Diyarbakır'da Kanuni tarafından yaptırılan içme suyu şebekesi bulundu

Diyarbakır Surları'nda yürütülen restorasyon çalışmalarında, 1543'te inşa ettirilen ve 1930'a kadar halkın su ihtiyacını karşılayan, pişirilmiş topraktan yapılmış künklerden oluşan su dağıtım sistemi gün yüzüne çıkarıldı.

AA
AA
TT

Diyarbakır'da Kanuni tarafından yaptırılan içme suyu şebekesi bulundu

AA
AA

Diyarbakır Surları'nda yürütülen restorasyon çalışmalarında, Kanuni Sultan Süleyman tarafından inşa ettirilen ve 1930'a kadar halkın su ihtiyacını karşılayan, pişirilmiş topraktan yapılmış künklerden oluşan su dağıtım sistemi bulundu.
Birçok medeniyete ev sahipliği yapan Sur ilçesinde, UNESCO tarafından 2015'te Dünya Mirası olarak tescillenen Diyarbakır Surları'nın eski ihtişamına kavuşması için başlatılan restorasyon çalışmaları sürüyor.
Surlardaki tüm çalışmalar, Kültür ve Turizm Bakanlığının oluşturduğu Bilim Komisyonu ve uzmanlardan oluşan Danışma Kurulunca titizlikle kontrol ediliyor.
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesince yapılan ihaleyle, 3. etap restorasyon çalışmaları kapsamında yer alan 1-2-5-7 ve 8 No'lu burçlar ve ara sur duvarlarındaki restorasyon çalışmaları devam ediyor.
Surlardaki 7 ve 8 No'lu burçların zemin katlarının tespiti ve drenaj sisteminin gerçekleştirilmesine yönelik kazıda, Kanuni Sultan Süleyman tarafından halkın su ihtiyacının karşılanması için 1543'te yaptırılan ve 1930 yılına kadar kentin ihtiyacını karşılayan su şebekesine rastlandı.

Halkın susuzluk talebi üzerine yapılmış
Diyarbakır Rölöve ve Anıtlar Müdürü Cemil Koç, AA muhabirine, surlardaki restorasyon çalışmalarının alanında uzman teknik elamanlar ve arkeologlar denetiminde devam ettiğini söyledi.
Kazıda tespit ettikleri su şebekesine değinen Koç, "Kazıda, Kanuni Sultan Süleyman döneminde kentin 14 kilometre uzağında bulunan Gözeli'den Hamravat suyunun su kemerleriyle getirildiği su şebekesine ilişkin verilere ulaştık. Şu an 1 ana hat, 3 tali hattan oluşan 50 metre uzunluğundaki su dağıtım tesisatının kısımlarını tespit ettik." dedi.
Tesisatın zeminden yaklaşık 2 ile 3 metre derinlikte tespit edildiğini aktaran Koç, ana hat künklerinin 33 santimetre, diğer 3 hattın da 14 ile 19 santimetre çapındaki künklerden oluşan tali hatlar olduğunu söyledi.
Su şebekesinin dönemin teknolojisiyle "künk" denilen pişirilmiş topraktan yapılan borulardan oluştuğunu belirten Koç, şöyle devam etti:
"Su şebekesi Osmanlı döneminde Kanuni Sultan Süleyman'ın Diyarbakır'a gelişi ile halkın susuzluk talepleri doğrultusunda yapılmış bir çalışmanın ürünü. Kanuni Sultan Süleyman, Irakeyn seferleri sırasında 4 defa Diyarbakır'a gelmiştir. Bu seferler sırasında kentte uzun süre konakladığı yazılı kaynaklarda mevcut. Diyarbakır halkının susuzluk sorununu çözmek üzere 1543'te Gözeli'den Hamravat suyunu halk arasında 'kantara' diye adlandırılan su kemerleriyle şehre kadar getirmiştir."
Daha önce yazılı ve görsel kaynaklardan kemerler vasıtasıyla kente su geldiğini bildiklerini ancak surun içerisindeki dağılımıyla ilgili net verinin bulunmadığını vurgulayan Koç, arkeolojik kazı ve restorasyon çalışmaları sonucunda suyun surdaki dağılımına ilişkin de güzel bir veri elde edildiğine dikkati çekti.

Örnek künkler Müze Müdürlüğüne teslim edildi
Ortaya çıkarılan bu yapının, 1930'a kadar şehir içerisindeki su şebekesinin ana hattını ve dağılımını oluşturduğunu kaydeden Koç, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu açıdan önemli bir veri olarak önümüzde durmaktadır. Bundan sonraki çalışmalar çerçevesinde belgeleme çalışmaları yapılıp tamamlandıktan sonra yerinde koruma tedbirlerine ilişkin çalışmalar yürütülecek. Sonraki dönemlerde örnek oluşturması açısından künklerden örnekler alınarak Müze Müdürlüğüne teslim edildi. Bu konuda herhangi bir akademik çalışma yapmak isteyen akademisyenler için de bir veri olarak müzeye teslim edilmiş durumda."

"Halka yönelik yapılmış ilk su şebekesi"
Kentin çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yaptığını ve tarihi süreçte hüküm sürmüş medeniyetlerin farklı altyapı çalışmalarının olabildiğini anlatan Koç, "Ancak halka yönelik yapılmış ilk su şebekesi diyebiliriz. Daha önceki çalışmalar belki farklı nitelikte, farklı ölçeklerde yapılmış olabilir ama Osmanlı döneminde özellikle halkın su ihtiyacını karşılayacak nitelikteki ilk çalışma diyebiliriz." ifadelerini kullandı.
Kanuni Sultan Süleyman'ın, Diyarbakır'a gelen ilk Osmanlı sultanı olduğunu aktaran Koç, Diyarbakır'da birçok yatırım yaptığını, birçok eser bıraktığını söyledi.
Koç, "Buradaki su şebekesi sur içerisine alındıktan sonra, camilere, hanlara, hamamlara ve evlere buradaki belirlemiş olduğumuz toprak künkler vasıtasıyla su dağıtımı gerçekleştirilmiştir." diye konuştu.



Erdoğan, Trump ile SDG'nin Suriye ordusuna entegrasyonunu görüştü

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump'ın Lahey'deki NATO zirvesi çerçevesinde gerçekleştirdikleri görüşmeden (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump'ın Lahey'deki NATO zirvesi çerçevesinde gerçekleştirdikleri görüşmeden (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
TT

Erdoğan, Trump ile SDG'nin Suriye ordusuna entegrasyonunu görüştü

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump'ın Lahey'deki NATO zirvesi çerçevesinde gerçekleştirdikleri görüşmeden (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump'ın Lahey'deki NATO zirvesi çerçevesinde gerçekleştirdikleri görüşmeden (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)

Türk kaynaklar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Donald Trump'ın Lahey'deki Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) zirvesi kapsamında yaptıkları görüşmede, Suriye'deki gelişmeleri çeşitli boyutlarıyla ele aldıklarını açıkladı.

Kaynaklar, Erdoğan'ın Trump ile salıyı çarşambaya bağlayan gece gerçekleşen görüşmesinde, Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) yeni Suriye ordusuna entegrasyonunu ele aldığını söyledi. Erdoğan, Suriye yönetiminin DEAŞ dahil tüm terör örgütleriyle mücadelede kararlı olduğunu ve Türkiye'nin de bu konuda Suriye yönetimine desteğini sürdürdüğünü vurguladı.

thyu
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara geçtiğimiz mart ayında SDG'nin Suriye ordusuna entegre edilmesi için SDG lideri Mazlum Abdi ile anlaşma imzaladı. (EPA)

Şarku’l Avsat’ın Türk hükümetine yakın medya kuruluşlarından aktardığına göre Erdoğan, SDG'ye ABD desteği konusuna da değindi. Erdoğan, “Mart ayında Şam ile imzalanan anlaşma uyarınca SDG'nin Suriye ordusuna entegre edilmesinin ardından bu desteğin sürdürülmesine gerek kalmayacak… Suriye yönetimi, Türkiye'nin de desteğiyle, DEAŞ üyelerinin ve ailelerinin tutulduğu hapishanelerin kontrolünü ele geçirecek” ifadelerini kullandı.

SDG'ye yönelik suçlamalar

Erdoğan daha önce SDG'yi, lideri Mazlum Abdi ile Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara arasında imzalanan anlaşmayı geciktirmekle suçlamış, ‘SDG’nin anlaşmanın uygulanmamasının sonuçlarına katlanacağını ve Türkiye'nin bu konuyu yakından takip ettiğini’ belirtmişti.

Türkiye, ABD'nin ‘DEAŞ'a karşı savaşta yakın müttefik’ olarak gördüğü SDG'nin en büyük bileşeni olan YPG’nin dağıtılmasını, yabancı savaşçılarının Suriye'yi terk etmesini ve kalan savaşçıların yeni Suriye ordusuna entegre edilmesini talep ediyor. Washington ise ‘önemli bir müttefik’ olarak SDG'nin yanında durmaya devam edeceğini vurguluyor.

Kaynaklar, Erdoğan'ın Trump'la ayrıca, ‘ABD'nin Suriye'ye yönelik yaptırımlarının kaldırılması kararının uygulanması için atılan adımları ve ABD'nin Suriye'deki güçlerinin durumunu, İsrail'in Suriye topraklarına yönelik saldırılarını, bunların durdurulması ihtiyacını ve Suriye'nin birliği ve egemenliğinin desteklenmesi için yapılacak çalışmaları’ da ele aldığını söyledi.

dfrgthy
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer dün Lahey'de düzenlenen NATO zirvesi çerçevesinde görüşmelerde bulundu. (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)

Erdoğan dün NATO zirvesi çerçevesinde Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer ile yaptığı görüşmede, “Türkiye, Suriye'nin toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini koruyarak istikrarını desteklemeye devam edecektir” dedi.

Suriyeliler için kolaylıklar

Öte yandan Türkiye'deki Suriyeli sivil toplum aktivistleri, geçtiğimiz günlerde İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ve Göç İdaresi Başkanlığı yetkilileriyle görüştüklerini ve Suriyelilerin statülerine ilişkin güvence aldıklarını açıkladılar.

Aktivistler, ‘Türkiye'de kalmak isteyen hiçbir Suriyelinin ülkesine dönmeye zorlanmayacağı, dönüşün sadece gönüllülük esasına dayanacağı ve daha sonra Türkiye'ye giriş yasağı getirilmeyeceği’ yönünde güvence aldıklarını ifade ettiler.

Türk yetkililer, ‘giriş ve vize işlemlerinin kolaylaştırılacağını, 1 Temmuz itibariyle sınır kapılarının çifte vatandaşlık sahiplerine ve birinci derece akrabalarına açılacağını ve Suriyeli üniversite öğrencilerinin, geçici koruma kartına sahip üniversite öğrencileri de dahil olmak üzere, yılda dört kez kara kapılarından ülkelerine giriş yapmalarına izin verileceğini’ doğruladı.

Suriyeli aktivistler, Suriyelilerin ve Türklerin, Türkiye ve Suriye'de gayrimenkul sahibi olmalarının önündeki engellerin kaldırılması için de çalışmaların sürdüğünü kaydetti.

hyu
Okulların kapanmasının ardından ülkelerine dönen Suriyeli mültecilerin sayısı artmaya başladı. (AFP)

Türkiye'deki Suriyelilerin ülkelerine dönüşü, geçtiğimiz cuma günü okulların kapanmasının ardından gönüllü ve kalıcı dönüşler kapsamında gözle görülür bir artışa sahne olmaya başladı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, geçtiğimiz cuma günü Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, Göç İdaresi Başkanlığı, Türk Kızılayı ve bazı sivil toplum kuruluşlarının iş birliği yaptığı bir proje kapsamında gönüllü geri dönüşleri desteklemek amacıyla kurulan merkezin açılışında, Beşşar Esed rejiminin 8 Aralık 2024'te devrilmesinden bu yana 273 binden fazla Suriyelinin gönüllü olarak ülkelerine döndüğünü açıkladı.