Beynin gürültü içinden tek bir sesi ayırma mekanizması

Beynin gürültü içinden tek bir sesi ayırma mekanizması
TT

Beynin gürültü içinden tek bir sesi ayırma mekanizması

Beynin gürültü içinden tek bir sesi ayırma mekanizması

Kalabalık bir doğum günü partisi, gürültülü bir restoran veya herkesin yüksek sesle, aynı anda konuştuğu bir oda… Beynimiz böylense gürültü karmaşası olan yerlerde dahi tek bir sesi ayırma ve ona odaklanma yeteneğine sahip.
Rochester Üniversitesi Tıp Merkezi Nörobilim ve Biyomedikal Mühendisliği’nden Doçent Edmund C. Lalor, bu durumun nasıl gerçekleştiğini ve beynin konuşma, dil ve müzik gibi uyaranları nasıl işlediğini anlamak için bir çalışma yürüttü.
Journal of Neuroscience’ın son sayısında yayımlanan çalışmada beynin bu bilgiyi nasıl çözebildiğine ve tek bir sesi ayırırken diğerlerini nasıl elimine ettiğine dair yeni kanıtlar bulundu. Beynin aslında belirli bir kaynaktan gelen kelimeleri anlamak için fazladan bir adım attığı ortaya konuldu.
Lalor çalışmaya dair şunları söyledi:
“Bulgularımız hem beyin tarafından işlenmiş hem de işlenmemiş veya göz ardı edilen seslerin benzer şekilde işlendiğin gösteriyor. Ancak beyin süreç içinde bunlar arasında net bir ayrım yapılıyor.”
Çalışmada katılımcılara aynı anda iki hikaye dinlediler. Ancak dikkatlerini EEG beyin dalgası kayıtları kullanarak sadece bir tanesine odaklamaları istendi. Araştırmacılar, katılımcıların odaklandıkları hikâyedeki kelimeleri diğerinden ayırt edebilen ve ses birimleri (fonem) olarak bilinen dil birimlerine dönüştürüldüğünü, diğer hikâyeyi için ise bunu yapmadığını fark ettiler.
Lalor deneye dair şu açıklamada bulundu:
“Bu dönüşüm, odaklanılan hikâyeyi anlamaya yönelik ilk adım niteliğinde. Seslerin fonem ve hece gibi belirli dilsel kategorilere karşılık geldiği kabul edilmelidir. Böylece kulağa farklı gelse bile; örneğin farklı lehçelere veya farklı ses tonlarına sahip kişiler konuşsa da,  kelimeleri belirleyebiliyoruz.”



Stresli anlarda partnerler mi evcil hayvanlar mı tercih ediliyor?

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Stresli anlarda partnerler mi evcil hayvanlar mı tercih ediliyor?

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yeni araştırmaya göre, evcil hayvan sahiplerinin çoğunluğu stresli olduğunda eşleri, aileleri ya da arkadaşları yerine hayvanlarıyla vakit geçirmeyi tercih ediyor.

20 ülkede 30 bin evcil hayvan sahibiyle yapılan küresel anket, kedi ve köpeklerin insanların refahını nasıl etkilediğini ortaya çıkardı.

Araştırma, evcil hayvan sahiplerinin onda 6'sının (yüzde 58) stresli olduğunda kedi ve köpeklerine sarılmayı tercih ettiğini ortaya koydu.

Öte yandan sadece yüzde 32'si eşleriyle, yüzde 23'ü aileleriyle zaman geçirmeyi tercih ettiğini ve sadece yüzde 18'i stresli olduğunda arkadaşlarına veya çocuklarına sarılmayı tercih ettiğini söyledi.

Mars Petcare ve Calm adına YouGov tarafından yapılan ankette, evcil hayvan sahiplerinin yüzde 56'sı stresli zamanlarda konuşmaya gerek kalmadan evcil hayvanlarının kendilerine eşlik ettiğini söyledi.

Ayrıca büyük çoğunluk (yüzde 84), evcil hayvanlarının sadece varlığının bile kendilerini rahatlatmaya yettiğini belirtti.

Waltham Petcare Bilim Enstitüsü'nde kıdemli araştırma müdürü Dr. Tammie King, "Evcil hayvanlarımızı çok sevmemize rağmen onların bize ne kadar çok şey verdiğini genellikle fark etmiyoruz" dedi.

Evcil hayvanınızın günlük 'müdahalelerini' duraklamak, nefes almak ve anda kalmak için sevgi dolu hatırlatıcılar olarak yeniden yorumlamak güçlü bir esenlik aracı işlevi görebilir. Araştırmalar, temasa dayalı evcil hayvan etkileşimlerinin insanlarda oksitosin seviyelerini artırabildiğini gösteriyor. Bu anketin bulguları, daha fazla insanın evcil hayvanların bizi günlük olarak yönlendirdiği küçük esenlik anları üzerinde düşünmesine ve bunları kabul etmesine yardımcı olacak.

Ankete katılanların neredeyse onda 8'i, evcil hayvanlarının kendilerine iş, ev işleri veya görevlere ara vermelerini hatırlattığını ve yüzde 50'si bunun her gün gerçekleştiğini söyledi.

Yüzde 73'ü evcil hayvanlarının onları fazla düşünmeyi veya endişelenmeyi bırakmaya teşvik ettiğini ve ayrıca evcil hayvanlarının onları dışarıda vakit geçirmeye yönlendirdiğini söyledi.

Öte yandan yüzde 77'si evcil hayvanlarının onları ekranlardan uzak durmaya teşvik ettiğini belirtti.

Calm Klinik Şefi Dr. Chris Mosunic şunları söyledi:

Küçük, bilinçli, sakin anların genel refahımız üzerinde büyük bir etkisi olabileceğini biliyoruz ve evcil hayvanlarımız bizi bu konuda yönlendirmek için inanılmaz bir yönteme sahip. Köpeği kısa bir yürüyüşe çıkarmak ya da ekranın önünde gezinen kediyle masamızda kucaklaşmak, sıfırlanmak ve yenilenmek için basit bir an sağlayabilir. Mars'la işbirliği yapmaktan, evcil hayvanlarla aramızdaki bağın potansiyelini vurgulamak için bu verileri ön plana çıkarmaktan  ve daha fazla insanın evcil hayvanlarla ilişkimizin, refahlarına sağlayabileceği harika faydaları keşfetmesine yardımcı olmaktan gurur duyuyoruz.

Independent Türkçe