Kovid-19, İspanyol Gribi gibi endemik bir hastalığa dönüşür mü?

Stockholm’de müşterilerle dolu bir kafenin önünde maskeli bir kadın yürüyor (AFP)
Stockholm’de müşterilerle dolu bir kafenin önünde maskeli bir kadın yürüyor (AFP)
TT

Kovid-19, İspanyol Gribi gibi endemik bir hastalığa dönüşür mü?

Stockholm’de müşterilerle dolu bir kafenin önünde maskeli bir kadın yürüyor (AFP)
Stockholm’de müşterilerle dolu bir kafenin önünde maskeli bir kadın yürüyor (AFP)

Tarihsel olarak, çoğu pandemi 2 ila 3 buçuk yıl arasında sürdü. Pandemik virüsler zamanla tipik olarak mutasyona uğrar ve daha düşük, daha yönetilebilir seviyelerde dolaşan endemik bir hastalığa dönüşür.
1918-1920 yıllarında yaşanan İspanyol Gribi için durum buydu ve bazı virologlar bunun yeni tip koronavirüse (Kovid-19) neden olan SARS-CoV-2 virüsü ile de yaşanabileceğini umuyor.
Healthline sitesine göre ilk veriler, koronavirüsün mutasyona uğrayan varyantı Omikron’un potansiyel olarak benzersiz mutasyon koleksiyonunun yanı sıra dünya genelinde bağışıklığın oluşması nedeniyle daha hafif enfeksiyonlara neden olabileceğini düşündürüyor.
Uzmanlar genellikle virüslerin daha az tehlikeli hale gelmek için mutasyona uğradığına inansa da, bunun şu anda koronavirüs ile gerçekleştiği yüzde 100 garanti değil.
Ayrıca 2021 ve 1918 arasındaki büyük farklılıklar, şu anda erişimimiz olan aşılar, küresel seyahat, veriler ve tedaviler bu pandeminin gidişatını önemli ölçüde etkileyecek.
ABD’deki Case Western Reserve Üniversitesi’nde bulaşıcı hastalıklar bölümünde profesör olan Keith Armitage, “Yıllar içinde İspanyol Gribi’nin şiddetinin azalması, muhtemelen sürü bağışıklığı ve virüsün mutasyona uğrayarak daha az şiddetli bir hastalık üretmesinin bir kombinasyonundan kaynaklanmaktadır” dedi.
Armitage, “Virüslerin biyolojik olarak nasıl davrandığını düşünürseniz, yaşama nedenleri çoğalmak ve yayılmaktır, virüsün ev sahibini öldürmesinin gerçekten hiçbir avantajı yoktur” diye ekledi.
Profesöre göre, bir virüsün yapmak istediği, bir konağa bulaşmak ve bulaşıcı olmaktır, böylece başka bir konakçıya bulaşabilir ve yayılmaya devam edebilir.
Bu sürecin bir parçası olarak, solunum yolu virüsleri sıklıkla mutasyona uğrar ve daha az öldürücü hale gelir ve dolayısıyla daha az ciddi bir sağlık sorunu olur.
Peki, İspanyol Gribi gibi Kovid-19 da bir gün bitecek mi?
Armitage bu soruya, “Umut şu ki, pandeminin ortadan kalkmaması halinde, oldukça bulaşıcı olan ancak çok fazla klinik hastalık üretmeyen yeni varyantların ortaya çıkmasıdır” diyerek yanıt verdi.



Araştırmacılar sınavlar için en iyi zamanı belirledi

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Araştırmacılar sınavlar için en iyi zamanı belirledi

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Yeni bir araştırmaya göre sözlü sınava girmek, iş görüşmesi yapmak ve hatta mahkemeye çıkmak için en iyi zaman öğlen olabilir.

İtalya'nın Messina Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, öğrencilerin sınavları geçme oranlarında, öğlene doğru saatlerle, sabahın erken saatleri veya akşama doğru saatlere kıyasla önemli bir fark buldu.

Öğrencilerin geçme oranı 08.00'de yüzde 54, 16.00'daysa yüzde 51 olarak kaydedilirken bu oran 12.00'de yüzde 72 oldu. Geçme oranları 11.00 ve 13.00'te biraz daha düşük seyrederek yüzde 67'yi gördü.

Profesör Carmelo Mario Vicario, "Akademik değerlendirme sonuçlarının gün boyunca sistematik olarak değiştiğini ve öğle saatlerinde geçiş oranlarında net bir zirve olduğunu gösteriyoruz" dedi:

Öğrencilerin geçme olasılığı, sabahın erken saatleri veya veya akşama doğru olan saatlere kıyasla, sabah öğlene doğru daha yüksek. Bu örüntünün iş görüşmelerine veya gün boyunca planlanan herhangi bir değerlendirme sürecine kadar uzanabileceğine inanıyoruz.

Çalışma, sınav yapan 680 kişi tarafından 1243 derste gerçekleştirilen 104 bin 552 değerlendirmenin sonucuna dayanıyor. Araştırmacılar, yalnızca doğru cevaplara dayanmayıp daha öznel olan ve ifade tarzının da değerlendirildiği, üniversitelerdeki sözlü sınavlara bakmayı tercih etti.

Yargıçların bir sanık lehine karar verme olasılığının ilk duruşmalarda veya yemek molalarından sonra daha yüksek olduğunu gösteren araştırmanın ardından bu çalışma yayımlandı.

Diğer yandan bunun, günün farklı saatlerinde farklı türde davaların görülmesiyle de ilgisi olabileceği düşünülüyor.

Çalışma kesin nedeni belirleyemese de öğle saatlerinde zirvenin görülmesinin, bilişsel performansın sabah saatlerinden ileriye doğru gittikçe yükseldiğini ve öğleden sonra azaldığını gösteren kanıtlarla tutarlı olduğunu belirtti.

Raporda bunun, öğrencilerin enerji seviyelerinin düşmesinin yanı sıra karar yorgunluğu yaşadıklarında daha kötü notlar verebilecek öğretim üyelerinden kaynaklanabileceği belirtildi.

Ayrıca araştırmacılar bunun, öğrencilerin ve öğretim üyelerinin (vücudun uyku zamanlarına yönelik doğal tercihi olan) kronotiplerinin yarışmasının sonucu olabileceğini söyledi:

20'li yaşların başındaki kişiler genellikle gece kuşu olurken, 40'lı yaşlarındakiler ya da daha yaşlılar erkenci olma eğiliminde. Öğretim üyelerinin en uyanık olduğu zamanlarda öğrenciler bilişsel keskinlikten en uzakta olabilir.

Prof. Vicario öğrencilerin daha iyi uykuyla, zihinsel molalarla ve sınavlarını kişisel düşük dönemlerinin dışında planlayarak bu etkilere karşı koyabileceğini öne sürdü:

Kurumlar için, sabah oturumlarını ertelemek veya kilit önemdeki değerlendirmeleri öğleye doğru toplamak sonuçları iyileştirebilir. Bu örüntünün iş görüşmelerine veya gün boyunca planlanan herhangi bir değerlendirme sürecine kadar uzanabileceğine inanıyoruz. İşe alım kararlarının da günün saatine bağlı olarak adalet veya sonuç açısından dalgalanma gösterip göstermediğini araştırmak da çok ilgimizi çekiyor.

Independent Türkçe