Kuzey Buz Denizi aniden donunca birçok gemi Rusya açıklarında buzda sıkıştı

(Unsplash)
(Unsplash)
TT

Kuzey Buz Denizi aniden donunca birçok gemi Rusya açıklarında buzda sıkıştı

(Unsplash)
(Unsplash)

Erken ve beklenmedik don, Kuzey Buz Denizi'nde Rusya kıyıları açıklarındaki en az 18 yük gemisini buzda sıkıştırdı.
Norveç merkezli haber sitesi Barents Sea Observer'a göre Laptev Denizi ve Doğu Sibirya Denizi'nin çoğunu 30 cm kalınlığa varan bir buz tabakası kapladı.
Geçen yıllar boyunca iklim değişikliğinin neden olduğu daha sıcak hava koşulları gemilerin Rusya'nın kuzey deniz yolunun bazı kısımlarını kasımda sorunsuz geçmesine imkan vermişti.
Erken dona hazırlıksız yakalanan nakliye şirketleri şimdi buzkıranların gemilerine ulaşması için günlerce beklemek zorunda kalabilir.
Yaşananlardan ötürü şirketler Rusya'nın Meteoroloji Dairesi'ni hatalı bir hava tahmini yapmakla suçluyor.
Güzergahta mahsur kalan gemilerden The Mikhail Somov'un kaptanı Viktor Gil, durumun "hayli vahim" olduğunu söyledi.
Mürettebatın bir buzkıran onlara yaklaşık bir hafta içinde ulaşana dek yetecek kadar erzaka sahip olduğunu ekledi.
Rusya'nın nükleer enerjili buzkıran filosunu yöneten, devlete ait nükleer enerji şirketi Rosatom'un genel müdürü Aleksey Likhaçov pazartesi günü yaptığı açıklamada mahsur kalanlar arasında Hong Kong ve Marshall Adaları bandıralı gemiler olduğunu söyledi.
Gemilerin 5 ayrı noktada mahsur kalmış olmasının Moskova'yı endişelendirmesi muhtemel.
İklim değişikliği Avrupa ve Asya arasında yeni rotalar açtığı için Kremlin daha önce kuzey deniz yoluna çok büyük meblağlarda yatırım yapmıştı.
Rusya'nın Kuzey Kutbu'na bakan kıyı şeridi boyunca binlerce kilometreyi kapsayan rota Almanya'daki Hamburg'dan Mısır'daki Süveyş Kanalı aracılığıyla Tokyo'ya yapılacak bir yolculuğu yaklaşık 14 gün kısaltabilir.
Rusya'ya ait bir tanker olan Christophe de Margerie, buzkıranların yardımı olmadan kuzey deniz yolunu geçen ilk gemi olmuştu.
Güzergahtaki yük hacimleri son 10 yılda yaklaşık 10 kat artarak geçen yıl tahminen 32 milyon tona ulaştı.
Rusya Devlet Başkanı Putin daha önce bu rakamın 2024'e kadar neredeyse üç katına çıkmasını istediğini söylemişti.
Rusya'daki yetkililer aralarında iki petrol tankeri ve yük gemilerinin de olduğu mahsur kalmış gemileri kurtarmak için iki buzkıran gönderdi. Yetkililer gemileri gelecek aya kadar serbest kılmayı umduklarını söyledi.
Denizin üstü, Rusya'nın Kuzey Kutbu'na bakan kıyılarında ekimde kaydedilen sıcaklık normalden 4 santigrat derece kadar daha yüksek olmasına rağmen buz tuttu.
Independent Türkçe



Trump, dünyayı değiştirmek için ‘deli adam teorisini’ nasıl kullanıyor?

ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
TT

Trump, dünyayı değiştirmek için ‘deli adam teorisini’ nasıl kullanıyor?

ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump'a geçen ay İran'a karşı savaşında İsrail'in yanında yer alıp almayacağı sorulduğunda şöyle demişti: “Olabilir. Katılmayabilirim de. Ne yapacağımı kimse bilmiyor.” Dünyaya İran'ın müzakerelere yeniden başlaması için iki haftalık bir ateşkesi kabul ettiğini söyledikten sonra nükleer tesislerini bombaladı.

BBC'ye göre şöyle bir tablo ortaya çıkıyor: ‘Trump'la ilgili en öngörülebilir şey öngörülemezliği’. Fikir değiştiriyor. Her zaman kendisiyle çelişiyor.

London School of Economics'te uluslararası ilişkiler profesörü olan Peter Trubowitz, “Trump oldukça merkezileşmiş bir politika oluşturma süreci inşa etti. Dış politikada Richard Nixon'dan bu yana tartışmasız en merkezileşmiş olanı” dedi. Bu da politika kararlarını Trump'ın kişiliğine, tercihlerine ve mizacına daha bağımlı hale getiriyor.

Trump bunu siyasi olarak kullandı; ‘öngörülemezliğini’ önemli bir stratejik ve siyasi varlık haline getirdi. Şimdi, bu kişilik özelliği Beyaz Saray'ın dış ve güvenlik politikasına yön veriyor ve tartışmalı bir şekilde ‘dünyanın şeklini değiştiriyor’.

Şarku’l Avsat’ın BBC'den aktardığına göre siyaset bilimciler bu teoriyi ‘deli adam teorisi’ olarak adlandırıyor. Bu teoriye göre bir dünya lideri rakibinden taviz koparmak için onu doğası gereği her şeyi yapabileceğine ikna etmeye çalışıyor. Söz konusu teori, başarılı bir şekilde kullanılırsa, bir tür zorlamaya dönüşebilir. Trump bunun işe yaradığına, ABD müttefiklerini istediği yere getirdiğine inanıyor. Ancak bu yaklaşım düşmanlara karşı işe yarayabilir mi?

Saldırılar ve şüphecilik

Trump ikinci dönemine Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i kucaklayarak ve ABD'nin müttefiklerine saldırarak başladı. Kanada'nın ABD'nin 51. eyaleti olması gerektiğini söyleyerek Kanada'yı kızdırdı. Grönland'ı ilhak etmek için askeri güç kullanmayı düşünmeye hazır olduğunu söyledi. ABD'nin Panama Kanalı'nın mülkiyetini ve kontrolünü yeniden kazanması gerektiğini vurguladı.

Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) ile ilgili olarak, ittifakın tüzüğünün 5. maddesi her üyeyi diğer tüm üyeleri savunmakla yükümlü kılar. Trump, ABD'nin buna bağlılığı konusunda şüphelerini dile getirdi. Eski İngiliz Savunma Bakanı Ben Wallace, “Bence 5. madde çöküşün eşiğinde” dedi.

Sızan bir dizi mesaj, Trump'ın Beyaz Saray'ında Avrupalı müttefiklere yönelik ‘küçümseme kültürünü’ ortaya koydu. Trump'ın yardımcısı J.D. Vance, ABD'nin artık Avrupa'nın güvenliğinin garantörü olmayacağını belirtti.

Söz konusu karar, 80 yıllık transatlantik dayanışmanın yeni bir sayfa açması anlamına geliyordu. Konuyla ilgili olarak Trubowitz şunları söyledi: “Trump'ın yaptığı şey, ABD'nin uluslararası taahhütlerinin güvenilirliği konusunda ciddi şüpheler uyandırmak oldu. Avrupa'daki bu ülkelerin ABD ile güvenlik, ekonomi ya da başka alanlarda sahip oldukları ilişkiler artık her an müzakereye açık hale geldi. Trump'ın etrafındakilerin çoğunun öngörülemezliğin iyi bir şey olduğuna inandığını hissediyorum. Çünkü bu Trump'ın ABD'nin kaldıraç gücünü kullanarak kazanımlarını maksimize etmesini sağlıyor... Emlak dünyasında pazarlık yaparken öğrendiği derslerden biri de bu.”

Dalkavukluk ve yağcılık

Trump'ın yaklaşımı meyvesini verdi. Sadece dört ay önce Birleşik Krallık savunma ve güvenlik harcamalarını gayri safi yurt içi hasılasının (GSYH) yüzde 2,3'ünden yüzde 2,5'ine çıkaracağını açıkladı. Geçen ay NATO zirvesinde bu rakam yüzde 5'e yükseldi ve diğer tüm NATO üyelerinin yakında ulaşacağı büyük bir artış oldu.

University College London'da siyaset bilimi profesörü olan Julie Norman şöyle diyor: “Gün be gün ne olacağını bilmek çok zor. Trump'ın yaklaşımı her zaman bu olmuştur. Trump değişken mizacını transatlantik savunma ilişkilerini değiştirmek için başarıyla kullandı. NATO Genel Sekreteri Mark Rutte'nin geçen ay Lahey'deki NATO zirvesinde Trump'a hitaben söylediği gibi (On yıllardır hiçbir başkanın başaramadığı bir şeyi başaracaksınız) bazı Avrupalı liderler Trump'ın desteğini sürdürmek için ona dalkavukluk ve yağcılık yapıyor.”

Düşmanların dokunulmazlığı

‘Deli adam teorisi’ müttefikler üzerinde işe yarayabilirken, düşmanlar üzerinde işe yaramıyor gibi görünüyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Trump'ın yaklaşımından etkilenmemeye devam ediyor. Perşembe günü yaptıkları telefon görüşmesinin ardından Trump, Putin'in Ukrayna'ya karşı savaşı sona erdirme konusundaki isteksizliğinden duyduğu ‘hayal kırıklığını’ dile getirdi.

BBC'ye göre Trump, İran'da tabanına ABD'nin Ortadoğu'daki ‘sürekli savaşlara’ müdahil olmasına son vereceği sözünü verdi. Ancak ikinci döneminin şu ana kadarki ‘en öngörülemez’ tercihiyle İran'ın nükleer tesislerini vurdu. Asıl soru şu: Bu karar istenilen sonuca ulaşacak mı?

Birleşik Krallık eski Dışişleri Bakanı William Hague, bu kararın tamamen ters etki yaratacağına ve İran'ın nükleer silah edinme olasılığını arttıracağına inanıyor. Notre Dame Üniversitesi'nde uluslararası ilişkiler profesörü olan Michael Desch de bu görüşe katılıyor. “Bence artık İran'ın nükleer silah peşinde koşma kararı alması çok muhtemel” diyen Desch'e göre Trump'ın yaklaşımı şu ana kadar düşmanlar nezdinde ters tepti.