Lübnan Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndaki üçlü zirvenin yansımaları ne olacak?

Beyrut Limanı’ndaki patlamayla ilgili soruşturma hususunda yaşanan anlaşmazlığı çözmenin yolları aranıyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Avn, Temsilciler Meclisi Başkanı Berri ve Başbakan Mikati, geçen pazartesi günü Bağımsızlık Günü münasebetiyle askerî geçit töreninde (AFP)
Lübnan Cumhurbaşkanı Avn, Temsilciler Meclisi Başkanı Berri ve Başbakan Mikati, geçen pazartesi günü Bağımsızlık Günü münasebetiyle askerî geçit töreninde (AFP)
TT

Lübnan Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndaki üçlü zirvenin yansımaları ne olacak?

Lübnan Cumhurbaşkanı Avn, Temsilciler Meclisi Başkanı Berri ve Başbakan Mikati, geçen pazartesi günü Bağımsızlık Günü münasebetiyle askerî geçit töreninde (AFP)
Lübnan Cumhurbaşkanı Avn, Temsilciler Meclisi Başkanı Berri ve Başbakan Mikati, geçen pazartesi günü Bağımsızlık Günü münasebetiyle askerî geçit töreninde (AFP)

Siyasi kaynaklar, Cumhurbaşkanı Mişel Avn, Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri ve Başbakan Necib Mikati’nin görüşme atmosferine dikkati çekerken, Hizbullah ve Emel’in Şii ittifakının boykotu sonucunda toplanamayan Bakanlar Kurulu oturumlarının yeniden canlandırılmasına dair Avn ve Berri arasındaki sıcak atmosferin soğumaya başladığını belirtti.  İkili Şii ittifakı, Beyrut Limanı’ndaki patlamaya ilişkin soruşturma ve Savcı Tarık el-Bitar ile Temsilciler Meclisi arasında anayasa ve yasaların uygulanmasına ilişkin yetki dağılımı hususunda kendi görüşünün alınmasını talep ediyordu.
Kaynaklar, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, üç liderin kabine oturumlarının yeniden başlamasını engelleyen önemli noktaları ‘esneklik ve açıklıkla’ ele aldıklarını söyledi. Kaynaklar, toplantıda hâkim olan olumlu havanın somut adımlara dönüştürülmesinin, Cumhurbaşkanına bağlı olduğunu söylerken, Avn’ın Bakanlar Kurulu oturumlarının askıya alınmasının arkasındaki tartışmalı noktalara çıkış bulmak için iş birliği ortaya koyduğunu dile getirdi.
Oturumlara devam etme şansının artık arttığını belirten kaynaklar ayrıca, Cumhurbaşkanı Avn’ın ‘hükümetin oturumları düzenleyememesini telafi etmek için başvurmak zorunda kaldığı çıkışlar hakkında’ bir anlayış sağlaması taahhüt etmesi halinde bu şanda güvenilebileceğini vurguladı. Kaynaklar, üç lider arasındaki mutabakatın somutlaşmasının, Bakanlar Kurulu’nun gelecek hafta toplanma çağrısı yapmasının önünü açacağını da söyledi.
Aynı kaynaklar, olumlu atmosferin devam etmesi halinde Başbakan Mikati’nin, bugün öğleden sonra Roma’ya gitmeden önce bir toplantı düzenlemek üzere davette bulunacağına dikkati çekti. Mikati, uluslararası topluma ‘hükümetin, Lübnan’ı çöküşten kurtarmak için verdiği sözü takip ettiği’ mesajını vermeyi amaçlayan olumlu etkiler çerçevesinde yarın (25 Kasım Perşembe) Papa Francis ile Vatikan’da bir araya gelecek.
Kaynaklar, limandaki patlamaya yönelik soruşturma sürecine ilişkin anlaşmazlığın aşılması için sunulan çözümler konusunda suskun kalırken, ayrıca Enformasyon Bakanı George Kordahi’nin ‘Lübnan- Körfez ilişkilerinde krize yol açan yansımaların üstesinden gelmek’ için istifasını sunma girişimine uygun bir çözüm bulma konusunda da sessiz kaldı. Ancak üç liderin görüşmesine hâkim olan atmosferi, toplantıların kesintiye uğramasına neden olan ‘kriz duvarında açılmış bir pencere’ olarak nitelendirdi.
Öte yandan Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Şii İkili’nin ‘adli soruşturmanın gidişatı hakkındaki’ endişelerini gidermek için önerilen çıkış yolu, şu anda anayasayla ilgili olarak Savcı Bitar’a verilen yetkilerin yeniden dağıtılmasında ve aleyhlerine iddia edilenler dışında sanığı soruşturma yetkisinin sınırlanmasında yatıyor. Soruşturulan sanıkların, eski Başbakan Hassan Diyab, eski bakanlar ve mevcut milletvekilleri Ali Hasan Halil, Nihad el-Meşnuk ve Gazi Zuayter olduğu biliniyor. Bu isimlerin yanı sıra eski bakan Yusuf Fenyanus da soruşturulmak üzere Başkanlar ve Bakanlar Yüksek Kurulu’na sevk edilecek.
Siyasi kaynaklar, bu çıkışın, ‘Savcı tarafından yargılananlar ile anayasanın uygulanması çerçevesinde Başkanlar ve Bakanlar Yüksek Kurulu’na sevk edilenler arasında bir ayrıma olanak tanıyacak bir çıkış yolu üzerinde bir anlayış sağladıktan sonra’ Şii İkili’nin Bitar’ı soruşturmadan uzaklaştırma talebini geri çektiği anlamına geliyor. Kaynaklar, Mikati’nin yetkiler ayrılığı ilkesine saygı nedeniyle yargıya müdahale etmemesine rağmen, birden fazla kez soruşturmanın gidişatını düzeltme çağrısı yaptığını açıkladı.

Kordahi’nin istifası
Kordahi’nin istifasıyla ilgili tartışılan çıkış yoluna gelince siyasi bir kaynak, Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada “Bazıları dar meclislerinde artık tıka basa dolu olduklarını kabul etseler de önerilen formül, onu destekleyenleri ve pozisyonu benimseyenleri de dikkate alıyor. Onların, koşulları Lübnan’ın yüksek çıkarlarına hizmet edecek şekilde bırakarak, Lübnan- Körfez ilişkilerinin bozulmasını durdurmak için bir çıkış yoluna ihtiyaçları var” dedi.
Kaynak, Kordahi’nin istifa girişimi için önerilen senaryonun, kabine toplantısına katılımına dayandığına dikkat çekti. Zira Kordahi, burada ulusal çıkarları takdir ederek istifasını sunacak. Böylece itibarını kurtaracak ve yanında duranlar için bir mahcubiyet oluşturmayacak.
Sıcak atmosferi soğutmak ve özellikle Avn ile Berri arasındaki siyasi çatışmayı kontrol altına almak için üç liderin toplantısının sonundaki pozitiflik, kabine oturumlarının yeniden başlamasına dair iyimserlik çağrısı yapan pratik adımlara çevrilmeyi bekliyor. Kaynaklar, üç liderin ‘Güçlü Lübnan’ bloğunun seçim yasasında yapılan değişikliklerle ilgili olarak Anayasa Konseyi’ne yaptığı itirazı ele almadığını da söyledi.



Katz: Suriye'deki silahlı gruplar Golan Tepeleri'ni işgal etmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)
TT

Katz: Suriye'deki silahlı gruplar Golan Tepeleri'ni işgal etmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)

Times of Israel'in haberine göre, İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, dün Knesset Dışişleri ve Savunma Komitesi'nde yaptığı toplantıda, Suriye'de Golan Tepeleri'ni işgal etmeyi düşünen silahlı grupların bulunduğunu söyledi.

Katz, İsrail'in Şam ile bir güvenlik anlaşmasına veya normalleşmeye ulaşma yolunda olmadığını ve ülke içindeki Suriye güçlerinin veya çeşitli milislerin İsrail yerleşimlerine saldırmaya çalışabileceği veya Suriye Dürzi toplumunu yeniden tehdit edebileceği senaryolara hazırlandığını sözlerine ekledi.

Şarku’l Avsat’ın Times of Israel'den aktardığı habere göre Husilerin Golan Tepeleri'ne kara harekâtı düzenlemeyi düşündükleri belirtildi.

İsrail güçleri ise Beşşar Esed rejiminin Aralık 2014'te devrilmesinden bu yana Güney Suriye'de dokuz noktaya konuşlandı. Bunların çoğu, iki ülke sınırında Birleşmiş Milletler tarafından izlenen tampon bölge içinde yer alıyor. Bu noktalardan ikisi Hermon Dağı'nın Suriye tarafında bulunuyor.

İsrail, İsrail yerleşimlerini korumak ve Lübnan Hizbullahı veya diğer İran destekli milisler de dahil olmak üzere düşman güçlerin eline geçmesi durumunda tehdit oluşturabilecek silahları güvence altına almak için Suriye topraklarının 15 kilometreye kadar uzanan bölgelerinde faaliyet gösterdiğini açıkladı.

Golan Tepeleri, Suriye'nin güneybatı köşesinde, Şam'ın 60 kilometre batısında yer almakta ve yaklaşık bin 860 kilometrekarelik bir alanı kaplamaktadır.

İsrail, Haziran 1967'deki "Haziran Gerilemesi" olarak bilinen savaş sırasında Golan Tepeleri'nin yaklaşık bin 250 kilometrekarelik bir alanını işgal etti ve ardından 1981'de fiilen ilhak etti; ancak bu hamle Birleşmiş Milletler tarafından tanınmadı ve burası işgal edilmiş Suriye toprağı olarak görülmeye devam edildi.


İsrail Savunma Bakanı Katz: Suriye’deki silahlı gruplar Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)
TT

İsrail Savunma Bakanı Katz: Suriye’deki silahlı gruplar Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Knesset Dışişleri ve Savunma Komitesi toplantısında yaptığı açıklamada, Suriye’deki bazı silahlı grupların Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşündüğünü söyledi. Şarku’l Avsat’ın Times of Israel’den aktardığına göre Katz, İsrail’in Şam ile güvenlik anlaşması ya da normalleşme yolunda olmadığını belirterek, Suriye ordusu ya da ülkedeki farklı milislerin İsrail yerleşimlerine saldırma veya Suriye’deki Dürzi toplumunu yeniden tehdit etme ihtimaline karşı hazırlık yapıldığını ifade etti.

Katz, Husilerin de Golan Tepeleri’ne yönelik olası bir kara harekâtını değerlendirdiğini söyledi.

Öte yandan, İsrail güçleri Aralık 2024’te Beşşar Esad rejiminin çöküşünün ardından Suriye’nin güneyinde dokuz noktada konuşlandı. Bu noktaların büyük bölümü, iki ülke arasındaki sınırda Birleşmiş Milletler tarafından izlenen tampon bölgede yer alırken, konuşlanma alanları arasında Cebel Hermon’un (Şeyh Dağı) Suriye tarafındaki iki nokta da bulunuyor.

İsrail, bu birliklerin İsrail yerleşimlerini korumak ve düşman unsurların eline geçtiğinde tehdit oluşturabilecek silahları güvence altına almak amacıyla Suriye topraklarında yaklaşık 15 kilometre derinliğe kadar faaliyet yürüttüğünü açıkladı. Bu potansiyel tehdit unsurları arasında Lübnan Hizbullahı ile İran destekli diğer milis gruplar da yer alıyor.

Suriye’nin güneybatısında bulunan Golan Tepeleri, başkent Şam’ın yaklaşık 60 kilometre batısında yer alıyor ve toplamda 1.860 kilometrekarelik bir alanı kaplıyor. İsrail, Haziran 1967 Savaşı sırasında bölgenin yaklaşık 1.250 kilometrekarelik kısmını işgal etmiş, 1981’de ise fiilen ilhak etmişti. Ancak bu ilhak, bölgeyi hâlen işgal altındaki Suriye toprağı olarak kabul eden Birleşmiş Milletler tarafından tanınmıyor.


BM: İsrail–Hizbullah ateşkesi kırılgan, belirsizlik devam ediyor

İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)
İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)
TT

BM: İsrail–Hizbullah ateşkesi kırılgan, belirsizlik devam ediyor

İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)
İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)

Birleşmiş Milletler’in Lübnan Özel Koordinatörü Jeanine Hennis-Plasschaert, Perşembe günü yaptığı açıklamada, hükümetin aldığı önemli kararlar ve Lübnan Silahlı Kuvvetleri’nin güçlendirilmiş varlığına rağmen ülkenin güneyindeki belirsizlik ortamının devam ettiğini belirtti. Hennis-Plasschaert, bu iki unsurun “normalleşme yolunda temel bir zemin oluşturduğunu” söyledi.

Hennis-Plasschaert, “Birçok Lübnanlı için çatışma düşük yoğunlukla da olsa sürüyor. Mevcut durum devam ettiği sürece, düşmanlıkların yeniden tırmanma ihtimali ortadan kalkmış değil” ifadelerini kullandı.

BM yetkilisi, mevcut fırsatın değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Diyalog ve müzakereler tüm sorunları çözemeyebilir; ancak taraflar arasında karşılıklı anlayışın oluşmasına katkı sağlar ve en önemlisi, istenen güvenlik ve istikrara giden yolu açar” dedi.

İsrail ile Hizbullah arasında geçen yıl Kasım ayında, Gazze’deki savaşın yol açtığı bir yılı aşkın karşılıklı bombardımanın ardından ABD arabuluculuğunda ateşkes sağlanmıştı. Ancak İsrail, anlaşmaya rağmen Güney Lübnan’daki bazı noktalarda varlığını sürdürürken, ülkenin güneyi ve doğusuna yönelik saldırılarına devam ediyor.