Rusya, koronavirüs kaynaklı ölüm oranında artış yaşıyor

Önceki gün Moksova’daki bir metro istasyonunda yapılan koornavirüs testi (Reuters)
Önceki gün Moksova’daki bir metro istasyonunda yapılan koornavirüs testi (Reuters)
TT

Rusya, koronavirüs kaynaklı ölüm oranında artış yaşıyor

Önceki gün Moksova’daki bir metro istasyonunda yapılan koornavirüs testi (Reuters)
Önceki gün Moksova’daki bir metro istasyonunda yapılan koornavirüs testi (Reuters)

Rusya son iki günde yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının yayılmasında sınırlı bir düşüş kaydederken, virüs kaynaklı ölümlerde ise yeni artışlar yaşadı.
Başkent Moskova ve Rusya’nın bazı bölgelerindeki makamlar, yeni kapatma önlemlerini uygulamaya niyetli olmadıklarını belirtirken, aşı merkezlerine olan düşük talebe karşı koymak için zorunlu aşı fikrinin yaygınlaştırılmasına doğru gidildiği görülüyor.
Rusya Korona Virüs Mücadele Merkezi, son 24 saat içerisinde günlük vaka sayısında yeni bir düşüş tespit edildiğini duyurdu. Önceki gün vaka sayısı 39 bini aşarken, dün vaka sayısında 38 bine düşülmesi bu eğilimin önümüzdeki günlerde de devam edeceği beklentisine soktu. Geçtiğimiz haftalarda Rusya, günde 40 bini aşkın vakaya neden olan salgının şiddetlenmesine tanıklık etti.
Moskova ve Saint Petersburg, en yüksek vaka oranlarına sahip en tehlikeli şehirler arasındaki yerlerini korudu. Buna rağmen Moskova Belediye Başkanı Sergey Sobyanin, yetkililerin hali hazırda yeni kapatma önlemleri almayı düşünmediğini dile getirdi. Rusya’da özellikle orta ve küçük sektör iş dünyasının uyguladığı baskı, son dönemde katı tedbirlerden kaçınılmasının en önemli nedenlerinden birini oluşturuyor.
Buna karşılık Rusya’da koronavirüs kaynaklı ölü sayısında sürekli bir artış yaşanıyor. Son 24 saatte bin 239 kişi hayatını kaybetti. Tıp çevreleri bu eğilimin önümüzdeki günlerde de devam etmesini bekliyor. Rusya’da nüfus oranına göre  ölüm oranları sınırlı kalsa da son yaşanan artışlar ilgili hükümet çevreleri için endişe verici görünüyor.
Rusya İnsan Sağlığı ve Tüketici Haklarını Koruma Servisi (Rospotrebnadzor) Başkanı Anna Popova dün gerçekleşen hükümet toplantısı sırasında son vakalara ilişkin yaptığı açıklamada, geçtiğimiz hafta 100 bin kişiden 191 vakanın görüldüğünü söyledi. Haftalık yayılma oranının yüzde 2,1 olduğunu söyleyen Popova, bunun hükümet tarafından dayatılan zorunlu tatiller sırasında yaşandığını bildirdi. Popova’ya göre, vakaların artış oranı yaklaşık dört hafta önceydi. Geçtiğimiz haftalarda yüzde 18’lere ulaşan vaka oranı, son günlerde vaka sayısında yaşanan düşüşün derecesini gösteriyor.
Yetkili, yaş oranına göre ergenler ve çocuklar arasında vaka sayılarında yaşanan düşük orana dikkati çekerek, 18 ila 49 yaş arasında vaka sayısının arttığını ancak vakaların 60 yaşın üzerindeki yetişkinler arasında artış göstermeye devam ettiğini bildirdi. Popova, vaka sayılarının 65 yaş üstü vatandaşlar arasında üst sınırda yer aldığını ifade ederek, salgına karşı koymanın tek yolunun aşılama olduğunu vurguladı.
Resmi verilere göre Rusya'da 60 milyondan fazla kişi koronavirüs aşısının ilk dozunu aldı ve bunların 57,2 milyondan fazlası ikinci dozla aşıyı tamamladı. Başbakan Yardımcısı ve koronavirüsle mücadeleden sorumlu Operasyon Merkezinin başkanı Tatyana Golikova, Rusya Devlet Başkanı Vladiir Putin’in de katıldığı hükümet toplantısında, ülkedeki sürü bağışıklığının yüzde 48'e ulaştığını söyledi.
Golikova, Rus ve yabancı uzmanlara göre, nüfusu korumak için yüzde 90 ila 95 düzeyinde bir toplu bağışıklık oranına ulaşmak gerektiğinin altını çizerek, planları dahilindeki  yüzde 80 oranına ulaşmayı koruduklarını kaydetti. Yetkili, son üç hafta içerisinde vaka artış hızının düştüğünü aktardı. Rusya'da koronavirüs hastaları için hastanelerdeki yatak sayısının yüzde 83'ünün hali hazırda dolu olduğuna dikkati çeken Golikova, bu durumun yaygınlık oranlarının devam etme risklerini gösterdiğini vurgulayarak, sahra hastanelerinde 201 bini oksijen kaynağı ile donatılış 301 bin 5 yeni yatağın olduğunu dile getirdi.
Diğer yandan Rus makamlarının  zorunlu aşılama kararlarını kademeli olarak genişletmeye başladığı görülüyor. Bazı küçük ve orta ölçekli bölgelerde benzer kararlar alınırken, meslek ve yaş grupları da önemli bir etken olarak görülüyor. Petersburg kentindeki sağlık otoriteleri, 60 yaş üstü  vatandaşlar ve kronik hastalıkları olan  kent sakinlerine karşı zorunlu aşılamanın dayatıldığını duyurdu.
Petersburg başhekimi Natalia Bashketova tarafından yayınlanan kararname, prosedürün solunum, kardiyovasküler ve endokrin sistem hastalıklarından mustarip hastaları kapsadığını gösteriyor.
Dün yayınlanan istatistiklere göre St. Petersburg, Rusya'da ölüm sayısı bakımından başkent Moskova'dan sonra ikinci, yeni günlük vaka sayısı bakımından ise Moskova ve kırsalından sonra üçüncü sırada yer alıyor.



Trump: Gazze anlaşmasının ikinci aşaması başladı, Mısır önemli bir rol oynuyor

TT

Trump: Gazze anlaşmasının ikinci aşaması başladı, Mısır önemli bir rol oynuyor

Trump: Gazze anlaşmasının ikinci aşaması başladı, Mısır önemli bir rol oynuyor

ABD Başkanı Donald Trump Pazartesi günü Gazze anlaşmasının ikinci aşamasının başladığını söyledi. Gazze'deki savaşı sona erdirmek için düzenlenen uluslararası zirve öncesinde Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah el-Sisi ile bir araya gelen Trump, Kahire'nin İsrail ile Hamas arasında imzalanan son ateşkes anlaşmasında önemli bir rol oynadığını belirtti.

ABD Başkanı, Mısırlı mevkidaşı ile birlikte eş başkanlığını üstlendiği Gazze'deki savaşı sona erdirmek için düzenlenen zirveye katılmak üzere Mısır'ın Şarm el-Şeyh kentine geldi.

Trump, İsrail'den üç saat geç geldi. İsrail'de Knesset'te yaptığı konuşmada “yeni bir Ortadoğu için tarihi bir şafak”tan bahsetti. Zirvede, iki yıl süren yıkıcı savaşın ardından İsrail ile Hamas arasında ateşkesin sağlanması için bir anlaşma imzalanması bekleniyor.


İran Cumhurbaşkanı: Zorbalığa boyun eğmeyeceğiz

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan (Reuters)
İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan (Reuters)
TT

İran Cumhurbaşkanı: Zorbalığa boyun eğmeyeceğiz

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan (Reuters)
İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan (Reuters)

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, "16 komşusu olan İran gibi bir ülke için yaptırım ve baskı politikası kolay kolay meyve vermez" dedi.

Bugün ülkenin dört bir yanındaki il başkanlarıyla toplantıya başkanlık eden Pezeşkiyan, "Komşularımızla etkileşimlerimizi iyi yönetebilirsek, baskıların üstesinden gelebiliriz" diye konuştu. İçişleri Bakanı'na, sınır illerinin yöneticileri ile istişare ederek komşu ülkelerdeki mevkidaşlarıyla etkileşim ve iş birliği planı geliştirilmesi talimatını verdi.

Pezeşkiyan şöyle devam etti: "Biz İran'da kimseye irademizi dayatmak istemiyoruz, ancak aynı zamanda baskıya veya zorbalığa boyun eğmiyoruz. Kimsenin toprağına göz dikmiyoruz; ancak dayanışmamız, iş birliğimiz ve birliğimizle toprağımıza göz dikenlerin gözünü kör edeceğiz."

İran, nükleer programı nedeniyle yaptırımların yeniden uygulanmasıyla yoğun bir Amerikan ve Batı baskısı altında. Tahran ve Washington arasındaki doğrudan diyalog ise askıda.

Ancak Washington, topu İran'ın sahasına atıyor. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, "Washington, Tahran ile doğrudan ve ciddi bir diyaloğa girmeye hazır, ancak İran rejimi yetkilileri şimdiye kadar bu teklifi reddetti" dedi.

İran International'ın bugün ismi açıklanmayan bir Dışişleri Bakanlığı sözcüsünden aktardığına göre, Washington, Başkan Donald Trump'ın açıkladığı gibi, ABD'nin, İran'ın nükleer programını askıya alması karşılığında anlamlı müzakerelere ve tam iş birliğine hazır olduğunu ifade etti.

“Başkan Trump, İran'ın nükleer silaha sahip olamayacağını defalarca vurguladı. Bu, ABD'nin kesin ve değişmez bir tutumu. ABD başkanının da söylediği gibi, İranlılar müzakere etmek istiyorlarsa, top onlardadır. Bu diyalogdan fayda sağlayacak olanlar onlardır.”

ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Washington'un Tahran ile doğrudan diyalog kurmaya şartlı olarak hazır olduğunu açıklaması, İranlı yetkililerin daha önce Beyaz Saray'ın Tahran'ın müzakerelerle ilgili gönderdiği sayısız mesaja yanıt vermediğini belirttiği bir zamanda geldi.

Ancak 9 Ekim Perşembe günü ABD Başkanı Donald Trump, İran rejimi yetkililerinin kendi yönetimiyle temasa geçerek “barış arayışında” olduklarını ve Gazze'deki savaşı sona erdirmek için varılan anlaşmaya güçlü destek verdiklerini ifade ettiklerini açıkladı.

Trump, ABD yönetimiyle Beyaz Saray'da yaptığı görüşmede, İran nükleer meselesindeki çıkmazın çözülmesinin, geçen haziran ayında ABD ve İsrail'in gerçekleştirdiği saldırıların ardından ülkenin yeniden inşasının önünü açacağını umduğunu söyledi ve İran'ın "nükleer silaha sahip olamayacağını" vurguladı.

Trump, "İran'a bir saldırının kesinlikle gerekli olduğuna inanıyorum çünkü eğer bu olmasaydı, İran muhtemelen şimdiye kadar birkaç nükleer silaha sahip olurdu. Bu durumda, bir anlaşma imzalasak bile, belirsizliklerle dolu, anlam ve etkiden yoksun olurdu" ifadesini kullandı.

Trump, "İran artık farklı. Yetkilileri bize barış için çalışmak istediklerini söylediler ve bu anlaşmaya tam desteklerini açıkladılar. Bu anlaşmanın mükemmel olduğuna inanıyorlar. Tavırlarını takdir ediyoruz ve İran ile iş birliği yapacağız" şeklinde konuştu.

Trump, "İran'a önemli yaptırımlar uyguladık, ancak ülkelerini yeniden inşa edebileceklerini umuyoruz; nükleer silaha sahip olamazlar" dedi.

Trump'ın bu sözleri, ABD Hazine Bakanlığı'nın İran'a kapsamlı ek yaptırımlar uygulamasının ardından geldi.

ABD Başkanı, 5 Ekim Pazar günü, nükleer programını yeniden başlatmaya kalkışması halinde ABD'nin "İran ile tekrar muhatap olacağı" konusunda uyardı.

ABD'nin, İsrail'in Tahran'a karşı başlattığı sürpriz askeri harekâtın bir parçası olarak 22 Haziran'da İran'ın nükleer programının üç önemli tesisini hedef aldığını belirtmekte fayda var. Gözlemciler, bu saldırının İran'ın askeri altyapısına on yıllardır verilen en ağır darbe olduğunu değerlendiriyor. Trump, saldırılardan iki gün sonra ateşkes emri verdi.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, 7 Ekim Salı günü yaptığı açıklamada, Tahran ve Washington arasında "müzakere yoluyla çözüme" ulaşmaktan başka bir çözüm olmadığını belirtti.

X platformunda yaptığı bir paylaşımda, geçen haziran ayında İran'ın nükleer programıyla ilgili yapılan müzakerelere atıfta bulunarak, Tahran ve Washington'ın "yeni ve tarihi bir nükleer anlaşmaya varmaya yakın" olduğunu söyledi.

28 Ağustos'ta İngiltere, Fransa ve Almanya, BM'nin İran'a yönelik yaptırımlarını yeniden yürürlüğe koyması için 30 günlük bir süre tanıdı. Bu süreç, Tahran'ın müttefiklerinin yaptırımları erteleme veya arabuluculuk girişimlerinin ardından Tahran'a yönelik yaptırımların yeniden yürürlüğe girmesiyle sona erdi.

Şamhani

İran Yüksek Ulusal Savunma Konseyi üyesi Ali Şamhani ise “yaptırımlar, dünyadaki ülkelerin silahlanma konusunda bizimle ciddi bir iş birliği yapmasını engelliyor” dedi.

Şarku’l Avsat’ın IRNA’dan aktardığına göre Şamhani, "Muhammed Hatemi (eski İran Cumhurbaşkanı) döneminde Savunma Bakanı olarak atandığımda nükleer bomba üretmeyi umuyordum. O döneme geri dönebilseydim, kesinlikle atom bombası üretmeyi tercih ederdim" ifadelerini kullandı.

Şamhani ayrıca, İran eski Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile birlikte "Ukrayna uçağının Devrim Muhafızları füzeleri tarafından düşürüldüğünü en başından beri bildiklerini" kabul etti.

İran eski Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin uçağının düşmesinin ardından ölümüyle ilgili olarak Şamhani, "Araştırmacıların teknik kapasitesine göre, herhangi bir dış veya İsrail kaynaklı bir olay söz konusu değil, ancak sebep teşhis kapasitemizin ötesinde olabilir" şeklinde konuştu. 


Medvedev: Tomahawk füzelerinin Ukrayna'ya verilmesinin özellikle Trump açısından ciddi sonuçları olacak

Bir ABD savaş gemisinden fırlatılan Tomahawk füzeleri (Reuters)
Bir ABD savaş gemisinden fırlatılan Tomahawk füzeleri (Reuters)
TT

Medvedev: Tomahawk füzelerinin Ukrayna'ya verilmesinin özellikle Trump açısından ciddi sonuçları olacak

Bir ABD savaş gemisinden fırlatılan Tomahawk füzeleri (Reuters)
Bir ABD savaş gemisinden fırlatılan Tomahawk füzeleri (Reuters)

Eski Rusya Devlet Başkanı Dmitriy Medvedev bugün yaptığı açıklamada, ABD'nin Ukrayna'ya Tomahawk füzeleri tedarik etmesinin ABD Başkanı Donald Trump için vahim sonuçlar doğurabileceğini söyledi.

Sosyal medyada Trump'a defalarca yüklenen Medvedev, konvansiyonel Tomahawk füzeleri ile nükleer savaş başlığı donanımlı füzeleri fırlatıldıktan sonra ayırt etmenin imkânsız olduğunu belirtti. Bu husus, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in sözcüsü tarafından da vurgulanmıştı.

Medvedev, Telegram'da yaptığı bir paylaşımda, “Rusya nasıl tepki vermeli?” diye sordu. Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre bu, Moskova'nın tepkisinin nükleer olacağına dair bir ipucu gibi görünüyor.

Trump dün, Putin Ukrayna'daki savaşı sona erdirmezse Kiev'e uzun menzilli Tomahawk füzeleri tedarik edebileceğini yineledi.

Trump şunları söyledi: “Evet, belki ona (Putin) savaş çözülmezse bunu kolayca yapabileceğimizi söyleyeceğim. Yapmayabiliriz, ama yapabiliriz de... Tomahawk füzelerinin kendilerine nişan alınmasını isterler mi? Sanmıyorum.”

Medvedev ise sosyal medya hesabında şöyle yazdı: “Bunun da boş bir tehdit olduğunu ummak zorundayız... Rusya'ya nükleer denizaltılar göndermek gibi.” Bu ifadeleriyle, Trump'ın ağustos ayında, Medvedev'in savaş tehdidi hakkındaki ‘son derece kışkırtıcı’ açıklamalarına yanıt olarak iki nükleer denizaltının Rusya'ya yaklaşmasını emrettiğini belirten açıklamasına atıfta bulunuyordu.

Putin, Ukrayna'ya 2 bin 500 kilometre menzile sahip ve Moskova da dahil olmak üzere Rusya'daki herhangi bir yeri vurabilen Tomahawk füzeleri tedarik etmenin Moskova ile Washington arasındaki ilişkileri bozacağını söyledi.

Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenskiy, Ukrayna'nın Tomahawk füzelerini yalnızca askeri amaçlarla kullanacağını ve tedarik edilmesi halinde Rusya'daki sivilleri hedef almayacağını ifade etti.