İsrail, Kudüs banliyösündeki yıkıma devam ediyor

Bir İsrail askeri, Filistin Yönetimi'nin A Bölgesi'ndeki bir evin yıkımı sırasında nöbet tutarken (AFP)
Bir İsrail askeri, Filistin Yönetimi'nin A Bölgesi'ndeki bir evin yıkımı sırasında nöbet tutarken (AFP)
TT

İsrail, Kudüs banliyösündeki yıkıma devam ediyor

Bir İsrail askeri, Filistin Yönetimi'nin A Bölgesi'ndeki bir evin yıkımı sırasında nöbet tutarken (AFP)
Bir İsrail askeri, Filistin Yönetimi'nin A Bölgesi'ndeki bir evin yıkımı sırasında nöbet tutarken (AFP)

İsrail işgal makamları, Kudüs’ün güneydoğusundaki Sur Baher’deki Vadi el-Humus bölgesinde 3 binayı yıktı.  İsrail iki yıl önce  Oslo Anlaşması’nın aynı bölgede Filistin yönetiminin tabi olduğunu söylediği 11 binayı daha yıkmıştı.
Kudüs Valiliği Yerel Yönetim Genel Müdürü Cihad Meşaki, İsrail ordu güçlerinin Beytüllahim yakınlarındaki bölgeye baskın düzenleyerek bu alanı zorla kapattığını ve 3 binayı yıktığını söyledi. İki binanı ayrım duvarının içinde bulunduğunu söyleyen Meşaki, her birinin iki kattan ve 11 daireden oluştuğunu kaydetti. Meşaki, duvarın dışında yer alan binanın ise 4 kat ve 8 daireden oluştuğunu belirterek 20 kişinin yaşadığını aktardı.
Yetkili, binaların A olarak sınıflandırılan ve tamamen Filistin egemenliği altında bulunan bölgelerde bulunduğunu ve bu nedenle işgal hükümetinin tüm uluslararası yasa ve normları ihlal eden yıkım emri çıkarmaya yetkisi olmadığını bildirdi.
İsrail’in yeni yıkım kampanyası Temmuz 2019’da başladı. O dönem tek bir günde 77’yi aşkın dairenin bulunduğu 11 bina yıkıldı. Yaşanan her yıkım olayında onlarca Filistinli, bölgeden sorumlu olan Filistin Yönetimi'nden ruhsat almalarına rağmen kendilerini evsiz buldu.
Sur Baher köyüne ait olan Vadi el-Hummus mahallesi, İsrail'in şehri köyden ayırarak şehrin etrafına bir ayırma duvarı çekmesinden sonra, Kudüs belediye sınırları dışında yer alıyor. Ancak duvara yakınlığı nedeniyle Batı Şeria'nın geri kalanından kopuk.
O bölgede yaşayanlar duvar sebebiyle İsrail kimliği taşıyor ve geniş bir alanda yaşıyor. İsrail bölgeyi yıkmaya karar verdiği an İsrail Yüksek Mahkemesi hakimleri, ev sahiplerinin yasayı kendilerinin uygulamaya çalıştıklarını ve askeri komutanın özel izni olmadan bina inşa etmeye devam ettiklerini söyledi. Hakimler, ordunun duvarın yakınındaki binanın saldırganlar için koruma sağlayabileceği görüşünde.
İsrail ordusuna göre, Vadi el-Hummus’taki bina İsrail güvenlik güçlerinin bu bölgedeki duvarı izlemesini zorlaştırıyor. Ordu, çiti kaldırıp duvara çevirme ve sızmayı önlemek için ileri teknolojik araçlar kullanma olasılığı gibi alternatifler bulmak adına bölge sakinlerini İsrail mahkemesinin önüne çıkarmayı reddetti. İsrail ordusu, gerektiğinde güvenlik sebebiyle binanın imha edilmesi yetkisine sahip olduklarını açıkladı. Meşaki, işgal güçlerinin 2019 yılından bu yana 30 dönümü geçmeyen bu alanda 400’e yakın Filistinliyi yerinden ettiğini belirterek, bugün 20 vatandaşın daha evsiz kaldığını vurguladı.



Almanya'nın Libya Genelkurmay Başkanı'nın uçağının kara kutusunu incelememesi nedeniyle özür dilemesinin ardından İngiltere ile anlaşmaya varıldı

Haddad, başkent Trablus'ta düzenlenen mezuniyet töreninde yeni subay grubuna hitap ediyor (Arşiv - AFP)
Haddad, başkent Trablus'ta düzenlenen mezuniyet töreninde yeni subay grubuna hitap ediyor (Arşiv - AFP)
TT

Almanya'nın Libya Genelkurmay Başkanı'nın uçağının kara kutusunu incelememesi nedeniyle özür dilemesinin ardından İngiltere ile anlaşmaya varıldı

Haddad, başkent Trablus'ta düzenlenen mezuniyet töreninde yeni subay grubuna hitap ediyor (Arşiv - AFP)
Haddad, başkent Trablus'ta düzenlenen mezuniyet töreninde yeni subay grubuna hitap ediyor (Arşiv - AFP)

Libya Ulusal Birlik Hükümeti İçişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Almanya'nın Genelkurmay Başkanı Muhammed el-Haddad ve beraberindekileri taşıyan düşen uçağın kara kutu verilerini analiz etmeyi, bu tür uçaklarla ilgili gerekli teknik kapasitenin bulunmaması gerekçesiyle reddettiğini duyurdu.

Bakanlık, Facebook sayfasında yaptığı açıklamada, Ankara Havalimanı'ndan kalktıktan yarım saat sonra düşen uçakla ilgili gerekli teknik işlemleri tamamlamak üzere İngiltere'nin "tarafsız" taraf olarak seçilmesi konusunda Türkiye ile anlaşmaya varıldığını belirtti.

Bakanlık, ölenlerin cenazelerinin bugün (Cumartesi) Trablus’a nakledilmesine karar verildiğini açıkladı.

Uçakta Genelkurmay Başkanı Muhammed el-Haddad ve beraberindeki heyet bulunuyordu. Şarku'l Avsat'ın aldığı bilgiye göre Libya Ulusal Birlik Hükümeti, uçağın kara kutusunun doğru teknik analizinin yapılması için Türk yetkililerle Almanya'ya gönderilmesi konusunda anlaşmaya vardığını duyurmuştu.


Humus bombalaması: DEAŞ sorumluluğu üstlendi... Şam misilleme sözü verdi

Dün Humus'taki bir camide cuma namazı sırasında meydana gelen patlayıcı düzeneğin neden olduğu hasarı inceleyen güvenlik görevlileri (AP)
Dün Humus'taki bir camide cuma namazı sırasında meydana gelen patlayıcı düzeneğin neden olduğu hasarı inceleyen güvenlik görevlileri (AP)
TT

Humus bombalaması: DEAŞ sorumluluğu üstlendi... Şam misilleme sözü verdi

Dün Humus'taki bir camide cuma namazı sırasında meydana gelen patlayıcı düzeneğin neden olduğu hasarı inceleyen güvenlik görevlileri (AP)
Dün Humus'taki bir camide cuma namazı sırasında meydana gelen patlayıcı düzeneğin neden olduğu hasarı inceleyen güvenlik görevlileri (AP)

Suriye hükümetinin karşı karşıya olduğu güvenlik sorunlarını bir kez daha vurgulayan yeni bir olayda, Humus şehrindeki (orta Suriye) bir camide meydana gelen patlamada en az 8 kişi öldü, 18 kişi de yaralandı. Saldırıyı DEAŞ'a bağlı bir grup üstlendi.

Suriye Arap Haber Ajansı (SANA) tarafından yayınlanan bir açıklamada, Suriye Sağlık Bakanlığı yetkilisi, Humus'un Vadi el-Deheb mahallesindeki İmam Ali bin Ebu Talib Camii'ne düzenlenen bombalı saldırıda ölü sayısının 8, yaralı sayısının ise 18'e ulaştığını söyledi. Sağlık Bakanlığı Acil Durum ve Ambulans Müdürlüğü Direktörü Necib el-Nesen, ölü sayısının "kesin olmadığını" belirtti.

DEAŞ'a bağlı aşırılıkçı grup Ensar el-Sünne, saldırının bir Alevi camisini hedef aldığını belirterek sorumluluğu üstlenirken, Suriye İçişleri Bakanı Enes Hattab, saldırının arkasında kim varsa adaletin yerini bulacağına dair söz verdi. İbadet yerlerinin hedef alınmasını "alçakça ve korkakça bir eylem" olarak nitelendirdi.

Bu bombalama, mevcut rejimin bir yıl önce iktidara gelmesinden bu yana bir ibadethane içinde gerçekleşen ikinci saldırı oldu. Haziran ayında Şam'daki bir kilisede meydana gelen ve 25 kişinin ölümüne yol açan intihar saldırısının sorumluluğunu da "Saraya Ensar el-Sünne" grubu üstlenmişti.

Dün Humus'ta gerçekleşen bombalama, Arap dünyasında geniş çaplı kınamaya neden oldu. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı, Krallığın "terörizm ve aşırıcılığı", cami ve ibadethanelerin hedef alınmasını ve masum sivillerin terörize edilmesini kesin bir dille reddettiğini vurgulayarak, Suriye ile dayanışmasını ve Suriye hükümetinin güvenlik ve istikrarı sağlamaya yönelik çabalarına desteğini teyit etti.


Gazze'deki el-Avde Hastanesi, yakıt kıtlığı nedeniyle hizmetlerinin çoğunu askıya aldı

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahya'daki Kemal Advan Hastanesi (AFP)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahya'daki Kemal Advan Hastanesi (AFP)
TT

Gazze'deki el-Avde Hastanesi, yakıt kıtlığı nedeniyle hizmetlerinin çoğunu askıya aldı

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahya'daki Kemal Advan Hastanesi (AFP)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahya'daki Kemal Advan Hastanesi (AFP)

Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat'ta bulunan el-Avde Hastanesi, yakıt kıtlığı nedeniyle hizmetlerinin çoğunu geçici olarak askıya aldığını ve sadece acil servis gibi temel hizmetleri sürdüreceğini duyurdu.

Hastaneyi yöneten el-Avde Sağlık ve Toplum Derneği'nin program direktörü Ahmed Muhanna, AFP'ye yaptığı açıklamada, "Jeneratörleri çalıştırmak için gerekli yakıtın tükenmesi nedeniyle hizmetlerin çoğu geçici olarak askıya alındı" dedi.

"Sadece temel hizmetler, yani acil servis, doğum ve çocuk servisleri devam ediyor," dedi ve hastane yönetiminin asgari hizmet seviyesini sağlamak için jeneratör kiralamak zorunda kaldığını belirtti.

Hastanenin normalde günlük 1000 ila bin 200 litre dizel tükettiğini, ancak mevcut stokun sadece 800 litre olduğunu ve tüm bölümlerin çalışır durumda kalması için yetersiz kaldığını açıkladı.

"Devam eden yakıt krizi, hastanenin temel hizmetlerini sağlama yeteneğini doğrudan tehdit ediyor," uyarısında bulundu.

Birkaç gün süren ağrıların ardından, 30 yaşındaki Hetem Ayada sonunda el-Avda Hastanesi'ne gitmeye karar verdi.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre Nuseyrat'tan gelen yerinden edilmiş kadın ajansa, hastane personelinin kendisine röntgen için elektrik olmadığını ve onunla ilgilenemeyeceklerini söylediğini belirtti.

Ayada, kendisine ağrı kesici verdiklerini ve durumu düzelmezse başka bir hastaneye gitmesi gerektiğini söylediklerini anlattı.

O akşam ağrıları şiddetlendi, bu yüzden başka bir sağlık merkezine gitti ve orada safra taşı teşhisi konuldu.

Kadın, harap olmuş Gazze Şeridi'nde en temel sağlık hizmetlerinin bile eksikliğinden duyduğu hayal kırıklığını dile getirdi.

İsrail ile Hamas arasında yaklaşık iki yıldır süren savaşın ardından 10 Ekim'den bu yana yürürlükte olan ateşkes anlaşmasına rağmen, Gazze Şeridi ciddi bir insani krizi yaşamaya devam ediyor.

Ateşkes anlaşması günlük 600 kamyonun girişini öngörürken, STK'lara ve Birleşmiş Milletler'e göre, Şeride insani yardım taşıyan kamyonların sayısı yalnızca 100 ila 300 arasında değişiyor.