Sudan ordusunun ABD yaptırımlarından kaçınmak için tavizler vermesi bekleniyor

Batı’dan Burhan-Hamduk anlaşmasına yönelik baskı sürüyor.

Sudan Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan. (AFP)
Sudan Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan. (AFP)
TT

Sudan ordusunun ABD yaptırımlarından kaçınmak için tavizler vermesi bekleniyor

Sudan Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan. (AFP)
Sudan Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan. (AFP)

Sudan Egemen Konseyi başkanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan’nın öfkesi ve ‘Sudan ordusuna karşı kışkırtma ve ülke işlerine müdahale’ olarak nitelendirdiği duruma yönelik uyarıları, ülkedeki durumu Burhan’ın son icraatlarından önceki haline döndürmeyi hedefleyen Batı’nın baskılarındaki artmasına neden oldu. Avrupa Birliği’ne (AB) yakın kaynaklar tarafından yapılan açıklamalarda sürecin Sudan’daki sivil geçiş sürecini bozan darbecilere ve işbirlikçilerine yönelik ABD yaptırımlarının uygulanması ile ilişkilendirdi.
Avrupa Birliği’ne yakın bir kaynağın dün Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamalara göre AB büyükelçileri geçen hafta Başbakan Abdullah Hamduk ile yaptıkları görüşmede, geçiş sürecinde taraflar arasında yeni müzakerelere başlamadan önce, anayasada öngörülen federal hükümet yapısının yeniden sağlanması konusunda kararlı olduklarını bildirdi. Aynı zamanda ülke ekonomisine ve siyasetine verilecek desteğin, güveni artıracak icraatlara ve gerçek bir ulusal uzlaşmanın sağlanmasına bağlı olduğunu belirttiler.
AB büyükelçilerinin 7 Aralık’ta yaptıkları resmi açıklamaya göre Başbakan Abdullah Hamduk’a, Batı’nın Sudan’a sağladığı ekonomik ve siyasi desteğin, devrimin özgürlük, barış ve adalet sloganlarını hayata geçirmeyi amaçladığı aktarıldı. Askeri müdahalenin anayasal belge ve Cuba Barış Anlaşması’nı ihlal ederek sivil-asker ittifakını bozduğu vurgulandı.
Avrupa Birliği’nin askeri müdahaleyi kınadığını belirterek anayasal düzene derhal dönülmesi taleplerini yineleyen büyükelçiler, Burhan-Hamduk anlaşmasını bu yöndeki ilk adım olarak nitelendirdiler. Aynı zamanda, ülkelerinin Sudan’daki devrimin sloganlarının gerçekleştirmesi için geçiş sürecini desteklemeye katılacağını ve insani yardım sağlayacağını kaydettiler. Ancak ülkeleri tarafından vaat edilen desteğin yeniden başlatılması hakkında bilgi vermediler.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi’nin Sudan’ın istikrarının sarsılmasından sorumlu kişilere yaptırımlar uygulanmasının yanı sıra sivil geçiş dönemini bozanlara da ‘bağlayıcı cezalar’ uygulanmasını içeren Sudan Demokrasi Yasası’nı onaylanmasıyla, Sudan askeri yetkililerine yönelik Batı baskısı arttı.
Uluslararası ekonomik desteğin kesilmesi, ülkenin ekonomik krizlerinin artmasına neden oldu. Maliye Bakanı Cibril İbrahim’in geçen hafta Reuters’a yaptığı açıklamada bu konuya değindi ve bu ay Sudan Bankası’nın hazinesine girmesi planlanan 650 milyon dolarlık uluslararası fonunun, darbe nedeniyle kaybettiğine dikkat çekti. Söz konusu meblağ, Dünya Bankası’ndan yaklaşık 500 milyon, Uluslararası Para Fonu’ndan ise 150 milyon bütçe desteği içeriyordu.
Askeri otoritenin başka bir seçeneğe sahip olmadığı bir zamanda, ABD’nin gelecek yaptırımlarının ekonomik ve siyasi krizleri artırması bekleniyor. Siyasi analist Cemil el-Fazıl yarımlarla ilgili durumu, ‘havaya kaldırılmış sopanın nereye ineceğini tahmin etme politikası’ olarak tanımladı. Analist Fazıl sözlerini şöyle sürdürdü:
“Burhan’ın son konuşmasının ve 21 Kasım anlaşmasının istenen sonuçları vermediğinin hissedilmesi sonucunda geri çekilme olasılığını ima eden garip mesajlarıın kafa karışıklığı yarattığı gayet açık.”
Fazıl, ABD’nin adıma adım politikasının önemli bir etki yaratacağını belirttiği açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı:
“Sınırlı bir geri adım sağlamak için baskı uygulama yaklaşımını benimsiyorlar. Daha sonra istenen noktaya ulaşmak amacıyla başka bir geri adım için daha fazla baskı uyguluyorlar. Bu politikalar başlangıç noktasından daha ileri bir noktaya ulaşmasını sağlayabilir.” Askerler sivil hükümet politikalarına müdahaleyi tamamen terk ederek, onları darbeden öncekinden daha ileri bir aşamaya ulaştırabilecek kademeli bir baskı ve taviz üstüne taviz verme siyaseti uygulama düşüncesine sahip.”
ABD’lilerin kararlarının Cumhuriyetçilerin ve Demokratların oybirliği ile yakın bir zamanda alınabileceğini ancak nihai karar verme sürecinin kendilerine bağlı olduğunu belirten Fazıl şunları söyledi:
“Havaya kaldırılmış Batı sopası, askerlere ve askerlere bağlı olan isimleri hedef alacak. Onlar da darbenin nereye ineceğini hissetmeye başlıyor gibi gözüküyor. Sopa havada kalmaya devam edecek. Ne kadar yaklaşırsa o kadar geri çekilecekler. Batılılar ne kazacaklarını bilmeden sopayı sallamazlar.” 
Fazıl, sivillere geçiş süresince geri dönüş ve Egemen Konsey’in bileşiminin gözden geçirilmesine yönelik açıklamalara dikkat çekerek, bunların Batının kişiye yönelik yaptırım sopasını sallamasından kaynaklandığını vurguladı. Burhan’ın ilk kez, istifa edebileceğini imasında bulunmasına atıfta bulunan Fazıl, “El-Burhan ayrılsa da ordu mevcudiyetini sürdürecek” dedi. Bu durumu yönetiminin karşı karşıya kaldığı gerçek tehlikelerin farkına varması olarak değerlendirdi.
Fazıl, Rusya’nın Sudan ordusuna yönelik destekleyici duruşunu ve Sudan'da Batı demokrasi modelini uygulama girişimlerini eleştirmesini ise önemli bir etki olarak görmüyor:
“Rusya Büyükelçisi’nin konuşması, devrimcilere herhangi bir konuda yardımcı olmayacak. Bu, krizin derinleşmesine neden olabilir. Zira Rusya gerekli dengeyi sağlayamayacaktır. Darbeci grubun genel yaptırımlardan çok bireysel yaptırımlardan korktuğunu düşünüyorum. Genel çıkarlarından çok kişisel çıkarları ile ilgileniyor gibiler.”



Rapor: Husi tüccarlar silah satmak için X ve WhatsApp kullanıyor

Sana'da bir caddede güvenlik aracındaki silahlı Husi militanları (EPA)
Sana'da bir caddede güvenlik aracındaki silahlı Husi militanları (EPA)
TT

Rapor: Husi tüccarlar silah satmak için X ve WhatsApp kullanıyor

Sana'da bir caddede güvenlik aracındaki silahlı Husi militanları (EPA)
Sana'da bir caddede güvenlik aracındaki silahlı Husi militanları (EPA)

Bir rapora göre, Yemen'deki Husi silah tüccarları X ve WhatsApp'ı, uygulamaların politikalarını açıkça ihlal ederek, bazıları Amerikan yapımı olan silahları satmak ve kaçırmak için kullanıyor.

Husiler 2014 yılından bu yana Yemen'in büyük bir bölümünü kontrol ediyor ve ABD, Kanada ve diğer ülkeler tarafından terör örgütü olarak sınıflandırılıyor.

The Guardian'ın haberine göre büyük teknoloji şirketlerini sorumlu tutmaya odaklanan Washington DC merkezli Technology Transparency Project (TTP) tarafından hazırlanan rapor, Husi silah tüccarlarının her iki platformda da aylardır açıkça ticari silah mağazaları işlettiğini ortaya koydu.

Rapora göre satıcılar X'te 130, WhatsApp'ta 67 hesap açarak yüksek güçlü tüfekler, bomba atarlar ve diğer askeri teçhizatı satışa sundular.

Silah tüccarlarının birçoğu ABD yapımı gibi görünen, bazılarında “ABD hükümet malı” logosu bulunan silahların yanı sıra “NATO” logolu Batı askeri silahlarını da sattı.

Raporda silah satıcılarının müşterileri belirtilmiyor, ancak silahların yüksek fiyatları göz önüne alındığında (bazı tüfekler 10 bin dolara kadar satılıyor) alıcıların diğer silahlı gruplar olması muhtemel.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre WhatsApp'ın sahibi Meta ve X, platformlarında silah ticaretini engelliyor.

Silah tüccarlarının birçoğu X Premium abonesi ve WhatsApp Business kullanıcısıydı.

Teknoloji Şeffaflık Projesi Direktörü Katie Paul, “Hem X hem de WhatsApp'ın silah satışına karşı politikaları var, ancak ABD'nin belirlediği bir terörist grupla bağlantılı silah tüccarlarının platformları üzerinden silah ticareti yapmasına izin veriyorlar. Bu durum ABD'nin ulusal güvenliği için risk oluşturuyor” dedi.

Raporla ilgili açıklama yapan bir WhatsApp sözcüsü şunları söyledi: “Hizmetimizi kullanmaya çalışan ABD'li terör örgütlerini tespit edersek ya da bunlardan haberdar olursak, yasal yükümlülüklerimize uymak için hesapları engellemek de dahil olmak üzere uygun önlemleri alacağız.”

WhatsApp daha sonra The Guardian tarafından kendisine gönderilen iki hesabı engelledi, ancak şirketin denetimlerinin başlangıçta silah tüccarlarının hesaplarını nasıl gözden kaçırdığına ilişkin soruları yanıtlamadı.

X ise raporun bulguları hakkında yorum yapmayı reddetti.