düşük ve orta gelirli birçok ülke için ortaya çıkacak şok, küresel bir salgın veya büyük bir silahlı çatışmayla karşılaştırılabilir ölçekte olacak.

Bilim insanı, fon kesintilerinin yoksul ülkelerde sağlık alanında “20 yıldır kaydedilen ilerlemeyi aniden durdurma, hatta tersine çevirme riski taşıdığını” da sözlerine ekledi.

Washington, geçen yıl yaklaşık 61 milyar dolar dış yardım sağladı ve bunların yarısı USAID aracılığıyla dağıtıldı.

Trump yönetimi, yeni modelde USAID’in daha verimli çalışacağını iddia ediyor. Ancak bir Birleşmiş Milletler yetkilisinin geçen ay BBC’ye yaptığı açıklamada, fon kesintilerinin ardından Kenya’daki mülteci kamplarında yüzbinlerce kişinin “yavaş yavaş açlıktan öldüğü” belirtilmişi.

Independent Türkçe, Reuters, BBC