Chris Hemsworth, Marvel'ın kendisini reddetmesi sayesinde eşiyle tanışmış

Chris Hemsworth, Marvel'ın en meşhur karakterlerinden Thor'u yeni filmi Thor: Love and Thunder'da 4. kez canlandıracak (IMDb)
Chris Hemsworth, Marvel'ın en meşhur karakterlerinden Thor'u yeni filmi Thor: Love and Thunder'da 4. kez canlandıracak (IMDb)
TT

Chris Hemsworth, Marvel'ın kendisini reddetmesi sayesinde eşiyle tanışmış

Chris Hemsworth, Marvel'ın en meşhur karakterlerinden Thor'u yeni filmi Thor: Love and Thunder'da 4. kez canlandıracak (IMDb)
Chris Hemsworth, Marvel'ın en meşhur karakterlerinden Thor'u yeni filmi Thor: Love and Thunder'da 4. kez canlandıracak (IMDb)

Marvel Sinematik Evreni'nin ünlü oyuncusu Chris Hemsworth, Thor karakteri için katıldığı ilk seçmeleri mahvetmiş. Ancak şansını ikinci kez denemek isteyen aktör bu sırada ileride evleneceği Elsa Pataky'yle tanışmış.
Tara Bennett ve Paul Terry'nin kaleme aldığı The Story of Marvel Studios: The Making of the Marvel Cinematic Universe (Marvel Stüdyoları'nın Hikayesi: Marvel Sinematik Evreni'ni Yaratmak) adlı yeni kitapta Thor'un yapımcılarından Craig Kyle, Hemsworth'ün ikonik rolünü az kalsın kaybedeceğini söyledi.
CBR'nin haberine göre Hemsworth'ün ilk kötü performansının ardından stüdyo Tom Hiddleston, Charlie Hunnam ve Hemsworth'ün kardeşi Luke Hemsworth'ün role uygun olup olmadığını tartışmaya başlamış. 
Öte yandan Hemsworth'ün seçmelerde yaşadığı sıkıntı kendisini ikinci kez denemeye teşvik etmiş ve aksanı üzerinde çalışırken bu sayede 11 yıldır evli olduğu eşiyle de tanışmış. Craig Kyle o dönemi şu ifadelerle anlatıyor:
"Chris o sırada hastaydı ve bunu bilmiyorduk. Chris'in aksanı üzerinde çalışmasına yardımcı olan bir ses koçu vardı. Koçu o sırada başka biriyle (Elsa Pataky) çalışıyordu ve ‘Bence harika bir şekilde anlaşacaksınız' demişti."
Görünüşe göre aynı koçla çalışmaları sayesinde tanışan Hemsworth ve Pataky, Thor: Karanlık Dünya'da (Thor: The Dark World) birlikte de yer almıştı. Pataky filmin jenerik sonrasındaki kısmında Natalie Portman'ın dublörü olarak yer almıştı.
İkili 2010'da evlenmişti. 
Independent Türkçe, We Got This Covered, CBR



İlk kuşların nasıl uçmaya başladığı tartışması noktalandı

UV ışığı altında incelenen fosil, daha önceki Arkeopteriks örneklerinde görülmeyen yumuşak dokuları açığa çıkardı (Delaney Drummond/Field Müzesi)
UV ışığı altında incelenen fosil, daha önceki Arkeopteriks örneklerinde görülmeyen yumuşak dokuları açığa çıkardı (Delaney Drummond/Field Müzesi)
TT

İlk kuşların nasıl uçmaya başladığı tartışması noktalandı

UV ışığı altında incelenen fosil, daha önceki Arkeopteriks örneklerinde görülmeyen yumuşak dokuları açığa çıkardı (Delaney Drummond/Field Müzesi)
UV ışığı altında incelenen fosil, daha önceki Arkeopteriks örneklerinde görülmeyen yumuşak dokuları açığa çıkardı (Delaney Drummond/Field Müzesi)

Dinozorlar ve kuşlar arasındaki bağlantıyı ortaya koyan Arkeopteriks cinsine ait fosil, uzun zamandır devam eden bir tartışmayı noktaladı. Bilim insanları Arkeopteriks'in uçabildiğini tespit etti. 

İlk örnekleri 1861'de Almanya'da keşfedilen Arkeopteriks, tüyleri nedeniyle ilk başta kuş sanılmıştı. Ancak keskin dişlere sahip çenesi ve uzun kemikli kuyruğu gibi dinozorlara benzeyen özellikleri de vardı. 

"İlk kuş" diye de bilinen bu cins, kuşlar ve dinozorlar arasındaki bağlantıyı ortaya çıkarmasıyla tanınıyor. 

Öte yandan yaklaşık 150 milyon yıl önce yaşayan Arkeopteriks'in uçup uçamadığı uzun zamandır tartışma konusuydu. Bilim insanları bu dinozora ait fosilleri inceleyerek kuşların ilk nasıl uçmaya başladığını anlamaya çalışıyordu. 

ABD'nin Şikago kentindeki Field Müzesi'nde tutulan son derece iyi korunmuş fosil örneği, bu soru işaretinin giderilmesini sağladı. Yıllarca özel koleksiyoncuların elindeki örnek 2022'de müze tarafından alınmıştı. 

Müzede çalışan Dr. Jingmai O'Connor ve ekip arkadaşları, bilgisayarlı tomografiyle fosili tarayarak iskeletin dijital bir haritasını oluşturdu. Araştırmacılar UV ışığı kullanarak yumuşak doku kalıntılarını açığa çıkarmayı da başardı.

Diğerlerinin aksine bu örnekteki kemiklerin üç boyutlu olarak korunması sayesinde hayvanın kafatası daha detaylıca incelendi. Ekip böylece tarih öncesi kuşların kafatasından modern kuşlarınkine geçişin ilk işaretlerini saptadı.

Önde gelen hakemli dergi Nature'da dün (14 Mayıs) yayımlanan çalışmadaki en kritik bulguysa Arkeopteriks'in kanatlarında gizliydi. 

Cinsin önceki örneklerinde sadece iki kat kanat tüyü varken, bu örnekte üç kat vardı. Üst kol kemiği üzerindeki bu tüyler kanattan vücuda doğru düzgün bir aerodinamik hat oluşturarak modern kuşların uçmasını sağlıyor. 

Bilim insanları uçamayan tüylü dinozorlarda olmayan bu tüylerin, Arkeopteriks'in uçmasını sağladığını belirtiyor. 

Dr. O'Connor "Arkeopteriks tüyleri olan ilk dinozor ya da 'kanatları' olan ilk dinozor değil. Ancak tüylerini uçmak için kullanabilen bilinen en eski dinozor olduğunu düşünüyoruz" diyerek ekliyor:

Kuşlarla yakın akraba olan ancak tam olarak kuş olmayan tüylü dinozorlarda bu tüyler eksik. Onların kanat tüyleri dirsekte bitiyor. Bu da bize kuş olmayan bu dinozorların uçamadığını, ancak Arkeopteriks'in uçabildiğini gösteriyor.

Öte yandan hayvanda göğüs kemiğinin olmamasından dolayı çok iyi uçamadığı düşünülüyor. Araştırmacılar Arkeopteriks'in tavuklar gibi kısa süren uçuşlar yaptığını ancak çoğunlukla yerde kaldığını tahmin ediyor.

Bilim insanları iyi korunmuş son örnek üzerine çalışmayı sürdürerek Arkeopteriks hakkında daha fazla bilgi edinmeyi planlıyor.

O'Connor "Vücudun koruduğumuz hemen hemen her parçasından heyecan verici ve yeni bir şeyler öğreniyoruz. Ve bu çalışma gerçekten de buzdağının sadece görünen kısmı" diyor.

Independent Türkçe, Science Alert, New York Times, Guardian, Nature