Batı, Tunus Cumhurbaşkanı’na demokrasiye dön çağrılarını arttırdı

Batı, Tunus’ta demokratik kurumların çalışmalarına geri dönüşü için Cumhurbaşkanı üstündeki baskısını artıyor

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (AP)
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (AP)
TT

Batı, Tunus Cumhurbaşkanı’na demokrasiye dön çağrılarını arttırdı

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (AP)
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (AP)

Batılı yedi ülkenin diplomatik heyet başkanları, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said tarafından geçen yaz onaylanan ve ülkede uygulanan istisnai uygulamaların sona erdirilmesi ve demokratik kurumların çalışmalarına geri dönmesi için net bir zaman belirlenmesi çağrısında bulundu.
Söz konusu çağrıda, kuvvetler ayrılığı ve dengesinin kurulmasında önemli bir rol oynayan seçilmiş bir parlamento dahil olmak üzere, demokratik kurumların çalışmalarına hızlı bir dönüş sağlanması da isteniyor.
Bu çağrı, Cumhurbaşkanı Said’in 2014 anayasasının artık geçerli olmadığını ve ülkedeki siyasi krize son vermek için yasal bir çözüm uygulamayı planladığına yönelik yaptığı açıklamadan bir gün sonra geldi.
Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, Birleşik Krallık, ABD ve Kanada büyükelçiliklerinin heyet başkanları ve Avrupa Birliği’nin Tunus’ta bulunan heyeti cuma günü yaptıkları ortak bir açıklamada, etkili, demokratik ve şeffaf bir yönetimi benimseme yolunda Tunus halkını desteklerini dile getirdiler. Açıklamada, Tunus halkının ihtiyaçlarını karşılamak için sosyal ve ekonomik istikrarın önemi bir kez daha vurgulanırken, siyasi çevrede ve sivil toplumdaki muhalif sesler dahil olmak üzere temel özgürlüklere saygı gösterilmesi ve tüm tarafların sürece katılması çağrısı yapıldı. Açıklamada ayrıca, gelecekte zorluklarla mücadele için Tunus’u ve halkını desteklemeye hazır olduklarını belirterek, bu yolun Tunus’un gelecekteki ilerlemesi için geniş çaplı ve kalıcı bir desteğin sağlanmasına yardımcı olacağını söylediler.
Bu konu ile ilgili olarak Tunuslu siyasi analist Cemal el-Arfavi Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, söz konusu ülkelerin tutumlarının aylardır değişmediğini, zira daha önce de yedi ülke, anayasal kurumlara saygı, kuvvetler ayrılığı ve parlamenter demokrasiye dönüş çağrılarını içeren bir bildiri yayınlamıştı.
Batı’nın bu ortak tutumu, Tunus sahnesindeki tek etkili siyasi kişi haline gelen Cumhurbaşkanı üzerindeki dış baskıları iki katına çıkarıyor. Analist Arfavi, Batı’nın bu tutumunun, özellikle ekonomik alanda yansımaları olacağını zira Tunus’un aldığı kararlarda etkili olduğu düşünülen bu ülkelerle ilişkili olan uluslararası kuruluşlardan gelecek fonlara son derece ihtiyacı olduğunu belirtti. Aynı bağlamda Raşid Gannuşi liderliğindeki Nahda Hareketi, Cumhurbaşkanı Said’in ulusal gelişmelere ilişkin açıklamalarına yönelik endişelerini dile getirdi ve bu durumun tehlikeli olduğunu söyledi. Tunus anayasasının yürürlükten kaldırılması ve iptal edilmesine karşı uyarıda bulunan Nahda Hareketi, 2014 anayasasını yürürlükten kaldırma ve Tunus’taki siyasi ve yasal sistemi tek taraflı olarak düzenleme girişimlerinde bulunulmasına şiddetle karşı çıktığını belirtti.
Nahda aynı zamanda, kararnameler çıkarılarak yönetimin anayasal yapısını ihlal etmesine ve hükümetin siyasi istikrar ve ülkenin geleceğine yönelik ciddi olumsuz sonuçlara yol açacak bir meşruiyet krizine girmesine karşı uyarıda bulundu.
Diğer yandan, Nahda yöneticilerinden Nureddin el-Bahiri dün (Cumartesi), İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin yıldönümünde, siyasi tutuklu Sami el-Sifi’nin kendini ateşe vermesi sonucunda ölmesinin, Nahda Hareketine karşı “kötüleme kampanyalarının bir sonucu” olduğunu söyledi. Bahiri, El-Sifi’nin ölümünden kendisini ve hayatlarını tiranlığa ve yozlaşmaya direnmekle geçiren, ülkeyi yeniden inşa etmeye çalışan ve siyasi tutukluların devrimine bağlı kalan yoldaşlarını hedef alan yalan, iftira ve kötüleme kampanyalarını sorumlu tuttu.
Nahda, Tunus’taki özel televizyon kanallarından birinin Sami es-Sifi’nin parti merkezinde kendini yakmadan önceki anları gösteren videoyu yayınlamasının ardından, kanalın Sifi’ye, ailesinin ve Nahda Hareketi’nin destekçilerinin acısına saygı göstermediğini belirterek Cumhuriyet Savcılığından adli soruşturma açılmasını talep etti. Nahda Hareketi, yetkili güvenlik kurumları tarafından el konulan videonun sızdırılmasını kınadı. Parti liderleri genel merkezdeki güvenlik kameralarının hafızasında tek bir kopyası bulunan ve soruşturma sebebiyle gizliliği konusunda taahhütte bulunulan videonun, televizyon kanallarından birine sızdırıldığını görünce şok yaşadı.



İsrail, Beyrut'un güney banliyölerine "hedefli saldırı" düzenledi

Beyrut'un güney banliyösünde bombalanan sokaktaki kalabalık (Reuters)
Beyrut'un güney banliyösünde bombalanan sokaktaki kalabalık (Reuters)
TT

İsrail, Beyrut'un güney banliyölerine "hedefli saldırı" düzenledi

Beyrut'un güney banliyösünde bombalanan sokaktaki kalabalık (Reuters)
Beyrut'un güney banliyösünde bombalanan sokaktaki kalabalık (Reuters)

İsrail ordusu, Hizbullah savaşçılarının kullandığı iletişim cihazlarını patlattıktan günler sonra bugün (Cuma), Hizbullah'ın kalesi Beyrut'un güney banliyösünü bombalayarak bölgede büyük yıkıma neden oldu.

İsrail ordusu Beyrut'ta "hedefli saldırı" düzenlediğini duyurdu. Kanal 12 ise haberinde üst düzey Hizbullah askeri yetkilisi İbrahim Akil'in hedef alındığını bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre Hizbullah'a yakın bir kaynak, “İsrail saldırısının Radvan gücü komutanı İbrahim Akil'i hedef aldı” ve Akil öldürüldü" bilgisini verdi. Washington tarafından aranan Akil, 30 Temmuz'da güney banliyölerinde bir İsrail saldırısında öldürülen Fuad Şükür'den sonra Hizbullah'ın “ikinci askeri adamı” olarak kabul ediliyor.

Radvan Gücü Hizbullah'ın elit askeri gücüdür

Ulusal Haber Ajansı'nın haberine göre bir F-35 savaş uçağı güney banliyölerindeki bir apartman dairesini hedef alan iki füze ile saldırı düzenledi. Saldırıda 5 çocuğun öldüğü bildirildi. Lübnan Sağlık Bakanlığı ise 3 ölü, 17 yaralı olduğunu bildirdi.

Güney banliyösünde enkaz ve tahrip olmuş arabalar (AP) Güney banliyösünde enkaz ve tahrip olmuş arabalar (AP)

Ambulanslar, Kızıl Haç ve sivil savunma itfaiye ekipleri hedeflenen bölgeye sevk edilirken, ekipler Lübnan ordusunun konuşlandırılması sırasında yaralıları taşımak için çalıştı.