İran: Azerbaycan ile ilişkiler karşılıklı saygıyla gelişecek

İran Dışişleri Bakanlığı: Azerbaycan ile ilişkiler karşılıklı saygıyla gelişecek

İran: Azerbaycan ile ilişkiler karşılıklı saygıyla gelişecek
TT

İran: Azerbaycan ile ilişkiler karşılıklı saygıyla gelişecek

İran: Azerbaycan ile ilişkiler karşılıklı saygıyla gelişecek

İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, “Tahran ile Bakü arasındaki ilişkilerin karşılıklı saygı çerçevesinde gelişeceğini” söyledi. Abdullahiyan dün akşam Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “iki Müslüman komşu ülkenin çok fazla ortak noktası” olduğunu belirterek önceki akşam Azerbaycanlı mevkidaşı Ceyhun Bayramov ile iki ülke arasındaki kapsamlı ilişkilerin yol haritası üzerinde “açık, samimi ve yapıcı” bir telefon görüşmesi yaptıklarını ifade etti.
İranlı bakan, önceki gün Azerbaycan'da gözaltına alınan İranlı kamyon şoförlerinin serbest bırakılmasına dikkati çekti ve İran kamyonlarının iki ülke arasındaki sınır bölgelerinde hareketini kolaylaştırmaya yönelik daha olumlu adımlar atılması çağrısı yaptı. İran'ın Azerbaycan'ın İran-Azerbaycan sınırına yakın bir İsrail ordusunun varlığına izin verdiğini iddia etmesi, son zamanlarda iki ülke arasındaki gerilimi tırmandırdı.
İran ve Azerbaycan, esas olarak güçlü etnik, dilsel ve tarihi bağlara sahip Şii Müslüman ülkeler olmasına rağmen, geçtiğimiz yıl Azerbaycan ile komşu Ermenistan arasında Dağlık Karabağ bölgesi nedeniyle yaşanan savaştan bu yana aralarında gerginlikler yaşanıyor. Bu savaş, Azerbaycan'ın Ermenistan'ın 1990'lardan beri kontrol ettiği İran sınırındaki 130 km'lik alanları geri almasıyla sonuçlandı. Ayrıca, Karadeniz ve Rusya'ya giden, İran'ı Ermenistan'a bağlayan önemli bir ticaret yolu olan ana karayolunun bir kısmını da Azerbaycan tarafından alındı.
Azerbaycan, Ermenistan'a mal taşıyan İran kamyonlarına yüksek vergi koyması iki ülke arasındaki ticareti felç etmesinin yanı sıra İran'ın daha uzak pazarlara erişimini baltalaması sebebiyle Tahran’ı kızdırdı.
Tahran, Bakü'nün geçtiğimiz ay tutuklanan iki İranlı sürücüyü serbest bırakmasını, son dönemde ilişkilerinde yaşanan gerilimin ardından iki taraf arasındaki farklılıkların çözülmesine katkı sağlayacak "yapıcı bir adım" olarak değerlendirdi. İran Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Abdullahiyan ile Bayramov arasında iki haftadan kısa bir süre içinde iki telefon görüşmesi gerçekleştiğini doğruladı.
Geçtiğimiz hafta Tahran ve Bakü,  son zamanlarda iki ülke arasında ortaya çıkan farklılıkların çözülmesinde ‘diyaloğun’ önceliğini vurguladı. İranlı yetkililer geçtiğimiz günlerde, Azerbaycan ile İsrail arasındaki askeri işbirliği de dahil olmak üzere yakın ilişkilere dolaylı bir atıfta bulunarak, sınırları yakınında herhangi bir İsrail varlığını reddettiklerini yineledi.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in İran'ın 1 Ekim'de ülkenin Azerbaycan sınırına yakın kuzeybatı bölgelerinde başlattığı askeri tatbikatları eleştirmesiyle Tahran ve Bakü arasındaki zıtlık yaşandı. İ an Dışişleri Bakanlığı ise tatbikatları yürütmenin egemen hakkı olduğunu bildirerek, İran'ın “Siyonist varlığın sınırları yakınında herhangi bir şekilde bulunmasına müsamaha göstermeyeceğini” vurguladı.
Azerbaycan, geçtiğimiz yıl Dağlık Karabağ bölgesinde Ermenistan ile aralarında çıkan ihtilafın ardından  Ermenistan'a giden İran tırlarının geçtiği toprakların kontrolünü eline geçirdi ve Eylül ortasından itibaren Tahran’a gümrük vergisi uygulamaya başladı.



Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
TT

Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)

Sudanlı üst düzey istihbarat yetkilisi Ahmed Hasan Muhammed, ülkesinin İran’ın Kızıldeniz kıyısında bir deniz üssü kurma talebini reddettiğini söyledi.

İran’ın bu talebi kabul edilseydi, söz konusu üs, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından birinde deniz trafiğini izlemesine olanak tanıyacaktı.

Şarku’l Avsat’ın Wall Street Journal gazetesinden aktardığına göre Muhammed konuya ilişkin açıklamasında şunları söyledi;

“İran, Sudan ordusuna isyancılara karşı mücadelede kullanılmak üzere silahlı insansız hava araçları (SİHA) sağladı. Tahran, üssü inşa etme izni karşılığında, Sudan’a helikopter taşıyan bir savaş gemisi de dahil olmak üzere gelişmiş silahlar teklif etti. İranlılar üssü istihbarat toplamak için kullanmak istediklerini söyledi. Oraya savaş gemileri de yerleştirmek istediler. Ancak Hartum, İran’ın bu teklifini reddetti.”

Muhammed gazeteye yaptığı açıklamada, “Sudan İran’dan SİHA satın aldı. Çünkü insan kaybını azaltmak ve uluslararası insancıl hukuka saygı göstermek için daha isabetli silahlara ihtiyacımız vardı” diye ekledi.

Kızıldeniz’deki bir deniz üssü, Yemen’deki Husilerin ticari gemilere saldırı başlatmasına yardımcı olurken, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından biri üzerindeki hakimiyetini artırmasına olanak tanıyabilir.

İran destekli Husiler, Kızıldeniz’deki saldırıları Gazze’de savaşan İsrail ve müttefiklerini cezalandırma amacıyla gerçekleştirdiklerini ifade ediyor.

sddeb
Yemen televizyonu tarafından yayınlanan bir görüntüde, Husi saldırısından sonra batan bir İngiliz kargo gemisi görülüyor (EPA)

Sudan’ın, devrilen eski Devlet Başkanı Ömer El Beşir döneminde, İran ve Filistin’deki müttefiki Hamas ile yakın ilişkileri vardı.

Beşir'in 2019 darbesiyle devrilmesinin ardından, ülkenin askeri cuntasının başı olan Orgeneral Abdulfettah el Burhan, uluslararası yaptırımları sona erdirmek amacıyla ABD ile yakınlaşma başlattı.

Ayrıca İsrail ile ilişkileri normalleştirmek için harekete geçti.

İran’ın deniz üssünü inşa etme talebi, bölge ülkelerinin Sudan’da 10 aydır devam eden iç savaştan faydalanarak, Ortadoğu ile Sahra Altı Afrika ülkeleri arasında stratejik bir kavşak noktası olan ülkede yer edinmeye çalıştıklarını gösteriyor.

Burhan liderliğindeki Sudan ordusu, Nisan ortasından bu yana Orgeneral Muhamed Hamdan Daklu (Hamideti) liderliğindeki paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri ile savaşıyor.

Çatışma on binlerce insanın ölümüne, milyonlarca Sudanlının yerinden edilmesine ve dünyanın en kötü insani krizlerinden birine neden oldu.

Çatışmaları takip eden bölge yetkilileri ve analistlere göre, Sudan’ın İran’dan aldığı SİHA’lar, Hızlı Destek Kuvvetleri nedeniyle ordunun uğradığı kayıpların ardından, Burhan’ın bir miktar başarı elde etmesine yardımcı oldu.

Son haftalarda hükümet, Hartum ve Omdurman’daki önemli bölgelerin kontrolünü yeniden ele geçirdi.

ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, hem Sudan ordusunu, hem de Hızlı Destek Kuvvetleri’ni savaş suçu işlemekle suçladı.

Washington ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Sudan’ın batısındaki Darfur bölgesinde cinayet, tecavüz ve etnik temizlik de dahil olmak üzere insanlığa karşı suçlar işlemekle itham etti.

Birleşmiş Milletler (BM) yetkilileri, Sudan ordusunu, sivillerin yerleşimleri havadan hedef almak ve Sudanlı sivilleri çaresizce ihtiyaç duydukları insani yardımdan mahrum bırakmakla eleştirdi.

BM kuruluşları ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Darfur’da etnik amaçlı saldırılar da dahil olmak üzere zulüm yapmakla suçladı.

Çatışmanın tarafları olan Sudan ordusu ve Hızlı Destek Kuvvetleri, ABD ve BM’nin suçlamalarını reddetti.

ABD Şubat ayında yaptığı açıklamada, İran’ın Sudan ordusuna silah sevkiyatıyla ilgili endişelerini dile getirdi.

ABD’nin Hartum Büyükelçisi John Godfrey, İran’ın Hartum’a yardım ettiğine ilişkin haberlerin ‘son derece rahatsız edici’ olduğunu söyledi.