Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni aramızda görmeyi canıgönülden arzu ediyoruz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Konseyi 8. Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, "Aile resmimizin daha da zenginleşmesi için önümüzdeki dönemde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni aramızda görmeyi canıgönülden arzu ediyoruz." dedi.

AA
AA
TT

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni aramızda görmeyi canıgönülden arzu ediyoruz

AA
AA

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nda "Yeşil Teknolojiler ve Dijital Çağda Akıllı Şehirler" teması altında düzenlenen Türk Konseyi 8. Zirvesi'nde konuştu.
Konsey'e üye ülkelerin liderlerini medeniyetlerin beşiği İstanbul'da misafir etmekten büyük bahtiyarlık duyduğunu dile getiren Erdoğan, "Aile Meclisimizin, Kadirli Doğanım Sayın Berdimuhammedov’un da gözlemci olarak iştirakiyle ikmalinden ayrı bir memnuniyet duyuyorum." ifadelerini kullandı.
Tarihi kararlara imza atılacak zirvenin ülkeleri ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, dönem başkanlığının devralındığı Azerbaycan'ı, salgına rağmen yürüttükleri başarılı çalışmalar için tebrik etti. Erdoğan, bu sabah İstanbul'un tarihi yarımadasında, Konsey'in sekretaryasına tahsis ettikleri yeni binada üye ülke bayraklarının birlikte göndere çekilmesinin mutluluğunu paylaştıklarını dile getirdi.
Zirvede birçok ilklere de şahitlik edileceğine vurgu yapan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kurumsallaşmasını geliştiren, bölgesinde ve ötesinde itibarını artıran Konseyimizin adını Türk Devletleri Teşkilatı olarak değiştiriyoruz. Tabii bu tarihi değişikliğin sadece sözde kalmaması, fiiliyata da dönüşmesi gerekiyor. Gerek sekretaryanın yapısı ve çalışma usulleri gerek siyasi, iktisadi ve toplumsal dayanışmamız aile meclisimizin örgüt niteliğini yansıtmalıdır. Ülkelerimizi ve bölgemizi ilgilendiren meseleleri ve fırsatları istişare etmek için teşkilatımızdan daha fazla faydalanmalıyız. Bu manada, Dışişleri Bakanlarımızın 27 Eylül'de Afganistan konusunda yaptıkları olağanüstü toplantı bir ilki teşkil etmiştir. Türk Devletleri Teşkilatı olarak Gözlemci Üyemiz Macaristan'la birlikte salgın karşısında verdiğimiz ortak mücadele de bir diğer başarı örneğidir. Bugün ayrıca değerli katkılarınızla hazırlanan Türk Dünyası 2040 Vizyon Belgesi'ni uygulamaya alacağız. Bu belge, ufkumuzun sadece üye ülkelerle sınırlı kalmadığını gösterecek, barış, huzur ve refahı tüm bölgemize yayma irademizin tezahürü olacaktır."

"Ülkelerimiz arasındaki ticaretin önündeki tarife dışı tüm engelleri kaldırmalıyız"
Siyasi ve toplumsal dayanışmada olduğu gibi iktisadi ve ticari iş birliğini de müşterek adımlarla çeşitlendirmek ve güçlendirmek durumunda olduklarını belirten Erdoğan, toplam ticaret hacminin yaklaşık 21 milyar dolar düzeyinde seyrettiğini, bu rakamın, dünyanın geri kalanıyla olan toplam ticaret hacminin sadece yine yaklaşık yüzde 3'üne tekabül ettiğini anlattı.
"Dilde, fikirde, amelde birlik" anlayışıyla bu rakamın yüzde 10'lara taşınması gerektiğini dile getiren Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Hem ticaretimizi hem karşılıklı yatırımlarımızı süratle artırmalıyız. Ülkelerimiz arasındaki ticaretin önündeki tarife dışı tüm engelleri kaldırmalıyız. Bu maksatla Ticareti Kolaylaştırma Strateji Belgesi'nin imzalanmasına özellikle önem veriyorum. Ancak, kara, hava ve deniz yollarıyla birbirimize sımsıkı bir şekilde bağlanamazsak, istediğimiz sonuçları elde edemeyiz. Transit geçiş belgelerini artık gündemimizden çıkarmalı, gümrük mevzuat ve uygulamalarımızı uyumlaştırmalı, geçiş ücretlerini rekabetçi bir düzeye çekmeliyiz. Bu doğrultuda, Uluslararası Kombine Yük Taşımacılığı Anlaşması'nı bir an önce imzalamalıyız. Böylelikle, Hazar Geçişli Uluslararası Doğu-Batı Orta Koridor başta olmak üzere, aramızdaki tüm yolları bu coğrafyanın ana arterleri haline getirebiliriz. Azerbaycan-Nahçıvan bağlantısı da bu anlamda hayati nitelik arz ediyor. Bölgenin transit ve lojistik merkez olma konumundan şüphesiz hepimiz istifade edeceğiz. Malum, Sayın Binali Yıldırım'ı Aksakallar Konseyi'ne Türkiye'nin Aksakalı olarak atadık. Binali Bey'in, tecrübesi ve birikimiyle ulaştırma başta olmak üzere Konsey'in çalışmalarına her alanda değerli katkılar sağlayacağına inanıyorum. Üstlendiği bu önemli görevde kendisine başarılar diliyorum."

"Dijital dönüşüme liderlik etmeliyiz"
Zirvenin temasının "Yeşil Teknolojiler ve Dijital Çağda Akıllı Şehirler" olduğunu aktaran Erdoğan, çevre kirliliği ve iklim değişikliğiyle mücadele konularında, Türkiye olarak daima hassasiyet gösterdiklerini söyledi.
Paris İklim Anlaşması'nı onaylayıp yürürlüğe koyarak iklim değişikliğiyle mücadele ve uyum noktasında yeni bir dönemin kapılarını açtıklarına değinen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Dönem başkanlığımız süresince bu küresel meselede çok taraflı iş birliğinin geliştirilmesi için yoğun çaba harcayacağız. Bu adımlarımızı, bölgemizin dijital çağda çevreye en duyarlı şekilde inkişafı için uzun soluklu bir çabanın ilk adımı olarak nitelendiriyoruz. Önümüzdeki süreçte şehirlerimizi, yeni teknolojileri ve yenilikçi yaklaşımları kullanarak 'akıllı şehirlere' dönüştürmeliyiz. Akıllı şehir çözümlerinin temelini veri odaklı stratejiler ve bu stratejilerin üretimi ileri düzeyli teknolojiler oluşturacaktır. Ulusal Yapay Zeka Stratejimizi geliştirerek, bu doğrultuda bir üst aşamaya çıkacak adımı attık. Stratejimizi teşkilatımıza da teşmil ederek, müşterek bir saydam ve katılımcı Yapay Zeka Portalı'nın tesisi için çalışmaya başlayalım istiyoruz. Teşkilat olarak bu konularda ortak politikalar geliştirmeli ve dijital dönüşüme liderlik etmeliyiz. Bu doğrultuda, tüm paydaşlarla birlikte 'insan odaklı' ortak stratejik planlar oluşturmalı, dijital dönüşümün yol haritasını belirlemeliyiz. Yeşil büyümeye yönelik ortak projelere birlikte imza atmalıyız. Akıllı şehircilik alanında işgalden azat edilen Zengilan'da başlatılan atılım, Türkistan'ın kalkınması, Ahal'deki yoğun faaliyetler, Budapeşte'deki uygulamalar, Kırgızistan ve Özbekistan'daki çalışmalar takdire şayandır."

Doğal afetlerle mücadelede iş birliği
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, karşı karşıya kalınan bir diğer hakikatin ise küresel ısınmanın da etkisiyle doğal afetlerin sayısının ve yıkıcı sonuçlarının katlanarak artması olduğunu vurgulayarak, "Bu vesileyle, yaz aylarında yaşadığımız büyük yangınların söndürülmesinde bizimle dayanışma gösteren tüm dost ülkelere teşekkür ediyorum. Doğal afetlerle mücadele noktasında da iş birliğimizi geliştirmemiz gerekiyor. Türkiye olarak bu amaçla; arama, kurtarma ve doğal afetler sonrası rehabilitasyon konularında ortak hareket etmek üzere 'Türk Devletleri Teşkilatı Sivil Koruma Mekanizması' kurulmasını teklif ediyoruz." diye konuştu.

Terör örgütleriyle ortak mücadele
Terör örgütleriyle ortak mücadelenin de gündemin önemli unsurlarından biri olması gerektiğini belirten Erdoğan, "PKK-YPG, DEAŞ ve FETÖ gibi şer odakları başta olmak üzere, terörün her türlüsüyle mücadelemizi sürdürmeye kararlıyız. Bu konuda iş birliğimizi artırmalıyız. Ayrıca İslam ve yabancı düşmanlığı gibi çağımızın vebası olan yıkıcı akımlarla mücadelede birlikte hareket etmeliyiz." ifadesini kullandı.

"TEKNOFEST'i gelecek sene Azerbaycan'da gerçekleştireceğiz"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, teşkilatın uluslararası bir kuruluş olarak cazibe merkezi haline dönüştüğünü memnuniyetle müşahede ettiklerinin altını çizerek, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Bu kapsamda teşkilatımızın gözlemcilik statüsü ve ortaklık kurma usullerine ilişkin kararları da bugün kabul edeceğiz. Aile resmimizin daha da zenginleşmesi için önümüzdeki dönemde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni aramızda görmeyi canıgönülden arzu ediyoruz. Türk dünyasının ayrılmaz bir parçası olan Kıbrıs Türklerinin maruz bırakıldığı tecrit ve ambargonun hafifletilmesinde kıymetli desteklerinize güveniyorum. Dönem Başkanlığımızda Dünya Göçebe Oyunlarının dördüncüsüne de ev sahipliği yapacağız. İkincisini mart ayında düzenleyeceğimiz Antalya Diplomasi Forumu'na hepinizi özellikle davet ediyorum. Dört yıldır ülkemizde başarıyla düzenlenen TEKNOFEST'i gelecek sene Azerbaycan'da gerçekleştireceğiz. TEKNOFEST'in önümüzdeki yıllarda diğer kardeş ülkelerde de düzenlenmesi yararlı olacaktır. Bu düşüncelerle sözlerime son verirken, birliğimizin tarihi dönüm noktalarından biri olan zirvemizin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Genel Sekreter Bağdat Bey ve sekretarya başta olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ediyorum."

Erdoğan, Aliyev'e "Türk Dünyası Ali Nişanı" takdim etti
Konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Karabağ Zaferi dolayısıyla Türk Konseyi adına "Türk Dünyası Ali Nişanı"nı Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'e takdim etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Aliyev'e hitaben şunları söyledi:
"Sayın Cumhurbaşkanı, aziz kardeşim, muzaffer ali başkumandan İlham Aliyev. Dirayetli liderliğinizde Karabağ'da yaklaşık 30 yıllık süren işgale 44 gün gibi kısa bir sürede son verilmiştir. Bu sadece Azerbaycanlı kardeşlerimiz için değil, Türk dünyası için büyük anlam taşımaktadır. Vatan muharebesi sonucunda yıllardır uygulanmayan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararları hayata geçirilmiştir. Azerbaycan bu şekilde uluslararası kamuoyunun hafızasına adalet mesajını nakşetmiştir. Azerbaycan'ın toprak bütünlüğünü yeniden sağlaması Türk dünyasının birliğini ve beraberliğini pekiştirmiştir. Karabağ'ın azatlığının sembolü olan har-ı bülbül Türk dünyası için zaferin müjdecisi olmuştur. Karabağ Zaferi, sadece işgal altındaki toprakları azat etmemiş, aynı zamanda bölgemizde özlemini duyduğumuz kalıcı barış, istikrar ve iş birliğine giden yolun da önünü açmıştır."
İlham Aliyev'e Türk Dünyası Ali Nişanı'nı takdim etmekten duyduğu bahtiyarlığı dile getiren Erdoğan, azatlık yolunda şehadete erişen kahramanları rahmetle ve minnetle yad etti.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev de Erdoğan'ın girişimiyle böyle bir nişana layık görülmekten duyduğu mutluluğu dile getirdi.



Etiyopya, Mısır'ı Afrika Boynuzu'nda ‘istikrarsızlaştırma kampanyası’ yürütmekle suçluyor

Rönesans Barajı (Reuters)
Rönesans Barajı (Reuters)
TT

Etiyopya, Mısır'ı Afrika Boynuzu'nda ‘istikrarsızlaştırma kampanyası’ yürütmekle suçluyor

Rönesans Barajı (Reuters)
Rönesans Barajı (Reuters)

Etiyopya Dışişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Mısır’ı Afrika Boynuzu bölgesinde ‘Etiyopya’yı hedef alan bir istikrarsızlaştırma kampanyası yürütmekle’ ve ‘gerilimi artırmaya zemin hazırlamakla’ suçladı.

İki ülke arasında Mavi Nil üzerindeki Rönesans Barajı konusunda süren anlaşmazlığa atıfta bulunan bakanlık, açıklamasında Mısır’ın ‘Afrika Boynuzu’nda Etiyopya’yı merkeze alan, ancak onunla sınırlı olmayan bir istikrarsızlaştırma kampanyası yürüttüğünü’ savundu.

Bakanlık, Mısır’ın ‘diyaloğu reddettiğini ve gerilimi artırma niyetini açıkça ortaya koyan düşmanca söylemini yoğunlaştırdığını’ iddia etti.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ise dün yaptığı açıklamada, ülkesinin Etiyopya’nın Rönesans Barajı’na ilişkin tek taraflı adımlarını reddettiğini yineleyerek, “Etiyopya’nın uygulamaları tüm Afrika kıtasının istikrarını tehdit eden ciddi bir tehlike oluşturuyor” dedi.

Mısır Su Kaynakları ve Sulama Bakanlığı da geçen ay yaptığı açıklamada, Etiyopya’nın baraj yönetiminde ‘tek taraflı ve kontrolsüz uygulamalarını’ sürdürdüğünü, bunun ‘havza ülkelerinin hak ve çıkarlarını tehdit eden ciddi riskler barındırdığını’ vurguladı.

Etiyopya, milyarlarca dolara mâl olan dev Rönesans Barajı’nın inşasına Nil Nehri üzerinde 2011 yılında başladı. Mısır ise projeyi, Afrika’nın en uzun nehrindeki tarihi su haklarını tehdit eden bir girişim olarak görüyor.

Afrika Birliği (AfB) arabuluculuğunda Mısır ile Etiyopya arasında yürütülen müzakereler Nisan 2021’de sonuçsuz kalmış; bunun üzerine Kahire, Addis Ababa’ya baskı uygulanması için konuyu Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’ne taşımıştı.


Macron ve Şi Cinping Ukrayna ve ticari İlişkileri görüştü

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Fransız mevkidaşı Emmanuel Macron, Halkın Büyük Sarayı'ndaki tören kıtasını inceliyor (Reuters)
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Fransız mevkidaşı Emmanuel Macron, Halkın Büyük Sarayı'ndaki tören kıtasını inceliyor (Reuters)
TT

Macron ve Şi Cinping Ukrayna ve ticari İlişkileri görüştü

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Fransız mevkidaşı Emmanuel Macron, Halkın Büyük Sarayı'ndaki tören kıtasını inceliyor (Reuters)
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Fransız mevkidaşı Emmanuel Macron, Halkın Büyük Sarayı'ndaki tören kıtasını inceliyor (Reuters)

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, bugün (Perşembe) Pekin’de Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’u ağırladı. Macron’un ziyareti, Çin ile Avrupa arasındaki ticaret dengesizliğinin giderilmesi ve Pekin’in Rusya ile ilişkilerini kullanarak Ukrayna savaşının sonlandırılmasına katkı sağlaması amacıyla gerçekleşti.

Görüşmede konuşan Şi Cinping, Fransa ile “daha istikrarlı” ilişkilere ihtiyaç duyduklarını belirterek, Çin’in “her türlü dış müdahalenin önlenmesi ve Çin–Fransa kapsamlı stratejik ortaklığının daha istikrarlı hale getirilmesi” için birlikte çalışmaya hazır olduğunu söyledi.

gthy
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Pekin'deki Büyük Halk Sarayı'nda düzenlenen resmi resepsiyonundan bir kare (Reuters)

Macron ise Çin ile iş birliğinin Ukrayna’daki savaşın sona erdirilmesi açısından “hayati öneme sahip” olduğunu vurguladı. “Dünyada, Ukrayna’da ve çatışmalardan etkilenen tüm bölgelerde barış ve istikrarı desteklemek için birlikte hareket etmeyi sürdürmeliyiz. Birlikte çalışma kapasitemiz kritik” dedi.

Şi Cinping ve eşi Peng Liyuan, Macron ve eşi Brigitte Macron’u başkentteki Halkın Büyük Salonu’nda resmî törenle karşıladı. Macron çifti, Pekin’e gelişlerinde Çin’in üst düzey diplomatı Wang Yi tarafından da karşılanmıştı.

Macron, 2017’den bu yana dördüncü Çin ziyaretinde Başbakan Li Qiang ile de görüşecek. Ardından, daha önce Fransa’ya gönderilen pandaların geri döndüğü Çengdu kentine geçmesi planlanıyor.

Ukrayna’da ateşkes için Çin’e baskı

Macron’un temaslarında Ukrayna’daki savaş da önemli yer tutuyor. Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot, Pazartesi günü yaptığı açıklamada, Çin’in Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin daimi üyesi olarak “Moskova’ya baskı uygulayabileceğini” belirtti. “Rusya’nın, özellikle de Vladimir Putin’in ateşkesi kabul etmesi için Çin’e güveniyoruz” dedi.

fgthy
Çin Devlet Başkanı'nın eşi, Fransa Devlet Başkanı'nın eşiyle birlikte, Macron'un Büyük Halk Salonu'ndaki resepsiyonunda (Reuters)

Çin, tüm ülkelerin toprak bütünlüğüne saygı ve barış görüşmelerine dönülmesi çağrısı yapmasına rağmen, 2022’de başlayan işgal nedeniyle Rusya’yı hiçbir zaman açık şekilde kınamadı. Batılı ülkeler, Pekin’i Moskova’nın savunma sanayisi için gerekli askeri bileşenleri sağlayarak Rusya’ya ekonomik destek sunmakla suçluyor.

ju
Çocuklar Fransız cumhurbaşkanını karşılamak için bayrak ve çiçek salladılar (Reuters)

Fransız Cumhurbaşkanlığı, Macron’un görüşmede Şi Cinping’e “Çin’in Rusya’ya savaşı sürdürmesine yardımcı olacak herhangi bir imkân sağlamaktan kaçınması gerektiğini” aktaracağını bildirdi.

Macron’un ziyareti, bu hafta Paris’i ziyaret eden Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin Avrupa’ya destek çağrısının ardından gerçekleşti. Zelenskiy, Macron ve Avrupalı liderlerle yaptığı görüşmeler sonrası “Savaşın adil bir şekilde sona ermesi gerektiği konusunda hemfikiriz” mesajı vermişti.

Ticaret gündemi

Macron’un Çin temaslarında ticaret de önemli bir başlık oluşturuyor. Avrupa Birliği, Çin ile 357 milyar dolarlık büyük bir ticaret açığı veriyor. Macron’un danışmanları, Çin’in daha fazla iç tüketim yapması, Avrupalıların ise daha fazla üretmesi gerektiğini belirtiyor.

Macron, daha önce AB’ye Çin’e olan bağımlılığı azaltma ve teknolojide Avrupalı şirketlere öncelik verilmesi çağrısında bulunmuştu. Geçen ay düzenlenen bir Avrupa teknoloji zirvesinde, “Avrupa’nın ABD ve Çinli teknoloji devlerine bağımlı olmak istemediğini” söylemişti.

Macron, üç gün sürecek Çin ziyaretinin son gününde Sichuan eyaletindeki Çengdu kentini ziyaret edecek. Çinli bir diplomat, Fransa’ya yeni pandaların gönderileceğini açıkladı.

Fransız tarafı, Çengdu ziyaretinin “Çin protokolünde son derece istisnai” olduğunu belirterek, Macron tarafından memnuniyetle karşılandığını ifade etti.


İngiltere, suçluları takip etmek için yüz tanıma teknolojisinin kullanımını artırıyor

Big Brother Watch, yüz tanıma teknolojisinin kullanımının artırılmasını ciddi bir gizlilik ihlali olarak nitelendirdi (Arşiv)
Big Brother Watch, yüz tanıma teknolojisinin kullanımının artırılmasını ciddi bir gizlilik ihlali olarak nitelendirdi (Arşiv)
TT

İngiltere, suçluları takip etmek için yüz tanıma teknolojisinin kullanımını artırıyor

Big Brother Watch, yüz tanıma teknolojisinin kullanımının artırılmasını ciddi bir gizlilik ihlali olarak nitelendirdi (Arşiv)
Big Brother Watch, yüz tanıma teknolojisinin kullanımının artırılmasını ciddi bir gizlilik ihlali olarak nitelendirdi (Arşiv)

İngiltere hükümeti tarafından bugün yapılan bir açıklamada, polislerin suçluları yakalamak için yüz tanıma teknolojisinin kullanımını artıracağını duyururken bu teknolojinin kullanımını denetlemek üzere yeni bir kurum kurulmasını önerdi.

Bu teknoloji, son iki yılda yüz tanıma teknolojisini kullanarak tecavüz, aile içi şiddet ve şiddet suçları dahil olmak üzere bin 300 tutuklama gerçekleştiren Metropolitan Polisi tarafından halihazırda kullanılıyor.

Ancak, İngiltere merkezli sivil özgürlükler örgütü Big Brother Watch, yüz tanıma teknolojisinin kullanımının artırılmasının ciddi bir mahremiyet ihlali olduğunu belirtti.

Avrupa'daki yasaların halkı toplu yüz tanıma gözetiminden koruduğunu söyleyen Big Brother Watch’a göre ancak İngiltere, demokratik dünyadan ayrı bir ülke ve burada halk artık bu kameralar tarafından izleniyor ve neredeyse her gün şüpheli muamelesi görüyor.

Metropolitan Polisi, futbol maçları gibi büyük etkinliklerde, izleme listesindeki kişileri tespit etmek için canlı yüz tanıma teknolojisini halihazırda kullanıyor.

Polis Bakanı Sarah Jones yaptığı açıklamada, yüz tanıma teknolojisinin DNA eşleştirmesinden bu yana suçluları yakalamaya yardımcı olan en büyük atılım olduğunu söyledi.

Jones, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu teknoloji, sokaklarımızdan binlerce tehlikeli suçluyu uzaklaştırmaya yardımcı oldu ve polisin güvenliğimizi sağlamasına destek olmak için muazzam bir potansiyele sahip.”

Hükümet, teknolojinin faydalarını ve gizlilik koruması da dahil olmak üzere halkın güvenliğini sağlamak için gerekli önlemleri incelemek üzere on haftalık bir danışma süreci başlatacağını açıklarken polisin yüz tanıma ve benzeri teknolojileri kullanımını denetlemek ve düzenlemek için tek bir kurum oluşturulmasını önerdi.