Bağdat'taki ABD Büyükelçiliği’ne düzenlenen saldırıyı Hayber Fatihi Tugayı üstlendi

Askeri güçlerin geri çekilmesi için verilen sürede son 10 güne gerildi.

Bağdat'taki ABD Büyükelçiliği’ni hedef alan Katyuşa füzesinin parçası. (Reuters)
Bağdat'taki ABD Büyükelçiliği’ni hedef alan Katyuşa füzesinin parçası. (Reuters)
TT

Bağdat'taki ABD Büyükelçiliği’ne düzenlenen saldırıyı Hayber Fatihi Tugayı üstlendi

Bağdat'taki ABD Büyükelçiliği’ni hedef alan Katyuşa füzesinin parçası. (Reuters)
Bağdat'taki ABD Büyükelçiliği’ni hedef alan Katyuşa füzesinin parçası. (Reuters)

Irak’ta DEAŞ ile mücadele kapsamında faaliyet gösteren Uluslararası Koalisyon güçlerine yönelik saldırıları üstlenen gruplara bir yenisi daha katıldı. Yeşil Bölge’deki ABD Büyükelçiliği’ne düzenlenen son saldırı, daha önce söz konusu eylemlere ilişkin haberlerde adı geçmeyen Hayber Fatihi Tugayı tarafından üstlenildi.
Tugay tarafından sosyal medyadan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Düşman ABD, diyalog ve barış dilinden anlamıyor. Yalnızca silah gücü fayda ediyor. ABD kuvvetlerine verilen süre dolmak üzere ve ülkeyi terk etme anlaşması uygulanmadı.”
Hayber Fatihi Tugayı tarafından yapılan açıklamada ayrıca ABD kuvvetlerinin ‘acı verici, uyku kaçırıcı ve temellerini sarsıcı’ saldırılarla hedef alınacağı vurgulandı.
Güvenlik Medya Hücresi ve Bağdat'taki ABD Büyükelçiliği’nden bir yetkili tarafından yapılan açıklamaya göre büyükelçilik binasını ve çevresini koruyan hava savunma sistemi iki füzeden birini düşürmeyi başardı. Roketlerden biri ise elçilik alanının iki kilometre yakınına düştü.
İsmi açıklanmayan ABD'li yetkili şu açıklamada bulundu:
“ABD ordusu, büyükelçiliğe atılan füzeyi imha etti. İkinci füze, başkent Bağdat'taki Büyükelçilik kompleksinin kuzeyine düştü. İlk füze, C-RAM tipi havan ve füzesavar savunma sistemi tarafından vuruldu.”
Filistin Caddesi bölgesinde roketatar bulduğunu açıklayan Güvenlik Medya Hücresi, iki sivil araçta hasar oluştuğunu, saldırıda herhangi bir can kaybının meydana gelmediğini bildirdi.
Diğer yandan Uluslararası Koalisyon’a ait bir konvoy, Irak'ın batısındaki Anbar’da saldırıya uğradı. Bir güvenlik kaynağının bildirdiğine göre dün Uluslararası Koalisyon'un lojistik destek için yola çıkan konvoy, Anbar sınırları içerisinde seyrettiği sırada bombalı saldırı ile hedef alındı. Patlamada yaralanan olmadı. Irak güvenlik güçleri de Koalisyon’un Babil ile Bağdat arasındaki otoyoldan geçen lojistik destek kollarını hedef alan iki patlayıcı cihazı etkisiz hale getirdi.
Daha önceden bilinen silahlı gruplar, geçtiğimiz mart ayında İran arabuluculuğu ile imzalanan ateşkes sonrasında bölgedeki ABD Büyükelçiliği’ni hedef almayı büyük ölçüde durdurdular. Ateşkes, sınırlı sayıda ihlal edildi.
Şarku'l Avsat'a açıklamalarda bulunan bir kaynağın da teyit ettiği gibi ateşkes şartlarına göre ABD Büyükelçiliği ve Uluslararası Koalisyon’a bağlı diğer yabancı elçiliklerinin  saldırıya uğramaması gerekiyor.
Irak hükümeti, ülkedeki askeri üslerin artık Uluslararası Koalisyonu’na ev sahipliği yapmadığını bildirdi. Silahlı Kuvvetler Başkomutanı Sözcüsü Tümgeneral Yahya Resul şu açıklamada bulundu:
“Anbar’daki Ayn el-Esed Üssü şu an tam olarak Irak güçlerinin kontrolü altında. Mevcuttaki Uluslararası Koalisyonu unsurları, lojistik destek sağlamak ve Irak güçlerini desteklemek için çalışan danışmanlardan oluşuyor. Irak üssü ve danışmanlar da Irak himayesi kapsamında yer alıyor.”



Husiler, silah deposu patlamasının feci sonuçlarını örtbas ediyor

Bani Haşiş Bölgesi'ndeki mahalle sakinleri patlamaların neden olduğu hasarı inceliyor. (X)
Bani Haşiş Bölgesi'ndeki mahalle sakinleri patlamaların neden olduğu hasarı inceliyor. (X)
TT

Husiler, silah deposu patlamasının feci sonuçlarını örtbas ediyor

Bani Haşiş Bölgesi'ndeki mahalle sakinleri patlamaların neden olduğu hasarı inceliyor. (X)
Bani Haşiş Bölgesi'ndeki mahalle sakinleri patlamaların neden olduğu hasarı inceliyor. (X)

Husilere ait silah depolarında meydana gelen patlamalarda başkent Sana'nın kuzeydoğusundaki Beni Haşiş bölgesinde yaşayan onlarca kişi öldü ve yaralandı. Ayrıca söz konusu patlama sebebiyle birkaç ev yıkıldı ve bölge sakinleri arasında panik oluştu. Bu arada Husiler, olayla ilgili haber ya da fotoğrafların yayılmasını engellemek amacıyla baskınlar ve adam kaçırma eylemleri başlattı.

Perşembe sabahı Beni Haşiş bölgesindeki Haşim el-Bekre ve Sarif bölgeleri arasındaki bir yerleşim yeri, nedeni bilinmeyen üç şiddetli patlamaya tanık oldu. Daha sonra bu patlamaların Husilerin bölgedeki konutlar arasında oluşturduğu bir mühimmat deposundan kaynaklandığı tespit edildi. Son patlamanın akabinde çıkan yangının ardından depoda devam eden mühimmat patlamaları sonucu bölge sakinlerinden onlarca kişi hayatını kaybetti ve yaralandı, onlarcası da yakınlardaki hastanelere sevk edildi.

Yerel kaynaklar ölü sayısının 50'den fazla olduğunu kaydetti. Kaynaklar, özellikle şarapnel parçalarının komşu bölgelere ve köylere ulaşması nedeniyle yaralıların sayısını tahmin etmenin zor olduğunu ifade etti. Kaynaklar ayrıca, yaralıların durumunun ağır olması nedeniyle önümüzdeki günlerde başka ölümlerin de olabileceği tahmininde bulundu. Bir görgü tanığı olay yeri yakınlarında yıkılan ya da hasar gören yaklaşık 30 ev ve bina saydı.

Patlamaların, Husilerin son haftalarda ABD ya da İsrail askeri uçakları tarafından hedef alınmalarını önlemek için mühimmatları taşımakta acele etmesi ve kötü koşullarda mühimmat depolanmasından kaynaklandığı tahmin ediliyor.

Bölge sakinleri Şarku’l Avsat'a, Husi güvenlik güçlerinin bölgenin etrafında bir güvenlik duvarı oluşturduğunu, birkaç kontrol noktası kurduğunu ve bölge sakinlerinin hareketlerinin nedenleri araştırılıp sorgulanana kadar bölgeye girip çıkmalarını engellediğini söyledi. Bu durum, bölge sakinlerinin çoğunun patlamalardan kaçmaya ya da yakınlarını kontrol etmeye çalışmasına rağmen bu şekilde gerçekleşti.

Bir bölge sakini patlamaların bir buçuk saatten fazla sürdüğünü, sanki tek ve sürekli bir patlamaymış gibi gerçekleştiğini söyledi. Gökyüzüne duman bulutları yükselirken, patlayan mühimmatlardan çıkan şarapnel parçaları bölgenin her tarafına yayıldı.

Güvenlik takibi

Husilerin eylemleri, patlamalardan kaçmak için bölgeden uzaklaşmaya çalışan bölge sakinleri arasındaki paniği arttırdı. Bölge sakinleri, patlamalardan ve şarapnel parçalarından kaçmaya çalışırken kontrol noktaları yüzünden saatlerce beklemek zorunda kaldı.

Görgü tanıkları, patlamalardan etkilenen depoların yakınındaki bazı evlerin patlamalar başladığında hızla çöktüğünü ve bina sakinlerinin kaçamadıklarını doğruladı. Yaşanan panik nedeniyle birçoğunun akıbeti bilinmiyor.

Binaları ve yolları kaplayan yoğun duman görüşü engellediği için evlerinden kaçan sakinlerin birbirlerini kontrol etmeleri imkânsız hale geldi.

frgty65
Yerinden edilen bölge sakinleri, patlama ve duman bulutu manzaralarını gözlemliyor. (Facebook)

Şarapnel parçaları ve yangınlar binalara zarar verdikten sonra birçok dükkân sahibi kayıplarını en aza indirmek için mallarını taşımaya çalıştı. Bu durum yollardaki karışıklığı ve sıkışıklığı daha da arttırırken, çoğu kişi güvenli bir yer aramak zorunda kaldı.

Husi güvenlik güçleri bölgedeki sosyal medya kullanıcılarını takip ederek onları olayla ilgili bilgi, fotoğraf ve video paylaşmakla suçladı.

Yerel kaynaklara göre Husiler takip yaparken görüntülerin konumlarına ve açılarına odaklanıyor. Fotoğraf ve videoların çekildiği ev ve binalara baskın düzenleyen Husiler, bazı sosyal medya kullanıcılarını kaçırarak paylaştıkları bilgi, fotoğraf ve videoları silmeye zorladı. Ayrıca örgüt, birçoğunun telefonuna da el koydu.

Soruşturma çağrıları

Husi güvenlik güçleri yaralıların nakledildiği hastanelere baskın düzenleyerek, fotoğraflarının çekilmesini ya da tanıklıklarını sosyal medyada paylaşmalarını engelledi.

fgrthy
Geçtiğimiz perşembe günü başkent Sana'nın doğusundaki bir yerleşim bölgesinde Husilere ait silah depolarında meydana gelen patlamaların ardından (X)

Sağlık kaynakları, bölgeye yakın hastanelerin acil servislerinin çoğu kadın ve çocuk olan ceset ve yaralılarla dolup taştığını açıkladı.

Kaynaklara göre örgütün güvenlik güçleri, yaralılarla iletişimi engellemek için çalıştı, doktorları, hemşireleri ve hastane personelini hiçbir tarafa bilgi aktarmamaları konusunda uyardı, yaralıların ve sağlık görevlilerinin telefonlarına el koydu.

Husilerin yayılmasını engellemeye çalıştığı fotoğraf ve videolarda paniğe kapılan bölge sakinlerinin bölgeden kaçışının yanı sıra patlamalar, yangınlar ve duman bulutları görülüyor.

Yemen Hak ve Özgürlükler Ağı, Husileri yerleşim bölgelerini askerileştirmeye devam etmekle ve buraları silah depolarına, füze ve insansız hava araçları (İHA) için fırlatma alanlarına dönüştürmekle, sivilleri riske atmakla ve canlı kalkan olarak kullanılmalarını yasaklayan uluslararası yasaları ihlal etmekle suçladı.

Amerikan Hukuk ve Adalet Merkezi, olayı insani bir felaket ve uluslararası insancıl hukukun ağır bir ihlali olarak nitelendirdi.

Bu tür uygulamalara karışan tüm Husi liderlerinin yargılanması çağrısında bulunan merkez, olayın koşullarının belirlenmesi, sorumluların hesap vermesi ve meskûn mahallelerin silah depolarından arındırılması için acil ve bağımsız bir uluslararası soruşturma başlatılması çağrısında bulundu.