Suudi Arabistan’da yolsuzluklara karışanlar tutuklandı

Suudi Arabistan Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu. (Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu. (Şarku’l Avsat)
TT

Suudi Arabistan’da yolsuzluklara karışanlar tutuklandı

Suudi Arabistan Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu. (Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu. (Şarku’l Avsat)

Suudi Arabistan Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu (NAZAHA) dün, son dönemde açılan ceza davaları kapsamında haklarında yasal işlemleri tamamlanan sanıkların tutuklandığını duyurdu.
Ön plana çıkan davalar arasında Dünya İslam Birliği’nin (Rabıta) üç çalışanının Rabıta ile sözleşmesi olan bir ticari kuruluşun genel müdüründen, ticari kuruluş tarafından yürütülen ve Rabıta’ya bağlı 27 milyon riyallik bir anlaşma karşılığında 5 milyon 767 bin 500 riyal elde etmesi yer alıyor. Suçlamalar arasında bahsi geçen bu çalışanların kaynaklarını gizleyerek söz konusu fonları almak için akrabalarına ait ticari banka hesaplarını kullanmaları da var.
Açıklamada, büyük bir müteahhitlik şirketinin proje yönetim müdürünün, Mescid-i Haram projesi kapsamında sözleşmelerden 1 milyon 900 bin riyal elde ettiği kaydedildi. Aynı şirkette görev yapan muhasebecilerden birinin de 50 milyon dolarlık işten zimmetine 25 milyon riyal geçirdiği aktarıldı. Üç banka görevlisi de bahsi geçen söz konusu hesaplara her 100 bin riyalden 400 riyal karşılığında nakit para için ticari işletme kurmaktan suçlu bulundu. Diğer dört çalışan ise bu meblağların belirli bir yüzdesi karşılığında ticari kuruluş kurmak ve nakit para yatırmak üzere banka hesabı açmak suçlamasıyla tutuklandı. Banka hesaplarına yatırılan ve Suudi Arabistan Krallığı dışına transfer edilen 150 milyon riyal bulunduğu bildirildi.
NAZAHA, toplam alanı 40 bin metrekareden fazla olan dört yerin düzensiz şekilde boşaltılması karşılığında bir noterin 2 milyon 600 bin riyal karşılığında bir iş adamından ödeme aldığını açıkladı. Ayrıca bir üniversite çalışanı vatandaş ve daha önce dört üniversitede çalışmış bir asistanın, ticari kuruluş kurmak ve üniversiteden 10 milyon riyal tutarında proje almak için hatalı iş bitirme belgesi imzalamaktan suçlu bulunduğu bildirdi. Sağlık durumunun belirli bir ücret karşılığında aşı olacak şekilde değiştirilen birçok reklamın sosyal medyada takip edildiği de yapılan açıklamalar arasında. Soruşturmalar sonucunda 20 vatandaş ve bölge sakinin sağlık durumlarını düzensiz bir şekilde değiştirmeye karıştığı kanıtlandı. Açıklamada, dolandırıcılık yaptığı tespit edilenlerin yetkili makamlara sevk edildiği vurgulandı.
NAZAHA yetkilileri, camilere izinsiz girdikleri ve elektrik hizmetinden yararlandıkları gerekçesiyle çok sayıda vatandaş hakkında işlem başlatırken yönetmeliklerin ve talimatların gerektirdiği şekilde failler hakkında gerekli işlemlerin yapılması adına yetkili mercilere sevk etmek için çalışıldığını bildirdi. Açıklamada ayrıca Fazileti Teşvik ve Ahlaksızlığı Önleme Komisyonu Genel Başkanlığı’nın bir çalışanının, bir işadamından yanlış imza karşılığında 126 bin 646 riyal aldığı gerekçesiyle tutuklandığı kaydedildi. Ayrıca Eğitim ve Öğretim Değerlendirme Kurumu Ulusal Ölçüm Merkezi için çalışan iki kadın müteahhittin yetenek ve başarı testi sorularını bazı akrabalarına sızdırdığı ortaya çıktı.
Bir diğer dava da belediyede saha gözlemcisi olarak çalışan bir görevlinin 264 bin 50 riyal karşılığında ticari kuruluşlarla iş birliği yaptığı aktarıldı. Altı vatandaşın söz konusu meblağı ödemekten suçlu bulunduğu bilgisi paylaşıldı.
Suudi Arabistan Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu bir vakıfla sözleşme yapan bir şirket çalışanının sözleşmedeki 80 bin riyalden 50 bin riyali aldığı sırada suçüstü yakalandığını duyurdu. Ayrıca belediyenin ruhsat dairesi başkanlığında bir çalışanın bir otele usulsüz bir şekilde belediye ruhsatı vermesi karşılığında 25 bin riyal aldığı kaydedildi. Açıklamada bir belediye çalışanının, sahibinden tazminat alabilmek için bir arsanın uzunluklarını düzensiz bir şekilde sabitleme prosedürlerini tamamlaması karşılığında 17 bin 500 bin riyal aldığı bildirildi. Ayrıca arsa projelerinden bir çalışanın, belediyelerden birindeki konut ihalesini kaldırması karşılığında 10 bin riyal aldığı tespit edildi.
Bir diğer yolsuzluk vakasında da Ulusal Su Şirketi çalışanının, su şebekesini genişletme prosedürlerini tamamlaması karşılığında 5 bin riyal aldığı tespit edildi. NAZAHA, bir hemşirenin de hastanenin sunduğu sağlık hizmetlerinden asistanlarının yararlanmasına izin vermek karşılığında zimmetine bir miktar para geçirdiğini aktardı.
NAZAHA, bir kamu görevlisine hukuka aykırı bir şekilde işlem yapması için zor kullanan, şiddete başvuran veya tehdit eden ya da kanunen kamu görevlisinin kendisine verilen görevlerden birini yapmasını engelleyen kişileri ve zimmetine para geçiren, kişisel çıkarı için makamını kullanan, çalıştığım kurumdan ayrıldıktan sonra bile kamunun çıkarlarına zarar verenleri takibe ve yakalamaya devam edeceklerini duyurdu. Mali ve idari yolsuzluk vakalarının zaman aşımına uğramaması için özel çaba sarf edildiğini vurgulayan NAZAHA, kuralları ihlal edenler için yasanın öngördüğü cezaları uygulamaya devam ettiğini vurguladı.



Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
TT

Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)

Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde, işgal altında bulunan Filistin’deki gelişmelere ilişkin düzenlenen istişare toplantısının ardından ortak bir bildiri yayımlandı. Toplantıya, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreterliği, Arap Birliği ve Afrika Birliği (AfB) Komisyonu’ndan üst düzey heyetler katıldı. Toplantının, Filistin meselesinin seyri ile bölgesel ve uluslararası yansımaları konusunda üç kuruluş arasındaki siyasi eşgüdümün arttığını ortaya koyduğu belirtildi.

Bildiride, ABD Başkanı tarafından açıklanan ve Ekim 2025’te Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde Mısır-ABD himayesinde, Katar ve Türkiye’nin katılımıyla düzenlenen Uluslararası Barış Zirvesi’nde imzalanan barış planının, kan dökülmesinin durdurulması, insani yardımların engelsiz şekilde ulaştırılması, İsrail işgal güçlerinin çekilmesi ve normal hayata dönüş için gerekli koşulların hazırlanması açısından temel bir çıkış noktası olduğu vurgulandı. Planın, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararıyla kabul edildiği ve geri dönülmez biçimde ‘iki devletli çözüm’ yolunun açılmasını hedeflediği kaydedildi.

Bu çerçevede üç kuruluş, Gazze Şeridi’nde ya da Batı Şeria’da Filistin halkının zorla yerinden edilmesini hedefleyen her türlü girişim ve planı kesin bir dille reddettiklerini belirtti. Bildiride, bu tür adımların savaş suçu ve uluslararası insancıl hukukun açık ihlali olduğu, ayrıca bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe doğrudan tehdit teşkil ettiği ifade edildi. İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nın tek yönlü açılmasına ilişkin açıklamaları da sert şekilde kınanarak, Gazze Şeridi’ni yaşanamaz bir bölge haline getirmeyi amaçlayan politikaların sonuçlarına karşı uyarıda bulunuldu.

Ortak bildiride, İsrail makamlarının Gazze Şeridi’ne uyguladığı kuşatma ve sistematik aç bırakma politikası kınandı. İsrail’in Refah Sınır Kapısı ile tüm kara ve deniz geçişlerini kalıcı ve güvenli şekilde açmaya zorlanması, insani yardımların herhangi bir kısıtlama olmaksızın ulaştırılmasına izin verilmesi çağrısı yapıldı. Ayrıca Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’da yerleşim faaliyetlerinin genişletilmesi, keyfi tutuklamalar, ilhak planları, sözde İsrail egemenliğinin dayatılması, şehir ve mülteci kamplarına baskınlar, altyapının tahrip edilmesi ve nüfusun zorla yerinden edilmesi gibi uygulamaların tehlikesine dikkat çekildi.

Bildiride, tüm İsrail yerleşimlerinin hukuka aykırı olduğu vurgulanarak, bunların dağıtılması ve boşaltılması gerektiği ifade edildi. İşgal güçlerinin koruması altında artan aşırı yerleşimci şiddetine karşı uyarıda bulunulurken, uluslararası topluma bu suçların faillerinin uluslararası ceza hukuku çerçevesinde hesap vermesini sağlama ve BM Güvenlik Konseyi’nin 904 sayılı kararı uyarınca yerleşimcilerin silahsızlandırılmasını hayata geçirme çağrısı yapıldı.

Bildiride, Kudüs’e ilişkin olarak İsrail’in işgal altındaki kentte siyasi, coğrafi ve demografik yapıyı değiştirmeyi amaçlayan tüm uygulamaları reddedildi. Açıklamada, başta Mescid-i Aksa olmak üzere İslam ve Hristiyan kutsal mekânlarının tarihî ve hukuki statüsünün korunmasının zorunlu olduğu vurgulandı.

Ortak bildiride ayrıca, işgal hapishanelerindeki Filistinli mahkûmlara yönelik zorla kaybetme, işkence, infaz ve kötü muamele dahil ağır ihlaller kınandı. Aşırı sağcı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in, tutuklu lider Mervan Bergusi’nin hücresini basarak hayatını tehdit ettiğine dikkat çekilerek, mahkûmların akıbetinin ortaya çıkarılması, korunmalarının sağlanması ve serbest bırakılmaları için uluslararası baskı çağrısı yapıldı.

Üç kuruluş, uluslararası toplumu İsrail’i tüm ihlallerinden dolayı hesap vermeye zorlayacak somut adımlar atmaya ve cezasızlık politikasına son vermeye davet etti. Bu çerçevede, başta Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) olmak üzere ulusal, bölgesel ve uluslararası yargı mecralarının devreye sokulması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, Filistin halkı için uluslararası korumanın sağlanmasının zorunlu olduğu ifade edildi. Bildiride ayrıca, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğu teyit edilerek, Filistin hükümetinin Gazze Şeridi dahil tüm işgal altındaki Filistin topraklarında sorumluluklarını tam olarak üstlenmesinin desteklenmesi talep edildi.

Bildiride, Suudi Arabistan’ın Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nun 80’inci oturumunda açıkladığı Filistin Yönetimi’nin mali sürdürülebilirliğine yönelik acil koalisyon girişimi memnuniyetle karşılandı. Tüm ülkelere bu girişime katılma ve Filistin hükümetine mali destek sağlama çağrısı yapıldı. Ayrıca, 12 Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve Filistin meselesinin barışçıl çözümü ile iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin konferansın sonuçlarını onaylayan karar da olumlu karşılandı. Söz konusu konferansın, Suudi Arabistan ve Fransa’nın eş başkanlığında New York’ta düzenlendiği hatırlatıldı.

Açıklamada, UAD’ın İsrail’in işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki yükümlülüklerine ilişkin danışma görüşü takdir edilirken, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) görev süresinin üç yıl uzatılması kararı memnuniyetle karşılandı. Ajansa siyasi, hukuki ve mali desteğin sürdürülmesinin gerekliliği vurgulanarak, rolünü veya yetkisini zayıflatmayı hedefleyen girişimler reddedildi.

Bildirinin sonunda, Eylül 2025’te Filistin devletini tanıyan ülkelerin tutumları takdir edilirken, diğer ülkelere de Filistin devletini tanımaları ve BM’de tam üyeliğini desteklemeleri çağrısı yapıldı. Bunun, iki devletli çözümün hayata geçirilmesinin temel unsurlarından biri olduğu belirtildi. Açıklamada, bölgede adil ve kalıcı barışın ancak İsrail işgalinin sona erdirilmesi, 4 Haziran 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devletinin uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi doğrultusunda kurulmasıyla mümkün olacağı vurgulandı.


Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
TT

Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)

ABD'nin Wisconsin eyaletinde düzenlenen özel bir törenle, Tuwaiq projesi kapsamında üretilecek dört Suudi savaş gemisinden ilki olan "Majesteleri Kral Saud" gemisi denize indirildi.

Gemi, Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Muhammed El-Garibi tarafından, Suudi Arabistan ve Amerikan tarafından çok sayıda üst düzey subay ve yetkilinin katılımıyla denize indirildi.

Korgeneral el-Garibi, genel olarak silahlı kuvvetlerin ve özellikle deniz kuvvetlerinin Suudi liderliğinden aldığı sınırsız desteğin, modernizasyon ve kalkınmada önemli ilerlemeler kaydedilmesine katkıda bulunduğunu vurguladı. Tuwaiq projesinin, Suudi Arabistan'ın en son askeri teknolojilere dayanan, modern ve profesyonel bir deniz kuvveti oluşturma taahhüdünü ve personelinin ileri eğitim ve nitelik programlarını somutlaştırdığını ifade etti.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, dün Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve beraberindeki heyetle bir araya geldi.

Görüşmede, Sudan'daki son gelişmeler, bunların sonuçları, güvenlik ve istikrarın sağlanması için gösterilen çabalar gözden geçirildi.