Cezayir’de kısmi hükümet değişikliği: Üç bakan görevden alındıhttps://turkish.aawsat.com/home/article/3301756/cezayir%E2%80%99de-k%C4%B1smi-h%C3%BCk%C3%BCmet-de%C4%9Fi%C5%9Fikli%C4%9Fi-%C3%BC%C3%A7-bakan-g%C3%B6revden-al%C4%B1nd%C4%B1
Cezayir’de kısmi hükümet değişikliği: Üç bakan görevden alındı
Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, 3 bakanı görevden aldı (Reuters)
Cezayir/ Boualem Goumrassa
TT
TT
Cezayir’de kısmi hükümet değişikliği: Üç bakan görevden alındı
Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, 3 bakanı görevden aldı (Reuters)
Cezayir Enformasyon Bakanı Ammar Bilhiymer’in kısmi bir hükümet değişikliği bağlamında görevden alınması, iki yıldan fazla bir süredir maruz kaldıklarını söyledikleri taciz dikkate alındığında gazeteciler arasında bir rahatlamaya sebep oldu. Cezayir’de Çalışma Bakanı Abdurrahman Lahtaya ve Tarım Bakanı Abdulhamid Hamdani’ de görevden alınırken, gözlemciler geniş kitlelere zarar veren fiyatlarda yaşanan artış sebebiyle Ticaret Bakanı Kemal Rezzak’ın da görevden alınmasını bekliyor.
Cezayir Cumhurbaşkanlığı önceki akşam Facebook hesabından, Bilhiymer’in yerine Fransız kamu gazetesi Afak’ta eski bir gazeteci olan ve birkaç yıl öncesine kadar Enformasyon Bakanlığı Genel Sekreteri olarak görev yapan Muhammed Busüleymani’yi atarak kısmi kabine değişikliğine gidildiğini duyurdu. 2017 yılında kısa bir süre İskan Bakanı olarak görev yapan Cezayir Valisi Yusuf Şerfe ise Çalışma Bakanı oldu. Yeni Tarım Bakanı ise, bakanlığa bağlı bir kurum olan Tarım Arazilere Ulusal Dairesi Müdürü Abdulhafız Hani oldu. Hani daha önce Ulusal Süt Dairesi Müdürü olarak görev yaptı. Cezayir Ulusal Gazeteciler Sendikası Genel Sekreteri Kemal Amrai konuyla ilgili sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Bilhiymer’in Enformasyon Bakanı görevinden alınmasından duyduğu memnuniyeti dile getirerek, doksanlı yılların başından bu yana başkentin batı banliyölerinde bir oteldeki ‘güvenlik odalarında’ kalan birçok gazetecinin görevinden ihraç edilmesinden onu sorumlu tuttu. O dönem yüzden fazla gazeteci terör saldırılarına kurban gitti. Cezayirli birçok gazeteci sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımlarla ‘Cezayir Hakkında Herşey’, ‘Magarip Acil’ gibi büyük internet sitelerinin çökmesinden dolayı Bilheymir’in görevden alınmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. İnternet sitesinin müdürü iktidarının 100. Gününde Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun’un politikasını eleştirdiği bir yazı sebebiyle yargılandı. Bilheymir’in görev süresi boyunca yargı, başkentte gerçekleşen bir gösteri sırasında fotoğraf çeken Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’ne (RSF) bağlı Halid Durrani de yaklaşık bir yıl hapis cezasına çarptırıldı. Bilheyir’in görevde olduğu süre zarfında üç gazeteci hapsedildi. Gazeteciler uzun yıllardır Enformasyon Bakanı’nın görevden alınması için çağrıda bulunuyor. Diğer yandan gözlemciler, Çalışma Bakanı’nın görevden alınmasını, kamu sektörünün çok sayıda işçinin talep ettiği erken emeklilik projesini reddetmesiyle gerçekleştiğini düşünüyor. Tarım Bakanının ise, özellikle de düşük gelirli insanlar için gıda olarak kabul edilen patateslerde yaşanan ciddi kıtlık sebebiyle görevden alındığı düşünülüyor. Piyasalardaki patates kıtlığı, fiyatlarda şaşırtıcı bir artışa neden oldu. Tarım uzmanları, yaşanan kıtlıktan görevden alınan bakanı sorumlu tutuyor.
ABD, Türkiye’nin ve Şera’nın çıkarına olacak şekilde SDG'yi terk eder mi?https://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5100397-abd-t%C3%BCrkiye%E2%80%99nin-ve-%C5%9Fera%E2%80%99n%C4%B1n-%C3%A7%C4%B1kar%C4%B1na-olacak-%C5%9Fekilde-sdgyi-terk-eder-mi
ABD, Türkiye’nin ve Şera’nın çıkarına olacak şekilde SDG'yi terk eder mi?
ABD'nin SDG güçleriyle kurduğu ittifaklar Suriye'deki değişimin gerçekleriyle tezat oluşturuyor (Sosyal medya)
ABD Dışişleri Bakanlığı Siyasi İşler Müsteşar Vekili John Bass, on yılı aşkın bir süredir devam eden Suriye krizinin çözümüne yönelik uluslararası çabalar çerçevesinde, Suriye'nin geleceği ve siyasi geçiş sürecine ilişkin yoğun görüşmelerde bulunmak üzere Ankara'yı ziyaret etti. Görüşmelerde bölgenin istikrarının sağlanması ve DEAŞ’ın yeniden ortaya çıkmasının engellenmesi de dâhil olmak üzere güvenlik ve stratejik bazı konular ele alındı.
Şarku'l Avsat'ın Independent Arabia'dan aktardığı habere göre ABD'nin Suriye'deki askeri varlığının amacının DEAŞ'ın geri dönüşünü engellemek ve bölgedeki güvenliğin istikrarını sağlamak olduğunu belirten Bass, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ve çeşitli bağlantılara sahip Kürt gruplara atıfta bulunarak ABD askerlerinin Suriye’deki varlığının silahlı gruplar tarafından komşu ülkelerin güvenliğine zarar verecek şekilde istismar edilmemesini sağlamak için müttefikleriyle koordinasyon içinde çalıştığını söyledi.
Bass, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bölgedeki ortaklarımıza güven vermek ile varlığımızın herhangi bir düşmanca ya da tırmandırıcı faaliyet için bahane olmamasını sağlamak arasında hassas bir denge kurmanın öneminin farkındayız.”
ABD’li yetkili ayrıca, Washington’ın ABD askerlerinin Suriye'deki varlığının bölgesel gerilimleri arttırmadan siyasi geçişi destekleyici nitelikte kalmasını sağlamak için stratejilerini sürekli olarak değerlendirdiğini de sözlerine ekledi.
Basına sızan bilgilere göre Ankara, ABD'den Suriyeli Kürt grupları desteklemekten vazgeçmesini ve onlara özyönetim gibi istisnai ayrıcalıklar tanımadan Suriye’de kapsamlı bir çözüme dahil olmalarının sağlamasını isterken Washington, Ahmed eş-Şera liderliğindeki Şam'daki geçici yönetim ile Mazlum Abdi liderliğindeki SDG arasında bir diyaloğun başlatılmasını destekliyor.
Ülkesinin SDG'ye PKK üyeleri gibi yabancı terör örgütü üyeleri konusunda yaptığı baskıyla ilgili bir soruya Bass, “Suriye'nin ne bugün ne de gelecekte yabancı terör örgütleri ya da yabancı teröristler için güvenli bir sığınak olmaması gerektiği konusunda Türk hükümetiyle hemfikiriz” dedi.
Yaptırımlar hafifletiliyor
Körfez ülkelerinin Suriye'deki geçici hükümete yönelik desteğiyle ilgili olarak Bass, “Körfez'deki ortaklarımızla Şam'daki geçici hükümete, halka temel hizmetleri sunabilmesini sağlamak üzere nasıl yardım sağlayabileceğimiz konusunda yapıcı görüşmelerde bulunduk” ifadelerini kullandı.
Söz konusu yardımın memur maaşlarının ödenmesi ile elektrik ve enerji sağlanmasına yönelik desteği de içerdiğini belirten Bass, bu desteğin sadece Suriye halkının acılarını hafifletmeyi değil, aynı zamanda siyasi geçiş süreci çerçevesinde geçici hükümeti istikrara kavuşturmayı da amaçladığını vurguladı.
ABD’nin yaptırım rejimlerini siyasi sürece zarar vermeden insani çabaları destekleyecek şekilde uyarlamaya çalıştığını vurguladı.
ABD’nin seçilmiş Başkanı Donald Trump’ın yeni yönetimi Beyaz Saray'a girmek üzereyken, Suriye dosyasına yönelik politikalarına ilişkin bir beklenti hakim. Bass, yeni yönetimin ABD'nin Suriye'deki varlığının geleceği ve Washington'ın bölgesel istikrarı desteklemedeki rolüne ilişkin kritik kararlarla karşı karşıya kalacağını belirtti.
ABD’li yetkili, sözlerine şöyle devam etti:
“Her ABD yönetimi bölgedeki stratejik çıkarları ile insani yardım çabalarına verilen destek arasında denge kurmakta zorlanır. Suriye, içinden çıkılmaz çatışmaların çözümüne yönelik uluslararası kararlılık açısından bir turnusol kâğıdı niteliğindedir.”
Bass, Trump’ın ekibinin yaptırım politikalarını yeniden değerlendirmesi, uluslararası ve bölgesel çabaların uyumlu olmasını sağlamak için komşu ülkelerle temasları artırması gerekeceğini açıkladı.
Suriye'nin bölgeyle yeniden bütünleşmesi
Bass, bazı bölge ülkelerinin Şam'daki mevcut hükümete verdiği destekle ilgili olarak “Bölgedeki ortaklarımıza her türlü desteğin istikrarı sağlamaya yönelik olmasının ve bölünmeleri güçlendirmemesinin önemini açıkça ifade ettik” dedi.
Washington'ın siyasi bir geçişe katkıda bulunacak ve Suriye halkının acılarını hafifletecek adımlar atılmasını teşvik ettiğini söyleyen Bass, “Mevcut hükümete verilecek her türlü desteğin, Suriye'deki durumu dengelemeye yardımcı olacak pratik tedbirlere yönelik bir taahhütle birlikte yürütülmesi gerektiğine inanıyoruz” ifadelerini kullandı. ABD’li yetkili, Washington’daki yeni yönetimin, çabaların sürdürülebilir bir siyasi çözüme ulaşılmasını sağlamaya yönelik olması için baskı yapmaya devam edeceğini de sözlerine ekledi.
Suriye'nin bölgesel ve uluslararası sistemlerle yeniden bütünleşmesinin, uzun vadeli istikrarın sağlanması için geniş bir iş birliği gerektirdiğini söyleyen Bass, “Washington, güvenliği arttırmak ve siyasi geçiş sürecini desteklemek arasında bir denge kuran çözümler sunmak için komşu ülkelerle birlikte çalışıyor” şeklinde konuştu.
Suriye'deki zorlukların bölgesel ve uluslararası iş birliği olmadan çözülemeyeceğini söyleyen Bass, “Bir sonraki aşamanın başarılı olması için ortaklarımızla birlikte çalışmaya kararlıyız” ifadelerini kullandı.
El-Hol Kampı, DEAŞ’lı mahkumlar ve İsrail
Suriye'nin ve bölgenin karşı karşıya olduğu önemli güvenlik sorunlarından biri de el-Hol Kampı ve DEAŞ’lı mahkûmlar. el-Hol Kampı’nın on binlerce kadının ve çocuğun feci koşullarda yaşadığı bir yer olması nedeniyle bu konunun en önemli önceliklerden biri olduğunu belirten Bass, bu kampın aynı zamanda terör örgütlerine üye kazandırma kaynağı olarak istismar edilme riski taşıdığını söyledi. ABD’li yetkili, uluslararası toplumun, buradaki mahkumların topluma kazandırılması ve ailelerin toplumlarıyla yeniden bütünleşmeleri de dahil olmak üzere uzun vadeli çözümler sağlamak için birlikte çalışması ve gelecekteki tehditleri önlemek için sıkı güvenlik adımları atması gerektiğini de sözlerine ekledi.
Suriye'de bulunan tüm yabancı teröristlerin ülkeyi terk etmesi gerektiğini vurgulayan Bass, “Bu insanların büyük bir kısmı geldikleri ya da vatandaşı oldukları ülkelere geri dönmeli. Bu geri dönüş ise söz konusu hükümetlerin, bu kişilerin eylemlerinden dolayı kanun önüne çıkarılmalarını sağlayacak süreçleri başlatmalarıyla gerçekleşmeli” diye konuştu. Bass, sadece DEAŞ’lı mahkûmları değil, SDG saflarındaki yabancı unsurları da bu kapsamda görüyor.
Ancak SDG ile ilgili sorun, yabancı unsurların ötesinde, siyasi kolunun ABD’nin arkasına saklandığı ve Şam’daki yeni yönetimin bu karmaşık dosyayı yönetemeyeceği ya da güvenliğini sağlayamayacağı varsayımıyla DEAŞ’lı mahkumları koz olarak kullandığı ayrıcalık taleplerine kadar uzanıyor.
Öte yandan Suriye ile İsrail arasındaki ilişkilere değinen Bass, “İki taraf arasında süregelen gerilimin ele alınmasının öneminin farkındayız. Gerginliğin azaltılmasının bölgede kapsamlı bir istikrarın sağlanmasına yönelik önemli bir adım olduğuna inanıyoruz” dedi.
Washington'ın Suriye'nin vekâlet savaşları için bir arena haline gelmesini önleme çabalarını desteklediğini açıklayan Bass, “Bölgeyi daha fazla tehlikeye maruz bırakmadan güvenliğini sağlayacak bir denge için bölgedeki ortaklarımızla birlikte çalışmaya kararlıyız” şeklinde konuştu.
Suriye'nin istikrara kavuşturulmasının uluslararası iradeyle birlikte çaba da gerektirdiğini ifade eden Bass, Kaosun yeniden başlamaması ve aşırılık yanlısı grupların hedeflerine ulaşmak için bu durumdan faydalanmaması için hep birlikte çalışmalıyız” ifadelerini kullandı.