Ay'ın uzak tarafındaki ilk uzay aracı, "gizemli bir ev" görüntüledi

Yutu-2, gizemli nesneyi araştıracak (Çin Ulusal Uzay İdaresi)
Yutu-2, gizemli nesneyi araştıracak (Çin Ulusal Uzay İdaresi)
TT

Ay'ın uzak tarafındaki ilk uzay aracı, "gizemli bir ev" görüntüledi

Yutu-2, gizemli nesneyi araştıracak (Çin Ulusal Uzay İdaresi)
Yutu-2, gizemli nesneyi araştıracak (Çin Ulusal Uzay İdaresi)

Çin'in, Ay'ın uzak tarafında çalışmalarını sürdüren uzay aracı Yutu-2, gözünü küp şeklindeki bir nesneye çevirdi.
Çin'in uzay çalışmalarını inceleyen gazeteci Andrew Jones dün yaptığı paylaşımda, nesneye "gizemli bir ev" dendiğini bildirdi.
Dünya'nın uydusuna 2019'da giden Yutu-2, Ay'ın uzak tarafındaki ilk uzay aracı unvanına sahip. 
Doğal uydu, "kütleçekim kilidi" ismi verilen bir durum nedeniyle Dünya'ya hep aynı yüzünü gösteriyor. Bu yüzden Dünya'ya bakmayan yüzüne "Ay'ın uzak tarafı" ismi veriliyor.
Gezgin, gizemli nesneye 80 metre uzaklıkta. ABD merkezli medya ve teknoloji sitesi CNET, bu mesafeden dolayı Yutu-2'nin nesneyi bulanık görüntülediğini yazdı. 
Jones, gelecek 2-3 Ay gününde Yutu-2'nin nesneye yaklaşarak kontrol edeceğini açıkladı.
Ay'daki bir gün, Dünya etrafındaki bir turunu tamamladığı süreyle belirleniyor. Bu da Ay'da bir günün, Dünya'da 27 gün 7 saate denk gelmesine neden oluyor.
Öte yandan CNET'in haberine göre nesne muhtemelen bir kaya. Zira Ay'ın söz konusu bölgesi, çarpma kraterleriyle dolu.
Von Kármán kraterinde çalışmalarını sürdüren uzay aracının, eylül sonu itibarıyla 840 metre mesafe kat ettiği açıklanmıştı. Yutu-2 güneş enerjisiyle çalışıyor. Dolayısıyla hava karardığında uyku moduna geçen uzay aracı, güneş doğar doğmaz hareketleniyor.
Independent Türkçe, CNET, China Daily



"Esrarengiz" kehribarda 116 milyon yıllık tsunaminin izleri keşfedildi

Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
TT

"Esrarengiz" kehribarda 116 milyon yıllık tsunaminin izleri keşfedildi

Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)

Rachel Clun 

Bilim insanları 116 milyon yıllık bir tsunaminin kanıtını bir kehribar içinde bulduklarını ve bunun muhtemelen bu doğa olayına dair en eski kayıt olduğunu düşünüyor.

Japonya'nın kuzeyindeki Hokkaido Adası'nda derin deniz tortularını inceleyen araştırmacılar Aya Kubota, Yusuke Takeda, Keewook Yi, Shin-ichi Sano ve Yasuhiro Iba, erken Kretase dönemine ait tortularda 114 ila 116 milyon yıl öncesine tarihlenen "olağanüstü zengin kehribar konsantrasyonları" keşfetti.

Nature'ın Scientific Reports'unda yayımlanan bulgulara ilişkin raporda araştırmacılar, kehribarın bir veya daha fazla tsunami tarafından okyanusa sürüklenerek havayla çok az temas etmiş olabileceğini öne sürüyor.

Fosilleşmiş ağaç reçinesi olan kehribar, nispeten hızlı kuruyan bir madde. Araştırmacılar, kehribarın havaya maruz kaldığında genellikle bir hafta gibi kısa bir sürede katılaştığını söylüyor.

Ancak araştırmacıların incelediği tortularda, "belirgin şekilde deforme olmuş" kehribar birikintileri bulundu. Bazıları reçinenin akan su tarafından değiştirildiğini gösteren, alev yapıları denen bir şekilde deforme olmuşken, diğerleri yumuşak reçinenin "akarak deniz tabanına kıvamlı bir şekilde yayıldığına" işaret eden düz kehribar şeritlere sahipti.
 

Araştırmacılar, eski okyanus tortularını inceleyerek tsunamiye dair olası kanıtlar buldu (Aya Kubota/Yusuke Takeda/Keewook Yi/Shin-ichi Sano/Yasuhiro Iba)Araştırmacılar, eski okyanus tortularını inceleyerek tsunamiye dair olası kanıtlar buldu (Aya Kubota/Yusuke Takeda/Keewook Yi/Shin-ichi Sano/Yasuhiro Iba)

Araştırmacılar, "Bu esrarengiz kehribarın derin deniz ortamında bulunmasının en muhtemel nedeni, büyük çaplı tsunamiler" diyor.

Bu reçine deformasyonlarının su altında meydana gelmesi, ormandan pelajik deniz tabanına doğrudan taşındıklarını ima ediyor. Karadan okyanusa bu kadar hızlı ve doğrudan bir taşıma, bir tsunamiyle tetiklenmiş olabilir.

Araştırmacılar, antik tortulardaki diğer kanıtların da bu teoriyi desteklediğini belirtiyor. Bunlar arasında, karadan gelen büyük miktarda bitki kalıntıları ve büyük dalgaların sürüklediği odun parçaları da vardı ve bunların çok az çürüme izi taşıması, açık okyanusa "hızla taşındıklarına" işaret ediyor.

Makalede, "Kiltaşındaki kütüklerin varlığı, çok sayıda odunun bulanık akıntılarla taşınmak yerine kopup sürüklenerek pelajik deniz tabanına battığını gösteriyor" ifadeleri kullanılıyor.

Bilim insanları açık okyanuslardaki diğer tortuların, büyük ölçekli eski tsunamiler veya benzer olaylar hakkında daha fazla kanıt sağlayabileceğini öne sürüyor.

Araştırmacılar, Holosen döneminden, yani yaklaşık 4 bin 200 yıl öncesinden daha eski bir tarihten kalma tsunami tortularının normalde tespit edilmediğini ve bunun da kısmen, yol açtıkları geniş çaplı yıkımdan geriye net belirtilerin kalmamasından kaynaklandığını söylüyor.

Independent Türkçe,independent.co.uk/news