Mısır: Nil suyunda herhangi bir eksiklik yaşanması bölgede istikrarsızlığa yol açar

Nahda (Hedasi- Rönesans) Barajı
Nahda (Hedasi- Rönesans) Barajı
TT

Mısır: Nil suyunda herhangi bir eksiklik yaşanması bölgede istikrarsızlığa yol açar

Nahda (Hedasi- Rönesans) Barajı
Nahda (Hedasi- Rönesans) Barajı

Mısır Su Kaynakları ve Sulama Bakanı Muhammed Abdulati, Mısır'ın adil ve bağlayıcı bir anlaşmaya varma arzusu amacıyla Nahda Barajı ile ilgili çeşitli müzakere aşamalarında büyük esneklik gösterdiğini belirtti. Mısırlı Bakan, barajın doldurulması ve işletilmesiyle ilgili olarak, Mısır'ın Nil Nehri'ne olan temel bağımlılığı ışığında çeşitli kuraklık vakalarıyla başa çıkmak için özel prosedürlere ihtiyaç olduğuna dikkati çekti.
Abdulati, ABD’li su uzmanı Matthew Parks, ABD'nin Kahire Büyükelçi Yardımcısı Nicole Champagne ve bir dizi büyükelçilik yetkilisinin de aralarında bulunduğu bir Amerikan heyetiyle yaptığı görüşmede, “Mısır, müzakere aşamalarında güven inşa etmek için birkaç girişimde bulundu, ancak bu, Etiyopya tarafından iyi niyetle karşılanmadı. Mısır daha önce üç ülkede (Mısır, Sudan ve Etiyopya) işbirliği için bir alan açmak adına bir altyapı fonu kurulmasını önerdi, ancak bu öneri şu ana kadar etkinleştirilmedi. Kahire elektrik şebekelerini üç ülkeye bağlama fikrini önerdi ama Addis Ababa bu teklifi reddetti” dedi.
Mısır Su Kaynakları ve Sulama Bakanı Muhammed Abdulati, Nil suyunda herhangi bir su sıkıntısının yaşanmasının tarım sektöründeki işçileri etkileyeceğini, bunun bölgede sosyal sorunlara ve güvenlik istikrarsızlığına neden olacağını ve göçü artıracağını vurguladı.
Toplantı sırasında Abdulati, Mısır'daki su durumunu ve su sektörünün karşılaştığı zorlukları, özellikle sınırlı su kaynakları, nüfus artışı ve iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini gündeme getirdi.
ABD’li su uzmanı Matthew Parks ve ABD'nin Kahire Büyükelçi Yardımcısı Nicole Champagne, dünyanın birçok ülkesini etkisi altına alan ve büyük kayıplara neden olan iklim değişikliğinin tanık olunan bir gerçek haline geldiğini vurguladı. Parks ve Champagne, su kıtlığı ve iklim değişikliklerinin Mısır'daki su yönetimindeki durumun zorluğunu artırdığını ve Mısır'ı yukarı havza ülkeleri tarafından atılan her türlü tek taraflı eylemlere karşı oldukça hassas hale getirdiğini belirttiler.



Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi: Taleplerimizin reddedilmesi ve “ayrılıkçılıkla” suçlanması ‘kasıtlı bir hile’

SDG unsurları Haseke'de (Reuters)
SDG unsurları Haseke'de (Reuters)
TT

Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi: Taleplerimizin reddedilmesi ve “ayrılıkçılıkla” suçlanması ‘kasıtlı bir hile’

SDG unsurları Haseke'de (Reuters)
SDG unsurları Haseke'de (Reuters)

Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi (KDSDÖY) tarafından dün yapılan açıklamada, Kürtlerin taleplerinin reddedilmesini ve ‘ayrılıkçılıkla’ suçlanmasını ‘Suriye'nin otoriterliğe karşı mücadelesi gerçeğinin kasıtlı olarak çarpıtılması’ olduğu belirtilerek, Suriye topraklarının birliği konusunda taviz verilmeyeceği vurgulandı.

Reuters’ın aktardığı açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Bugün ortaya koyduğumuz talepler, yani çoğulcu demokratik sistem, sosyal adalet, cinsiyet eşitliği ve tüm bileşenlerin haklarını güvence altına alan bir anayasa yeni talepler değil, 2011 yılından bu yana Suriyelilerin uğruna sokağa döküldükleri taleplerin özüdür. Suriye halkı, on yıllardır iktidarı ve serveti tekelinde tutan, yerel yönetimleri dışlayan ve ülkeyi arka arkaya krizlere sürükleyen merkezi bir rejim altında acı çekmiştir. Bugün, yeni Suriye'nin inşasında etkin ortaklar olmayı hedefliyoruz.”

Siyasi sürece katılmanın stratejik bir tercih olduğunu vurgularken, Suriye yönetimi ile görüşmelerin başarıya ulaşması için çalışacaklarını belirten KDSDÖY, “Demokratik temeller üzerinde devlet kurumlarına entegre olmaya ve tüm Suriyelilerin beklentilerini yansıtan yeni bir anayasanın hazırlanmasına katılmaya hazır olduğumuzu ifade ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Toprak bütünlüğü ilkesi

KDSDÖY, Suriye'deki tüm tarafları ‘ulusal sorumluluklarını yerine getirmeye, nefret ve şiddet söylemlerini terk etmeye ve ülkeyi yıkıcı iç çatışmalara sürüklemeye yönelik tüm girişimlere karşı çıkmaya’ çağırdı.

Suriye topraklarının birliğinin tartışılmaz bir ilke olduğunu ve demokratik özyönetim vizyonunun ve ulusal değişim projesinde bizimle birlikte olan tüm siyasi güçlerin sabit bir temeli olduğunu vurgulayan KDSDÖY, bu konuda aşırıya kaçmanın, siyasi çözüm fırsatlarını baltalamak isteyenlere yarar sağlayacağı uyarısında bulundu.

KDSDÖY, Suriye hükümeti ile ABD ve Fransa hükümetlerinin temsilcilerinin de katıldığı son toplantıların, ‘Suriye devriminin başlangıcından beri hep istediğimiz ciddi bir Suriye-Suriye diyalogu sürecini başlatmak için çok önemli bir adım’ olduğunu belirtti.

"Nefret ve ihanet"

KDSDÖY Dış İlişkiler Departmanı Eş Başkanı İlham Ahmed dün yaptığı açıklamada, resmi makamlardan yapılan bazı açıklamalarda ‘nefret ve ihanet’ söylemlerinin arttığını belirterek endişesini dile getirdi.

Kürt yetkili, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, “Diyaloğu zayıflatmayan, güçlendiren yapıcı bir rol oynamasını umuyoruz. Suriye'deki siyasi çözüme yönelik ABD ve Fransa'nın sürekli desteğini ve Suriyeliler arasındaki görüş ayrılıklarını gidermeye katkıda bulunmalarını takdirle karşılıyoruz” ifadelerini kullandı.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara, geçtiğimiz günlerde SDG lideri Mazlum Abdi ve ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack ile Şam'da üçlü görüşmelerde bulunarak, geçtiğimiz mart ayında Şara ve Abdi arasında imzalanan ve Suriye'nin kuzeyindeki ve doğusundaki sivil ve askeri kurumların yıl sonuna kadar yeni Suriye yönetimi bünyesine alınmasını öngören anlaşmanın uygulanmasının önündeki engelleri kaldırmaya çalıştı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre anlaşmanın şu ana kadar, Halep'teki tutuklu takası ve Kürtlerin çoğunlukta olduğu Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahallelerinin hükümet ve Kürt güçlerinin ortak kontrolü altına alınması dışındaki çoğu maddesi uygulanmadı.