Pakistan’da TLP’nin 800 silahlı unsuru serbest bırakılıyor

Pakistan’ın Peşaver kentinde kötüleşen ekonomik koşullara karşı düzenlenen protestolar sırasında aşırılık yanlısı grupların üyeleri (EPA)
Pakistan’ın Peşaver kentinde kötüleşen ekonomik koşullara karşı düzenlenen protestolar sırasında aşırılık yanlısı grupların üyeleri (EPA)
TT

Pakistan’da TLP’nin 800 silahlı unsuru serbest bırakılıyor

Pakistan’ın Peşaver kentinde kötüleşen ekonomik koşullara karşı düzenlenen protestolar sırasında aşırılık yanlısı grupların üyeleri (EPA)
Pakistan’ın Peşaver kentinde kötüleşen ekonomik koşullara karşı düzenlenen protestolar sırasında aşırılık yanlısı grupların üyeleri (EPA)

Pakistan’ın Pencap eyaleti hükümeti dün (Salı), yaklaşık iki haftadır devam eden protesto ve çatışmaların sona erdirilmesine yönelik Tahrik-i Lebbeyk Pakistan (TLP) partisi ile anlaşmaya varmasından günler sonra, yasaklı partinin 800’den fazla üyesini serbest bırakma kararı aldı. Özerk Pencap hükümetinin Adalet Bakanlığı yetkilileri, söz konusu kişilerin cezaevlerinden serbest bırakılacağını söyledi. Yasaklı hareketin üyeleri, Lahor’dan İslamabad’a doğru gerçekleştirdikleri protesto yürüyüşünün bastırılması sırasında tutuklanmışlardı. TLP hareketinin üyeleri, partinin hapishanedeki lideri Saad Razavi’nin tutuklanmasını protesto ediyorlardı.
Yerel hükümet yaptığı açıklamalarda, protestocuların Fransa büyükelçisinin sınır dışı edilmesini istediğini belirtirken, protestocularla bağlantılı bir din adamı böyle bir talebinin olmadığını belirtti. Bir hükümet yetkilisi, hareketin üyeleri haklarındaki soruşturmaların tamamlanmasının ardından serbest bırakıldıklarını ayrıca davalarında ilk inceleme aşaması tamamlanmış olan kişilerin mahkemeden kefaletle serbest bırakılmak üzere karar çıkartmaları gerekeceğini de belirtti. Lahor’da 20 Ekim’de başlayan protestolar temel olarak, TLP’nin kurucusu Hadim Rizvi’nin oğlu Hüseyin Rizvi’nin serbest bırakması üzere Pencap hükümetine baskı yapılması için başlatılmıştı. Pencap hükümeti, Hüseyin Rizvi’yi Kamu Düzeni Yasası ihlali suçlaması ile 12 Nisan’dan bu yana tutuklu tutuluyordu. Hükümet şimdi de yasaklı olan bir dini grubun liderleriyle anlaşma yaptığı için eleştirilere maruz kalıyor.
Diğer yandan, Pakistan İçişleri Bakanı’nın talimatlarının yürürlüğe konulması kapsamında, Pakistan Federal Soruşturma Ajansı (FIA), Facebook, Instagram ve Twitter gibi sosyal medya platformlarında radikalizm yanlısı nefret söylemi içeren sahip paylaşımlar yapmakla suçlanan 50 aktivisti tutukladı. FIA yetkilileri, ülkenin çeşitli bölgelerinden 50 sosyal medya aktivistin tutuklandığını ve şu anda soruşturma altında olduklarını söyledi. Yetkililer, söz konusu aktivistlerin çoğunun FIA’nin Bilgi Takip Birimi tarafından sürekli gözetim altında olduğunu ve prosedürlerin kanunlaşmasının ardından FIA görevlileri tarafından radikal unsurlar olarak tanımlandıklarını söyledi. FIA dün öğleden sonra yaptığı açıklamada, sosyal medyada radikal unsurlara karşı yürüttüğü operasyon kapsamında ülkenin çeşitli noktalarında 50 kişinin tutuklandığını belirtti. FIA genel müdür Dr. Sanaullah Abbasi ise internette aşırılık yanlısı içerikler paylaştığından şüphelenilen 50 kişinin tutuklandığını, söz konusu operasyonun ardından sosyal medyadaki nefret dolu birçok içeriğin kaldırıldığını açıkladı. FIA tarafından internet platformlardaki aşırılıkçılığa karşı yürütülen bu operasyonun, yönetimin güvenilirliğini artırmanın yanı sıra yabancı yatırımları çekme ve ekonomik istikrarı sağlamaya yardımcı olacağını sözlerine ekledi.
Perşembe günü sabah saatlerinde, yasaklı TLP partisinin sosyal medyada hesaplarına karşı operasyon başlatan FIA, Lahor, Faysalabad, Nankana Sahib, İslamabad, Pencap ve diğer şehirlerde düzenlenen operasyonlar sırasında iki kişinin daha tutuklandığını duyurdu. Yapılan bir açıklamada, tutuklanan kişilerin yasaklı sosyal medya platformları üzerinden nefret uyandıracak içerikler ve montajlanmış fotoğraflar yayınladığı belirtildi.



Birleşik Krallık Başbakanı Starmer’a kabinesinden Filistin baskısı

İsrail'in Gazze Şeridi'ne 7 Ekim 2023'ten bu yana düzenlediği saldırılarda çoğu kadın ve çocuk olmak üzere en az 59 bin Filistinli öldürüldü (Reuters)
İsrail'in Gazze Şeridi'ne 7 Ekim 2023'ten bu yana düzenlediği saldırılarda çoğu kadın ve çocuk olmak üzere en az 59 bin Filistinli öldürüldü (Reuters)
TT

Birleşik Krallık Başbakanı Starmer’a kabinesinden Filistin baskısı

İsrail'in Gazze Şeridi'ne 7 Ekim 2023'ten bu yana düzenlediği saldırılarda çoğu kadın ve çocuk olmak üzere en az 59 bin Filistinli öldürüldü (Reuters)
İsrail'in Gazze Şeridi'ne 7 Ekim 2023'ten bu yana düzenlediği saldırılarda çoğu kadın ve çocuk olmak üzere en az 59 bin Filistinli öldürüldü (Reuters)

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer, Filistin'in bağımsızlığını tanıması için baskı altında.

Guardian'ın haberinde, Starmer'ın derhal Filistin devletini tanıması için hükümetteki bakanlardan baskı gördüğü belirtiliyor.

Son aylarda düzenlenen çeşitli kabine toplantılarında, Filistin'in tanınmasında Britanya'nın öncü bir rol oynaması için gelen taleplerin arttığına dikkat çekiliyor.

Adalet Bakanı Shabana Mahmood ve Kuzey İrlanda'dan Sorumlu Devlet Bakanı Hilary Benn'in, Starmer'a bu toplantılarda çağrı yaptığı ifade ediliyor.

Gazze'de onlarca kişinin açlıktan ölmesi nedeniyle özellikle iktidardaki İşçi Partisi kabinesinde giderek artan bir "dehşet duygusunun" hakim olduğu belirtiliyor.

İsrail'in ablukası ve saldırılarıyla açlığa sürüklediği Gazze Şeridi'nde son 24 saatte 4'ü çocuk en az 15 kişinin daha açlıktan hayatını kaybettiği bildirildi. Gazze'deki Sağlık Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, İsrail saldırılarının başladığı 7 Ekim 2023'ten bu yana açlıktan ölenlerin sayısının 80'i çocuk olmak üzere 100'ü geçtiği vurgulanmıştı.

Aralarında Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), Save the Children ve Oxfam'ın da bulunduğu 111 yardım kuruluşundan bugün yapılan açıklamada, Gazze'de "kitlesel kıtlığın" yayıldığı uyarısında bulunuldu ve İsrail'in ablukası kınandı:

Bu sadece fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik bir eziyet. İnsani yardım sistemi sahte vaatlerle yürütülemez.

İşçi Partisi'nden 60 parlamenterin Dışişleri Bakanı David Lammy'e 10 Temmuz'da gönderdiği mektupta, İsrail'in Gazze'deki askeri harekatı "etnik temizlik" diye nitelenmişti.

Lammy, dünkü açıklamasında Gazze'de insanlığa karşı suç işlendiğine dair endişeleri olduğunu söyleyerek, ateşkes sağlanmazsa İsrail'e karşı daha farklı adımlar atılabileceği uyarısında bulundu.

Bakan, "İsrail'in kendi halkının güvenliğini sağlayabileceği, Filistinlilerin de onurluca yaşayabileceği iki devletli çözümü" desteklediklerini belirtti.

Avam Kamarası'nda dün düzenlenen oturumda iki devletli çözüm çağrısında bulunanlardan biri de Sağlık ve Sosyal Hizmetler Bakanı Wes Streeting oldu:

Uluslararası toplumun, Dışişleri bakanımızın da amaçladığı gibi, bu savaşın sona ermesini ve hâlâ tanınacak bir Filistin devleti varken bunu gerçekleştirmemizi sağlamak üzere bir araya gelmesini içtenlikle umuyorum.

Britanya yönetimine bir çağrı da Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'dan gelmişti. Macron, iki hafta önce Westminster Sarayı'nda yaptığı konuşmada, "Filistin devletini tanımak ve bu siyasi ivmeyi başlatmak için birlikte çalışmak tek yoldur" demişti.

Independent Türkçe, Guardian, AFP