Lübnan Başbakanı Mikati’nin tek seçeneği Kordahi’nin istifası

Lübnan hükümeti, Körfez ülkeleriyle yaşanan uluslararası krize rağmen işlerini yürütmeye devam edecek

Lübnan Başbakanı Necib Mikati
Lübnan Başbakanı Necib Mikati
TT

Lübnan Başbakanı Mikati’nin tek seçeneği Kordahi’nin istifası

Lübnan Başbakanı Necib Mikati
Lübnan Başbakanı Necib Mikati

Lübnan Başbakanı Necib Mikati’nin ülkesini Körfez ülkeleriyle yaşadığı diplomatik krizinden kurtarmak için yürüttüğü temaslar sürüyor. Şarku’l Avsat’a bilgi veren siyasi bir kaynak, Enformasyon Bakanı George Kordahi’nin istifasının, hükümetin çizdiği yol haritasındaki tek zorunlu yol olmaya devam ettiğini söyledi.
Siyasi kaynağa göre Başbakan Mikati, önceliğin, ilk seçenek olarak Kordahi’nin istifa etmesi girişimi olduğunu söylerken, istifa çağrılarına yanıt verilmemesinin kendisini Kordahi’yi hükümetten uzaklaştırmak için başka bir seçeneğe başvurmaya zorlayacağını vurguladı. Şarku’l Avsat’a konuşan kaynak, Başbakanın bir sonraki işarete kadar bu seçeneğe başvurmayacağını ve şu anda ‘istifa’ çağrısıyla ilk seçeneğe odaklandığını belirtti.
Siyasi kaynak, Mikati’nin Kordahi’nin istifasını talep edemeyecek durumda olması halinde kendisinin istifa etmesinin ya da Bakanlar Kurulu’nu toplantıya çağırmasının olası olmadığını söyledi. Kaynağa göre Mikati, “İstifa etmek istemediğimden değil, istifam ülkenin çıkarlarını güvence altına alacak mı? Bir alternatif sağlanacak mı? Yoksa nereden başlayacağımızı bildiğimiz ama sonunun nereye varacağını kestiremediğimiz siyasi efendiliklere mi sokuyoruz ülkemizi? Onu uluslararası haritaya geri getirmeye çalışırken bir çıkmaz sokağa girmesini önleyebilir miyiz ve onu kurtarmak için aşmaya çalıştığı krizden çıkmak için güvenceler almayı başarır mıyız?” ifadelerini kullandı.
Mikati’nin İklim Zirvesi’ne katılımı sırasında gerçekleştirdiği toplantılarda Lübnan için her türlü desteği ve yardımı ele aldığını belirten kaynak, bir araya geldiği liderlerin Lübnan’ı kurtuluşa doğru ilerletmeyi arzuladığını ifade ettiğini söyledi. Kaynağa göre Mikati “İçerideki bazı taraflar da Lübnan’ı ilk haline, yani hükümet kurulmadan önceki haline döndürmeye çalışıyor” şeklinde konuştu.
Aynı kaynak, Mikati’nin şu anda ilk seçenek olarak Kordahi’yi istifaya çağırmaya güvenmesine rağmen, yanıt vermemesi durumunda başka bir pozisyon almak zorunda kalacağını açıkladı.
Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri’nin suskunluğuna ve fikir tartışmalarına girmemesine de değinen kaynak, Başbakan ile paylaştığı ortak paydanın, tartışma ve çekişme aşamasını aşmakta yattığını söyledi.
Aynı kaynak, Arap Birliği Genel Sekreter Yardımcısı Büyükelçi Hussam Zeki’nin, bugün Cumhurbaşkanı Avn, Başbakan Mikati ve Meclis Başkanı Berri ile Beyrut’ta gerçekleştirdiği toplantılarla birlikte başlayan misyonuna da değindi. Kaynak, bu misyonun, gerekli olanı inşa etmek için gerçek tavırları araştırma ve cumhurbaşkanlarının görüşlerini dinleme çerçevesinde kaldığını söyledi. Öyle ki Körfez ülkeleri ve Lübnan arasındaki krizin bu taraflarla sınırlı olmadığını belirten kaynak, bu ülkelerin büyükelçilerinin Lübnan’dan geri çekilmesi için baskı yapan blok ile Lübnan-Körfez ilişkilerinin bozulmasından sorumlu olan (İran destekli Hizbullah tarafından yönetilen) blok arasında da uzantıları olduğunu ifade etti.
Kaynak, Hizbullah-Emel Şii ittifakının Beyrut Limanı’ndaki patlamayı soruşturan Savcı Tarık el-Bitar’ın görevden alınması talebi ve Kordahi’ye istifa çağrısı arasında bir kıyaslamaya yer olmadığını vurguladı. Mikati’nin eski başbakanlardan destek aldığını da dile getiren kaynak, eski başbakanların ‘Bitar’ın mevcut milletvekilleri ve eski bir bakana yönelik iddialarında’ seçicilikten kaçınarak ve sağduyulu olarak, soruşturmanın gidişatının düzeltilmesini savunduklarını vurguladı.
Kaynak, bir soruya yanıt olarak ise Cumhurbaşkanı Avn’ın Mikati’nin “Kordahi’nin istifası” talebini desteklediği yanıtını verdi. Mikati’nin Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ın siyasi yardımcısı Hüseyin Halil ile görüştüğünü ve Halil’in, Mikati’ye ‘Hizbullah’ın Kordahi’den istifa etmesini ya da etmemesini talep etmediğini, nihai kararı kendisine bıraktığı’ bilgisi verdiğini vurguladı. Kaynağa göre Hüseyin Halil, “İstifa etmeye karar verirse engel olmayız” dedi. Aynı durum, Mikati’nin Maruni Patriği Beşara er-Rai ile görüşmeden önce temas kurduğu Marada Hareketi Genel Başkanı Süleyman Franciye için de geçerli.
Bu nedenle Mikati, Lübnan-Körfez krizini kontrol altına almak için bir giriş noktası olarak hükümetten başlayıp, Lübnan’ın iç koşullarını yeniden düzenlemekte ısrar ediyor. Çünkü Lübnan’ın Körfez ülkeleriyle ilişkisi, maddi desteğin ötesinde uluslararası zorbalığa uğramasına izin veren manevi desteğe uzanıyor. Bu çerçevede Mikati, İklim Zirvesi’nin oturum aralarında yaptığı toplantılarda, Lübnan’ın fitne bataklığına düşmesi ve başlangıç noktasına geri dönmesi karşısında durdu. Ayrıca siyasi bir çıkmaza girmesinin ve tam bir çöküşe ulaşmasının yasak olduğunu vurguladı.



Trablus'taki çatışmalar, Dibeybe'nin Libya'daki nüfuzunun arttığını gösteriyor

Libya güvenlik güçleri, Trablus'un Ebu Selim bölgesinde gece boyunca yaşanan çatışmaların ardından geri alınan bir polis karakolunu koruyor (AFP)
Libya güvenlik güçleri, Trablus'un Ebu Selim bölgesinde gece boyunca yaşanan çatışmaların ardından geri alınan bir polis karakolunu koruyor (AFP)
TT

Trablus'taki çatışmalar, Dibeybe'nin Libya'daki nüfuzunun arttığını gösteriyor

Libya güvenlik güçleri, Trablus'un Ebu Selim bölgesinde gece boyunca yaşanan çatışmaların ardından geri alınan bir polis karakolunu koruyor (AFP)
Libya güvenlik güçleri, Trablus'un Ebu Selim bölgesinde gece boyunca yaşanan çatışmaların ardından geri alınan bir polis karakolunu koruyor (AFP)

 

Trablus'ta gece saatlerinde rakip silahlı gruplar arasında çıkan şiddetli çatışmalarda en az altı kişi ve güçlü bir silahlı grubun lideri öldürüldü. Çatışmalar dün salı günü şafak vakti “istikrarın yeniden sağlandığının” duyurulmasıyla sona erdi.

Acil Durum ve Tıp Merkezi salı günü yaptığı açıklamada, “Güney Trablus'taki yoğun nüfuslu Ebu Selim bölgesi civarındaki çatışmaların yaşandığı yerden altı kişinin cesedinin çıkarıldığını” söyledi.

Pazartesi günü başlayan ve saatlerce süren, makineli tüfekler ve roketatarlar da dahil olmak üzere ağır silahların kullanıldığı çatışmalarda başka olası can kayıpları ve yaralanmalar bildirilmedi.

Yerel medya araçları Ganiva lakaplı Abdulgani el-Kikli’nin öldürüldüğünü bildirdi. İstikrarı Destekleme Birimi Başkanı olan Kikli, 2011'den bu yana Trablus'un önemli bölgelerini kontrol eden en önemli silahlı grupların kilit liderlerinden biri.

Muhammed el-Menfi başkanlığındaki Başkanlık Konseyi'ne bağlı gibi görünen İstikrarı Destekleme Birimi, İçişleri ve Savunma Bakanlıkları tarafından güvenliğinin sağlanması gereken devlet kurumları ve hayati öneme sahip tesisler üzerinde kontrolünü zorla dayatan en önemli silahlı gruplardan biri.

AFP'nin doğruluğundan emin olamadığı görüntüler, Kikli'nin yerde yattığını ve yakın mesafeden vurulduğu gösteriyor.

Analist Celal Harşavi, Ganiva'nın yeğeninin, “Trablus'taki silahlı grupların en güçlü ve etkili liderlerinden biri” olan adamın pusuya düşürüldüğünü söylediğini aktardı.

Harşavi, “Kikli’nin bankalar, telekomünikasyon, idareler ve hatta üst düzey diplomatik görevler gibi kilit pozisyonlara kendisine sadık kişileri atayabildiğini” açıkladı.

Salı günü okullar ve Trablus Üniversitesi güvenlik önlemleri kapsamında ikinci bir duyuruya kadar eğitime ara verdiler. Daha sonra Üniversite çarşamba gününden itibaren eğitime yeniden başladığını duyurdu. İçişleri Bakanlığı, “Vatandaşlar ile memurlara işlerine dönme” çağrısı yaparak, durumun “güvenli ve istikrarlı” olduğunu vurguladı.

Pazartesi akşamı uçaklar Trablus Havalimanı'ndan başkentin 200 kilometre doğusunda bulunan Misrata'daki güvenli bir yere nakledildi ve çok sayıda uçuş bu şehre yönlendirildi. Daha sonra havalimanına uçuşlar yeniden başlatıldı ve Mitiga Uluslararası Havalimanı hava sahası da açıldı.

Nüfuz haritasındaki değişim

Pazartesi akşamı Libya'nın başkentinde güçlü bir silahlı grubun liderinin öldürülmesi, saatlerce süren şiddetli çatışmalara ve grubunun kalesinden çıkarılmasına yol açtı. Bu durum, Trablus hükümetiyle ittifak halindeki silahlı grupların nüfuzunun güçlenmesiyle sonuçlanabilir.

Yıllardır Trablus'un geniş bir bölümünü kontrol eden Kikli'nin öldürülmesi, bundan daha geniş bir bölgenin istikrarı açısından da sonuçlar doğurabilir.

Libya önemli bir enerji ihracatçısı olup uzun süredir rakip doğulu ve batılı silahlı gruplar arasında bölünmüş durumda. Akdeniz'i geçerek Avrupa'ya ulaşmak isteyen göçmenler için bir hareket noktası ve bölgedeki rakip güçlerin mücadele alanı konumunda. Libya çatışması Rusya, Türkiye, Mısır ve BAE'yi de kendine çekti.

Kikli'nin öldürülmesinin ardından Ulusal Birlik Hükümeti, Başbakan Abdulhamid Dibeybe'nin düzensiz silahlı gruplar olarak adlandırdığı gruplara karşı güvenlik operasyonunun tamamlandığını duyurdu. Kikli'ye bağlı militanlar cezaevlerini yönettiler ve bakanlıklarda, devletin mali kuruluşlarında görevler üstlendiler.

Avrupa Dış İlişkiler Konseyi'nden Tarık Megerisi, “Ganiva, Trablus'un fiilen kralıydı. Takipçilerinin bir kısmı İç Güvenliği kontrol ederken, diğer bir kısmı da Merkez Bankası'ndan yapılan nakit transferlerinin dağıtımını kontrol ediyorlardı. Ayrıca birçok kamu şirketi ve bakanlık da kontrolleri altındaydı” dedi.

Trablus'ta otoritenin güçlenmesi, son yıllardaki kendisini zorla görevden alma girişimlerinin ardından Türkiye'nin müttefiki ve Ulusal Birlik Hükümeti'nin Başkanı Dibeybe’yi de güçlendirecek. Aynı zamanda Doğu Libya'daki silahlı gruplarla kapsamlı çatışmadaki pozisyonunu destekleyecek.

Dibeybe liderliğindeki Ulusal Birlik Hükümeti'ne bağlı silahlı gruplar, Kikli başkanlığındaki İstikrarı Destekleme Birimi'nin uzun süredir elinde tuttuğu bölgeleri ve üsleri hızla ele geçirdi. Ele geçirilen bölgeler arasında örgütün kalesi olan Ebu Selim bölgesi de yer alıyordu.

Kikli'nin devrilmesiyle birlikte Savunma Bakanlığı'na bağlı ve Dibeybe ile müttefik grupların, özellikle de Mahmud Hamza komutasındaki 444. Tugay ile 111. Tugay ve Misrata'dan gelen Ortak Harekât Gücü’nün daha büyük bir rol üstlenmesi mümkün.

Dibeybe'nin müttefiklerinin birleşmesi, Batı Libya'nın, komutan Halife Hafter'in on yıl önce rakiplerini tasfiye ederek ve diğer grupları kendi kontrolüne girmeye zorlayarak iktidarı ele geçirdiği Doğu Libya’ya benzemesine yol açabilir.

Atlantik Konseyi araştırmacılarından İmadeddin Badi, “Bu, Trablus'ta daha önce görülmemiş düzeyde bir saha kontrolünün önünü açıyor ve silahlı grupların sayısının azaltılmasını sağlıyor” dedi.

Libya, Muammer Kaddafi rejiminin 2011 yılında devrilmesinden bu yana bölünmelerle boğuşuyor. Ülke iki hükümet tarafından yönetiliyor: Biri uluslararası toplum tarafından tanınan ve Abdulhamid Dibeybe başkanlığındaki Trablus'taki hükümet, diğeri ise doğuda Usame Hamad’ın başkanlık ettiği ve Meclis ile Mareşal Halife Hafter tarafından desteklenen hükümet.