Göç İdaresi Başkanlığı: "Muz yeme" videosu paylaşan 45 kişi sınır dışı edilmek üzere merkezlere sevk edildi

Açıklamada, 45 yabancı uyruklu şahsın halen geri gönderme merkezlerinde gözetim altında tutulduğu kaydedildi

AA
AA
TT

Göç İdaresi Başkanlığı: "Muz yeme" videosu paylaşan 45 kişi sınır dışı edilmek üzere merkezlere sevk edildi

AA
AA

Göç İdaresi Başkanlığı, sosyal medyada provokatif "muz yeme" videoları paylaşan kişilerin sınır dışı edilmek üzere "Geri Gönderme Merkezleri" ne sevk edildiğini duyurdu.
Başkanlık yaptığı yazılı açıklamada, dün Meclis komisyounda gündeme gelen konunun kamuoyuna yanlış yansıtıldığı belirterek şunları kaydetti:
"TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonuna bağlı Göç ve Uyum Alt Komisyonu'nda düzensiz göçle mücadele konusunda genel bilgi veren Başkan Yardımcımız, kendisine yöneltilen sosyal medyada paylaşılan provokatif muz görüntüleri ile ilgili bir soruya cevap verirken sorunun cevabı yazılı olarak istenmiş, sözlü cevap yarım kalmış bu da kamuoyuna yanlış yansıtılmıştır."
Bahse konu "provokatif paylaşımları" yapan 45 yabancı uyruklu şahsın tespit edildiğinin hatırlatıldığı açıklamada, "Bu şahıslar adli işlemlerin ardından sınır dışı edilmek üzere Geri Gönderme Merkezlerine sevk edilmiştir.  İşlemleri devam eden 45 yabancı uyruklu şahıs halen Geri Gönderme Merkezlerinde idari gözetim altında bulunmaktadır" denildi.

Ne olmuştu?
Bir Youtube kanalında 17 Ekim’de yayınlanan sokak röportajında, bir Türk vatandaşının Suriyeli gence “Ben muz yiyemiyorum, siz kilolarca muz alıyorsunuz” ifadelerini kullanmıştı.
Bunun üzerine Türkiye’de yaşayan bazı yabancılar uyrukluların, muz yedikleri videoları paylaşmaya başlamıştı. 
Sözkonusu paylaşımlar "provokasyon’ olarak değerlendirilmiş ve soruşturma başlatılmıştı.
 
Independent Türkçe



Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
TT

Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz ile Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer arasında dün yapılan telefon görüşmesinde, bölgedeki anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi gerektiği vurgulandı.

Görüşmede, bölgedeki son gelişmeler ve İsrail'in İran'a yönelik askeri operasyonlarının yansımaları ele alınırken, tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi ve gerilimin azaltılması için her türlü çabanın sarf edilmesinin önemine değinildi.

Diğer yandan İsrail'in İran'a yönelik saldırısı bağlamında Suudi Arabistan ve Türkiye, gerilimin düşürülmesi ve itidalli davranılması için her türlü çabanın sarf edilmesi gerektiğini ve diyaloğa dönülerek tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesinin önemini vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’dan aktardığına göre, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki telefon görüşmesinde, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının ardından bölgede yaşanan gelişmeler gözden geçirildi ve söz konusu gelişmelerin krizin çözümüne yönelik mevcut diyaloğun kesintiye uğramasına yol açtığı ifade edildi.

Türk devlet televizyonu TRT, iki tarafın bölgesel ve küresel konuları ele aldığını belirtti. Erdoğan'ın, Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail'in ‘bölgenin istikrar ve güvenliğine en büyük tehdidi oluşturduğunu’ söylediği ve bu tehdidin İran'a yönelik saldırıyla bir kez daha ortaya çıktığını belirttiği aktarıldı.

Erdoğan, ABD ile İran arasında nükleer müzakereler yoluyla uzlaşma arayışlarının sürdüğü bir dönemde İsrail'in İran'a yönelik saldırısının barış çabalarını baltalamayı amaçladığını ve İsrail saldırılarının İsrail'in ‘bölgesel ve küresel güvenliği sorumsuzca tehdit ettiğini’ bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti.

Görüşme sırasında Erdoğan, ‘bölgenin yeni bir krizi kaldıramayacağı ve yıkıcı bir savaşın bölgedeki tüm ülkelere düzensiz göç dalgaları yaratabileceği’ uyarısında bulunarak, ‘nükleer anlaşmazlığın ancak devam eden müzakereler yoluyla çözülebileceğini’ vurguladı.