Filistin lideri Abbas: İsrail iki devletli çözümü baltalamaya devam ederse önemli kararlar almak zorunda kalırız

Abbas, barış için elini uzatmaya devam edeceğini ancak mevcut durumun sürmesini kabul etmeyeceğini söyledi.

Abbas Filistinlilerin ‘Öz Kurtuluşu … Direniş Bilinci Oluşturmak’ isimli konferansta konuşurken (WAFA)
Abbas Filistinlilerin ‘Öz Kurtuluşu … Direniş Bilinci Oluşturmak’ isimli konferansta konuşurken (WAFA)
TT

Filistin lideri Abbas: İsrail iki devletli çözümü baltalamaya devam ederse önemli kararlar almak zorunda kalırız

Abbas Filistinlilerin ‘Öz Kurtuluşu … Direniş Bilinci Oluşturmak’ isimli konferansta konuşurken (WAFA)
Abbas Filistinlilerin ‘Öz Kurtuluşu … Direniş Bilinci Oluşturmak’ isimli konferansta konuşurken (WAFA)

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, İsrail’in iki devletli çözümü baltalamaya devam etmesi halinde önümüzdeki yıl başından itibaren önemli kararlar almaya ve farklı seçenekleri hayata geçirmeye hazırlandıklarını söyledi.
Abbas, Filistin devlet televizyonunda yayınlanan ‘Filistinlilerin Öz Kurtuluşu … Direniş Bilinci Oluşturmak’ adlı konferansta yaptığı konuşmada, “Toprağımızın ve halkımızın işgalinin sonsuza kadar sürmesini, işgal makamlarının uyguladığı apartheid gerçeğini, halkımıza uyguladığı baskıyı ve Filistin topraklarına ve doğal kaynaklarına el koyması, ekonomisini daraltmasını, kimliğine ve Kudüs’ün doğasına ve orada bulunan İslam ile Hristiyanlığın kutsallarına saldırması gibi saldırgan uygulamalarını kabul etmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

Abbas, konuşmasının devamında şunları kaydetti:
“İsrail'in Filistin Devleti topraklarındaki işgalinin devamını, Filistin halkımıza karşı ırkçılığını ve etnik temizliğini kesinlikle reddettiğimizi yineliyoruz. Ayrıca Mescid-i Aksa'nın tarihi statüsünü değiştirilmesini, ibadet edenlerin El-Kıyame Kilisesi’ne gitmesine izin verilmemesini, Filistinlilerin Kudüs mahallelerinden kovulmasını ve Filistinli 6 sivil toplum kuruluşunun terör örgütü olarak sınıflandırılmasını reddettiğimizi vurguluyoruz. İki devletli çözüme ve uluslararası meşruiyet kararlarına uygun, Ortadoğu Dörtlüsü’nün (Rusya, ABD, Avrupa Birliği, BM) himayesinde adil ve kapsamlı barışı sağlamak için elimizi uzatmaya devam ediyoruz. İşgalci devlet (İsrail) iki devletli çözümü baltalamayı ve apartheid gerçeğini dayatmayı sürdürürse ve uygulamalarından geri adım atmazsa, bu durum bizi başka seçeneklere yönelmeye ve önümüzdeki yılbaşında düzenlenecek bir sonraki Merkez Konsey toplantısında ele alacağımız önemli kararlar almaya zorlayacaktır.”
Filistin Kurtuluş Örgütüne (FKÖ) bağlı Filistin Merkez Konseyi, Abbas’ın Eylül ayında Birleşmiş Milletlere (BM) hitaben yaptığı konuşmada dile getirdiği girişimin eylem planını oluşturmak amacıyla gelecek yıl ocak ayının ilk haftalarında toplantı yapacak. Abbas bu girişim kapsamında Filistin topraklarındaki işgaline son vermesi için İsrail’e bir yıl süre tanımıştı.
Filistin Merkez Konseyi hem FKÖ’nün hem Filistin yönetiminin otorite kaynağı olması dolayısıyla Filistin’in en yüksek yasama organı olarak kabul ediliyor.
Filistinli yetkililer, söz konusu toplantıda bir dizi seçeneğin masada olacağına işaret ediyor. Bu seçenekler arasında İsrail ile anlaşmaların durdurulması, İsrail’i tanıma kararının askıya alınması, devletin işgal altında olduğunu ve uluslararası meşru kararların çiğnendiğini ilan ederek geçiş sürecini sonlandırma bulunuyor. Merkez Konseyi’nin toplantısında tüm bu seçenekler üzerinde çalışılacak. Toplantının gündeminde ayrıca FKÖ içinde düzenlemelerin yapılması ve boşalan pozisyonların doldurulması meseleleri de konuşulacak.
Filistin yönetimi ilk kez İsrail’e karşı tek taraflı adımlar atma tehdidinde bulunmuyor. Nitekim Ulusal Konsey ve Merkez Konseyi daha önce de benzer tehditlerde bulunmuştu. Ancak bu tehditlerin uygulanması halinde sebep olacağı ağır bedeller nedeniyle şimdiye kadar hayata geçirilmedi. Filistin yönetiminin tek taraflı bir adım atması demek, sahada kontrolü elinde tutan, sınır kapılarını ve dolayısıyla da ihracat ve ithalat hareketini kontrol eden, Filistin yönetimine yakıt ve elektrik satan, yönetim için vergi parasını toplayan, yönetimin içerdeki ve yurt dışındaki üyelerinin hareketini izleyen İsrail ile karşı karşıya gelmesi anlamına gelir.
Filistin lideri Abbas söz konusu bedellere rağmen daha önce Fetih Hareketi Komite toplantıları ile FKÖ toplantılarında gerginliği tırmandırma sinyalleri vermişti.
Abbas, konferanstaki konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:
“İki ay önce BM Genel Kurul önünde söylediğimizi yineliyoruz. Toprağımızın ve halkımızın işgalinin sonsuza kadar sürmesini, işgal makamlarının uyguladığı apartheid gerçeğini, halkımıza uyguladığı baskıyı ve Filistin topraklarına ve doğal kaynaklarına el koymasını, ekonomisini daraltmasını, kimliğine ve Kudüs’ün doğasına ve orada bulunan İslam ile Hristiyanlığın kutsallarına saldırması gibi saldırgan uygulamalarını kabul etmeyeceğiz. Aynı şekilde Filistin halkımızın evlatlarının evlerinin yıkılmasını, öldürülmelerini, ailelerine eziyet edilmesini, şehitlerinin cesetlerine el konulmasını ve Gazze Şeridi’ne yönelik haksız ablukayı kabul etmeyeceğiz. Bunlar, yüzleşeceğimiz suçlardır. Halkımızın kararlılığı ve topraklarına bağlılığı sayesinde zafer bizim olacak. Köylerde, şehirlerde ve Filistinlilerin kamplarında yerleşim ve tehcir projelerini engelleme yolunda aralıksız başarılar kaydeden barışçıl halk direniş girişimlerinin tamamını destekleyeceğiz. Tüm dünyaya şunu vurguluyoruz, bu sabırlı ve kararlı halk işgalden kurtulmayı ve başkenti Kudüs olan egemenlik sahibi bağımsız bir devletinin olmasını hak ediyor. Toprakların ve halkın birliğine bağlıyız.  ulusal birlik hükümetinin kurulmasına bağlıyız. Tüm paydaşları uluslararası meşruiyete bağlı kalacak ve Kudüs kenti de dahil olmak üzere tüm Filistin topraklarında genel seçimleri düzenlemek suretiyle demokrasi ilkelerini pekiştirmek için çalışacak bir ulusal birlik hükümetinin kurulmasına bağlıyız. Uluslararası toplumdan, imzalanan anlaşmalara bağlı kalması ve önceki seçimlerde olduğu gibi bu seçimlerin de Doğu Kudüs’te yapılmasına izin vermesi için işgalci hükümete baskı uygulamasını talep ediyoruz.”
BM Genel Sekreteri Antonio Guaterres, İsrail’e ve Filistin’e tek taraflı adımlardan kaçınma çağrısı yaptı. Guaterres Filistin Halkıyla Uluslararası Dayanışma Günü münasebetiyle paylaştığı mesajda, “Doğu Kudüs dahil işgal altındaki Filistin topraklarındaki durum uluslararası barış ve güvenliğe ciddi şekilde meydan okumaya devam ediyor” dedi.
Guaterres, mesajının devamında, “Yerleşim yerlerinin yayılmasının yanı sıra Filistinlilerin haklarının sürekli olarak ihlal edilmesi, iki devletli çözüm ihtimallerini erozyona uğratabilir. 1967 sınırları temelinde, Kudüs'ün her iki devletin başkenti olduğu, her iki halkın meşru ulusal isteklerinin karşılandığı, barış ve güvenlik içinde yan yana yaşayan iki devletli çözüm, asıl hedef olmaya devam ediyor” ifadesini kullandı.
İki tarafı, anlaşmazlığa uluslararası hukuk ve ilgili BM kararlarına dayalı barışçıl bir çözüm bulunma şansını baltalayacak tek taraflı adımlardan kaçınmaya çağıran Guterres, tarafları ayrıca “Gazze'nin kapatılmasına son verilmesi ve işgal altındaki tüm Filistinlilerin yaşam koşullarının iyileştirmesi için yapıcı bir şekilde çalışmaya” davet etti.



Lübnan Başbakanı:  İsrail ile barış görüşmelerine henüz başlamadı

Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
TT

Lübnan Başbakanı:  İsrail ile barış görüşmelerine henüz başlamadı

Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)

Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam, Çarşamba günü yaptığı açıklamada, İsrail ve Lübnan’dan iki sivil temsilcinin katıldığı ateşkesi izleme komitesindeki görüşmelerin henüz “barış müzakeresi” aşamasına gelmediğini belirtti.

Selam, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, “Ateşkesi İzleme Komitesi, saldırıların durdurulması ilanının uygulanması için bir forumdur. Henüz barış müzakeresi aşamasına gelmedik” dedi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, sivil temsilcinin gönderilmesini, “İsrail ve Lübnan arasında ekonomik iş birliğinin temeli için ilk girişim” olarak nitelendirmişti.

Selam, ekonomik görüşmelerin İsrail ile normalleşme sürecinin bir parçası olacağını ve bunun ancak bir barış anlaşmasını takip etmesi durumunda mümkün olacağını vurguladı. Ayrıca, iki ülke 2002 Arap Barış Planı’na uyarsa “normalleşmenin ardından barış geleceğini” söyledi, ancak bunun şu an için uzak bir hedef olduğunu kaydetti.

Lübnan Başbakanı, ülkesinin Ateşkesi İzleme Komitesi’nin güney Lübnan’daki Hizbullah’ın silahsızlandırılmasını denetlemesine açık olduğunu da ifade etti. Selam, “Komiteye, herhangi bir endişe veya şüphe durumunda sahada doğrulama yapmaya hazır olduğumuzu ilettik. Denetlemeye açığız” dedi.


Refah’ta tünel çatışması: 4 İsrail askeri yaralandı

İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
TT

Refah’ta tünel çatışması: 4 İsrail askeri yaralandı

İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)

İsrail ordusu, bugün  (Çarşamba) yaptığı açıklamada, Gazze’nin güney  doğusundaki Refah’ta bir tünelden çıkan militanlarla yaşanan çatışmada dört İsrail askerinin yaralandığını duyurdu. Ordudan yapılan açıklamada, yaralılardan birinin durumunun ciddi, üçünün ise orta derecede olduğu belirtildi. Olay sırasında Golani Tugayı’na bağlı bir keşif birimine militanlar tarafından tünelden ateş açıldığı bildirildi. Yaralı askerler tedavi için tahliye edilirken, ailelerine bilgi verildi.

Yerel medyaya göre en az bir militan öldürüldü ve diğerleri için arama çalışmaları sürüyor. Çatışma, İsrail’in Gazze’nin kuzeyinde Kızılhaç aracılığıyla bir rehinenin kalıntılarını teslim almasının birkaç saat sonrasında gerçekleşti.

Gazze’deki kaynaklar, Refah’ta topçu ateşi ve silahlı çatışmaların devam ettiğini bildirerek, bölgedeki güvenlik durumunun istikrarsız olduğunu ortaya koydu.

Başbakan Binyamin Netanyahu, Hamas’ı ateşkes anlaşmasını ihlal etmekle suçlayarak, İsrail’in askerlerine yönelik herhangi bir saldırıya uygun şekilde karşılık vereceğini vurguladı. Netanyahu, “Hamas ateşkes anlaşmasını ihlal ediyor ve ordumuza yönelik terör faaliyetlerine devam ediyor. İsrail, askerlerimize yönelik herhangi bir saldırıya müsamaha göstermeyecek ve buna göre yanıt verecek” dedi.


Gazze'de kış, çocukluğumdaki mutluluğun hatırasını silip süpürdü

Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
TT

Gazze'de kış, çocukluğumdaki mutluluğun hatırasını silip süpürdü

Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)

Çocukluğumdan beri kışı hep çok sevmişimdir. Kara bulutlar gökyüzünü kapladığında ve yağmur damlaları yere düştüğünde, ailem büyükannem ve büyükbabamın evinde toplanırdı. Dedem ateşi yakarken yanına otururdum, babaannem de çaydanlığı ateşe koyardı. Bizim için kış, bir rahatlık mevsimiydi. Hiç üşümezdik.

Gündüzleri kuzenlerimle birlikte sokaklara yayılan su birikintilerinde yalınayak koşar, yağmur bizi tepeden tırnağa ıslatırken duvarların ve ağaçların ardında gizlenerek ghommemeh (saklambaç) oynardık. Annemin hastalanmadan önce içeri girmemiz için bize bağırdığını hatırlıyorum. Geceleri büyükbabam bize 1960'lardaki seyahatlerinde geçen hikayeleri anlatırdı.

Yaşım ilerledikçe kışları arkadaşlarımla daha fazla zaman geçirmeye ve mezun olduktan sonra peşinden gitmeyi umduğumuz hedeflerimiz ve geleceğe dair hayallerimiz hakkında konuşmaya başladım. Bazen Halid, Mahmud ve ben, Muhammed Hamo'nun evinde buluşurduk, artık o bir ölü; huzur içinde yatsın. Bir ateş yakıp en sevdiğimiz içeceği, yani çayı yanan odunların üzerine koyup kağıt oynardık ya da filmler ve TV dizileri izlerdik.

Evdeyken yağmur damlalarının sesi havayı doldurduğunda veya derslerimden bunaldığımda, yağmuru izlemek ve soğuk rüzgarın tadını çıkarmak için yatak odamın balkonuna çıkardım. O balkondan günbatımını izlemek gibi bir alışkanlığım vardı. Kışın manzarayı daha da harika yapan şey, sahil boyunca dönen göçmen kuşların gökyüzünde kısa süreliğine, güzel desenler çizmesiydi.

İsrail'in Gazze'yi istilası, kışla ilgili tüm güzel duygularımı yok etti. Ailem 13 Ekim 2023'te yataklarına örtecek bir şey ya da kışlık kıyafetlerini yanına almaksızın tahliye edildi. Sonrasında birkaç battaniye satın alabildik. Her birinin bize maliyeti yaklaşık 35 dolar oldu. Küçük biraderim ve ben, tek bir battaniyenin altında örtünmek zorundaydık. Birkaç hafta sonra bir okulun arka bahçesinde uyuyorduk. Kışın rüzgarı acımasızca üzerimizden geçti. Soğuktan titreyerek uyanınca sadece hafif yağmurlar yüzünden battaniyemin sırılsıklam olduğunu gördüm. O günden beri kıştan nefret ediyorum.

Binlerce aile bizimkine benzeyen deneyimler yaşadı. Birbirine dikilmiş battaniyelerden oluşan derme çatma küçük bir çadırda 14 kişilik ailesiyle birlikte yaşayan 19 yaşındaki İsmail Abed, birkaç kez sırılsıklam halde uyandı. Aile, hava koşullarından biraz uzaklaşıp soluk almak için komşularının çadırına giderdi.

Bana "UNRWA'dan çadır alana kadar ne zaman yağmur yağsa boğuluyorduk" diyen İsmail, bu çadırı da barınağı olmayan başka bir aile grubuyla paylaşmış:

Bu yeni çadır bizi yağmurdan korudu ama rüzgarın getirdiği keskin soğuk, üzerimizi örtmeye yetecek kadar battaniyemizin olmamasıyla birleşince durum gerçekten dayanılmazdı.

Kendi çadırımızda o kadar kalabalıktık ki ısınmak için ateş yakacak yerimiz yoktu. Kışın yemek pişirmek bile daha zordu. İsrail işgali, Gazze Şeridi'ne girmesini engellediği için yemek pişirecek gazımız yoktu. Yemek pişirmek için ateş yaktığımız yerin üstü örtülü değildi, bu yüzden ne zaman yağmur yağsa ateş sönerdi.

Bir çadırda yaşamak, yiyecekleri sıçanlardan ve hamamböceklerinden saklayabileceğimiz bir buzdolabına veya başka bir güvenli yere sahip olmadığımız için her gün yiyecek alışverişine çıkmamız gerektiği anlamına geliyordu. Pazardaki un veya pirinç gibi temel yiyecekleri eve getirmek için bazen yağmurda iki saate yakın yürümek zorunda kalıyorduk.

Gazze'nin kuzeyindeki dostlarımdan Muhammed Ebu el-Mehza, kış boyunca defalarca yerinden edildi. Aralık 2023'te Muhammed'in ailesi, Gazze'nin batısındaki eş-Şati kampından zorunlu bir şekilde tahliye edilince yağmurda yürüyerek Şeyh Rıdvan mahallesine gitti.

Bana "Ben de dahil tüm ailem ertesi gün hastaydı" dedi:

İlaç o kadar az ki iyileşmemiz için 10 günden fazla süre geçmesi gerekti.

23 yaşındaki Usame Adas, eylülde ailesiyle birlikte Gazze'nin kuzeyinden güneyine tahliye edildi. Güneyde kimseyi tanımıyorlardı, bu yüzden denizden yaklaşık 20 metre uzakta bir çadır kurdular. Sahilden gelen rüzgarlar geceleri iliklere işleyen bir soğuktu, bu yüzden aile kuzeye dönebilecekleri günü bekledi.

Ateşkes ilan edildiğinde Usame evine döndü ve dört katlı binalarının tamamen yıkıldığını gördü. Ailesinin dönüşüne hazırlanmak yerine, hemen güneye yürümek zorunda kaldı ve babasından çadırı kurmak için daha iyi bir yer aramasını istedi. Aile hâlâ güvenli bir sığınağa sahip olamadan, yerinden edilmiş bir halde bekliyor. Deyr el-Balah'ın doğusundaki el-Maşala bölgesindeki yeni çadırları onları yağmurdan daha iyi koruyabilse de rüzgar boşluklardan içeri sızıyor. Usame bana "Bu kış nasıl hayatta kalacağımı bilmiyorum" dedi:

Şiddetli yağmurlar henüz başlamadı ama yine de yağmur şimdiden çadırın içine giriyor.

İlk damlanın düşmesinden beri bu mevsimin bitmesi için dua ediyorum. Kış eskiden sıcaklığın, kahkahanın ve geçici güzelliklerin mevsimiydi ancak artık Gazze'de bir korku, mücadele ve tahammül zamanı haline geldi. Kış artık bir direnç hikayesi anlatıyor: Kökünden koparılan hayatları, her şeye rağmen hayatta kalmayı ve bir gün bu mevsimin eski rahatlığını beraberinde getirip Gazze'nin çocuklarının yağmurda tekrar korkmadan yalınayak koşacağı umudunu...

Independent Türkçe