İran’da zina davasına idam cezası

İran'da bir erkek ve kadın hakkındaki zina suçuna dair ölüm cezası onaylandı

Tahran mahkemesindeki bir duruşma (AP)
Tahran mahkemesindeki bir duruşma (AP)
TT

İran’da zina davasına idam cezası

Tahran mahkemesindeki bir duruşma (AP)
Tahran mahkemesindeki bir duruşma (AP)

İran’da Tahran Yüksek Mahkemesi, zina yapan erkek ve kadın hakkındaki davada, kadının babasının hükümlü erkeği affetmeyi reddetmesi üzerine erkek ve kadın hakkındaki ölüm cezasını onayladı.
Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığı habere göre Tahran merkezli Şark gazetesi sanığın karısının bu yılın başında 27 yaşındaki kocası ile kendisinden altı yaş büyük bir kadın arasında bir ilişkinin varlığını kanıtlayan video kasetlerini polise sunduğunu bildirdi.
Şikâyetçi kadın daha sonra sanıkları affederken, kadının babası sanıkları affını reddederek adli makamlardan sanıklar hakkındaki azami cezanın uygulanmasını talep etti.
Gazete, bugün Yargıtay 26. Dairesi'nin video kasetlere ve sanıkların itiraflarına dayanarak idam kararı onayladığına dikkat çekti.
İran yasalarına göre, recm cezası da dahil olmak üzere infaz yöntemlerini hakimin belirlemesi şartıyla, zina suçu ölüm ile cezalandırılıyor.
İran yasaları, mağdurun ailesinin hükümlüyü affetmesi halinde, azami ceza olan idam cezasının uygulanmayacağını söylüyor.
İran rejimi, Birleşmiş Milletler ve uluslararası insan hakları örgütleri tarafından periyodik olarak yayınlanan raporlarda cezaevlerini kötü yönetmekle suçlanıyor.



Danimarka sularını insansız tekneler koruyacak

Güneş ve rüzgar enerjisiyle çalışabilen yelkenli drone’lar ortalama 100 gün kesintisiz faaliyet gösteriyor (AP)
Güneş ve rüzgar enerjisiyle çalışabilen yelkenli drone’lar ortalama 100 gün kesintisiz faaliyet gösteriyor (AP)
TT

Danimarka sularını insansız tekneler koruyacak

Güneş ve rüzgar enerjisiyle çalışabilen yelkenli drone’lar ortalama 100 gün kesintisiz faaliyet gösteriyor (AP)
Güneş ve rüzgar enerjisiyle çalışabilen yelkenli drone’lar ortalama 100 gün kesintisiz faaliyet gösteriyor (AP)

Danimarka, denizaltı kablolarını Rusya'ya karşı korumak için ABD yapımı yelkenli drone'lar kullanmaya başladı.

Danimarka, Rusya'nın hibrit saldırı tehdidine karşı denizaltı altyapısını korumak ve denetimi güçlendirmek için Baltık Denizi'ne özel drone’lar yerleştirdi. 

Kaliforniya merkezli Saildrone merkezinin ürettiği yelkenli drone’lar, 10 metre uzunluğa sahip. Yapay zeka destekli yazılımlar, sensörler, kameralar ve radarlarla donatılmış bu insansız tekneler, denizcilik faaliyetleriyle ilgili veri topluyor. 

Önceden ABD donanmasıyla da ortak çalışmış olan şirket, Danimarka’yla yapılan sözleşmeyle ilk kez Avrupa sularında faaliyet gösteriyor. 

Şirketin CEO’su Richard Jenkins, “Saildrone'un amacı, daha önce gözümüzün ve kulağımızın ulaşamadığı yerlere erişim sağlamak” diyor.

Baltık ülkeleri, Rusya'nın “gölge filosuyla” denizaltı kablolarına yönelik sabotajlar düzenlediğini öne sürüyor. Sözkonusu gemiler, Çin ve Hindistan'a ham petrol taşıyarak yaptırımları atlatmak için kullanılan eski tankerlerden oluşuyor. Yelkenli drone’ların özellikle bu gemilerin hareketlerini takip edeceği belirtiliyor. 

Guardian’ın aktardığına göre Danimarka ordusu, deniz gözetleme ve istihbarat toplama kapasitesini geliştirmek için Baltık Denizi'nde 4 adet insansız tekneyi test etmeye başladı. 

Diğer yandan Danimarka’yla ABD’li şirket arasındaki drone anlaşması ülkede tepki çekti. ABD Başkanı Donald Trump’ın Grönland’ı topraklarına katma tehditleri nedeniyle Washington ve Kopenhag arasında gerginlik yaşanmıştı.

Danimarkalı yazılım mühendisi David Heinemeier Hansson, ABD’nin veri kaçırabileceğini savunarak şunları söylüyor: 

Amerikan şirketlerinin sorunu, Amerikan yasalarına, Amerikan kararnamelerine ve Amerikan Başkanı’na uymak zorunda olmalarıdır. Başkan istediği zaman veri talep edebilir ve istediği zaman bir hesabı kapatabilir.

Danimarka Siber Güvenlik Konseyi Başkanı Jacob Herbst de “Karşı karşıya olduğumuz uluslararası durum göz önüne alındığında, bu alanda Amerikan tedarikçileri seçerken çok dikkatli düşünmek gerekiyor” ifadelerini kullanıyor. 

Firmanın CEO’su Jenkins ise veri toplanmayacağını ve dataların güvenli şifreleme sistemleriyle korunacağını savunuyor.

Independent Türkçe, Guardian, AP