İran nükleer anlaşması görüşmeleri Viyana’da haftaya devam edecek

Nükleer anlaşmanın tarafları ortak komitesinin yedinci turun sonunda Viyana'daki son toplantısı (AFP)
Nükleer anlaşmanın tarafları ortak komitesinin yedinci turun sonunda Viyana'daki son toplantısı (AFP)
TT

İran nükleer anlaşması görüşmeleri Viyana’da haftaya devam edecek

Nükleer anlaşmanın tarafları ortak komitesinin yedinci turun sonunda Viyana'daki son toplantısı (AFP)
Nükleer anlaşmanın tarafları ortak komitesinin yedinci turun sonunda Viyana'daki son toplantısı (AFP)

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler Servisi Genel Sekreter Yardımcısı ve Siyasi Direktörü Enrique Mora, İran ile nükleer anlaşmanın tam anlamıyla hayata geçirilmesini görüşmek üzere haftaya tarafların Avusturya'nın başkenti Viyana’da tekrar bir araya geleceğini söyledi.
AB Dış İlişkiler Servisi Genel Sekreter Yardımcısı Mora’nın başkanlığında süren "Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP)" olarak adlandırılan nükleer anlaşmanın tam anlamıyla uygulanması ve Mayıs 2018’de tek taraflı olarak anlaşmadan ayrılan ABD’nin dönüşünün ele alındığı müzakerelere, Almanya, İngiltere, Fransa, Çin, Rusya ve İran’dan üst düzey yetkililer katıldı.
Pazartesi başlayan görüşmeler kapsamında ABD’nin İran’a uyguladığı yaptırımların kaldırılması ve İran’ın nükleer anlaşmaya eksiksiz uymasının sağlanması için oluşturulan iki uzman grubunun çalışmalarının yanı sıra müzakereleri yürüten heyetler iki kez bir araya geldi.
Toplantının ardından basına açıklamada bulunan Mora, İran’ın yeni müzakere heyetinin görüşmelere katılarak, görüş ve değerlendirmelerini diğer katılımcılarla paylaştığını, halihazırda karşı karşıya olunan sınamaların uzmanlar tarafından tespit edildiğini dile getirdi.

Görüşmeler haftaya sürecek
Haftaya yeniden Viyana’da bir araya gelineceğini kaydeden Mora, 7'inci tur görüşmelerin haftaya da devam edeceğinin altını çizdi.
Mora, halihazırda çözüme kavuşturulması gereken ciddi sınamaların olduğunu, zamanın sınırsız olmadığını, yapılacak çok işin bulunduğunu, bu nedenle acele edilmesi gerektiğini vurguladı.
Bütün tarafların isteğinin İran nükleer anlaşmasının yeniden tam anlamıyla hayata geçirilmesi olduğunu ifade eden Mora, "İran’dan yeni heyet görüşmelere dahil oldu. Verimli bir haftayla (müzakerelere) başlamış olduk" dedi.
Mora, 6’ıncı oturumun sonunda oluşturulan metnin bütün paydaşlar tarafından kabul edildiğini, bu metnin anlaşma açısından temel zemini oluşturduğunu aktararak, İran’ın bir önceki heyetiyle şu anki heyeti arasında ciddi bir fark görmediğini, yeni müzakere heyetiyle yoğun iletişim içinde olduklarını kaydetti.



Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
TT

Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)

Sudanlı üst düzey istihbarat yetkilisi Ahmed Hasan Muhammed, ülkesinin İran’ın Kızıldeniz kıyısında bir deniz üssü kurma talebini reddettiğini söyledi.

İran’ın bu talebi kabul edilseydi, söz konusu üs, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından birinde deniz trafiğini izlemesine olanak tanıyacaktı.

Şarku’l Avsat’ın Wall Street Journal gazetesinden aktardığına göre Muhammed konuya ilişkin açıklamasında şunları söyledi;

“İran, Sudan ordusuna isyancılara karşı mücadelede kullanılmak üzere silahlı insansız hava araçları (SİHA) sağladı. Tahran, üssü inşa etme izni karşılığında, Sudan’a helikopter taşıyan bir savaş gemisi de dahil olmak üzere gelişmiş silahlar teklif etti. İranlılar üssü istihbarat toplamak için kullanmak istediklerini söyledi. Oraya savaş gemileri de yerleştirmek istediler. Ancak Hartum, İran’ın bu teklifini reddetti.”

Muhammed gazeteye yaptığı açıklamada, “Sudan İran’dan SİHA satın aldı. Çünkü insan kaybını azaltmak ve uluslararası insancıl hukuka saygı göstermek için daha isabetli silahlara ihtiyacımız vardı” diye ekledi.

Kızıldeniz’deki bir deniz üssü, Yemen’deki Husilerin ticari gemilere saldırı başlatmasına yardımcı olurken, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından biri üzerindeki hakimiyetini artırmasına olanak tanıyabilir.

İran destekli Husiler, Kızıldeniz’deki saldırıları Gazze’de savaşan İsrail ve müttefiklerini cezalandırma amacıyla gerçekleştirdiklerini ifade ediyor.

sddeb
Yemen televizyonu tarafından yayınlanan bir görüntüde, Husi saldırısından sonra batan bir İngiliz kargo gemisi görülüyor (EPA)

Sudan’ın, devrilen eski Devlet Başkanı Ömer El Beşir döneminde, İran ve Filistin’deki müttefiki Hamas ile yakın ilişkileri vardı.

Beşir'in 2019 darbesiyle devrilmesinin ardından, ülkenin askeri cuntasının başı olan Orgeneral Abdulfettah el Burhan, uluslararası yaptırımları sona erdirmek amacıyla ABD ile yakınlaşma başlattı.

Ayrıca İsrail ile ilişkileri normalleştirmek için harekete geçti.

İran’ın deniz üssünü inşa etme talebi, bölge ülkelerinin Sudan’da 10 aydır devam eden iç savaştan faydalanarak, Ortadoğu ile Sahra Altı Afrika ülkeleri arasında stratejik bir kavşak noktası olan ülkede yer edinmeye çalıştıklarını gösteriyor.

Burhan liderliğindeki Sudan ordusu, Nisan ortasından bu yana Orgeneral Muhamed Hamdan Daklu (Hamideti) liderliğindeki paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri ile savaşıyor.

Çatışma on binlerce insanın ölümüne, milyonlarca Sudanlının yerinden edilmesine ve dünyanın en kötü insani krizlerinden birine neden oldu.

Çatışmaları takip eden bölge yetkilileri ve analistlere göre, Sudan’ın İran’dan aldığı SİHA’lar, Hızlı Destek Kuvvetleri nedeniyle ordunun uğradığı kayıpların ardından, Burhan’ın bir miktar başarı elde etmesine yardımcı oldu.

Son haftalarda hükümet, Hartum ve Omdurman’daki önemli bölgelerin kontrolünü yeniden ele geçirdi.

ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, hem Sudan ordusunu, hem de Hızlı Destek Kuvvetleri’ni savaş suçu işlemekle suçladı.

Washington ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Sudan’ın batısındaki Darfur bölgesinde cinayet, tecavüz ve etnik temizlik de dahil olmak üzere insanlığa karşı suçlar işlemekle itham etti.

Birleşmiş Milletler (BM) yetkilileri, Sudan ordusunu, sivillerin yerleşimleri havadan hedef almak ve Sudanlı sivilleri çaresizce ihtiyaç duydukları insani yardımdan mahrum bırakmakla eleştirdi.

BM kuruluşları ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Darfur’da etnik amaçlı saldırılar da dahil olmak üzere zulüm yapmakla suçladı.

Çatışmanın tarafları olan Sudan ordusu ve Hızlı Destek Kuvvetleri, ABD ve BM’nin suçlamalarını reddetti.

ABD Şubat ayında yaptığı açıklamada, İran’ın Sudan ordusuna silah sevkiyatıyla ilgili endişelerini dile getirdi.

ABD’nin Hartum Büyükelçisi John Godfrey, İran’ın Hartum’a yardım ettiğine ilişkin haberlerin ‘son derece rahatsız edici’ olduğunu söyledi.