Dünyanın ilk ressam robotu şimdi de Dante'ye şiir yazdı

Robotik uzmanı, "Okuduğunuzda bir insan tarafından yazılmadığını anlayamıyorsunuz" diye konuştu

Ai-Da, Birleşik Krallık'taki Oxford Üniversitesi ve Leeds Üniversitesi'nden programcılar, robotik uzmanları ve psikologlardan oluşan bir ekip tarafından 2017 ve 2019 arasında geliştirildi (@aidarobot / Twitter)
Ai-Da, Birleşik Krallık'taki Oxford Üniversitesi ve Leeds Üniversitesi'nden programcılar, robotik uzmanları ve psikologlardan oluşan bir ekip tarafından 2017 ve 2019 arasında geliştirildi (@aidarobot / Twitter)
TT

Dünyanın ilk ressam robotu şimdi de Dante'ye şiir yazdı

Ai-Da, Birleşik Krallık'taki Oxford Üniversitesi ve Leeds Üniversitesi'nden programcılar, robotik uzmanları ve psikologlardan oluşan bir ekip tarafından 2017 ve 2019 arasında geliştirildi (@aidarobot / Twitter)
Ai-Da, Birleşik Krallık'taki Oxford Üniversitesi ve Leeds Üniversitesi'nden programcılar, robotik uzmanları ve psikologlardan oluşan bir ekip tarafından 2017 ve 2019 arasında geliştirildi (@aidarobot / Twitter)

Dünyanın ilk ressam robotu diye tanınan Ai-Da, ünlü İtalyan şair Dante Alighieri'nin 700. ölüm yıldönümünde kendi yazdığı şiiri okudu.
İnsansı robot, 26 Kasım’da Oxford Üniversitesi’nin Ashmolean Müzesi'nde gerçekleşen sergide Dante’den esinlendiği şiiriyle ziyaretçileri şaşırttı.
Ai-Da, şiiri yazmak için ünlü şairin İlahi Komedya’sındaki 14 bin 233 dizenin tamamını okudu. Daha sonra algoritmalarını ve hafızasındaki kelime bankasını kullanarak "kendi" şiirini yazdı.
Uzmanlara göre İlahi Komedya, William Blake'ten Franz Liszt'e, çok sayıda sanatçıya ilham verdi. Ancak bu, eserin bir robota ilham verdiği ilk olay.
Ai-Da’nın şiirinde şu dizeler yer alıyor:
"Dizelerimiz arasından gözleri bağlı tutsaklar gibi baktık / Işığı aramaya gönderildik ama o hiç gelmedi / Bir iğne ve iplik lazım olacak / Resmin tamamlanması için / Görmek için sefalet içindeki zavallı yaratıkları / Göz kapakları birbirine dikilmiş bir şahini..."
İnsansı robot adına açılan Instagram hesabından şiirin okunduğu sırada çekilen bir fotoğraf da paylaşıldı.
Paylaşımda "Bu etkinlikte Ai-Da, Dante sergisinin bir parçası olarak, Ashmolean Müzesi’nde yapay zeka kaynaklı şiirin ilk canlı performansını gerçekleştirdi. Bu çığır açan performansa katılabildiniz mi?" ifadeleri yer aldı.
Ai-Da’nın yaratıcılarından, Oxfordlu robotik uzmanı Aidan Meller da etkinliğe katılanlar arasındaydı.
Ai-Da'nın insan yazısını taklit etme yeteneğini "son derece harika" diye niteyeleyen Meller, "Okuduğunuzda bir insan tarafından yazılmadığını anlayamıyorsunuz" dedi ve ekledi:
"Teknolojinin hayatın tüm yönleri üzerinde büyük bir etkisi olduğunu nihayet hepimiz anladık. Şimdi bu teknolojinin neler yapabileceğini ve bize kendimiz hakkında ne öğretebileceğini anlamaya çalışıyoruz."
Aslında Ai-Da yalnızca şiir yazmakla kalmıyor, çarpıcı otoportreleriyle de sanatseverlerin dikkatini çekiyor.
Android sanatçı, mayısta Londra’da bir resim sergisi de açmıştı.
 
Independent Türkçe, Gizmodo, CNN International



"Esrarengiz" kehribarda 116 milyon yıllık tsunaminin izleri keşfedildi

Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
TT

"Esrarengiz" kehribarda 116 milyon yıllık tsunaminin izleri keşfedildi

Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)

Rachel Clun 

Bilim insanları 116 milyon yıllık bir tsunaminin kanıtını bir kehribar içinde bulduklarını ve bunun muhtemelen bu doğa olayına dair en eski kayıt olduğunu düşünüyor.

Japonya'nın kuzeyindeki Hokkaido Adası'nda derin deniz tortularını inceleyen araştırmacılar Aya Kubota, Yusuke Takeda, Keewook Yi, Shin-ichi Sano ve Yasuhiro Iba, erken Kretase dönemine ait tortularda 114 ila 116 milyon yıl öncesine tarihlenen "olağanüstü zengin kehribar konsantrasyonları" keşfetti.

Nature'ın Scientific Reports'unda yayımlanan bulgulara ilişkin raporda araştırmacılar, kehribarın bir veya daha fazla tsunami tarafından okyanusa sürüklenerek havayla çok az temas etmiş olabileceğini öne sürüyor.

Fosilleşmiş ağaç reçinesi olan kehribar, nispeten hızlı kuruyan bir madde. Araştırmacılar, kehribarın havaya maruz kaldığında genellikle bir hafta gibi kısa bir sürede katılaştığını söylüyor.

Ancak araştırmacıların incelediği tortularda, "belirgin şekilde deforme olmuş" kehribar birikintileri bulundu. Bazıları reçinenin akan su tarafından değiştirildiğini gösteren, alev yapıları denen bir şekilde deforme olmuşken, diğerleri yumuşak reçinenin "akarak deniz tabanına kıvamlı bir şekilde yayıldığına" işaret eden düz kehribar şeritlere sahipti.
 

Araştırmacılar, eski okyanus tortularını inceleyerek tsunamiye dair olası kanıtlar buldu (Aya Kubota/Yusuke Takeda/Keewook Yi/Shin-ichi Sano/Yasuhiro Iba)Araştırmacılar, eski okyanus tortularını inceleyerek tsunamiye dair olası kanıtlar buldu (Aya Kubota/Yusuke Takeda/Keewook Yi/Shin-ichi Sano/Yasuhiro Iba)

Araştırmacılar, "Bu esrarengiz kehribarın derin deniz ortamında bulunmasının en muhtemel nedeni, büyük çaplı tsunamiler" diyor.

Bu reçine deformasyonlarının su altında meydana gelmesi, ormandan pelajik deniz tabanına doğrudan taşındıklarını ima ediyor. Karadan okyanusa bu kadar hızlı ve doğrudan bir taşıma, bir tsunamiyle tetiklenmiş olabilir.

Araştırmacılar, antik tortulardaki diğer kanıtların da bu teoriyi desteklediğini belirtiyor. Bunlar arasında, karadan gelen büyük miktarda bitki kalıntıları ve büyük dalgaların sürüklediği odun parçaları da vardı ve bunların çok az çürüme izi taşıması, açık okyanusa "hızla taşındıklarına" işaret ediyor.

Makalede, "Kiltaşındaki kütüklerin varlığı, çok sayıda odunun bulanık akıntılarla taşınmak yerine kopup sürüklenerek pelajik deniz tabanına battığını gösteriyor" ifadeleri kullanılıyor.

Bilim insanları açık okyanuslardaki diğer tortuların, büyük ölçekli eski tsunamiler veya benzer olaylar hakkında daha fazla kanıt sağlayabileceğini öne sürüyor.

Araştırmacılar, Holosen döneminden, yani yaklaşık 4 bin 200 yıl öncesinden daha eski bir tarihten kalma tsunami tortularının normalde tespit edilmediğini ve bunun da kısmen, yol açtıkları geniş çaplı yıkımdan geriye net belirtilerin kalmamasından kaynaklandığını söylüyor.

Independent Türkçe,independent.co.uk/news