Squid Game: Gi-hun ve yaşlı adam arasındaki sahnenin derin anlamı ortaya kondu

(Daily Mail)
(Daily Mail)
TT

Squid Game: Gi-hun ve yaşlı adam arasındaki sahnenin derin anlamı ortaya kondu

(Daily Mail)
(Daily Mail)

Netflix'te yayımlanan Squid Game'in sevilen karakterleri Seong Gi-hun (Lee Jung-jae) ve Oh Il-nam (O Yeong-su) arasındaki bir sahnenin dizinin sonunu daha dramatik kıldığı ortaya çıktı. 
Screen Rant'ten Ana Dumaraog'un imzasını taşıyan haberde Oh Il-nam'ın ihanetinin göründüğünden daha yaralayıcı olduğu belirtildi.
Söz konusu sahnede bir araya gelen Gi-hun ve Il-nam bir marketin önünde içmeye başlıyor. Bir noktada yaşlı adam bardağına alkol koyarken Gi-hun onu durduruyor ve bunu kendisi yapmayı teklif ediyor. Bu çok küçük bir detay olsa da Güney Kore'de boşalan bardağı doldurmak büyük bir saygı göstergesi.
Bu nedenle yaşlıların kendi bardaklarını doldurmaması adetten. 
Gi-hun'un Il-nam'ı sadece kısa bir süredir tanıyor olmasına rağmen bardağını doldurmakta ısrar etmesi Il-nam'ın ihanetini çok daha trajik hale getiriyor. 
Yüzlerce kişinin katıldığı oyunda ölümcül organizasyonun kurucusunun Oh Il-nam olduğu ortaya çıkmıştı. 
Gi-hun ise müsabakanın sonunda büyük ödülü kazanmış olmasına rağmen organizasyonu düzenleyenlerle yüzleşmeyi tercih etmişti. 
Dizinin senaristi ve yönetmeni Hwang Dong-hyuk, Gi-hun'un 2. sezonda döneceğini doğrulamıştı. Bu da Gi-hun'un hesabını kapatmak için geri döneceğine işaret ediyor. 
Independent Türkçe, Screen Rant, Polygon



Bilkent Üniversitesi araştırdı: Kediler neden erkeklere daha çok miyavlıyor?

Uzmanlar, kedilerin köpeklere kıyasla daha ince ve sessiz ipuçlarıyla iletişim kurduğunu söylüyor (Unsplash)
Uzmanlar, kedilerin köpeklere kıyasla daha ince ve sessiz ipuçlarıyla iletişim kurduğunu söylüyor (Unsplash)
TT

Bilkent Üniversitesi araştırdı: Kediler neden erkeklere daha çok miyavlıyor?

Uzmanlar, kedilerin köpeklere kıyasla daha ince ve sessiz ipuçlarıyla iletişim kurduğunu söylüyor (Unsplash)
Uzmanlar, kedilerin köpeklere kıyasla daha ince ve sessiz ipuçlarıyla iletişim kurduğunu söylüyor (Unsplash)

Bilkent Üniversitesi'nin yürüttüğü yeni bir araştırmada kedilerin, dikkatlerini çekmek için erkeklere daha çok miyavladığı öne sürüldü.

Uzun süre boyunca kedilerin miyavlamaları arasında pek bir fark olmadığı düşünülüyordu. Ancak yıllardır yapılan araştırmalar, miyavlamanın birçok nüansı olduğunu göstermeye devam ediyor.

Diğer yandan Bilkent Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nden Dr. Kaan Kerman, kedileri laboratuvara götürme zorluğundan dolayı, bu hayvanlar üzerine köpeklerden daha az araştırma yapıldığını söylüyor. 

Dr. Kerman ve Ankara Üniversitesi'nden ekip arkadaşları, kedilerin ev ortamında verdiği tepkilere dayanarak farklı insanlara nasıl davrandıklarını incelediler.

Bulguları hakemli dergi Ethology'de yayımlanan çalışmada kedilerle yaşayan 31 gönüllü bir kamera takarak eve girdikleri ilk birkaç dakikayı kaydetti. Ekip, katılımcılardan olabildiğince normal davranmalarını istedi.

Görüntülerin ilk 100 saniyesini analiz eden bilim insanları, birden fazla kedinin yaşadığı evlerde sahiplerine yaklaşan ilk kediye odaklandı.

Kedilerin cinsiyeti, yaşı ve sayısı gibi değişkenleri hesaba katan ekip, ses çıkarma sıklığında sadece bir faktörün öne çıktığını gözlemledi: insanın cinsiyeti. 

Hayvanlar 100 saniyelik selamlaşma aralığında erkeklere ortalama 4,3, kadınlaraysa 1,8 miyavlama sesi çıkardı.

Araştırmacılara göre erkekler, "kedilerinin ihtiyaçlarını fark edip bunlarla ilgilenmek için daha net seslendirmelere ihtiyaç duyuyor" olabilir. Başka bir deyişle erkeklerin her zaman kendilerini dinlemediği sonucuna varan kediler, davranışlarını buna göre ayarlamış görünüyor.

Daha önceki bir çalışmada kadınların kedileriyle daha fazla konuşma eğiliminde olduğu ve sesli ipuçlarını erkeklerden daha iyi yorumlayabildiği tespit edilmişti. 

Bu da kedilerin erkek ve kadınlarla farklı şekilde iletişim kurmasında rol oynuyor olabilir. 

Washington Üniversitesi St. Louis kampüsünden evrimsel biyolog Dr. Jonathan Losos, "Yani yazarlar, biz erkeklerin her şeyden habersiz olduğumuzu, kedileri görmezden geldiğimizi ve onların daha fazla dikkatimizi çekmeleri gerektiğini öne sürüyor" diyerek ekliyor:

Doğru olabilir.

Öte yandan Dr. Losos katılımcı sayısının az olduğunu ve diğer açıklamaları elemek için henüz erken olduğunu belirtiyor. 

Çalışmada yer almayan başka uzmanlar da kedilerin ne kadar süre yalnız kaldığı veya aç olup olmadığı gibi etkenlerin de hesaba katılması gerektiğini söylüyor.

Makalenin yazarları da kültürel faktörlerin bulguları etkilemiş olabileceğini ifade ediyor. Araştırmacılar, Türkiye'de erkeklerin genellikle daha az sözlü etkileşimde bulunduğunu ve bunun da kedilerin yanıt almak için daha ısrarlı miyavlamasına yol açabileceğini düşünüyor.

Dr. Kerman, "Gerçekten yapmak istediğim şeylerden biri, bu çalışmayı dünyanın diğer bölgelerinde de tekrarlamak" diyor.

Yine de bulgular kedilerin, beraber yaşadıkları insanlarla sanılandan daha nüanslı bir iletişim kurduğuna işaret eden kanıtlara bir yenisini ekliyor. Sahiplerinin iletişim kurma biçimleri, tepkilerini şekillendiriyor gibi görünüyor.

Dr. Losos birçok kedi sahibinin "Keşke konuşabilselerdi" diye yakınmasıyla ilgili şöyle diyor:

Aslında konuşuyorlar. Tek yapmamız gereken ne söylediklerini çözmek.

Independent Türkçe, New York Times, ZME Science, Ethology


ABD, Sudan'daki savaşı sona erdirmek için üç aşamalı bir plan önerdi

Kenya'nın başkenti Nairobi'den Sudan'daki savaşın sona ermesi çağrısında bulunan barış aktivistleri, 1 Aralık 2025 (Reuters)
Kenya'nın başkenti Nairobi'den Sudan'daki savaşın sona ermesi çağrısında bulunan barış aktivistleri, 1 Aralık 2025 (Reuters)
TT

ABD, Sudan'daki savaşı sona erdirmek için üç aşamalı bir plan önerdi

Kenya'nın başkenti Nairobi'den Sudan'daki savaşın sona ermesi çağrısında bulunan barış aktivistleri, 1 Aralık 2025 (Reuters)
Kenya'nın başkenti Nairobi'den Sudan'daki savaşın sona ermesi çağrısında bulunan barış aktivistleri, 1 Aralık 2025 (Reuters)

Basın kaynakları, Sudan krizine yönelik Amerikan çözüm önerisinin askeri, insani ve siyasi olmak üzere üç aşamayı içerdiğini açıkladı.

ABD Başkanı Donald Trump’ın Afrika'dan Sorumlu Kıdemli Danışmanı Massad Boulos, Sudan’daki çatışmaların durdurulmasına ilişkin üç aşamalı bir yol haritası sundu. Al Arabiya - Al Hadath kanalına konuşan özel kaynaklar, dün aktarılan bu önerinin kapsamlı bir ateşkes süreci, insani erişimin açılması ve siyasi geçiş planını içerdiğini bildirdi.

Askeri başlık, ülkede ateşkesin sağlanmasını, insani yardımın tüm bölgelere ulaşabilmesi için gerekli koridorların açılmasını ve temel hizmetlerin yeniden işlemesini hedefliyor. Ayrıca ateşkesi izlemek üzere uluslararası bir komite kurulması, sahadaki denetim mekanizmalarının uygulanması ve sivillerin korunması da önerinin bir parçası. Bu düzenlemelerin, ateşkes sonrası dönemde olası ihlallerin hızla ele alınmasına katkı sağlayacağı belirtiliyor.

Eski rejim ve Müslüman Kardeşler’e yer yok

Siyasi yol haritası ise sürecin sivil güçler tarafından yürütülmesini, eski rejim unsurları ile İslamcı grupların sürecin dışında bırakılmasını öngörüyor. Bu aşama, tarafların ateşkese onay vermesiyle başlayacak ve insani yardımların güvence altına alınmasını da içerecek tam kapsamlı bir barış sürecine kapı aralayacak.

Önerinin bir diğer önemli maddesi ise kapsamlı askeri reform programı. Buna göre, Sudan ordusu ve güvenlik kurumlarında Müslüman Kardeşler’e bağlı unsurların tasfiyesi, silahlı grupların entegrasyonu veya dağıtılması ve tüm bu yapıların yeniden düzenlenmesi öngörülüyor. Sürecin sonunda birleşik, profesyonel ve sivil otoriteye bağlı bir güvenlik yapısının ortaya çıkması hedefleniyor. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Amerikan planında, bu reformun yalnızca ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) tarafından belirlenemeyeceği, tüm Sudanlıları ilgilendiren ulusal bir süreç olması gerektiği vurgulanıyor.

Boulos, geçtiğimiz eylül ayında Sudan hükümeti ve HDK heyetlerine, ülkede süren savaşı sona erdirmeyi amaçlayan bütüncül bir süreç kapsamında ateşkes içeren bir yol haritası sunmuştu. Ancak Boulos 25 Kasım’da yaptığı açıklamada, Sudan’daki çatışmanın iki tarafının da ateşkes önerisine onay vermediğini belirterek, tarafları ‘ön koşulsuz’ şekilde Washington’ın planını kabul etmeye çağırdı. Bu adımın, şiddetin durdurulmasına ve siyasi sürecin yeniden başlaması için uygun koşulların oluşturulmasına katkı sağlayacağı ifade edildi.

Sudan’daki savaşa insani ara verilmesinin hayat kurtarmak açısından zorunlu olduğunu vurgulayan Boulos, bu adımın sürdürülebilir bir diyalog ve ülkede sivil yönetime geçiş yolunda kritik bir aşama olduğunu söyledi.


Artan nefret, İsveç'teki kadınları siyasetten uzaklaştırıyor

Ülkenin ilk ve tek kadın başbakanı Magdalena Andersson, Kasım 2021-Ekim 2022'de bu görevi sürdürdü (AFP)
Ülkenin ilk ve tek kadın başbakanı Magdalena Andersson, Kasım 2021-Ekim 2022'de bu görevi sürdürdü (AFP)
TT

Artan nefret, İsveç'teki kadınları siyasetten uzaklaştırıyor

Ülkenin ilk ve tek kadın başbakanı Magdalena Andersson, Kasım 2021-Ekim 2022'de bu görevi sürdürdü (AFP)
Ülkenin ilk ve tek kadın başbakanı Magdalena Andersson, Kasım 2021-Ekim 2022'de bu görevi sürdürdü (AFP)

İsveç Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Ajansı, kadın siyasetçilere yönelik nefret, tehdit ve tacizin arttığını ve bu durumun kadınları korkutarak siyasetten uzaklaştırdığını bildirdi. 

İskandinav devletine bağlı kurum, bu durumun "demokrasiye yönelik büyük bir tehdit" oluşturduğu uyarısında bulundu.

52 yaşındaki Anna-Karin Hatt'ın ekimde Merkez Parti liderliğinden çekilmesi sonrasında kadınların İsveç siyasetindeki rolüne dair tartışma başladı. 

Bu görevi yalnızca 5 ay sürdürebilen Hatt, aldığı tehditleri istifasına gerekçe gösterirken şu ifadeleri kullanmıştı:

Sürekli tetikte olmak zorunda kaldığını ve tamamen güvende olmadığını hissetmek… Evde bile böyle… Bu durum, beni düşündüğümden çok daha fazla etkiledi.

Guardian, üç yıl önce bir erkeğin, aynı görevi üstlenen Annie Lööf'ü hedef alan bir suikast planı düzenlemekten hüküm giydiğini hatırlattı. 

Birleşik Krallık gazetesi için Hatt'ın kararını yorumlayan Lööf, "Anlattığını anlıyorum, ne hissettiğini biliyorum" dedi.

fgthy
10 milyonu aşkın nüfusuyla İsveç, dünyada en yüksek eşitlik standartlarına sahip ülkeler arasında gösteriliyor (Reuters)

Ülkedeki araştırmacılar, siyasi sahnenin son yıllarda daha kutuplaşmış ve bölünmüş bir hale geldiğine dikkat çekiyor. Bu durumun toplumsal tartışmayı ve kanun yapımını zorlaştırdığı bildiriliyor. 

İsveç Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Ajansı yöneticilerinden Line Säll, bu siyasi ortamın "pek çok grubu korkuttuğunu" ve kadınların politikaya atılmadan önce "iki kere düşündüğünü" aktardı.

İfade özgürlüğü ve cinsiyet eşitliği konusunda dünyanın en önde gelen ülkeleri arasında sayılan İsveç'te istatistikler bu iddiaları yalanlıyor. 

İsveç Ulusal Suç Önleme Konseyi'nin bu yıl siyasetçilerin güvenliğine dair yaptığı anket, seçilmiş kadınların yüzde 26,3'ünün üstlendikleri pozisyonlar yüzünden tehdit ve tacizlere maruz kaldıklarını ortaya koydu. Erkeklerdeyse bu oran yüzde 23,6 olarak ölçüldü.

Savunmasız hissetmede fark daha da büyüdü. Kadınların yüzde 32,7'si, erkeklerinse yüzde 24'ü bu tarz hisler yaşadığını bildirdi. 

Cinsiyetten bağımsız olarak yabancı kökenlilerde bu oran yüzde 31,5 çıkarken, aileleri de İsveç geçmişine sahip olanlarda yüzde 24,1. 

Katılımcılar, başta sosyal medya olmak üzere çeşitli platformlardaki görünürlüklerini azaltmak zorunda kaldıklarını söyledi. 

Guardian, konuyla ilgili haberinde İsveç'teki bilgi edinme özgürlüğü yasalarının pek çok yurttaşın adres gibi özel bilgilerinin internette açık bir şekilde gösterilmesine neden olduğunu bildirdi. 

Bu durumun siyasetçilerin savunmasız hissetmesinde etkili olduğuna işaret edildi. 

Independent Türkçe, Guardian, AP