Netanyahu’nun başını ağrıtan isim konuştu: ‘Unutmak zor, seçim günü Yahudi seçmenin önünde ağlayarak çektiği video destekçilerini motive etti’

Netanyahu yolsuzlukla suçlamasıyla itham ediliyor (AP)
Netanyahu yolsuzlukla suçlamasıyla itham ediliyor (AP)
TT

Netanyahu’nun başını ağrıtan isim konuştu: ‘Unutmak zor, seçim günü Yahudi seçmenin önünde ağlayarak çektiği video destekçilerini motive etti’

Netanyahu yolsuzlukla suçlamasıyla itham ediliyor (AP)
Netanyahu yolsuzlukla suçlamasıyla itham ediliyor (AP)

Her ne kadar eski İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun mahkûm edilmesi uzak bir ihtimal olsa da, eski Basın Danışmanı Nir Hefetz, Netanyahu’nun karşı karşıya kaldığı üç yolsuzluk davası kapsamında çok önemli açıklamalarda bulunarak mahkemenin konu hakkında daha fazla bilgi sahibi olmasını sağladı.
Netanyahu'nun eski Basın Danışmanı olarak çalışan ve sırdaşı olan Nir Hefetz, dün Kudüs Bölge Mahkemesi’nde görülen davada verdiği ifadede eski Başbakan’ın çalışma şekli hakkında konuştu. Hefetz, Netanyahu’nun güvenlik kadar basına önem verdiğini belirterek, gazete ve haber sitelerini kontrol etmeye çalıştığını söyledi. Netanyahu’nun karısı Sara ve oğlu Yair’in de basında yayınlanan her şeye müdahale ettiğini söyleyen Hefetz, tüm konularda temel kararları kontrol ettiklerini ve özellikle Walla internet sitesi dâhil birçok gazete editörlerine görüşlerini empoze ettiklerini bildirdi.
Heretz, bir keresinde Walla sitesinde babasıyla ilgili kötü bir haber yayınladığı için Yair’in sinirlendiğini ve ona sitenin ‘tekbir getiren’ en kötü düşmanlarına hizmet ettiğini söylediğini iddia etti.
Netanyahu yılbaşından bu yana yolsuzluk, rüşvet ve görevini kötüye kullanma gibi 3 yolsuzluk davasıyla yargılanıyor. Geçtiğimiz hafta ifade vermeye başlayan Hefetz’in ifadesinin birkaç hafta sürmesi bekleniyor. Duruşmalar, hali hazırda Netanyahu’nun Walla internet sitesine destekleyici içerikler için rüşvet vermekle suçlandığı 4000 numaralı dosyaya odaklanıyor. Shaul Elovitch'in sahibi olduğu haber sitesi Walla'nın Netanyahu lehine yayın yapması konusunda rüşvet aldığı iddia ediliyor.
Hefetz, Netanyahu'nun Mart 2019'da gerçekleşen seçim gününde ırkçı ifadeler kullanıp Yahudi seçmenin önünde ağlayarak çıktığı ünlü video görüntülerine atıfta bulundu. Eski Basın Danışmanı, Netanyahu’nun görüntülerde, “Araplar, dış kaynaklardan finanse edilen otobüslerle sandıklara yoğun bir şekilde geliyor” dediğini söyledi.  Hefetz açıklamasında, “Unutmak zor. Seçim günü, Netanyahu'nun yardımcısı Shlomo Filber aracılığıyla Arap seçmenlerin Yahudilerden daha yüksek olması gibi saha verilerini alması endişesini arttırdı. Zaman geçtikçe kaygısı arttı. Netanyahu'nun morali bozuldu. Endişesinden dolayı gezilerini kesti. Balfour'a (Başbakan'ın resmi konutu) döndük. Çalışma odasına girdik, o, ben ve Likud Yeni Medya ekibinin başkanı Topaz Locke. Netanyahu iPhone'dan üç video çekti ve kimse görmesin diye kapıda durdum. Bu, kimsenin girmemesini emreden Netanyahu için dramatik bir andı. Netanyahu kendisine en uygun videoyu seçti ve cep telefonu şirketleri aracılığıyla gönderdi. Video gönderildikten sonra 20 dakika içinde kısa mesajlar geldi. Filber, Likud seçmenlerinin yüksek oranda olduğu bölgelerde 700 bin cep telefonunun videoyu aldığını söyledi. 20 dakika sonra sayı bir milyon 400 bine yükseldi. Video orman yangını gibi yayıldı. Hemen sonuç verdi. Vatandaşların sandık başında kuyruklar oluşturduğunu görmeye başladık. Destekçilerini motive etmeyi başardı” dedi.
Hefetz, Netanyahu'nun görüşmelerinin şüpheli olduğunu bildiği halde gizliden gizliye işadamı Shaul Elovitch ile görüşmek istediğini söyledi. İlişkileri hakkında gizli soruşturmalar yürütüldüğü basına sızdırıldığında, eşi ve oğlu Yair'e Netanyahu ve aile üyelerinin telefonlarının yanı sıra Elovitch'in telefonlarındaki tüm mesajların silinmesi emredildi. Netanyahu, Hefetz’den eşi ve oğlunun Elovitch ve karısıyla tanışmalarını içeren mesajları sildiklerini kendi gözüyle görmek istedi. Hefetz, bu isteğe ses kaydı alarak yanıt verdi. Mahkeme ise ondan bu kayıtları göstermesini istedi. Gözlemciler Hefetz'in açıklamasını Netanyahu için büyük bir ikilem olarak değerlendiriyor.



Adolf Hitler'in Afrika'daki seçimi kazanması bekleniyor

Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler (sağda)  ve Namibyalı politikacı Adolf Hitler Onona (Solda) (Arşiv - AFP - Oshana Bölge Konseyi)
Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler (sağda) ve Namibyalı politikacı Adolf Hitler Onona (Solda) (Arşiv - AFP - Oshana Bölge Konseyi)
TT

Adolf Hitler'in Afrika'daki seçimi kazanması bekleniyor

Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler (sağda)  ve Namibyalı politikacı Adolf Hitler Onona (Solda) (Arşiv - AFP - Oshana Bölge Konseyi)
Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler (sağda) ve Namibyalı politikacı Adolf Hitler Onona (Solda) (Arşiv - AFP - Oshana Bölge Konseyi)

Afrika'nın güneyindeki Namibya'da seçim heyecanı yaşanıyor.

Çarşamba yapılacak oylamada kazanması beklenenlerden biri de Adolf Hitler Uunona.

59 yaşındaki siyasetçinin 2004, 2015 ve 2020'deki seçimlerden sonra olduğu gibi, bir kere daha Oshana Bölgesi'ndeki Ompundja'nın yerel meclisine girmeye hak kazanacağı öngörülüyor.

Güneybatı Afrika Halk Örgütü (SWAPO) üyesi, son seçimlerde oyların yüzde 85'ini almıştı. 

SWAPO, Namibya'nın 1990'da Güney Afrika'dan bağımsızlığını kazanmasından beri iktidar partisi konumunda. Sol görüşlere yakın parti, geçmişte sömürge yönetimine karşı mücadelesiyle dikkat çekmişti.

Uunona, 5 yıl önce Alman gazetesi Bild'e verdiği röportajda "Babam, Adolf Hitler'in hangi değerleri sembolize ettiğini bilmiyordu. Çocukken adım bana da çok normal geliyordu. Bu adamın tüm dünyayı fethetmeye çalıştığını büyüyünce anladım. Benim bu tür şeylerin hiçbiriyle işim yok" demişti. 

Arkadaşlarının kendisine Hitler demeden Adolf diye seslendiğini söyleyen Uunona, adını değiştirmeyeceğini belirtmişti:

Tüm resmi belgelerde bu şekilde yazıyor. Artık bunun için çok geç.

Uunona, ülkesinin The Namibian gazetesine verdiği röportajda da "Ben Hitler gibi değilim" ifadesini kullanmıştı.

2020'de Uunona'nın memleketinde görülen ve arka camında “Adolf Hitler” yazısı ve gamalı haç simgesi yer alan bir otomobil dikkat çekmişti.

Ancak Uunona bu aracın kendisiyle hiçbir ilgisi olmadığını ifade etmişti. 

1884 - 1915'te Alman sömürge yönetimi altında kalan Namibya’da Alman kökenli isimler bugün de yaygın olarak kullanılıyor.

1904 - 1908'de ülkedeki Ovaherero ve Nama halklarına yönelik bir soykırım kampanyası yürüten Alman İmparatorluğu, 70 bine yakın kişiyi öldürmüştü. 

Koloni dönemi sonrasında da Alman nüfuzu sürerken II. Dünya Savaşı'nın ardından bazı Naziler, Namibya'ya kaçmıştı.

1976'da New York Times'ta yayımlanan bir haber, Alman kökenli Namibyalıların birbirlerini hâlâ "Heil Hitler" diye selamladığını bildirmişti. 

Almanya'nın Afrika'da gerçekleştirdiği bu soykırımı resmen tanıması 2021'i buldu. Namibya liderleri hâlâ istedikleri tazminatı alamadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Post


Macron: Trump'ın Ukrayna barış planı iyileştirilmeli

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (AFP)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (AFP)
TT

Macron: Trump'ın Ukrayna barış planı iyileştirilmeli

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (AFP)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (AFP)

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron bugün RTL Radyo’ya verdiği röportajda, ABD Başkanı Donald Trump'ın Ukrayna için hazırladığı barış planının Kiev ve Avrupa tarafından kabul edilebilir hale gelmesi için iyileştirilmesi gerektiğini söyledi.

Öte yandan Ukrayna Ulusal Güvenlik ve Savunma Konseyi Sekreteri Rüstem Umerov, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'nin, Rusya-Ukrayna Savaşı'nı sonlandırmak amacıyla hazırlanan ‘barış planı’ için ABD Başkanı Trump ile görüşmek üzere önümüzdeki günlerde ABD'yi ziyaret edeceğini açıkladı.

Umerov, açıklamasında şunları söyledi:

“Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy’nin bu ay içinde en uygun tarihte ABD'yi ziyaret etmesini ve son adımları tamamlayarak Başkan Trump ile bir anlaşma imzalamasını sabırsızlıkla bekliyoruz.”

ABD, geçtiğimiz hafta 28 maddelik bir barış planı sunarak Ukrayna ve Avrupa'nın yanı sıra ABD yönetimi içindeki pek çok kişiyi de şaşırttı. Bu durum Trump yönetiminin Ukrayna'ya ağırlıklı olarak Rusya'nın lehine olan bir anlaşma imzalaması için baskı uygulayabileceği yönünde yeni endişeler uyandırdı.

Öte yandan Fransa Cumhurbaşkanı Macron, RTL’ye verdiği röportajda, “Bu, doğru yönde, barışa doğru atılan bir adım. Ancak bu planın tartışılması, müzakere edilmesi ve iyileştirilmesi gereken yönleri var” dedi. Ardından Macron “Barış istiyoruz, ancak gerçek bir teslimiyet anlamına gelen bir barış istemiyoruz” diye ekledi.

Topraklarını terk etmeye hazır olup olmadıklarına sadece Ukraynalıların karar verebileceğini söyleyen Macron, “Masadakiler, Rusların neyi kabul edebileceğine dair bize bir fikir veriyor. Bu, Ukraynalıların ve Avrupalıların bunu kabul etmesi gerektiği anlamına mı geliyor? Cevap hayır” ifadelerini kullandı.

Fransa Cumhurbaşkanı, Rusya ile barış sağlanması durumunda Ukrayna’nın ilk savunma hattının ordusunun yenilenmesi olacağını ve bu konuda herhangi bir kısıtlama olamayacağını belirtti.

Macron, Rusya’nın dondurulan fonlarının Avrupa'da bulunduğunu ve bunların nasıl elden çıkarılacağına karar verme yetkisinin de sadece Avrupa'ya ait olduğunu vurguladı.

ABD tarafından sunulan barış planı, Ukrayna ordusuna bir kısıtlama getirilmesini öngörürken ve ABD'ye Rusya’nın dondurulan mal varlıkları üzerinde bir miktar kontrol hakkı tanıyor.


Abu Dabi’de sürpriz temas: ABD ve Rusya barış müzakerelerini hızlandırıyor mu?

Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş sürerken bugün Kiev'e düzenlenen hava saldırısı sonrası binalarından üzerinden yükselen dumanlar (AFP)
Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş sürerken bugün Kiev'e düzenlenen hava saldırısı sonrası binalarından üzerinden yükselen dumanlar (AFP)
TT

Abu Dabi’de sürpriz temas: ABD ve Rusya barış müzakerelerini hızlandırıyor mu?

Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş sürerken bugün Kiev'e düzenlenen hava saldırısı sonrası binalarından üzerinden yükselen dumanlar (AFP)
Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş sürerken bugün Kiev'e düzenlenen hava saldırısı sonrası binalarından üzerinden yükselen dumanlar (AFP)

ABD merkezli haber kanalı CBS News bugün, ABD'li yetkililer ve diplomatik kaynaklara dayandığı haberde, ABD Kara Kuvvetleri Bakanı Dan Driscoll’un şu anda Rus yetkililerle görüşmek üzere Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) başkenti Abu Dabi'de bulunduğunu bildirdi.

CBS News’e konuşan ABD’li bir yetkili, Bakan Driscoll’un dün akşam Abu Dabi’de Rus heyetiyle birkaç saat süren bir görüşme gerçekleştirdiğini ve bugün de heyetle tekrar bir araya gelerek barış sürecini görüşmesi ve müzakereleri hızla ilerletmesinin beklendiğini söyledi.

Öte yandan İngiltere merkezli günlük gazete Financial Times, iki kaynağa dayandırdığı haberinde Driscoll'un Rus heyetinin yanı sıra Ukrayna Savunma Bakanlığı İstihbarat Başkanı Kirilo Budanov ile de Abu Dabi’de görüşmelerde bulunacağını bildirdi.

Bu toplantılar, ABD Başkanı Donald Trump'ın yaklaşık dört yıldır süren Rusya-Ukrayna savaşında ateşkes sağlanması için artan baskısı ve ABD’li yetkililerin her iki ülkenin temsilcileriyle yaptığı görüşmelerle eş zamanlı gerçekleşiyor.

Bakan Driscoll, geçtiğimiz hafta sonu ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Başkan Donald Trump’ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff ve damadı Jared Kushner ile Ukrayna ve müttefiki Avrupa ülkelerinden diplomatlar arasında İsviçre'nin Cenevre kentinde düzenlenen görüşmelere katıldı. Driscoll, Rus yetkililerle görüşmesi öncesinde geçtiğimiz hafta Ukrayna'nın başkenti Kiev’i ziyaret etmişti.

CBS'nin pazar günü yayınladığı bir habere göre ABD’li ve Ukraynalı yetkililer, Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy’nin bu hafta ABD’yi ziyaret etme olasılığını görüştü, ancak henüz böyle bir ziyaret için kesinleşmiş bir plan yok. Rusya ve Ukrayna’nın bir anlaşmaya ne kadar yakın olduğu hala belirsizliğini koruyor.

Trump yönetiminin savaşı sona erdirmek için desteklediği taslak öneri, Zelenskiy'nin zaten reddettiği birkaç madde içeriyor. Bunlar arasında Ukrayna'nın Donetsk bölgesinin tamamını (Rusya’nın işgali altında olmayan kısımlar dahil) teslim etmesi ve ülkenin NATO'ya üye olma çabalarını durdurması da bulunuyor.

ABD’li ve Ukraynalı yetkililere göre güvenlik garantileriyle ilgili başka bir taslak metin daha var.

Ukrayna'nın Washington Büyükelçisi Olha Stefanishyna pazar günü bir televizyon kanalına verdiği röportajda, taslak metinin ABD'nin NATO tüzüğünün 5. maddesine benzer ‘güvenlik garantileri’ verme niyetinde olduğunu açıkça ortaya koyduğunu söyledi. Söz konusu 5. Madde, NATO üyelerine saldırıya uğrayan herhangi bir üye devleti savunma yükümlülüğü getiriyor.

Bazı NATO üyeleri ve diğer ABD müttefikleri, cumartesi günü, öneriyi ‘daha fazla çalışma gerektiren bir temel’ olarak nitelendiren ortak bir bildiri yayınlamışlardı.