Twitter, izinsiz medya paylaşımı yasağı ardından bazı hesapların "yanlışlıkla" askıya alındığını açıkladı

Twitter'ın paylaşım ve güvenlik politikasında gittiği değişim, bazı kişiler tarafından "uygulanması neredeyse imkansız" olarak eleştirilmişti (Reuters)
Twitter'ın paylaşım ve güvenlik politikasında gittiği değişim, bazı kişiler tarafından "uygulanması neredeyse imkansız" olarak eleştirilmişti (Reuters)
TT

Twitter, izinsiz medya paylaşımı yasağı ardından bazı hesapların "yanlışlıkla" askıya alındığını açıkladı

Twitter'ın paylaşım ve güvenlik politikasında gittiği değişim, bazı kişiler tarafından "uygulanması neredeyse imkansız" olarak eleştirilmişti (Reuters)
Twitter'ın paylaşım ve güvenlik politikasında gittiği değişim, bazı kişiler tarafından "uygulanması neredeyse imkansız" olarak eleştirilmişti (Reuters)

Sosyal medya platformu Twitter, yeni uygulamaya koyduğu paylaşım yasağı değişikliğinin ardından beklenmedik bir sorunla karşılaştı. 
Twitter, salı günü kural politikasında bir değişikliğe gidildiğini açıklamıştı. Buna göre kamuya mal olmuş kişiler hariç herhangi bir kullanıcının özel fotoğraf ve videolarının kendisinin izni olmadan kullanılması yasaklanmıştı. Kullanıcının şikayetçi olması durumunda bu içeriklerin platformdan kaldırılacağı bildirilmişti.  
Şirketin duyurusunda yeni uygulamanın "fotoğraf ya da videoların kişileri tehdit veya rahatsız etme amaçlı kullanılmasını engellemeyi" amaçladığı ifade edilmişti. 
Ancak sosyal medya platformunun kural değişikliği beklenmedik bir sonuç yarattı.
Radikal sağ ve beyaz üstünlükçü gruplar, eylemlerine katılanların kimliklerinin tespit edilmesini sağlayan bazı hesapların, bu yeni kural kapsamında askıya alınması için kullanıcılarından Twitter’a şikayette bulunmasını istedi.
Twitter Sözcüsü Trenton Kennedy, cuma günü yaptığı açıklamada şirketin "ciddi miktarda" şikayet aldığını ve "kuralı uygulayan ekibin birkaç hata yaptığını" bildirdi.
Kennedy, toplamda gelen şikayetlerin sayısını açıklamazken, "bir düzine hesabın yanlışlıkla askıya alındığını" söyledi.
Hatalı işlemlerin düzeltilip düzeltilmediğine dair henüz bir açıklama yayımlanmadı. 
Radikal sağcı ve ırkçı gruplara veya mitinglere katılanların kimliklerinin tespit edilmesini sağlayan bazı hesaplara henüz ulaşım sağlanamadığı bildirildi.
Paylaşım ve güvenlik politikasındaki değişim, pazartesi günü Jack Dorsey'nin CEO'luk görevinden ayrıldığını açıklaması ve yerine şirketin CTO'su Parag Agrawal'in geçmesinin ardından geldi.
Independent Türkçe, RT, Washington Post



Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
TT

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere daha az güvenildiği ortaya kondu. Hatta okuyucu bilginin yanlış olduğundan şüphelense bile, gerçeği ortaya çıkaran gazeteciye pek güvenmiyor. 

Medyaya güven azalırken dezenformasyonun arttığı bir dönemde hatalı bilgileri düzeltmek de zorlaşıyor.

Yayın kuruluşları ve gazetecilerin taraflı olduğu düşüncesiyle insanlar okudukları haberlere temkinli yaklaşıyor. Daha önceki çalışmalarda veri doğrulamanın yarattığı etkiyle ilgili çelişkili sonuçlar çıkmıştı. 

Yanlış haberleri çürütmenin ne kadar işe yaradığı ve neden etki yaratmadığını öğrenmek isteyen araştırmacılar bir çalışma yürüttü.

Communication Research adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmada 691 katılımcıya siyasi ve ekonomik haberler okutuldu. Bu haberlerde evsizlik oranlarından fentanilin aşırı doz ölümlerindeki etkisine kadar çeşitli iddialar yer alıyordu.

Bunların doğruluğuna ne kadar inandığını belirten katılımcılar daha sonra bu iddiaları onaylayan veya çürüten doğrulamayı okudu. Ardından bu doğrulamayı yapan gazeteciye ne kadar güvendikleri soruldu. 

Daha sonra bazı ürünlerle ilgili bilgiler içeren yazılarla aynı çalışma yürütüldü. Bu sefer verilen doğrulamalara "doğruluk kontrolü" işareti konmadı. Araştırmacılar bu sayede duyulan güvenin bu etiketten etkilenip etkilenmediğini anlamaya çalıştı.

İki çalışmanın sonucunda da yanlış bilgileri çürüten gazetecilere duyulan güven kayda değer derecede daha azdı. Katılımcılar inandıkları düşünceyi doğrulayanlara daha çok güvenirken, diğerlerinde daha fazla kanıt talep ediyordu. 

Çalışmanın yazarlarından Randy B. Stein, PsyPost'a yaptığı açıklamada "Halk genel olarak gazetecilere güveniyor ve doğrulayıcı makalelere duyulan güven epey yüksek" diyerek ekliyor: 

Yani klişe düşüncenin aksine, halkın doğruluk kontrollerine ve gazetecilere hiç güvenmediği doğru değil ancak düzelten/çürüten makalelere yönelik daha fazla şüphe var.

Araştırmacılar buradaki düzeltmenin, yayın kuruluşlarının haberlerindeki hataları düzeltmek için yayımladığı tekzip metinleri olmadığını ekliyor.   

Bilim insanları ilginç bir sonuçla da karşılaştı: Katılımcılar bir bilginin doğruluğundan şüphe etse bile bunu çürüten gazetecilere güvenmiyordu. 

Araştırmacılar bir haberin çürütülmesinin şaşkınlık yaratması, insanların onaylamaya kıyasla daha çok kanıt araması ve gazetecilerin taraflı davrandığından şüphelenmesinin buna yol açtığını düşünüyor. 

Şaşırtıcı bir diğer bulguysa, haberin çürütülmesi katılımcıların iddiayla ilgili düşüncesini değiştirmesine karşın gazeteciye güvenleri yine de sarsılıyordu. 

Stein, "Yanlış bilgileri düzeltmeye çalışan gazetecilerin (ya da herhangi birinin) aleyhine bir durum var" diyor. 

Araştırmacılar, halkın yanlış bilgileri çürüten haberlere nasıl ve neden güvenip güvenmediği üzerine daha fazla araştırma yapılması gerektiğini belirtiyor.

Makalenin yazarları, Conversation için kaleme aldıkları yazıda şu ifadeleri kullanıyor:

Gazetecilerin önündeki zorluk, bilgiyi çürüten biri gibi görünmeden bunu nasıl çürüteceklerini bulmak olabilir.

Independent Türkçe, PsyPost, Conversation, Communication Research