Yahudi yerleşimciler Filistinlilere ait 600 zeytin ağacını kesti

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Yahudi yerleşimciler Filistinlilere ait 600 zeytin ağacını kesti

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Yahudi yerleşimcilerin, işgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyinde bulunan Nablus kenti kırsalında Filistinlilere ait 600 zeytin ağacını kestiği bildirildi.
Filistin Kurtuluş Örgütüne (FKÖ) bağlı Batı Şeria'nın kuzeyindeki Yahudi Yerleşim Birimleri Dosyası Sorumlusu Gassan Daglas, Yahudi yerleşimcilerin Batı Şeria'nın Nablus kentine bağlı Deyr Şeref köyü kırsalında zeytin ağaçlarına zarar verdiği belirtildi.
Daglas, Yahudi yerleşimcilerin köyün yakınındaki Shavei Shomron yerleşim birimi sakini olduklarını ve 600 zeytin ağacını kestiklerini aktardı.
İşgal altındaki Filistin toprakları üzerinde ikamet eden Yahudi yerleşimciler, sık sık Batı Şeria'da Filistinli çiftçilerin en önemli geçim kaynağı olan zeytin ağaçlarını kesiyor veya ateşe veriyor.
Yahudi yerleşimciler, buna ilaveten özellikle hasat döneminde zaman zaman Filistinli çiftçilere saldırıyor.
Yerel kaynaklara göre, Ağustos 2020'den bu yana Batı Şeria'da 9 binden fazla zeytin ağacı tahrip edildi.
İsrail'in 1967'de işgal ettiği Batı Şeria'da 250'den fazla yasa dışı Yahudi yerleşim birimi bulunuyor. Bu yerlerde ikamet eden 450 bine yakın Yahudi yerleşimci, Batı Şeria'da işgal altında yaşayan Filistinliler için hayatı daha da zor hale getiriyor.
Uluslararası hukuka göre, işgal altındaki topraklarda bulunan tüm Yahudi yerleşim birimleri yasa dışı kabul ediliyor.



Suriye, polis ve genel güvenlik hizmetlerini birleştiriyor, sınır muhafızları ve terörle mücadele birimleri kuruyor

Suveyda'daki Suriye güvenlik güçleri mensupları (Reuters)
Suveyda'daki Suriye güvenlik güçleri mensupları (Reuters)
TT

Suriye, polis ve genel güvenlik hizmetlerini birleştiriyor, sınır muhafızları ve terörle mücadele birimleri kuruyor

Suveyda'daki Suriye güvenlik güçleri mensupları (Reuters)
Suveyda'daki Suriye güvenlik güçleri mensupları (Reuters)

Suriye İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Nureddin el-Baba dün yaptığı açıklamada, polis ve genel güvenlik birimlerinin her vilayette İçişleri Bakanı’nı temsilen bir komutan tarafından yönetilecek İç Güvenlik Komutanlığı adı altında tek bir birimde birleştirilmesine karar verildiğini duyurdu.

El-Baba, X platformu üzerinden yaptığı paylaşımda, Suriye'nin kara ve deniz sınırlarının güvenliğini sağlamak ve yasadışı faaliyetlerle mücadele etmek için bir Sınır Muhafaza Dairesi kurulmasına ve hayati tesislerin, hükümet tesislerinin ve diplomatik misyonların güvenliğini sağlamak için Diplomatik Koruma ve Güvenlik Dairesi kurulmasına karar verildiğini bildirdi.

El-Baba, İçişleri Bakanlığı'nın ‘Beşşar Esed rejiminin Suriye'yi en büyük Captagon tedarikçisi haline getirmesinin ardından Suriye içinde ve dışında taşıdığı önem nedeniyle’ Narkotikle Mücadele Dairesi'nin rolünü güçlendirmeye ve geliştirmeye karar verdiğini açıkladı.

Suriye'nin organize suçlar, tekfirci gruplar ve sınır ötesi suç örgütleri gibi büyük sorunlarla karşı karşıya olduğunu belirten el-Baba, bu nedenle Suriye içindeki güvenlik tehditlerini ortadan kaldırmak için Terörle Mücadele Dairesi'nin kurulduğunu söyledi.

El-Baba, İçişleri Bakanlığı'nın isyanlar, rehin alma olayları ve büyük etkinliklerin korunmasıyla başa çıkmak için yüksek eğitimli birimlerden oluşan özel bir misyon departmanı kurma kararı aldığını da belirtti.

El-Baba, bakanlığın ‘kendisini halka baskı yapan bir baskı aracı olarak tanımlamadığını, aksine toplumsal barışı, hukukun üstünlüğünü ve güvenliği sağlayan bir hizmet kuruluşu olarak tanımladığını’ vurguladı.

Suriye nüfusunun yaklaşık üçte birinin eski rejimin istihbarat ve güvenlik servisleri tarafından arandığını ifade eden el-Baba sözlerini şöyle sürdürdü: “Eski rejim tarafından siyasi nedenlerle arananların sayısı 8 milyonu aşıyor. Kabaca Suriye halkının üçte birinin baskıcı eski rejimin istihbarat ve güvenlik servisleri tarafından arandığı gerçeğinden bahsediyoruz.”