İsrail Dışişleri Bakanı Lapid Mısır’da

İsrail Dışişleri Bakanı Yair Lapid, resmi ziyaretlerde bulunmak üzere Mısır’da

Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi, İsrail Dışişleri Bakanı ile yaptığı görüşmede (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi, İsrail Dışişleri Bakanı ile yaptığı görüşmede (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

İsrail Dışişleri Bakanı Lapid Mısır’da

Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi, İsrail Dışişleri Bakanı ile yaptığı görüşmede (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi, İsrail Dışişleri Bakanı ile yaptığı görüşmede (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

İsrail Dışişleri Bakanı Yair Lapid, Mısır’ın başkenti Kahire'ye ilk resmi ziyaretinde dün Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi tarafından kabul edildi. Sisi, Mısır'ın "iki devletli çözüm ve uluslararası meşruiyet referansları" temelinde kapsamlı ve adil bir barışa ulaşmak için çabalarını sürdüreceğini vurguladı. İsrailli bakan ise Mısır’a ait 95 parça tarihi eseri Kahire'ye teslim etti.
İsrail heyetinde İsrail Dışişleri Bakanlığı Genel Müdürü Büyükelçi Alon Oshbis, İsrail Dışişleri Bakanlığı Politika ve Diplomatik İlişkiler Dairesi Başkanı Yair Zevan ve İsrail'in Kahire Büyükelçisi Amira Oron da yer aldı.
Mısır Cumhurbaşkanlığı Basın Ofisi’ne göre, toplantıda bölgesel ve uluslararası arenalarda, özellikle Filistin meselesinde ortak çıkar konularına ve iki ülke arasındaki çeşitli alanlarda ikili işbirliğinin yönlerine değinildi.
Sisi konuya ilişkin yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Mısır, Ortadoğu'da iki devletli çözüm ve uluslararası meşruiyet referansları temelinde, güvenlik ve istikrarı sağlayacak ve tüm bölge halkları için işbirliği ve kalkınma için umutlar açacak kapsamlı ve adil bir barışın sağlanması adına çabalarını sürdürecektir.”
Sisi ayrıca Gazze Şeridi'ni yeniden inşa etme çabalarının yanı sıra Mısır'ın, Filistin ve İsrail tarafları arasındaki gerginliğin patlak vermesini önleme çabalarına değindi.
Lapid, ziyareti kapsamında Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şükri ile Kahire şehir merkezindeki Kurtuluş Sarayı'nda bir araya geldi. Lapid Mısır'ın Ortadoğu'daki barış ve istikrar çabalarını destekleme konusundaki kararlı tutumunu ve İsrail ve Filistin tarafları arasındaki müzakere yolunu en kısa zamanda yeniden canlandırmak için çalışmanın önemini teyit etti. Lapid bununla Filistin meselesinin iki devletli çözüm temelinde ilgili uluslararası referanslara dayalı olarak kapsamlı ve adil bir şekilde çözülmesi ve bölge halklarının barış, güvenlik ve refah özlemlerini gerçekleştirilmesinin hedeflendiğini kaydetti.
Mısır Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, toplantıda ikili ilişkilere ilişkin bir dizi meselenin ve iki ülke için öncelikli alanlarda işbirliğini geliştirmenin yollarının tartışıldığı belirtildi. Toplantıda ayrıca bölgesel ve uluslararası arenada en çok öne çıkan ortak endişe konuları da tartışıldı.
Mısır Dışişleri Bakanı, Kahire'nin arzu edilen siyasi yolu yeniden canlandırmaya elverişli bir atmosfer yaratmak için çabalarını ve tüm taraflarla temaslarını sürdüreceğini açıkça belirtti.
Şükri, “Barış çabalarının ve iki devletli bir çözüme ulaşma şanslarının önünde bir engel teşkil ettiği için Filistin topraklarındaki yerleşimle ilgili olanlar da dahil olmak üzere tek taraflı tedbirlerden kaçınılmalı. Mısır, Gazze Şeridi'ni yeniden inşa etme ve Filistin Yönetimi ile koordineli olarak Filistinli kardeşlerin kalkınma ihtiyaçlarını destekleme konusunda sürekli çaba gösteriyor. Uluslararası toplumun Mısır'ın bu konudaki çabalarına ve bölgede istikrar ve güvenliğin temel direklerini güçlendirmeye yönelik tüm çabalara desteği önemli.”
Toplantının oturum aralarında Lapid daha önce yasa dışı yollardan İsrail'e götürülen ve ele geçirildikten sonra İsrail Tarihi Eserler Kurumu tarafından muhafaza edilen 95 parça tarihi eseri Mısırlı mevkidaşına teslim etti.
Şükri, İsrail hükümetinin bu eserleri kurtarmak için gösterdiği işbirliği için teşekkür ve takdirini dile getirdi.
Tel Aviv'de bir diplomatik kaynak, Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ile İsrail Dışişleri Bakanı Lapid arasında dün (Perşembe) yapılan görüşmenin birkaç bölgesel meseleyi ele aldığını söyledi. Gazze'de ateşkes, İran nükleer anlaşması, ikili ilişkiler ve Filistin Yönetimi ile ilişkileri geliştirmek için İsrail inisiyatiflerinin nasıl öne sürüleceği gibi konular bu bağlamda ele alındı.
İsrail Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Lapid'in Sisi'ye Gazze Şeridi için "güvenlik karşılığında ekonomi" planını sunduğu belirtildi.
İsrail Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Lapid, İsrailli mahkumlar ve kayıp kişiler konusunu gündeme getirdi ve Mısır'ın bu konuda oynadığı seçkin ve merkezi rolü takdir ettiğini ifade etti. Lapid ve Sisi, "terörist gruplarla ve bölgedeki istikrarsızlıkla yüzleşmeyi" de ayrıca ele aldı. Görüşmede "İran'ın askeri nükleer yeteneklere sahip bir ülkeye dönüşme girişimleri ve terörizmi ve Ortadoğu'ya yönelik tehdidini uygulamaya devam etmesi” konuları masaya yatırıldı. Görüşmede ayrıca Filistin sorunu ve İsrail hükümetinin Filistin Otoritesini güçlendirmek ve ekonomik zorlukların çözülmesine yardımcı olmak için uyguladığı adımlara değinildi.”
Lapid, İsrail'in "ekonomi, enerji, tarım ve ticaretle ilgili sivil alanlarda İsrail ile Mısır arasındaki barışı derinleştirme" arzusundan bahsetmişti. Lapid, Sisi ile görüşmesinin ardından yapığı açıklamada, “Mısır, İsrail için özel önem taşıyan stratejik bir ortaktır. Amacım, Mısır ile güvenlik, siyasi ve ekonomik konularda ilişkilerimizi güçlendirmek. İki halk arasındaki barış ilişkilerini derinleştirmek ve güçlendirmek için çaba göstermeye devam etmek önemlidir. Sisi'nin bölgeye ve aramızdaki ilişkilere katkısı" "tarihi boyutlarda". Cumhurbaşkanı Sisi'ye misafirperverliği, sıcak ve açık görüşmesi için teşekkür ediyorum ve aramızdaki diyaloğun devam etmesini umuyorum" ifadelerini kullandı.



Netanyahu'nun Refah'a girmeden önceki siyasi ve stratejik hesapları

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, siyasi yansımaların tehlikelerine kulak asmadan, mümkün olduğuna inandığı büyük hedeflere odaklanarak yoluna devam edecek. (AFP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, siyasi yansımaların tehlikelerine kulak asmadan, mümkün olduğuna inandığı büyük hedeflere odaklanarak yoluna devam edecek. (AFP)
TT

Netanyahu'nun Refah'a girmeden önceki siyasi ve stratejik hesapları

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, siyasi yansımaların tehlikelerine kulak asmadan, mümkün olduğuna inandığı büyük hedeflere odaklanarak yoluna devam edecek. (AFP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, siyasi yansımaların tehlikelerine kulak asmadan, mümkün olduğuna inandığı büyük hedeflere odaklanarak yoluna devam edecek. (AFP)

Tarık Fehmi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun tüm açıklamaları, askeri operasyonun tam olarak tamamlanması için Refah'a girişin teyit edilmesi bağlamında geldi. Netanyahu, kendince Refah'a girilmeden, İsrail'in Gazze Şeridi'nin kaderini belirleyebileceği kapsamlı bir askeri operasyon yapamayacağını düşünüyor. Bu da Refah’a giriş süreciyle ilgili bazı gelişmelere rağmen işlerin belirli ve kontrollü tercihler çerçevesinde ilerlediğini yineliyor. Aslında Netanyahu, İsrail hükümetinin hesapları ve Gazze Şeridi'nin nasıl yönetileceğine ilişkin meydana gelebilecek gelişmelerin sonuçlarını bekliyor. Netanyahu, askeri operasyonun tamamlandığının, Gazze'deki güvenlik ve stratejik düzenlemelerin yönetilmesinde yeni bir aşamanın başlangıcının ilan edilmesini bekliyor. Bütün bunlar aslında Netzarim Koridoru’nun inşasıyla başladı.

Yeni hedefler

İsrail istihbarat servisleri, özellikle de İç İstihbarat Servisi Şin-Bet (Şabak) liderleri, Refah operasyonunun sonuçlarının, İsrail'in güvenliği ve başta Mısır olmak üzere komşu ülkelerle ilişkiler üzerinde yol açabileceği olumsuz yansımalarla ilgili sürekli uyarıda bulundu. Buna rağmen Netanyahu, Genelkurmay Başkanlığı'ndan bazı generaller ve Savunma Bakanlığı'ndan bazı danışmanlar bu yolda ilerlemeye devam ediyor. ABD ve İngiltere'nin operasyonun tamamlanmaması yönündeki uyarıları devam etse de Netanyahu ve ekibi, İsrail Dış İstihbarat Servisi Mossad ve Genelkurmay Başkanı tarafından onaylanan belirli bir zamanda gerçekleşebilecek operasyona hazırlık amacıyla siyasi ve güvenlik seviyelerinde daha yüksek düzenlemeler yapmak için çalışıyor. Zira bu düzenlemelerle Refah'ı işgal edecekler. Bu işgal gerçekleşene kadar İsrail hükümeti söz konusu hedefe ulaşmak için çeşitli idari tedbirler alacaktır. Bunlardan ilki Han Yunus ve Gazze şehrinden Refah'a doğru istihbarat ve lojistik tespit operasyonları ve askeri malzeme sevkiyatı gerçekleştirmektir. Şu anda da yaptıkları şey budur. Öyle ki güney tümenlerinden istihbarat ve güvenlik unsurları, Golani Tugayı ve güney yönetiminden ileri birlikler Refah'ın derinliklerine konuşlandırıldı.

İkincisi ise doğrudan sızma yöntemiyle Refah'ın derinliklerinde niteliksel operasyonlar yürütmek olacaktır. Çünkü İsrail, direnişin Han Yunus ve Gazze şehrinde yaşananlardan tamamen farklı çatışmalar düzenleyeceğini bekliyor. Bu yüzden İsrail, Filistinli direnişçileri ve ekipmanlarını izliyor. İsrail güçleri Refah'a en az kayıpla girmek için farklı yönlerde ve temas seviyelerinde hareket edecektir.

Üçüncüsü ise gerçek bir kısıtlama olmaksızın İsrail güçlerinin önünü açmaktır. Aslında şu an bunu da yapmaya çalışıyorlar. İsrail güçlerinin her yöne hareketini kolaylaştırmak için ana ve tali yollar inşa ediyorlar. Böylece İsrail güçleri, Gazze Şeridi’nin tümünü orta ve batı yönünde ikiye bölerek çeşitli yollardan ve doğrudan hareket edebilecek. Bu da özel topografik karakteriyle Refah şehrine ilerlemek için fırsatlar sunuyor.

Dördüncüsü, ateşkesin ilk aşamasının tamamlanarak yürürlüğe girmesidir. Kuşkusuz bu, İsrail ve askeri operasyonu azami sınırlarına ulaştırmaya hevesli Netanyahu'nun kişisel planlarıyla çelişmeyecektir. Söz konusu durum, önerilen ateşkesle ilgili herhangi bir yetkiyi uygulamaya başlarken bile İsrail hükümetinin önündeki seçeneklerin genişlediğini doğruluyor.

Belirli yollar

Netanyahu, Refah'a girerek gerçekten ulaşılabileceğine inandığı başlıca hedeflere odaklandığı için siyasi yansımaların tehlikelerine kulak asmadan yoluna devam ediyor. İstihbarat servisleri, Muhammed ed-Dayf, Yahya Sinvar, Mervan İsa ve diğerlerinin başını çektiği Filistin direnişi liderlerinin ya da birinci dereceden kadroların Refah'ta bulunmayacağı ihtimali hakkında konuşsa da bu seslere pek kulak verilmiyor. Dolayısıyla Netanyahu’nun ana hedeflerden bahsetmesi kolay olmayacaktır. Gerçekten de Refah'taki askeri operasyonun tamamlanması hayal edildiği gibi sonlanmayacak. İsrail şu anda Gazze Şeridi'nde olanları başarmak için sınırlı bir zaman çerçevesi belirlese de bu daha fazla zaman alacak.

Netanyahu'nun önerisi ve Refah'a girme kararlılığı sadece Gazze direnişi ve direnişin İsrail güçleriyle çatışma ihtimaliyle ilgili sorunlarla karşı karşıya değil. Aynı zamanda dış pozisyonla da ilgili. ABD ve İsrail arasında bir yaklaşım farkı var. Biden yönetimi kongre kararıyla Amerikan silahlarını kullanmamak ya da sivillere zarar vermemek gibi diğer siyasi prosedürler dışında başka önlem alamayacak. Yoğun nüfuslu bir şehirde sivilleri korumak ve onlara yaklaşmamak zor olduğundan bu önlemlerin sembolik olduğu görülecek.

Bu bağlamda İsrail hükümeti, Mısır sınırı boyunca binlerce vatandaşı iç bölgelere, el-Muvasi bölgesine, merkeze ve batı yönüne doğru nakletmeyi hedefliyor. Yani Refah'taki Filistinlilerin mevcut varlığını güvenli bölgelere taşımak istiyor. Ancak asıl soru şu: Bu eylem nasıl gerçekleşiyor? Peki bunu kim yapıyor? İsrail ordusu Gazze Şeridi’nin derinliklerine girerse ne olur?

Ortada uluslararası müdahaleyi gerektiren onlarca sorun var. Üstelik İsrail hükümeti ve Netanyahu'nun bizzat aşiret üyelerini ve üst düzey aşiret liderlerini bulmaya çalışmasına rağmen henüz tespit edilemeyenler var. Bu da aşiret kesiminin kendi içinde daha fazla bölünmesine yol açtı. Aşiretler, İsrail planını reddeden peş peşe açıklamalar yayınladılar. Bu nedenle Filistinlilerin alternatif yerlere nakli büyük zorluklarla karşılaşmaya devam ediyor. Hükümetin atabileceği herhangi bir adımın sonuçlarıyla yüzleşmek için gerçek bir çözüm bulmak zor gözüküyor.

Alternatifler mevcut

İsrail hükümetinin elinde ufukta görünen bazı alternatifler var. Bir deniz ve hava limanının açılması da bu alternatifler arasında. Bu, Gazze Şeridi sakinlerine yardım aktarmaya başlamak için bekleyen ilgili kurumlarda stratejik düzeyde tartışılan bir öneri. Gönüllü veya zorunlu göç olarak bilinen çerçevede Filistinlilerin yurtdışına taşınmasında hiçbir sakınca yok. Ancak bu durum siyasi, güvenlik ve stratejik değerlendirmeler ışığında dikkate alınmalı. Özellikle de bu bölgede görev yapacak Amerikan güçlerinin varlığı göz önüne alındığında iskele ve limanı devre dışı bırakmak çok fazla çaba gerektirmiyor. Belki de Washington ve Tel Aviv yönetimleri arasında başka amaçlarla ayarlamalar yapılıyor.

Biden yönetimi ile Netanyahu arasında görüş ayrılıkları olduğu yönündeki tüm haberlere rağmen bundan sonra gerçekleşecek ortak koordinasyonun gerçekliğini ortaya koyan bir adım olarak Biden yönetimi, Amerikan karar tasarısının son taslağının ateşkesin derhal uygulanmaya başlanması için diplomatik bir çaba sarf edilmesini işaret etmesiyle Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'ne başvurdu.

İsrail'in tahminlerine göre ABD, İsrail için açıkça olumsuz bir nitelik taşıyacak başka bir rakip karar tasarısı sunma endişesiyle BM Güvenlik Konseyi'ndeki oylamayı mümkün olduğunca hızlandırarak karar tasarısı üzerinde bir oylama yapmaya çalışacak.

Her halükârda, kuzeydeki eylem, güvenlik ya da stratejik önceliklerin tek taraflı olarak yeniden düzenlenmesi, Refah operasyonunun tamamen tamamlanmasına hazırlık için sonraki diğer adımları dayatacaktır ki Netanyahu'nun planladığı da bu. İsrail, Mısır'la bir çatışmaya girmekten büyük korku duyuyor. Çünkü İsrail’in ana planı Philadelphia (Selahaddin) Koridoru’nu tamamen işgal etmek. Kahire ile Tel Aviv arasındaki mesajlar ve güvenlik toplantıları Kahire'yi Netanyahu’nun planladığı şey konusunda ikna etmiyor. Dolayısıyla bu tür önlemler aslında Mısır'la güvenlik protokolünü dondurmaya ve resmi barış yolunu tehlikeye atmaya yol açabilir.

Hareket yolları

Buna rağmen Netanyahu askeri ve siyasi yoluna devam edecek. Zira İsrail içişleri onunla birlikte çalışıyor. Gerçekleşen ve halen devam eden büyük protestolara rağmen onu destekliyor. ‘Bölgede devletin bekası ve devamı’ sloganını söyleyip duran Netanyahu, bunu destekleyen medya aracılığıyla da bir korku ve panik iklimi yayıyor. Netanyahu, ‘her şeyden önce İsrail'in güvenliği’ seçeneğini ve sürecin bu noktada durdurulamayacağını vurgulayarak, tüm hedeflere ulaşmaya devam etmek ve Hamas hareketinin egemenliğine son vermek gerektiğini ifade ediyor. Bunu engelleyen şey ise tutukluların, Filistinli direniş üyelerinin ve büyük grupların liderlerinin varlığıdır. Bu nedenle, bazı direniş cephelerinin devam edeceği beklentisiyle, direniş tugaylarının ve Gazze Şeridi’nin derinliklerindeki tugayların varlığı sona erene kadar Netanyahu mücadeleye devam edecek. Bu, İsrail'in güvenlik seçenekleri aracılığıyla ele alacağı doğal bir konudur. Direnişin Refah'taki varlığı, askeri operasyonu sona erdirmeyecek olsa bile Netanyahu, Refah'a girip meseleyi çözmek için belirli ve doğrudan bir seçenek üzerinde çalışacaktır. Direniş unsurlarının, özellikle de Hamas ve İslami Cihad hareketlerinin liderleri yakalanmazsa mevcut ve olası koşullar değişecek. Bu, istihbarat servislerinin liderlerinin daha önce sonuçları konusunda Netanyahu'yu uyardığı bir durum.

Sonuç

Bu çerçevede Netanyahu’nun üzerinde çalıştığı belirli hesaplar var. Netanyahu, sahnede kalmaya devam ederek kişisel hedefleri olduğunu ya da yargılanmaktan korktuğunu teyit etse de İsrail'in yeni parlamento seçimlerine tanıklık edecek. Oldu bitti stratejisinin empoze edilmesi ve kalıcı bir işgal temelinde, Gazze Şeridi’nde veya dışında henüz netlik kazanmamış uluslararası bir ortaklık üzerinden durumun yönetilmesi, Gazze Şeridi'nde askerî harekâta devam edilmesi ve Refah'a girilmesi an meselesi. Bu durum, İsrail'in iç merkezler ve düşünce kuruluşları ile uluslararası muadilleri tarafından yayınlanan fikirlerinin kesişmesinin bir sonucu. Bunlardan bazıları, mevcut koalisyonun bileşenleri içinde herhangi bir gelişme ya da eylem için güçlü bir zemin bulunmamasına rağmen teorik çerçevelere girmektedir. Bütün bunlar esasen Netanyahu'nun çıkarına. Dolayısıyla Netanyahu, onun yönelimlerini destekleyen, Benny Gantz ve Yair Lapid’in temsil ettiği milliyetçi sağ alternatifine güvenoyu verilmesini şimdilik kabul etmeyecek. Savaşın sürdürülmesi ve Gazze Şeridi'ndeki Hamas varlığının bertaraf edilmesi fikrini destekleyen son kamuoyu yoklamalarına göre, her ikisi de savaşı veya çatışmayı yöneterek zafere ulaşamıyor. İsrail halkının çoğunluğu gösterilerde bunu doğrulasa da Netanyahu'nun atacağı adımları destekliyor.

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia'dan tercüme edilmiştir.