Kovid-19 salgını Batı ve Orta Afrika’da AIDS’den ölümleri arttırıyor

Kovid-19 salgını Batı ve Orta Afrika’da AIDS’den ölümleri arttırıyor
TT

Kovid-19 salgını Batı ve Orta Afrika’da AIDS’den ölümleri arttırıyor

Kovid-19 salgını Batı ve Orta Afrika’da AIDS’den ölümleri arttırıyor

Birleşmiş Milletler HIV/AIDS Ortak Programı (UNAIDS) İcra Direktörü Winnie Byanyima, Batı ve Orta Afrika'da, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının neden olduğu düzensiz sağlık hizmetleri nedeniyle birkaç yıl içinde AIDS'e bağlı enfeksiyonlarda ve ölümlerde artış görülebileceğini açıkladı.
Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığı habere göre, HIV (İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü) ve AIDS (Kazanılmış Bağışıklık Yetersizliği Sendromu) vaka oranları on yılda istikrarlı bir şekilde düşmesine rağmen bölge, 2020'de AIDS'E bağlı ölümlerin yüzde 22'sini kaydetti.
UNAIDS’den ele edilen veriler, geçen yıl Batı ve Orta Afrika’da yaklaşık 200 bin kişinin, dünya çapında ise 1,5 milyondan fazla insanın söz konusu hastalığa yakalandığını ortaya koydu.
Bu bölgedeki yeni enfeksiyonlar, her zaman önleme ve tedavi prosedürlerine erişimi olmayan genç kızlar, kadınlar, eşcinseller, hayat kadınları, uyuşturucu bağımlıları ve mahkumlar da dahil olmak üzere tehdit altındaki gruplar arasında hızla artıyor.
Byanyima, Salı günü geç saatlerde düzenlenen sağlık zirvesinin oturum aralarında Reuters'e verdiği demeçte şu ifadeleri kullandı: “Veriler 2021 yılında açıklandığı vakit, yeni vaka oranlarında bir artışa ve önümüzdeki birkaç yıl içinde daha fazla ölüme şahit olabileceğimizden çok endişeliyiz. Farklı ülkelerde, önlem alan insan sayısında ve test yaptıranların oranında azalma ve tedavi görmeyen insan sayısında artışa tanık oluyoruz. Bunlar umut verici göstergeler değil, ancak bunun, yeni vakalar ve ölümler üzerindeki etkisini henüz bilmiyoruz."
Bölgedeki sağlık sistemleri yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle baskı altındayken, bu durum, hükümetleri kıt kaynakları salgınla mücadeleye yönlendirmeye zorlarken, genel kapanmalar gibi hastalığın yayılmasını azaltmaya yönelik önlemler AIDS önleme ve tedavisine erişimi engelledi.



Azteklerin geniş ticaret ağı ortaya çıktı

Silah olarak ya da inşaatlarda kullanılan obsidyenin Aztek İmparatorluğu'na farklı bölgelerden geldiği tahmin ediliyor (INAH)
Silah olarak ya da inşaatlarda kullanılan obsidyenin Aztek İmparatorluğu'na farklı bölgelerden geldiği tahmin ediliyor (INAH)
TT

Azteklerin geniş ticaret ağı ortaya çıktı

Silah olarak ya da inşaatlarda kullanılan obsidyenin Aztek İmparatorluğu'na farklı bölgelerden geldiği tahmin ediliyor (INAH)
Silah olarak ya da inşaatlarda kullanılan obsidyenin Aztek İmparatorluğu'na farklı bölgelerden geldiği tahmin ediliyor (INAH)

Orta Amerika'daki obsidyen eşyaların kökenini araştıran arkeologlar, Aztek İmparatorluğu'nun geniş ticaret ağını ortaya çıkardı. 

Aztek İmparatorluğu'nun obsidyeni geniş çapta kullandığı biliniyor. Sıradan çelikten daha sert olan bu volkanik cam, jiletten daha keskin kenarlara ve aynaları andıran yansıtma özelliğine sahip olabiliyor. Ayrıca farklı renklerde oluşması, bu mineralin silahlardan takılara kadar çeşitli alanlarda kullanılmasına olanak tanıyor.

Bugüne kadar Azteklere ait arkeolojik kazı alanlarında yapılan çalışmalarda çok fazla obsidyen eşya bulunsa da bunların nereden geldiği detaylıca incelenmemişti. 

Bulguları hakemli dergi PNAS'te dün (12 Mayıs) yayımlanan çalışmada, Aztek İmparatorluğu'nun başkenti Tenoçtitlan'ın ana tapınağı Templo Mayor'dan çıkarılan 788 obsidyen obje analiz edildi. Araştırma bugüne kadar bölgede yapılan en kapsamlı obsidyen çalışması olma özelliği taşıyor.

Örneklerin yaklaşık yüzde 90'ının başkentin 94 kilometre kadar kuzeydoğusundaki Sierra de Pachuca'dan çıkarıldığı tespit edildi. Bu bölge, yeşil ve altın rengi volkanik camlarıyla biliniyor.

Ancak nesnelerin geri kalanındaki mineral, 7 farklı bölgeden geliyordu. Araştırmacılar Ucareo gibi bazı bölgelerin, imparatorluğun sınırlarının dışında yer aldığını belirtiyor.

Aztek İttifakı kurulmadan önce Tenoçtitlan'ın obsidyeni çoğunlukla yakındaki Pachuca'dan temin ettiği görülüyor. Ancak MS 1430 civarında imparatorluğun güçlenmesinden sonra başkente rakip devletlerden daha çok obsidyen girdiği anlaşılıyor.

Araştırmacılar ayrıca bu dönemde dini amaçlarla kullanılan obsidyenin neredeyse tamamının Pachuca'dan geldiğini saptadı. Bu durum merkezi kontrolün artarak dini alanı tek tipleştirdiği anlamına gelebilir.

Tulane Üniversitesi'nden makalenin başyazarı Diego Matadamas-Gomora "Meksikalılar yeşil obsidyeni tercih etse de çoğunlukla ritüel dışı amaçlarla kullanılan obsidyen eserlerdeki yüksek çeşitlilik, birden fazla kaynaktan gelen obsidyen aletlerin, imparatorluğun başkentine doğrudan madenler yerine pazar yoluyla ulaştığını düşündürüyor" diyor.

Tarihi belgeler de Orta Amerika'nın çeşitli bölgelerinden gelen tüccarların, Tenoçtitlan pazarında mallarını sattığını gösteriyor.

Araştırmacılar makalede şu ifadeleri kullanıyor:

En az 7 obsidyen kaynağının varlığı, Meksikalıların bu dönemde ticari etkileşimlerini genişlettiğine işaret ediyor.

Araştırmacılar, Aztek obsidyeninin kökenlerini inceleyerek Orta Amerika'daki ticari ağların daha net bir haritasını çıkarmayı umuyor.

Matadamas-Gomora yeni çalışma hakkında "Bu tür bir analiz imparatorluk topraklarının, siyasi ittifakların ve ticari ağların zaman içinde nasıl geliştiğinin izini sürmemizi sağlıyor" diyor.

Independent Türkçe, Science Alert, Phys.org, PNAS