Yemen’de Husilere ait dört SİHA düşürüldü

Koalisyon güçleri, Husilere ait 4 insansız hava aracını imha etti ve 210 teröristi öldürdü

Yemen ordusu, Taiz vilayetinde bir bölgede devriye geziyor (AFP)
Yemen ordusu, Taiz vilayetinde bir bölgede devriye geziyor (AFP)
TT

Yemen’de Husilere ait dört SİHA düşürüldü

Yemen ordusu, Taiz vilayetinde bir bölgede devriye geziyor (AFP)
Yemen ordusu, Taiz vilayetinde bir bölgede devriye geziyor (AFP)

Yemen ordusu ve halk direnişi, Husilerin Marib, el-Cevf ve Saada cephelerine yönelik saldırılarına direnmeye devam ederken, Yemen’de meşru hükümeti destekleyen Arap Koalisyonu ise 14 Aralık’ta milislerin ağır can ve mal kayıpları vermesine neden olan destek operasyonlarının devam ettiğini açıkladı.
Gelişme, meşru hükümet yetkililerinin Marib’de ölen Husi milislerin yüzde 30’undan fazlasının 18 yaş altı gençler olduğunu belirtmesiyle eş zamanlı olarak yaşandı. Meşruiyeti Destekleme Koalisyonu, Yemen hava sahasında 4 Husi saldırısını engellediğini açıkladı. Hava savunmasının bir balistik füzeyi etkisiz hale getirmesinden birkaç saat sonra milisler, Suudi Arabistan’ın güneyindeki Hamis Muşayt’ı hedef almaya çalıştı. Koalisyonun, Yemen ordusuna sivillerin desteklenmesi ve korunması için sağladığı hava desteği kapsamında, 24 saat içerisinde Marib ve el-Cevf’te milislere yönelik 31 operasyon gerçekleştirildiğini belirtti.
Şarku’l Avsat’ın Suudi Arabistan Haber Ajansı SPA’dan aktardığı habere göre operasyonlarda 20 askeri aracın imha edildiğini ve liderler de dahil olmak üzere 210’dan fazla Husi milisin öldürüldüğünü açıkladı. Batı kıyı kesimindeki Yemen kuvvetlerinin Stockholm Anlaşması’nda öngörülen alanlar dışında desteklenmesi çerçevesinde Meşruiyeti Destekleme Koalisyonu, sahil kuvvetlerini desteklemek ve sivilleri korumak için tek bir operasyonunun yürütüldüğünü açıkladı. Ayrıca operasyonda askeri bir aracın hedef alındığı ifade edildi.
Koalisyon, geçen pazartesi günü Marib ve el-Cevf’te Husi milislere karşı 24 saat içerisinde 28 saldırı gerçekleştirdiğini bildirmişti. Saldırılarda 14 askeri aracın imha edildiği, Husiler arasında 140’tan fazla teröristin öldüğü belirtilirken, ayrıca batı kıyısında sahil kuvvetlerini desteklemek ve sivilleri korumak için bir saldırı daha gerçekleştirildiğini ifade etti. Bu saldırıda da Husi milislere ait bir askeri araç hedef alındı.
Öte yandan saha kaynakları, ordunun ve halk direniş güçlerinin ‘Husi milislerin yeni saldırılarını püskürttüğünü ve Marib’in güneydoğusundaki birçok yeri yeniden ele geçirdiğini’ belirtti. Milisler, burada doğudaki Cebel el-Balak’ı kontrol etmeye çalışıyor.
Kuzeydeki Saada vilayetinde ulusal ordu güçleri, İran destekli Husi milislerin Saada’daki es-Safra kasabasında yer alan Vadi Ar’daki ordu mevzilerine sızma girişimini engellemeyi başardı.
Yemen hükümetine bağlı SABA haber ajansına göre askeri bir kaynak, “Ulusal ordu topçuları, milis topluluklarını ve takviye kuvvetlerini hedef aldı. Saldırı, sızma faaliyeti gerçekleştiren çok sayıda milis üyesinin öldürülmesine ve yaralanmasına neden oldu. Ayrıca çok sayıda milis de bölgeden kaçtı” dedi.
Enformasyon Bakanı Muammer el-İryani de Twitter üzerinden yaptığı açıklamada bu gelişmelerle eş zamanlı olarak Yemen hükümeti, Husi milislerin çocukları kendine çekmeye ve onları canlı kalkan olarak kullanmak üzere Marib’deki cephelere göndermeye devam ettiğine dair uyardı.
İryani, “İran’a bağlı terörist Husi milislerin başkent Sana ve kontrolü altındaki bölgelerde 18 yaşından küçük çocukları evlerinden, okullarından ve mahallelerinden kaçırarak orduya alma eylemlerinin tırmandığına dair uyarıyoruz. Husiler, çocukları Marib’in farklı cephelerinde intihar saldırıları düzenlemek için kullanıyor. Ayrıca onları, savaşlarda canlı kalkan ve yakıt olarak kullanıyor” şeklinde konuştu.
Yemenli Bakana göre Marib vilayetindeki savaş cephelerinden alınan bilgiler, vilayetteki son çatışmalarda terörist Husi milisler arasındaki can kayıplarının yüzde 30’undan fazlasını çocukların oluşturduğunu gösterdi. Bakan, “Milis liderleri, kaderlerini umursamadan onları kasıtlı olarak saldırılarının ilk saflarına sürüklediler” dedi.
Yemen Enformasyon Bakanı, uluslararası toplumun, Birleşmiş Milletler’in (BM) ve insan hakları ve çocuk koruma örgütlerinin Husi milislerin çocukları savaş operasyonlarında kullanma suçlarına ilişkin devam eden sessizliği karşısında da şaşkınlığını dile getirdi. Bu sessizliği, ‘insanlık tarihi en büyüğü’ olarak nitelendiren İryani, savaş suçları, soykırım ve uluslararası hukuk ve sözleşmelerin ihlal edildiğine dikkati çekerek, caydırıcı tedbirler alınması çağrısı yaptı.
Muammer el-İryani, Husi milislerin petrol alanlarını kontrol etmek için her şeyi göze almasının bir parçası olarak, silahlı adamlarından oluşan grupları Marib’e doğru ittiğini ve füzeler ve insansız hava araçları kullandığını ifade etti. İryani, ancak Yemen ordusunun savunması ve halk direnişiyle karşılaştığını ve son aylarda binlerce milisin öldüğünü veya yaralandığını vurguladı. İran destekli milisler, kapsamlı bir ateşkes için uluslararası ve bölgesel çağrıları hâlâ reddediyor. Yeni BM Temsilcisi ise duraksayan barış umutlarını canlandırmaya çalışıyor.
Meşru hükümet, kapsamlı bir çözüme ulaşmak için üç kritere bağlı. Yemen siyasi çevreleri, Husi milislerin askeri tırmanışta ısrarları çerçevesinde iyimserlikten yoksun bir durumda.
Meşruiyet, barış sürecini yeniden kurma yolunun ‘devam eden askeri saldırılarını durdurmaları ve kapsamlı bir ateşkesi kabul etmeleri için’ Husi milislere baskı yapmakla başladığını söylüyor. Bunu başarmanın ise ‘özellikle Husi milislerinin çeşitli bölge ve cephelerde alevlendirdiği yıkıcı savaşın yıkıcı ekonomik ve insani etkilerini hafifletmek’ de dahil olmak üzere çeşitli koşullara olumlu yansıyacağına inanıyor.
Öte yandan darbeci grubun lideri Abdulmelik el-Husi, son açıklamalarında destekçilerini ‘savaşçıları seferber etmeye ve para toplamaya devam etmeye’ çağırdı. Husi, başta Marib olmak üzere tüm Yemen bölgelerini kontrol edene kadar savaşı sürdürmekle tehdit etti.



Washington destekli yardım kuruluşu ay sonundan önce Gazze'de faaliyetlere başlayacak

Gazze'deki bir hayır kurumunun mutfağından sıcak yemek almaya çalışan Filistinliler (AFP)
Gazze'deki bir hayır kurumunun mutfağından sıcak yemek almaya çalışan Filistinliler (AFP)
TT

Washington destekli yardım kuruluşu ay sonundan önce Gazze'de faaliyetlere başlayacak

Gazze'deki bir hayır kurumunun mutfağından sıcak yemek almaya çalışan Filistinliler (AFP)
Gazze'deki bir hayır kurumunun mutfağından sıcak yemek almaya çalışan Filistinliler (AFP)

ABD destekli bir yardım kuruluşu, sert bir şekilde eleştirilen yardım dağıtım planı çerçevesinde mayıs ayı sonlarından önce Gazze Şeridi’nde faaliyet göstermeye başlamayı planlıyor.

Ancak yardım kuruluşu, İsrail'den Birleşmiş Milletler (BM) ve diğer uluslararası kuruluşların Filistinlilere yardım ulaştırmaya devam etmesine izin vermesini istedi. Gazze Şeridi’ne 2 Mart'tan bu yana hiçbir insani yardım girmedi ve küresel açlık gözlemcilerinden biri Gazze nüfusunun dörtte biri olan yarım milyon insanın açlık riskiyle karşı karşıya olduğu uyarısında bulundu. İsrail, Hamas Hareketi’ni ‘insani yardımları çalmakla’ suçluyor, Hamas ise bu suçlamayı reddediyor.

İsrail, Hamas kalan tüm rehineleri serbest bırakana kadar Gazze'ye insani yardım girişini engelleyeceğini açıkladı ve öyle de yapıyor. Öte yandan İsrail, ‘ABD'nin insani yardım planını’ desteklediğini açıkladı. BM ve yardım kuruluşlarının değil, özel şirketlerin Gazze'nin güneyinde yer alacağını söylediği sınırlı sayıdaki güvenli dağıtım bölgelerinden yardım dağıtmasını öngören planı ilk ortaya atan İsrail da oldu.

Yeni kurulan Gazze İnsani Yardım Kurumu, yardım faaliyetlerini yönetecek. Konuyla ilgili bilgi sahibi bir kaynak adının açıklanmaması kaydıyla yaptığı açıklamada, ABD'li güvenlik firması UG Solutions ile ABD merkezli lojistik ve planlama firması SafeReach Solutions'ın vakfın operasyonlarında yer alacağını söyledi.

Washington, BM ve yardım kuruluşlarını vakıfla iş birliği yapmaya çağırdı. Sürecin, insanlığa saygı, tarafsızlık, bağımsızlık ve yansızlık gibi yerleşik insancıl ilkelere bağlı kalmayacağına dair endişelerini dile getirdiler. BM Sözcü Yardımcısı Farhan Haq dün sabah yaptığı açıklamada, BM İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı ve Acil Yardım Koordinatörü Tom Fletcher'ın önerilen yardım mekanizmasına yönelik sert eleştirilerine atıfta bulunarak “Biz bu mekanizmaya yönelik itirazlarımızı açıkça belirttik” dedi.

Yardım kuruluşunun icra direktörü olarak atanan Jake Wood dün İsrail'e gönderdiği mektupta endişelerin bir kısmını gidermeye çalıştı. Wood, Gazze İnsani Yardım Kurumu’nun İsrail'e yardım alanlar hakkında hiçbir kişisel bilgi vermeyeceğini söyledi. Gazze İnsani Yardım Kurumu tarafından yapılan ayrı bir açıklamada ise İsrail'in ‘Gazzelilerin tamamına hizmet ulaştırılabilmesi için dağıtım noktalarının sayısını arttırmayı ve kurumun herhangi bir noktasına ulaşamayan sivillere yardım dağıtmak için çözümler bulmayı’ kabul ettiği belirtildi.

İsrail'in BM Daimi Temsilciliği konuyla ilgili yorum yapmayı reddederken Wood, mektubunda İsrail ordusundan Gazze'nin kuzeyinde, vakıf tarafından işletilen ve 30 gün içinde faaliyete geçebilecek güvenli dağıtım tesislerine ev sahipliği yapabilecek yeterli yer belirlemesini ve bunların etrafındaki riskleri en aza indirmesini istedi. İsrail'den yardım kurumunun dağıtım altyapısı tam olarak faaliyete geçene kadar ‘mevcut yolları kullanarak’ yeterli yardım akışını kolaylaştırmasını isteyen Wood, “Devam eden insani baskıyı hafifletmek ve çalışmalarımızın ilk günlerinde dağıtım sahaları üzerindeki baskıyı en aza indirmek için bunun yapılması gerekiyor” dedi.

Gazze İnsani Yardım Kurumu’nun açıklamasının ardından Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) planla ilgili endişelerinin devam ettiğini duyurdu. Kızılhaç sözcüsü Steve Dorsey, “İnsani yardımlar ne siyasileştirilmeli ne de askerileştirilmeli. Şu anda Gazze'deki siviller yardımlara büyük ihtiyaç duyuyor. İnsani yardımın derhal ve engellenmeden (Gazze Şeridi’ne) girmesine izin verilmeli” ifadelerini kullandı.