Aegean Boat Report: Yunanistan, 382 kişinin bulunduğu Murat 729'u kurtarmaktan kaçındı

Murat 729 adlı yük gemisinin güvertesinde Pakistanlı, Afganistanlı, Bangladeşli, Suriyeli, İranlı ve Lübnanlı sığınmacılar bulunuyordu (Reuters)
Murat 729 adlı yük gemisinin güvertesinde Pakistanlı, Afganistanlı, Bangladeşli, Suriyeli, İranlı ve Lübnanlı sığınmacılar bulunuyordu (Reuters)
TT

Aegean Boat Report: Yunanistan, 382 kişinin bulunduğu Murat 729'u kurtarmaktan kaçındı

Murat 729 adlı yük gemisinin güvertesinde Pakistanlı, Afganistanlı, Bangladeşli, Suriyeli, İranlı ve Lübnanlı sığınmacılar bulunuyordu (Reuters)
Murat 729 adlı yük gemisinin güvertesinde Pakistanlı, Afganistanlı, Bangladeşli, Suriyeli, İranlı ve Lübnanlı sığınmacılar bulunuyordu (Reuters)

Norveç merkezli sivil toplum kuruluşu Aegean Boat Report (Ege Gemi Raporu), Yunanistan'ın yüzlerce sığınmacıyı taşıyan Türk bandıralı gemiyi kurtarma operasyonunda kasten yavaş davrandığını ve gemiyi denizde oyaladığını bildirdi.
382 sığınmacının bulunduğu Murat 729 adlı gemi, 28 Ekim'de İtalya'ya giderken bir motor arızası nedeniyle Girit açıklarında mahsur kalmış ve gemiden Yunanistan'a acil yardım çağrısı yapılmıştı.
Yunanistan ise çağrıya resmi olarak ertesi gün yanıt vermiş, uluslararası sularda olduğu için gemiyi Türk hükümetinin geri alması gerektiğini belirtmişti.
Fakat Türk hükümetin buna olumsuz cevap vermesiyle Yunanistan Sahil Güvenlik ekipleri, "Doğu Akdeniz'deki en büyük arama kurtarma operasyonu" olarak nitelendirdikleri süreci başlatmıştı.
Bu kapsamda Türk bandıralı yük gemisi, Yunanistan Sahil Güvenlik gemisine bağlanmış, nihayet 31 Ekim'de Bodrum'un karşısındaki İstanköy adasına götürülmüştü.
Öte yandan Doğu Akdeniz'deki sığınmacıları taşıyan gemilerin hareketlerini izleyen Aegean Boat Report ise Yunanistan'ın gemiyi doğrudan herhangi bir adaya yanaştırmadığını, denizde oyalayarak bir aşağı bir yukarı götürdüğünü iddia etti.
Ege Gemi Raporu Direktörü Tommy Olsen, ilk yardım çağrısının yapıldığı gün gemideki yolcuların kendilerinden yardım istediğini, fotoğraf ve videolar gönderdiğini söyledi.
Olsen, "Geminin Girit Adası'ndan uzaklaştığını ve yanında bir Yunan gemisinin olduğunu fark ettik. Güvertede birçok insan vardı ve Girit kıyıları da aslında gözle görülüyordu" dedi.
STK direktörü, Yunanistan'ın acil yardım çağrısını alır almaz hemen yanıt vermediğini, sonrasındaysa bir süre boyunca Murat 729'u bulamadığını bildirdiğini öne sürdü.
Yetkili, "Yunan yetkililerin 'Gemiyi bulamadık' diye ısrar edip daha sonra gemiyi Girit'ten uzağa çekmeye çalışması bir hayli tuhaf. Kısa süre içinde bunun yalnızca bir geri itme olmadığını, aslında yıllardır karşılaşılan en büyük geri itme olduğunu anladım" dedi.
Olsen, sözlerine şöyle devam etti:
"Her saat geminin yerine dair sinyal alıyordum ve bir aşağı bir yukarı gittiğini görebiliyordunuz. Perşembe 14.00'den sığınmacıların karaya inmesine izin verilen pazar gününün erken saatlerine kadar gemi 500 kilometre yol gitmiş. Bu sırada güvertedekiler kendilerine su bile verilmediğini ve bazı kişilerin de ciddi şekilde hastalandığını belirten birçok mesaj gönderdi."
Sığınmacı ve mültecilere yasal destek sağlayan, Yunanistan merkezli sivil toplum kuruluşu Refugee Support Aegean'dan (Sığınmacı Desteği Ege) Minos Mouzourakis ise olaya ilişkin açıklamasında, "Bu olayda özellikle endişe yaratan durum, Yunanistan'ın sığınma talep edenleri daha hiçbir sığınma işlemi devreye sokulmadan geri göndermeye çalışmasıydı. Bu Avrupa Birliği kanunlarının ve temel hakların ihlali demek" ifadelerini kullandı.
İstanköy'e getirilen sığınmacıların sağlık durumuna ilişkin bir açıklama yapılmazken, 6 kişi sorgulama için gözaltına alınmıştı. 

Independent Türkçe, Guardian, DW



Münih Katliamı sonrası Mossad'a suikast verisi sağlayan gizli ağ deşifre edildi

Filistinli militanların baskını ve sonrasındaki suikastlar, Steven Spielberg'ün 2005 yapımı Münih filmine de konu olmuştu (AP)
Filistinli militanların baskını ve sonrasındaki suikastlar, Steven Spielberg'ün 2005 yapımı Münih filmine de konu olmuştu (AP)
TT

Münih Katliamı sonrası Mossad'a suikast verisi sağlayan gizli ağ deşifre edildi

Filistinli militanların baskını ve sonrasındaki suikastlar, Steven Spielberg'ün 2005 yapımı Münih filmine de konu olmuştu (AP)
Filistinli militanların baskını ve sonrasındaki suikastlar, Steven Spielberg'ün 2005 yapımı Münih filmine de konu olmuştu (AP)

1972'deki Münih Katliamı'nda, Batılı ülkelerin gizli bir istihbarat ağı kurarak İsrail'le bilgi paylaştığı ortaya çıktı.

Galler'deki Aberystwyth Üniversitesi'nden tarihçi Aviva Guttmann'ın keşfettiği şifreli telgraf mesajlaşmaları, Münih Katliamı diye de bilinen olayla ilgili yeni bilgileri gün yüzüne çıkardı.

5 Eylül 1972'de Filistinli Kara Eylül örgütü, Münih Yaz Olimpiyatları'na katılan İsrailli sporcu ve antrenörleri 16 saat boyunca rehin almıştı. Militanlar milli takım kafilesinden 11 kişiyi, bir de Alman polisi öldürmüştü.

Mossad, eylemi düzenlediğini savunduğu Filistinli militanları öldürmek için yıllarca gizli operasyonlar düzenlemişti. İsrail'in olayla ilişkili olduğunu öne sürdüğü en az 4 Filistinli, Paris, Roma, Atina ve Lefkoşa'da öldürülmüştü. 10 yıl içinde 6 Filistinli daha başka yerlerde suikasta uğradı. 

Guardian'ın aktardığına göre 1971'de Birleşik Krallık, ABD, Fransa, İsviçre, İtalya ve Batı Almanya'nın da aralarında bulunduğu 18 ülkenin istihbarat servisi, Mossad'la bilgi paylaşmak için Kilowatt kod adlı bir sistem kurdu. 

Münih'te yaşanan olayların ardından Batılı istihbarat servislerinin, Kilowatt üzerinden İsrailli ajanlarla birçok bilgi paylaştığı belirtiliyor. Bunlar arasında şüpheli kişilerin kullandığı rotalar, kaldığı yerler, kullandığı araçlar ve militanların taktiklerine dair bilgiler yer alıyor. Haberde, Avrupa başkentlerinde düzenlenen Mossad operasyonlarının bu istihbarat ağı sayesinde gerçekleştirildiğine dikkat çekiliyor. 

Ayrıca bilgilerin çoğunun parlamentonun ya da siyasetçilerin haberi olmadan paylaşıldığına işaret ediliyor. 

İsviçre'deki arşivlerde şifreli yazışmaları bulan akademisyen Guttmann, şunları söylüyor: 

İsrail'in suikast operasyonlarının, Avrupalı istihbarat servislerinden gönderilen taktiksel bilgiler olmadan hayata geçirilebileceğini sanmıyorum. Bunun kritik bir rolü var. Mossad için de bu zımni desteğe sahip olduklarını bilmek çok önemliydi.

Akademisyen, Batılı ülkelerle İsrail arasındaki istihbarat paylaşımının, Gazze savaşıyla ilgili önemli soruları gündeme getirdiğini de söylüyor:

Çeşitli devletlere ait servisler arasında istihbarat paylaşımı sözkonusu olduğunda denetim çok zordur. Bugün bile hakkında hiçbir şey bilmediğimiz pek çok bilgi paylaşılıyor.

Independent Türkçe, Guardian, Times of Israel