ABD, Lübnanlı askerlere ayda 100 dolar ödemeyi planlıyor

Lübnan ordusu askerleri (AFP)
Lübnan ordusu askerleri (AFP)
TT

ABD, Lübnanlı askerlere ayda 100 dolar ödemeyi planlıyor

Lübnan ordusu askerleri (AFP)
Lübnan ordusu askerleri (AFP)

Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn’ın Washington’a yaptığı son ziyaret sırasında verdiği sözleri yerine getirmeye çalışan ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, Lübnan ordusuna başta nakit olmak üzere doğrudan yardım sağlama ve ‘yasal çareler’ bulma yönünde çalışmaya devam ediyor.
ABD Kongresi'nin Demokrat ve Cumhuriyetçi üyeleri, ekonomik, toplumsal, politik ve varoluşsal krizin kaydedildiği Lübnan'da tam bir çöküşü önleme yönünde Lübnan ordusunun rolüne güvenmeye devam eden ABD siyasi yaklaşımının devamı niteliğindeki bu çabaları destekliyor.
ABD siyasi çevreleri, ilgili bölümlerin dolar cinsinden nakit paranın doğrudan Lübnan ordusuna teslim edilmesini kolaylaştırmanın yollarını aradığını söylüyor. Zirâ asker ve subaylara, maaşlarına ek olarak en azından ayda 100 dolar ödenmesinin hayati zorluklarla mücadelede onlara yardımcı olacağı düşünülüyor. Ancak ABD ve Avrupa yasalarının yabancı ülke ordularına doğrudan verilecek fonu engellemesi dolayısıyla yasal engeli aşma yönünde alternatif arayışları sürüyor. Bu yönde, Birleşmiş Milletler'de (BM) Lübnan ordusunu desteklemek için katkı sağlamak isteyen ülkelerden fonların aktarılacağı özel bir fonun kurulması üzerine duruluyor. Böyle bir fonun BM çalışmalarını ve üye devletlerin katkılarına düzenleyen yasalara uygun olarak kurulması yönündeki çalışmalar sürüyor. Siyasi çevreler, bu fonların BM’ye transferinin nasıl ve hangi madde altında gerekçelendirileceği, nakit teslimatının nasıl denetleneceği, ülkelerin bu konudaki yetkilerinin ne olduğu gibi sorulara sebep olan birçok engelin aşılması gerektiğini ekliyor. Atmosferin şimdiye kadar böyle bir mekanizmayı bulmaya imkan sağladığı, zirâ Demokrat ve Cumhuriyetçilerin daha önce Lübnan ordusu bütçesi üzerindeki baskıyı hafifletmek için çalıştıkları, ABD yasalarının izin verdiği derecede lojistik operasyonlar, bakım ve askeri teçhizat yönündeki harcamaları devraldığı da belirtiliyor. ABD yönetimi, bu yılın başlarında Lübnan ordusuna doğrudan yardım olarak 2018 bütçesinden dönüştürülmüş 60 milyon dolar değerinde nakit ödemeyi kabul etmişti. Karar, Kongre'nin o yıl DEAŞ tehditlerine karşı onayladığı ‘sınır kontrolü’ kapsamındaydı.



Devlete ve Hizbullah'a karşı artan kızgınlık

Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
TT

Devlete ve Hizbullah'a karşı artan kızgınlık

Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)

Güney Lübnan'ın cephe hattındaki köylerinde düzenlenen protesto ve gösteriler, etkilenenlere tazminat ödenmesindeki gecikme nedeniyle devlete ve Hizbullah'a karşı halkın duyduğu öfkeyi yansıtıyor. Bu durum, birçok kişinin köylerini terk ederek köylerinin dışında yeni bir hayat kurmasına neden oldu.

Bu hamleler, evlerini ve mülklerini kaybettikten sonra hala yerinden edilme deneyimini yaşayan ve İsrail'in neredeyse her gün oraları hedef aldığını ve zamanla hasarın daha da artacağını bilerek henüz yeniden inşa tazminatı alamayan sınır kasabalarındaki sakinlerin trajik yaşamının başlamasından iki yıldan fazla bir süre sonra geliyor.

Bu bağlamda siyasi analist Ali el-Emin, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, bu tür hareketlerin ortaya çıkmasının "normal olduğunu, çünkü köylerin neredeyse terk edildiğini" söylüyor. Emin, "Bu protestoların, halka sırt çevirenlere karşı yapıldığını ve protestocuların, onun (Hizbullah'ın) tutumlarının, meselenin ele alınmasına yönelik her türlü olasılığın ufkunu kapatmaya katkıda bulunduğuna inandıklarını" vurguluyor.


Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz
TT

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara, dün İsrail'in güney Suriye'de silahsızlandırılmış bölge kurulması talebini, ülkesini "tehlikeli bir duruma" sokacağı gerekçesiyle reddetti ve "(Biz) İsrail de dahil olmak üzere şiddet ihraç eden bir ülke olmakla ilgilenmiyoruz" dedi.

Eş-Şara, Doha Forumu'na katılımı sırasında verdiği röportajda, bu yılın başlarında Dürzi ve Alevilerin yaşadığı bölgelerde yaşanan kanlı çatışmalara atıfta bulunarak, "Sahilde ve Süveyda'da işlenen suçların faillerini yargılayacağız" sözü verdi.

Eski Cumhurbaşkanı Beşşar Esed'in devrilme yıldönümü arifesinde, El-Arabiya/El-Hadath kanalı, devrik cumhurbaşkanını, 2024 yılında gizemli bir şekilde öldürülen danışmanı Luna eş-Şibl ile bir arada olduğu video kayıtları yayınladı. Danışmanıyla birlikte yapılan "Esed kayıtları", güçlerinde savaşan Suriye askerleriyle alay etme, devrik cumhurbaşkanının Şam Guta'sına yönelttiği hakaretler (Guta'ya lanetler yağdırma) ve "Kaplan" lakaplı askeri komutan Süheyl el-Hasan ile Lübnan "Hizbullahı"nı eleştirme gibi ifadeler içeriyor.

Suriyeliler, sızdırılan ses kayıtlarının Esed'in, bir yıl önce muhalif grupların Şam'a girmesi ve rejiminin devrilmesiyle askeri olarak ilk kez düşüş yaşamasının ardından, destekçileri ve Suriye'de ve komşu ülkelerde onunla birlikte savaşanların gözünde ikinci kez düşüş yaşadığına işaret ettiğini düşünüyor.


Arapların kaygısı Gazzelilerin Refah üzerinden göç etmesinin önlenmesine odaklandı

Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
TT

Arapların kaygısı Gazzelilerin Refah üzerinden göç etmesinin önlenmesine odaklandı

Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)

İsrail, ateşkes anlaşmasının ikinci aşaması beklentisiyle ve belirsiz bir durum ortasında, Gazze Şeridi'nde kontrolü altındaki bölgelerin geri kalanını tahrip etmeye devam ederken, Arap ve İslam ülkeleri Gazzelilerin Refah üzerinden yerinden edilme tehlikesine karşı önleyici tedbirler almakla meşgul.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, dün Doha Forumu'nda yaptığı açıklamada, "Refah Sınır Kapısı, Filistinlilerin yerinden edilmesi için bir geçit olmayacak, sadece Gazze'ye insani ve tıbbi yardım ulaştırmak için kullanılacak" ifadelerini kullandı.

Filistin Toprakları Hükümet Faaliyetleri Koordinatörlüğü Ofisi, çarşamba günü yaptığı açıklamada, Refah sınır kapısının "önümüzdeki günlerde Kahire ile koordinasyon halinde yalnızca Gazze Şeridi sakinlerinin Mısır'a çıkışı için açılacağını" duyurdu.

Ayrıca Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, BAE, Endonezya, Pakistan, Türkiye ve Katar dışişleri bakanları cuma akşamı yaptıkları açıklamada, "Filistin halkını topraklarından çıkarmaya yönelik her türlü girişimi tamamen reddettiklerini" vurguladılar.