Dolar endeksi ABD’deki 'rekor' enflasyon endişesiyle yükseliyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Dolar endeksi ABD’deki 'rekor' enflasyon endişesiyle yükseliyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

ABD'nin ekonomi yönetiminden güçlü doları destekleyen açıklamaların gelmesi, doların diğer para birimleri karşısında değer kazanmasına neden oluyor.
ABD'de enflasyonun son 31 yılın en yüksek seviyesine çıkması, ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanlığına Jerome Powell'ın yeniden aday gösterilmesi ve ekonomi yönetiminden güçlü doları destekleyen açıklamaların gelmesiyle dolar endeksinde son dönemde yükselişler görülürken, bu yükseliş diğer para birimlerini de baskılıyor.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını öncesi 15 Mart 2020’de 102,8 değerini gören dolar endeksi, salgına karşı uygulanan kısıtlamaların ekonomik faaliyeti durma noktasına getirmesiyle, geçen yılın sonunda 90 değerine gerilemişti.
Bu yıl, özellikle mayıstan itibaren artış eğiliminde hareket eden dolar endeksi, bu hafta 96,94 ile 6 Temmuz 2020'den beri gördüğü en yüksek seviyeye çıktı. Doların altı ülkenin para birimine karşı değeri ile hesaplanan dolar endeksindeki bu artış, diğer para birimleri üzerinde de baskıya neden oluyor.

Dolar, Fed'in faiz artıracağı beklentileriyle yükseliyor
1973’te oluşturulan dolar endeksi, doların avro, İsviçre frangı, Japon yeni, Kanada doları, İngiliz sterlini ve İsveç kronu karşısındaki değerini ölçmek için kullanılıyor.
Avro, sepetin yüzde 57,6'sını oluştururken, avroyu yüzde 13,6 ile yen izliyor. Sterlin yüzde 11,9, Kanada doları yüzde 9,1, İsveç kronu yüzde 4,2 ve İsviçre frangı yüzde 3,6 ağırlığa sahip bulunuyor.
Doların bu para birimleri karşısında değer kazanması endeksin de yükselişini beraberinde getiriyor. Endeks değerinin düşmesi ise doların küresel ölçekte değer kaybettiğine işaret ediyor.
Uzmanlar, küresel ekonominin toparlanmasının enflasyon endişeleri nedeniyle hala sıkıntıda olduğunu ve bunun da yatırımcıların doları güvenli liman olarak görmesine sebep olduğunu belirtiyor.
Fed'in enflasyon endişesiyle faiz oranlarını beklentilerden önce artırabileceğine yönelik tahminler, ABD Başkanı Joe Biden'ın Fed Başkanlığına Jerome Powell'ı ikinci dönemi için aday gösterme kararı, yüzde 6,2'lik ekim ayı enflasyonu ve ekonomi yönetiminden güçlü doları destekleyen açıklamaların gelmesi de doların diğer para birimleri karşısında değer kazanmasına sebep olan faktörler olarak dikkati çekiyor.

ECB'nin düşük faiz tercihi avroyu aşağı çekiyor
ABD Merkez Bankası'nın varlık alımlarını azaltmaya başlamasına karşın Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve İngiltere Merkez Bankası (BoE) gibi birçok büyük merkez bankasının düşük faiz oranları, avro başta olmak üzere diğer büyük para birimlerini aşağı çekiyor.
ABD ekonomi yönetiminden “tahvil alımlarına ve faiz artırımına” ilişkin açıklamaların gelmesi, dolar endeksindeki yükselişin önümüzdeki dönemde de devam edeceğine dair işaretler olarak görülüyor.
HSBC, Citibank, Commerzbank ve JPMorgan Chase gibi bankalar şimdiden doların değer kazanmaya devam edeceğini öngörüyor.
Commerzbank analistleri, dolar endeksinin yakın vadede 99,50 seviyesine ulaşmasını ve uzun vadede Fed ekonominin yeterince ısındığını değerlendirerek faizleri yükselttiğinde 100 seviyesinin üzerine çıkacağını tahmin ediyor.
Öte yandan Uluslararası Para Fonu (IMF) verileri, doların küresel rezerv para pastasından aldığı payın geçen yılın son çeyreğinde yüzde 59’a gerileyerek son 25 yılın en düşük seviyesine gerilediğini ortaya koyuyor.

Dolara bağlı tüm varlıkların değeri de yükseliyor
Doların değeri yükseldiğinde, ABD şirketlerinin hisse senetleri ve hazine tahvilleri dahil dolara bağlı tüm varlıkların değeri de yükseliyor.
Ayrıca, ABD dışındaki ekonomiler için ABD'ye mal ihraç eden şirketlerin değerlemelerinde de artış görüyor.
ABD'den mal veya ham madde ithal eden şirketler için ise bunun tersi geçerli oluyor. Aynı miktarda malzeme elde etmek için daha fazla harcamak zorunda kalan şirketler için değerlemeler düşüyor.
Öte yandan daha güçlü bir dolar, aynı zamanda yabancı kurumsal yatırımcıların kur bazında azalan getirilerden dolayı gelişmekte olan piyasalara yatırım yapmaya daha az ilgi göstermelerine neden oluyor.

Avronun bu yılki değer kaybı yüzde 8'i aştı
Avro/dolar paritesi, hazirandan itibaren içinde bulunduğu düşüş trendi ile yılbaşından bu yana yüzde 8'in üzerinde değer kaybetti. Bu hafta 1,1186 ile Temmuz 2020’den beri en düşük seviyeyi gören avro/dolar paritesi, 1,12'nin hemen üzerinde dengelenme çabasında.
Avrupa'da Kovid-19 salgınına yönelik endişeler artarken, Avusturya'da 20 günlük sokağa çıkma kısıtlaması ve Almanya'da sert önlemlere gidilmesi avroyu dolar karşısında baskılıyor.
Uzmanlar, Fed’e ilişkin beklentilerin yanı sıra Avrupa Birliği ile ilgili jeopolitik sorunlar, Kovid-19 salgınında artan vaka sayıları, Çin ekonomisindeki yavaşlama ve küresel tedarik zinciri sorunlarının Avrupa'ya ABD'den daha fazla zarar verdiğini vurguluyor.

Japon yeni ve Güney Kore wonu da dolara karşı kayıpta
Güvenli limanlardan Japon yeninin de dolara karşı değer kaybetmesi dikkati çekiyor. Dolar/yen paritesi psikolojik 115 seviyesinin üzerine çıkarken, böylece yen dolar karşısında Mart 2017’den bu yana en düşük seviyesine geriledi.
Arjantin pesosu da dolar karşısında yılbaşından bu yana yaklaşık yüzde 20 değer kaybederken, dolar/peso paritesi 100 seviyesinin üzerine çıktı.
Türk lirası da yıl başından beri dolara karşı yüzde 60’dan fazla değer kaybetti. Dolar karşısında değer kaybeden diğer bir para birimleri arasında Polonya zlotisi de dikkati çekti. Bu yılın başında 1 dolar 3,72 Polonya zlotisine denk gelirken, dün 4,20 seviyesinden işlem geçti. Böylece zlotinin dolara karşı değer kaybı bu yıl yüzde 13 oldu. Polonya Merkez Bankası Başkanı Adam Glapinski, zlotinin dolar karşısında daha fazla değer kaybetmesinin Polonya ekonomisinin temelleri veya Polonya Merkez Bankası tarafından izlenen para politikası ile tutarlı olmayacağını vurguladı.
Güney Kore wonu, Rumen leyi ve Macar forinti de dolara karşı yılbaşından beri sırasıyla yaklaşık yüzde 10, yüzde 11 ve yüzde 9 değer kaybetti.



ABD'de tarım krizi: İşçilerin yüzde 70'i gitti

On milyarlarca dolarlık meyve ve sebze, Kaliforniya'daki göçmenler tarafından elle toplanıyor (Reuters)
On milyarlarca dolarlık meyve ve sebze, Kaliforniya'daki göçmenler tarafından elle toplanıyor (Reuters)
TT

ABD'de tarım krizi: İşçilerin yüzde 70'i gitti

On milyarlarca dolarlık meyve ve sebze, Kaliforniya'daki göçmenler tarafından elle toplanıyor (Reuters)
On milyarlarca dolarlık meyve ve sebze, Kaliforniya'daki göçmenler tarafından elle toplanıyor (Reuters)

ABD'de Donald Trump yönetiminin göçmenlere yönelik sınır dışı ve gözaltı uygulamalarını artırması bir yandan protesto gösterilerine yol açarken diğer yandan da ekonomiyi olumsuz etkiliyor. 

Reuters, Kaliforniya tarlalarındaki mahsulün toplanmadan kaldığını bildiriyor. 

Birleşik Krallık merkezli haber ajansına konuşan çiftçi Lisa Tate, Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi'nin (ICE) düzenlediği baskınların etkilerinin sahada hissedildiğini vurguluyor. 

6 nesildir bu işi yaptıklarını belirterek şöyle diyor:

Tarlalarda çalışan işçilerin yaklaşık yüzde 70'i gitti. Eğer işgücünüzün yüzde 70'i yok olduysa mahsulün de yüzde 70'i toplanmaz ve bir günde çürüyüp gidebilir. Amerikalıların çoğu bu işi yapmak istemiyor. Buradaki çoğu çiftçi zar zor geçiniyor. Bunun bardağı taşıran son damla olmasından, pek çok kişinin batmasından korkuyorum.

Adını vermek istemeyen Meksikalı bir tarımcı geçen hafta çilek ektiklerini anlatırken eskiden 300 kişiyle bu işi yaptıklarını ancak bu sene işçi sayısında 80'de kaldıklarını aktardı. 

Bir başkası da önceden tarlada 80 kişiyle çalıştıklarını ama artık sayının 17'ye kadar indiğini vurguladı. 

csdfgthy
Endişeli tarım işçileri, marketlere ABD pasaportuna sahip olan çocukları gönderdiğini söylüyor (Reuters)

İşçiler tarlalarda yakalanırlarsa ailelerini bir daha görememekten korkuyor. Bir tanesi durumlarını şöyle anlattı:

Sabah korkarak uyanıyoruz. Güneş bizi endişelendiriyor, sıcak bizi endişelendiriyor ve artık daha da büyük bir sorunumuz var: Pek çok kişi eve dönemiyor. Sokakta herhangi bir belaya karışmak istemiyorum. Hangi sebeple olursa olsun gözaltına alınanlar sınır dışı ediliyor.

Kongre Bütçe Ofisi'nin eski direktörlerinden Douglas Holtz-Eakin, tarım çalışanlarının yaklaşık yüzde 80'inin ABD dışında doğduğunun, bunların da yarısının kaçak olarak ülkede yaşadığının tahmin edildiğini bildirdi.

Cumhuriyetçi ekonomist, kaçak işçilerin kaybının fiyatları yükselteceğine işaret etti. 

ABD'de sebze hasadının üçte birinden fazlası, meyve ve kabuklu yemiş üretimininse dörtte üçünden fazlası Kaliforniya'da yapılıyor. Eyaletin 2023'te tarımdan elde ettiği gelir 60 milyar doları aştı.

Merkez sol eğilimli Brookings Enstitüsü'nden Wendy Edelberg ve Tara Watson'la muhafazakar Amerika Girişim Enstitüsü'nden (American Enterprise Institute/AEI) Stan Veuger, bir makale hazırlayarak en az 50 yıldır ilk kez görülebilecek bir değişime işaret etmişti: Bu yıl ABD'ye giden göçmen sayısı, ülkeden ayrılanlardan az olabilir. 

Washington Post'un haberinde, ABD dışında doğmuş işçilerin sayısının marttan beri bir milyondan fazla düştüğü aktarılmıştı.

Independent Türkçe, Reuters, Washington Post