Filistin ve Katar liderleri bir araya geldi

Filistin Devlet Başkanı Abbas, Katar Emiri Temim ile barış sürecini ve Filistin'in mali durumunu görüştü

Katar Emiri Şeyh Temim, Doha'da Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile bir araya geldi (AFP)
Katar Emiri Şeyh Temim, Doha'da Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile bir araya geldi (AFP)
TT

Filistin ve Katar liderleri bir araya geldi

Katar Emiri Şeyh Temim, Doha'da Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile bir araya geldi (AFP)
Katar Emiri Şeyh Temim, Doha'da Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile bir araya geldi (AFP)

Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani, FIFA 2021 Arap Kupası'nın açılış oturumu aralarında Doha’daki Emirlik Divanı’nda Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile bir araya geldi.
Filistin Resmi Haber Ajansı’nın bildirdiğine göre Abbas, Filistin davasıyla ilgili son siyasi gelişmeler, Kudüs şehrinin sürekli maruz kaldığı İsrail ihlalleri, Müslümanlar ve Hıristiyanların kutsallarına yönelik saldırılar hakkında Katar Emiri’ni bilgilendirdi. Aynı zamanda ikili ilişkilerin desteklenmesini ve her alanda bunları geliştirmenin yollarını görüştü.
Söz konusu açılışa katılmak üzere Katar Emiri'nin daveti üzerine Pazartesi günü Doha'ya gelen Abbas, Pazartesi akşamı Şeyh Temim ile bir araya geldi. Şeyh Temim, sonrasında Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn ile bir araya geldi.
Şarku'l Avsat'a konuşan kaynaklar, Abbas ile Katar Emiri’nin Filistin Otoritesi’nin mali durumunu, Gazze Şeridi ve Batı Şeria'daki ateşkesi, barış sürecini ve Filistin uzlaşısını görüştüğünü bildirdi. Görüş alışverişinde bulunduğu söylenen ikili, aynı zamanda işbirliğini sürdürme konusunda anlaşmaya vardı.
Görüşmelerde Filistin tarafından Fetih Hareketi Merkez Komitesi Sekreteri ve Futbol Federasyonu Başkanı Cibril er-Racub, Fetih Hareketi Merkezi Komite Üyesi ve Filistin Sivil İşler Bakanı Huseyin eş-Şeyh, İstihbarat Başkanı Macid Ferec, Abbas'ın diplomatik ilişkiler danışmanı Mecdi Halidi, Abbas’ın oğlu Yaser Abbas ve Filistin'in Doha Büyükelçisi Munir Abdullah Gannam da hazır bulundu. 
Başkan Abbas, uluslararası düzeyde bir barış konferansı başlatma planına Arap ülkeleri ve diğer ülkelerden daha kapsamlı bir destek almaya, aynı zamanda Filistin Otoritesi’ne mali destek sağlamaya çalışıyor. Konferansın İsrail ile müzakerelere sponsor olma yönünde uluslararası dörtlü ve diğer ülkelerden çok taraflı mekanizma ile sonuçlanması isteniyor. Abbas, aynı zamanda yalnızca Gazze Şeridi ile sınırlı olmayan kapsamlı bir sakinlik ve Batı Şeria'ya destek istiyor.
Gazze Şeridi'nde önemli bir rol oynayan, ateşkes anlaşmalarının önemli bir tarafı sayılan Katar, Hamas ile İsrail arasında doğrudan arabuluculuk yapıyor. Bu ay Katar ile Mısır’ın Gazze'ye akaryakıt ve inşaat malzemesi tedariki için anlaşma imzaladığını belirtilmiş, anlaşmanın Hamas çalışanlarının maaş krizinin çözeceğini öngörülmüştü. Katar aynı zamanda daha önce Otorite ile Gazze’ye fon transferi yönünde bir mekanizma üzerinde anlaşmıştı.
Filistin davasındaki son gelişmeleri tartışmak ve İsrail ile barışı sağlama yönünde siyasi bir fırsat sağlamak için 31 Ekim'de İtalya'yı, 23 Kasım'da ise Rusya'yı ziyaret eden Abbas, Pazar günü Ürdün Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Eymen Safadi ile Ramallah'ta bir araya geldi.
Katar, Asya ve Afrika kıtalarından 16 Arap takımının katılımıyla, farklı ülkelerden lider ve yetkililerin huzurunda dün başkent Doha’da FIFA 2021 Arap Kupası'nın açılışını gerçekleştirdi



Lübnanlı yetkililer, Aley'de Hamas ve Cemaat-i İslami’ye ait bir eğitim kampı keşfetti

Beyrut şehir merkezine konuşlandırılan Lübnan askerleri (Arşiv – EPA)
Beyrut şehir merkezine konuşlandırılan Lübnan askerleri (Arşiv – EPA)
TT

Lübnanlı yetkililer, Aley'de Hamas ve Cemaat-i İslami’ye ait bir eğitim kampı keşfetti

Beyrut şehir merkezine konuşlandırılan Lübnan askerleri (Arşiv – EPA)
Beyrut şehir merkezine konuşlandırılan Lübnan askerleri (Arşiv – EPA)

Lübnan'da her hafta, DEAŞ örgütüyle bağlantılı bir ağın, ibadethaneleri ve halk toplantılarını hedef alan bombalı saldırılar planladığına dair bir açıklama yapılıyor. Son olarak Lübnan ordusu, ‘askeri kurumu hedef alan terör eylemleri planlayan bir hücreyi durdurduğunu’ duyurdu. Öte yandan Lübnanlı bir yargı kaynağı, Şarku'l Avsat'a, Aley bölgesinde Hamas ve Cemaat-i İslami’ye ait bir eğitim kampının dağıtıldığını açıkladı.

Hamas ve Cemaat-i İslami

Lübnan Dağı’nda yer alan Aley kentindeki Tebiyat kasabası yakınlarında silahlı bir grubun gözaltına alınmasının üzerinden üç hafta geçmesine rağmen, askeri yargı henüz bu kişilere karşı dava açma kararı almadı. Yargı kaynağı, ‘bu olayla ilgili gelişmeleri takip etmeye’ çağırdı.

Kaynak, Lübnan ordusunun ‘Lübnanlı ve diğer uyruklardan silahlı kişileri eğitmek için özel olarak kurulmuş ve silah ve teçhizatla donatılmış bir kampı dağıtmayı başardığını’ açıkladı. Yargı kaynağı, “Bu eğitim kampında Hamas Hareketi ve Lübnan'daki Cemaat-i İslami’nin askeri kanadı Fecr Kuvvetleri'nden silahlı kişiler bulunuyor, bu da onların askeri yaklaşımlarında ısrarcı olduklarını ve savaşma yeteneklerini yeniden geliştirmeye devam ettiklerini gösteriyor” dedi. Kaynak, ‘10'dan fazla kişinin tutuklandığını ve bunların çoğunun Beyrutlu olduğunu, ayrıca Ürdün vatandaşı arkadaşlarının da bulunduğunu’ belirtti. Tutuklananları ‘önemli kişiler’ olarak nitelendiren kaynak, özellikle de bazılarının babalarının güney cephesinde savaşırken son savaşta İsrail tarafından öldürüldüğünü ifade etti.

DEAŞ'dan tutuklamalar

Lübnan Ordu Komutanlığı tarafından yapılan açıklamada, “Terör örgütlerinin izlenmesi ve takip edilmesi kapsamında, istihbarat müdürlüğü bir dizi güvenlik operasyonu düzenledi ve sonuç olarak DEAŞ terör örgütünü destekleyen bir hücre kurdukları gerekçesiyle üç vatandaşı tutukladı” denildi. Açıklamada, “İlk soruşturmalarda, hücrenin ülke dışındaki örgüt liderlerinin talimatıyla orduya karşı güvenlik operasyonları planladığı ortaya çıktı. Hücrenin geri kalan üyelerinin tutuklanması için çalışmalar devam ediyor ve tutuklananlar hakkında yetkili yargı makamlarının gözetiminde soruşturma başlatıldı” ifadeleri yer aldı.

Yeni endişeler

Lübnan sokaklarında, özellikle Suriye'de son zamanlarda yaşanan olayların ardından, aşırılıkçı grupların ülkeye sızdığına dair endişeler yeniden güçlendi. Ancak konuyla ilgili bilgi sahibi bir kaynak bu endişeleri hafifleten açıklamalarda bulundu. Bazı medya kuruluşlarının, Lübnan Genel Güvenlik Teşkilatı'nın, üyelerinden birinin Beyrut'un güney banliyölerinde intihar saldırısı planladığı bir terör şebekesini durdurduğunu sızdırması, Lübnan'ın, 2013 ila 2015 yılları arasında yaşadığı bombalı saldırı kabusunun geri döndüğünü düşündürdü.

Şarku'l Avsat'a konuşan kaynak, “Lübnan yargı ve güvenlik kurumları, uyuyan ya da aktif olan güvenlik hücreleriyle sürekli bir mücadele içinde. Son gelişmeler, Suriye uyruklu iki gencin (Halid ez-Zubi ve Muhammed el-Acluni) tutuklandığını ortaya çıkardı. Bu iki genç, Beşşar Esed rejiminin düşüşünün ardından gizlice Lübnan'a girmiş ve Güney Lübnan'ın Sayda kentinde bir akrabalarının yanında kalarak, banliyöde kalabalık bir alanda motosiklet bombalamak gibi operasyonlar hazırlamak için harekete geçmiştir” ifadelerini kullandı.

Kontrol noktasında bir aracı arayan Lübnan ordusu mensupları (Lübnan Ordu Komutanlığı)Kontrol noktasında bir aracı arayan Lübnan ordusu mensupları (Lübnan Ordu Komutanlığı)

Kaynak, ‘tutuklananların çoğunun aşırıcı eğilimleri olduğunu, ancak Lübnan'da güvenlik operasyonu planları olmadığını ve gerekli imkanlara sahip olmadıklarını’ gizlemedi. “Lübnan güvenlik güçlerinin son yıllarda terör hücrelerini takip ederken edindiği deneyim, DEAŞ'ın hedef bankası belirlemediği ve bu görevler için silah ve patlayıcı sağlamadığı sürece kişileri veya grupları örgüte dahil etmediğini gösteriyor” diyen kaynak, ‘son zamanlarda dolaşan bilgilerin, özellikle Suriye'nin Suveyda vilayetinde yaşanan olayların ardından, bu aşamada istismar edilip kullanılmak üzere abartıldığını’ vurguladı.

DEAŞ ile bağlantısı olmayan tutuklular

Güvenlik güçleri, birkaç hafta önce güney banliyösündeki Burc el-Baracna bölgesinde ve Bekaa Vadisi'ndeki Şemstar kasabasında DEAŞ mensubu olduğundan şüphelenilen iki grup Suriyeliyi gözaltına aldı. Ancak bir güvenlik kaynağı, ‘bu kişilerin DEAŞ veya herhangi bir terör örgütüyle ilgisi olmadığını’ kesin bir dille ifade etti. Güvenlik kaynağı, Burc el-Baracna'da gözaltına alınanların Suriyelileri iş bulmak için Lübnan'a kaçak olarak sokan bir grup olduğunu ve sözde Şemstar hücresinin herhangi bir faaliyet yürütmediğini, sadece kimlik belgeleri olmadığı için şüpheli görülen işçiler olduğunu belirtti. Güvenlik kaynağı, “Bu aşamada ihtiyatlı olmak anlaşılabilir ve haklıdır; ancak bu, insanları korkutmak için bir araç olarak kullanılmamalıdır” dedi.