Fas, Batı Sahra anlaşmazlığını sona erdirmeye kararlı

Cezayir sınırındaki Ucda bölgesinde Fas ve Cezayir bayrakları (AFP)
Cezayir sınırındaki Ucda bölgesinde Fas ve Cezayir bayrakları (AFP)
TT

Fas, Batı Sahra anlaşmazlığını sona erdirmeye kararlı

Cezayir sınırındaki Ucda bölgesinde Fas ve Cezayir bayrakları (AFP)
Cezayir sınırındaki Ucda bölgesinde Fas ve Cezayir bayrakları (AFP)

Fas Dışişleri Bakanı Nasır Burita, Fas’ın Cezayir tarafından desteklenen Polisario Cephesi ile artan gerilim ışığında, Batı Sahra’daki meşru haklarını müzakere etmeden ‘yapay bir bölgesel çatışmaya’ çözüm arayışı içinde olduğunu söyledi.
Burita, Danışmanlar Meclisi’nde dün yaptığı konuşmada, Fas’ın Batı Sahra’nın statüsü konusunda müzakere etmeme konusundaki tutumunu yineleyerek, bu tutumun Yeşil Yürüyüş’ün 46. yıldönümü vesilesiyle yaptığı son konuşmada Kral 6. Muhammed tarafından açıkça ifade edildiğini söyledi.
Fas Kralı söz konusu konuşmasında, “Batı Sahra hiçbir zaman müzakere masasında olmayacaktır. Biz bu bölgesel çekişmeye barışçıl bir çözüm bulmak için müzakereleri sürdürüyoruz. Batı Sahra meselesi, Fas’ın ulusal birliğinin özüdür. Bu, tüm Faslıların meselesidir” diye konuşmuştu.
Burita bu görüşü yineleyerek, Fas’ın yapıcı olarak, komşu bir ülkenin Fas’ın toprak bütünlüğüne yönelik meşru haklarına muhalefetinden kaynaklanan yapay bir bölgesel çatışmaya çözüm arayışı içinde olduğunu açıklayarak, Cezayir’e atıfta bulundu.
Fas, tartışmalı bölgeye kendi egemenliği altında özerklik verilmesini önerirken, Cezayir’in desteklediği Polisario Cephesi bağımsızlığını talep ediyor.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), Ekim ayı sonunda bu ihtilafa ilişkin kararında, Batı Sahra halkının kaderini belirlemek amacıyla Fas, Polisario Cephesi, Cezayir ve Moritanya’yı ‘ön koşulsuz ve iyi niyetle’ müzakerelere devam etme çağrısında bulundu.
2019’dan beri askıya alınan bu müzakerelerin, BM Batı Sahra Özel Temsilcisi Staffan de Mistura himayesinde devam etmesi bekleniyor.
Ancak Cezayir daha önce müzakere masasına dönmeyi reddettiğini açıklarken, Polisario Cephesi BMGK’nın kararını kınadı.
Öte yandan, İtalya Dışişleri Bakanı Luigi Di Maio, Faslı mevkidaşı Nasır Burita ile yaptığı telefon görüşmesinde, Fas’ın bu ihtilafla ilgili olarak BM çerçevesinde yürüttüğü ciddi ve inandırıcı çabaları memnuniyetle karşıladığını dile getirdi.
İki bakan, Avrupa Konseyi’nin, Fas ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki tarım ve balıkçılık anlaşmalarına ilişkin girişimlerinin önemine de değindi.



İsrail, Gazze’deki kafeyi 230 kiloluk bombalarla vurdu

İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)
İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)
TT

İsrail, Gazze’deki kafeyi 230 kiloluk bombalarla vurdu

İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)
İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)

İsrail, Gazze’de internete erişim sağlayan kafeye düzenlediği saldırıda 230 kilogramlık bombalar kullandı.

Guardian’ın haberinde, İsrail ordusunun pazartesi günü düzenlediği saldırıda Amerikan yapımı MK-82 bombalarından kullandığı yazılıyor. Bu bombalar büyük bir krater oluşturuyor ve şarapnelin geniş bir alana yayılmasına yol açıyor.

El Beka adlı kafeye yapılan saldırıda en az 41 Filistinli öldürülmüş, 75 kişi yaralanmıştı. Hayatını kaybedenler arasında 4, 12 ve 14 yaşlarındaki çocuklar da vardı.

Gazetenin bombanın parçalarına dair elde ettiği fotoğrafları inceleyen uzmanlar, sivillerin böyle bir mühimmatla kasten vurulmasının savaş suçu teşkil edebileceğine dikkat çekiyor.

Kopenhag Üniversitesi'nde uluslararası hukuk alanında çalışan Marc Schack şunları söylüyor:

Bu tür bir mühimmatın kullanımını gerekçelendirmek neredeyse imkansız. Eğer 20, 30, 40 ya da daha fazla sivil kayıptan bahsediyorsanız, bu genellikle çok büyük öneme sahip bir hedef olmalıdır. Afganistan ve Irak'taki koalisyon güçleri açısından çok üst düzey bir hedef için kabul edilen rakam 30'dan az sivilin öldürülmesiydi, o zaman da istisnai koşullar söz konusuydu.

Diğer yandan saldırının ardından İsrail Savunma Kuvvetleri’nden (IDF) yapılan açıklamada “asla sivillerin hedef alınmadığı” ileri sürüldü. Ayrıca saldırıdan önce sivil kaybın azaltılması için adımlar atıldığı savunuldu. Analistler, İsrail ordusunun drone’larla kafe etrafındaki sivilleri görmesine rağmen saldırı düzenlediğini söylüyor.

Filistinli bir aile tarafından 40 yıl önce kurulan kafe, hızlı internet bağlantısıyla öğrenciler, gazeteciler ve uzaktan çalışanların sık uğradığı bir mekandı.

İsrail ordusu Gazze’yi her gün bombalarken bölgede ateşkes sağlanması için yürütülen çalışmalar da hızlandı.

İsrail medyasındaki haberlerde, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun 7 Temmuz’da yapacağı ABD ziyareti öncesinde ateşkes anlaşmasının imzalanmasının hedeflendiği yazılıyor.

Ayrıca ABD Başkanı Donald Trump’ın İsrail tarafından kabul edildiğini savunduğu 60 günlük ateşkes teklifine Hamas’ın da sıcak baktığı ileri sürülüyor. Anlaşmaya dair detaylar resmi kanallardan paylaşılmadı. Ancak haberlerde Hamas’tan kalan 50 rehinenin tamamını serbest bırakmasının isteneceği aktarılıyor.

Hamas’ın buna yanıtını cuma akşamına kadar arabuluculara sunması bekleniyor. Filistinli örgütün, Gazze’ye yardım girişine izin verilmesi ve İsrail ordusunun bölgedeki işgalini sonlandırması taleplerinden geri adım atmayacağı belirtiliyor. Anlaşma kapsamında IDF’nin Gazze’deki bazı bölgelerden çekilebileceği savunuluyor.

Independent Türkçe, Guardian, Times of Israel, Haaretz