Pfizer, 95 ülkeye Kovid-19 ilacı dağıtmak için onay bekliyor

Pfizer, 95 ülkeye Kovid-19 ilacı dağıtmak için onay bekliyor
TT

Pfizer, 95 ülkeye Kovid-19 ilacı dağıtmak için onay bekliyor

Pfizer, 95 ülkeye Kovid-19 ilacı dağıtmak için onay bekliyor

Amerikan ilaç şirketi Pfizer, 95 ülkede piyasaya sürülecek yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ilaçları için ABD Gıda ve İlaç Dairesi’nden (FDA) onay bekliyor.
Joe Biden yönetimi, söz konusu ilaçtan 10 milyon tablet alarak ABD genelinde virüse enfekte olmuş kişilere ve yüksek oranda enfeksiyondan muzdarip olan yoksul ülkelere dağıtmayı planlıyor.
İlaca önümüzdeki hafta onay verilmesi beklenirken, Pfizer, ABD Gıda ve İlaç Dairesi'nin 30 Kasım'da yapılması planlanan toplantısında ilacı onaylaması halinde federal hükümetin yaklaşık 2,2 milyar dolar karşılığında Amerikan ilaç şirketi Merck’ten 3,1 milyon tablet satın almayı taahhüt ettiği belirtiliyor.
Pfizer tarafından üretilen ve Paxlovid olarak adlandırılan yeni haplar, koronavirüse enfekte olmuş kişilerin hastaneye gitmelerine gerek kalmadan iyileşmesini sağlayan ve alınması kolay olan bir tedavi olarak 5 gün kullanılan dozlardan oluşuyor. Amerikan ilaç şirketi Merck ve ortağı Ridgeback Biotherapeutics şirketi de benzer bir ilaç üzerinde çalışıyor.
Pfizer, ilacın dünya çapında üretilmesini ve yoksul ülkelerde daha düşük fiyatlarla satılmasını sağlayacak bir lisans paylaşımı anlaşmasını kabul etti.
Her ne kadar Pfizer fikrî mülkiyet haklarının yoksul ülkelere koronavirüs aşısı formülüne erişim yasağı getirdiğini belirtse de, şirketin bahsettiği söz konusu anlaşma, dünya nüfusunun yarısından fazlasının tedaviye erişimini sağlayabilir.
Şirket Çarşamba günü yaptığı açıklamada, koronavirüse karşı geliştirilen bu hapların genel versiyonlarının 95 ülkede satışına izin vereceğini açıkladı.
Birleşmiş Milletler (BM) ile iş birliği içinde, hayatî önem arz eden ilaçlara küresel erişimi kolaylaştırmak için çalışan ve kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olan The Medicines Patent Pool (MPP) yönetici direktörü Charles Gore şunları söyledi: "Bu lisans çok önemlidir, çünkü bu oral ilaç özellikle düşük ve orta gelirli ülkeler için uygun olup hayat kurtarmada ve salgınla mücadelede küresel çabalara katkıda bulunmada önemli bir rol oynayabilir."
Yetkililer, bu programın 5 milyar dolara mal olduğunu ve ciddi hastalıkları ve ölümleri azaltarak virüs salgınının seyrini değiştirmeye yardımcı olacağını söylüyor.
Başkan Biden'ın yardımcıları, Kovid-19 hapının, salgının ikinci yıldönümünde normalleşmenin geri kazanmaya yardımcı olacağını ve oyunun kurallarını değiştireceğine inanıyor. Yetkililer, bu ilaçları koronavirüsten etkilenen Amerikalılar için kullanmaya istekli olduklarını söylüyor.
ABD'nin birçok bölgesinde koronavirüs vakalarındaki artışın yaşandığı bir zaman diliminde tedavi konusunda yaşanan bu ilerlemeye rağmen halk sağlığı yetkilileri ülkenin vakaların artmasıyla birlikte sert bir kış geçirebileceği konusunda endişeli.
Nitekim ülkedeki ortalama günlük yeni Kovid-19 vaka sayısı, geçen hafta yüzde 18 artarak yaklaşık 100 bine yükseldi.
ABD yönetimi, enfeksiyon vakalarının artmasından ve yetişkinlerin yüzde 30'unun aşı olmayı reddetmesinden dolayı endişeli. Sağlık yetkilileri, hapların virüsün en zararlı etkilerini engelleyerek salgını kontrol altına almaya  yardımcı olacağını söylüyor.



Nijerya Savunma Bakanı, ülkedeki bazı kaçırma vakalarının ardından istifa etti

Nijerya askerleri (sosyal medya)
Nijerya askerleri (sosyal medya)
TT

Nijerya Savunma Bakanı, ülkedeki bazı kaçırma vakalarının ardından istifa etti

Nijerya askerleri (sosyal medya)
Nijerya askerleri (sosyal medya)

Nijerya Devlet Başkanlığı tarafından dün yapılan açıklamada Savunma Bakanı Muhammed Badaru Abubakar’ın istifa ettiği belirtildi. Ülke, Devlet Başkanı Bola Tinubu'nun ‘olağanüstü hal (OHAL)’ ilan etmesine neden olan toplu kaçırma vakalarıyla karşı karşıya.

Devlet Başkanı Tinubu'nun Sözcüsü Bayo Onanuga yaptığı açıklamada, Abubakar'ın (63) sağlık nedenleriyle istifasının derhal yürürlüğe girdiğini belirterek, “İstifası, Başkan Tinubu'nun güvenlik nedenleriyle OHAL ilan etmesiyle birlikte geldi. Tinubu, OHAL’in kapsamını zamanı geldiğinde açıklığa kavuşturacak” dedi.

Silahlı gruplar tarafından fidye için yapılan kaçırmalar, 2014 yılında ülkenin kuzeydoğundaki Chibok kasabasında, terör örgütü Boko Haram üyeleri tarafından 276 kız öğrencinin kaçırılmasından bu yana Nijerya'da sık sık görülmeye başlandı. Ancak, son iki hafta içinde çoğunluğu Nijer eyaletinde (orta-batı) olmak üzere 400'den fazla Nijeryalı'nın kaçırıldığı bu yeni kaçırma dalgası, Müslümanların çoğunlukta olduğu kuzey ile Hıristiyanların çoğunlukta olduğu güney arasında neredeyse eşit olarak dağıtılmış gibi görünürken Afrika'nın en kalabalık nüfusuna sahip (230 milyon) ülkesini sarstı.

Kaçırma vakalarının artmasıyla karşı karşıya kalan Tinubu, ek güvenlik güçlerinin işe alınması talimatı verdi. Son zamanlarda yaşanan toplu kaçırma olayları, ABD Başkanı Donald Trump'ın Nijerya'da ‘Hıristiyanların öldürüldüğünü’ öne sürdüğü olaylar nedeniyle askeri müdahale tehdidinde bulunmasının ardından meydana geldi. Nijerya ise bu suçlamaları reddetti.


İsrail medyası: Batı Şeria’da bıçaklı saldırıda iki kişi yaralandı

İsrail askeri aracı, işgal altındaki Batı Şeria'nın Ramallah kentinde dün düzenlediği baskın bir kare  (AFP)
İsrail askeri aracı, işgal altındaki Batı Şeria'nın Ramallah kentinde dün düzenlediği baskın bir kare  (AFP)
TT

İsrail medyası: Batı Şeria’da bıçaklı saldırıda iki kişi yaralandı

İsrail askeri aracı, işgal altındaki Batı Şeria'nın Ramallah kentinde dün düzenlediği baskın bir kare  (AFP)
İsrail askeri aracı, işgal altındaki Batı Şeria'nın Ramallah kentinde dün düzenlediği baskın bir kare  (AFP)

Batı Şeria’daki Atarot yerleşimi yakınında, 465 numaralı yol üzerinde bu sabah (Salı) bir bıçaklı saldırı meydana geldi. Saldırıda iki kişinin hafif yaralandığı belirtildi.

İsrail’in Yediot Aharonot gazetesine bağlı Ynet haber sitesinin bildirdiğine göre saldırgan olay yerinde öldürüldü.


Maduro ABD’nin tehditlerine yanıt verdi: Venezuela “kölelik barışı” istemiyor

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, Karakas'ta binlerce destekçisinin katıldığı bir miting sırasında ülkesinin bayrağını öperken (Reuters)
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, Karakas'ta binlerce destekçisinin katıldığı bir miting sırasında ülkesinin bayrağını öperken (Reuters)
TT

Maduro ABD’nin tehditlerine yanıt verdi: Venezuela “kölelik barışı” istemiyor

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, Karakas'ta binlerce destekçisinin katıldığı bir miting sırasında ülkesinin bayrağını öperken (Reuters)
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, Karakas'ta binlerce destekçisinin katıldığı bir miting sırasında ülkesinin bayrağını öperken (Reuters)

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, dün Karakas'ta binlerce destekçisinin katıldığı bir mitingde ‘köle barışını’ reddettiklerini söyledi. ABD'nin Karayipler'deki varlığının ülkeyi 22 haftadır ‘tehlikeye attığını’ vurgulayan Maduro, “Barış istiyoruz, ama egemenlik, eşitlik ve özgürlük içeren bir barış istiyoruz! Kölelerin barışını da, sömürgeciliğin barışını da istemiyoruz” diye devam etti.

Öte yandan ABD Başkanı Donald Trump, dün Ulusal Güvenlik Konseyi ile bir toplantı düzenleyerek Venezuela'daki son durumu değerlendirdi.

Uyuşturucu çeteleriyle mücadele ettiğini söyleyen Washington, geçtiğimiz ağustos ayında Karayipler'e dünyanın en büyük uçak gemisi de dahil olmak üzere askeri güçler konuşlandırdı. Venezuela Devlet Başkanı Maduro, ABD’nin bu hamlelerine atıfla "Psikolojik terör olarak tanımlanabilecek 22 haftalık bir saldırganlık döneminden geçtik, 22 hafta boyunca bizi sınadılar. Venezüella halkı ülkesine olan sevgisini gösterdi" dedi.

Maduro’nun destekçileri, “Maduro, halk seninle!” ve “Hayır, hayır, hayır, Kuzey Amerika kolonisi olmak istemiyoruz. Evet, evet, evet, Latin Amerika gücü olmak istiyoruz” sloganları attılar.

Trump, geçtiğimiz pazar günü Beyaz Saray'ın ABD'de hızla büyüyen uyuşturucu ticaretinin arkasında olduğunu iddia ettiği Maduro ile bir telefon görüşmesi yaptığını açıkladı. Karakas ise bu iddiayı reddederek, Washington'ın Venezuela'daki rejimi değiştirmeye ve ülkenin petrol rezervlerini kontrol etmeye çalıştığını savundu.

ABD ordusu, eylül ayından bu yana Karayipler ve Doğu Pasifik'te uyuşturucu kaçakçılığı için kullanıldığından şüphelenilen 20'den fazla tekneyi imha ederek 83'ten fazla kişiyi öldürdü.