Yönetmen Sang-ho, Hellbound'da vermek istediği mesajı anlattı

Ünlü yönetmen Hellbound dünyasını "Metaverse'te bir oyun oynamaya" benzetti

Ekran görüntüsü
Ekran görüntüsü
TT

Yönetmen Sang-ho, Hellbound'da vermek istediği mesajı anlattı

Ekran görüntüsü
Ekran görüntüsü

Netflix'in Güney Kore yapımı yeni hiti Hellbound'un yönetmeni Yeon Sang-ho, dizinin arkasındaki mesaj hakkında konuştu.
Sang-ho, 29 Kasım'da yayımlanan bir röportajda "Diziyle vermek istediğim en önemli mesaj, insanlık ve insan olmanın ne anlama geldiği üzerine sorular sormaktı" dedi.
Dizide farklı insani yönlere sahip karakterler olduğunu söyleyen ünlü yönetmen, şu ifadeleri kullandı:
"İzleyicilerin, kendi bakış açılarından yola çıkarak hangi karakterlerin insani nitelikleri gerçekten yansıttığına dair tartışmalarını istedim."
Sang-ho, Hellbound dünyasını "Metaverse'te bir oyun oynamaya" benzetti.
Zombi Ekspresi (Train to Busan) filmiyle de tanınan Sang-ho, şöyle konuştu:
"Dizi Kore'de geçse de yaşam ve ölüm, günah ve ceza, insan olmanın ne anlama geldiği gibi değindiğimiz konuların çok evrensel olduğunu düşünüyorum. Nerede yaşarsanız yaşayın bir insan olarak hepimiz bu sorunlara sahibiz. Bu durumun, dizinin dünyanın dört bir yanındaki izleyicilerin dikkatini çekmesini sağladığını düşünüyorum."
Squid Game'in ardından dijital yayın platformunun en önemli dizilerinden biri haline gelen Hellbound'da rastgele kişiler ölüme mahkum ediliyor ve günahları nedeniyle cehenneme gönderiliyor.
Ölüm anı geldiğindeyse karanlık, habis canavarlar ortaya çıkıyor. Bu canavarlar kişilerin ruhlarını yanlarında götürmeden önce herkesin göreceği şekilde onları öldürüyor ve bedenlerini küle çeviriyor. Bu ölümler dizide "gösteri" diye adlandırılıyor. 
Hellbound'daki tarikat Yeni Doğru'ysa bu gösterilerin insanların doğru yola yönelmesi için Tanrı'nın gönderdiği işaretler olduğunu söylüyor. Yeni Doğru yalnızca günahkarların öleceğini öne sürüyor.
 
Independent Türkçe, Screen Rant, NME



Mavi köpekbalıklarının bukalemun gibi renk değiştirdiği keşfedildi

Fotoğraf: Wikimedia Commons
Fotoğraf: Wikimedia Commons
TT

Mavi köpekbalıklarının bukalemun gibi renk değiştirdiği keşfedildi

Fotoğraf: Wikimedia Commons
Fotoğraf: Wikimedia Commons

Yeni bir araştırmaya göre mavi köpekbalığının derisindeki benzersiz yapılar, bukalemun gibi renk değiştirebileceğine işaret ediyor.

Bu hafta Anvers'te düzenlenen Society for Experimental Biology konferansında sunulan çalışma, mavi köpekbalığının (Prionace glauca) derisindeki renkleri üreten küçük nano yapıları ortaya çıkardı. Köpekbalığının renginin sırrı, deriyi zırh gibi kaplayan pulların, dermal dentiküller diye bilinen pulpa boşluklarında saklı.

Çalışmada yer alan araştırmacılardan Viktoriia Kamska, "Mavi, hayvanlar alemindeki en nadir renklerden biri ve hayvanlar bunu üretmek için evrim boyunca çeşit çeşit benzersiz strateji geliştirdi. Bu da bu süreçleri bilhassa büyüleyici kılıyor" diyor.

Pulpa boşlukları içindeki guanin molekülü kristalleri, mavi reflektör görevi görüyor. Buna ek olarak melanin pigmenti içeren hücre bileşenleri diğer dalga boylarını emerek köpekbalığının karakteristik rengini üretiyor.

Dr. Kamska, "Bu bileşenler, aynalarla dolu torbaları ve siyah emicilerle dolu torbaları anımsatan şekilde ayrı hücrelerde toplanıyor ancak yakın ilişki içinde durarak birlikte çalışabiliyorlar" diye açıklıyor.

Melanin, belirli kalınlık ve aralıklara sahip guanin kristalleriyle işbirliği yaparak köpekbalığının derisindeki renk doygunluğunu artırıyor.

Bir diğer araştırmacı Mason Dean "Bu malzemeler bir araya getirilince, renk üretme ve değiştirmeyi sağlayan güçlü bir yetenek de ortaya çıkıyor" diyor.

Büyüleyici olan şey, kristalleri içeren hücrelerdeki küçük değişiklikleri gözlemleyerek bunların tüm organizmanın rengini nasıl etkilediğini görüp modelleyebilmemiz.

xsdfrgt
Mavi köpekbalığının dermal dentikülleri (Viktoriia Kamska)

Araştırma, renk üreten küçük yapıların biçimini, işlevini ve mimarisini tanımlayan gelişmiş görüntüleme teknikleri sayesinde mümkün oldu.

Dr. Dean "Rengi organizma düzeyinde, metre ve santimetre ölçeğinde incelemeye başladık ancak yapısal renk nanometre düzeyinde elde edildiğinden, bir dizi farklı yaklaşım kullanmamız gerekti" diyor.

Araştırmacılar daha sonra küçük deri yapılarındaki hangi yapısal parametrelerin, gözlemlenen görünümü üretmekten sorumlu olduğunu doğrulamak için bilgisayar simülasyonları kullandı.

Bu renk değişimi mekanizmasının, guanin kristal aralığını etkileyecek çevresel faktörler tarafından da yönlendirilebileceğini gösterdiler.

Dr. Dean, "Bu şekilde nem veya su basıncı değişiklikleri gibi basit bir şeyden kaynaklanan çok ince ölçekteki değişiklikler, vücut rengini değiştirebilir ve bu da hayvanın nasıl kamufle olacağını şekillendirir" ifadelerini kullanıyor.

Örneğin köpekbalığı daha derine yüzdüğünde, deriye daha fazla basınç uygulanması sonucu guanin kristallleri birbirine doğru itiliyor ve köpekbalığının rengi koyulaşarak çevresine daha iyi uyum sağlıyor.

Bu küçük yapıların davranış mekanizması köpekbalığının deri rengini de değiştiriyor olabilir. Dr. Dean şöyle diyor: 

Böylesine çok işlevli bir yapısal tasarım (yüksek hızlı hidrodinamik ve kamufle edici optik özellikleri birleştiren bir deniz canlısı yüzeyi) bildiğimiz kadarıyla daha önce görülmedi.

Independent Türkçe