Avustralya'da pencerelere çarpan papağanların çürük mangoyla sarhoş olduğu anlaşıldı

"Pencerelere çarpma, öylece yerde oturma, uçamama ve kedilere ve diğer yırtıcı hayvanlara karşı savunmasız kalma gibi ilgili birkaç vakaya şahit olduk"

Latince adı Aprosmictus Erythropterus olan kırmızı kanatlı papağanlar Avustralya ve Yeni Gine'ye özgü (Wikimedia Commons)
Latince adı Aprosmictus Erythropterus olan kırmızı kanatlı papağanlar Avustralya ve Yeni Gine'ye özgü (Wikimedia Commons)
TT

Avustralya'da pencerelere çarpan papağanların çürük mangoyla sarhoş olduğu anlaşıldı

Latince adı Aprosmictus Erythropterus olan kırmızı kanatlı papağanlar Avustralya ve Yeni Gine'ye özgü (Wikimedia Commons)
Latince adı Aprosmictus Erythropterus olan kırmızı kanatlı papağanlar Avustralya ve Yeni Gine'ye özgü (Wikimedia Commons)

Avustralya'daki papağanların çürümüş mangoları emerek sarhoş olduğu, bu nedenle bazılarının kaza yaparak veya zehirlenerek öldüğü ifade edildi.
Broome Veteriner Hastanesinden Paul Murphy, geçen hafta etanol zehirlenmesi belirtileri gösteren en az 6 sarhoş kuşun kliniğe getirildiğini söyledi. Veteriner, pek çok kuşun kliniğe gelmeden öldüğünü belirtti.
Ülkenin özellikle de Kimberley bölgesinde mango mevsimi sona ererken yere düşen birçok meyve şu anda güneşte çürüyor. Bu fermantasyon sürecinin sonunda etanol yan ürün olarak ortaya çıkıyor.
İçkilerde kullanılan tek alkol türü olan etanol, özellikle şeker bakımından zengin, çürümüş mangolarda yüksek düzeyde bulunuyor. Bölgedeki bazı kırmızı kanatlı papağanlar işte bu kimyasal nedeniyle zehirleniyor.
Veteriner Murphy, "Şimdiye kadar toplamda 6 tane gördük ama ne yazık ki birçoğu kliniğe gidemiyor çünkü insanlar onları bulmadan önce ölüyor" diye ekledi.

"Genellikle birkaç gün acı çekiyorlar. Epey uyuşuklar ve beslenme bozukluğunun çeşitli aşamalarında oluyorlar."
Öte yandan veteriner, bazı durumlarda kuşların alkolün doğrudan bir sonucu olarak değil, ikincil nedenleri yüzünden öldüğünü aktardı.
Buna göre kuşlardan bazıları hareket edemeyecek kadar halsiz olabiliyor veya alkolün etkisi altında uçarken kaza yapabiliyor.

"Pencerelere çarpma, öylece yerde oturma, uçamama ve kedilere ve diğer yırtıcı hayvanlara karşı savunmasız kalma gibi ilgili birkaç vakaya şahit olduk."
Kırmızı kanatlı papağanların çürüyen mangolardan en çok etkilenen kuş olmasının nedeni bilinmiyor.
Ancak türün bu denli ağır etkilenmesinin nedeni söz konusu meyvedeki alkol oranının diğer meyvelere kıyasla çok daha yüksek olması.
Batı Avustralya Üniversitesi, Moleküler Bitki Biyolojisi Bölümü’nden Doç. Dr. Michael Considine, "Mangolar özellikle benzersizdir. Çünkü çok şekerliler ve yüksek düzeyde alkol üretebilirler" diye konuştu:
"Oysa diğer tropik meyveler o kadar yoğun ve sulu değil."
Considine, bu meyvelerin insanlar için herhangi bir risk oluşturmadığını da söyledi. Bilim insanına göre halkın bu denli çürümüş bir meyveyi yemesi pek mümkün değil.
Çürüyen meyvelerin keskin bir kokusu olduğunu söyleyen Considine, sözlerini şöyle noktaladı:
"İnsanlar meyve yerken, kayda değer düzeyde alkol üreten bir mangoyu ayırt edebilir."
 
Independent Türkçe, Australian Broadcasting Corporation, VICE



Cep telefonu deneyinin sonuçları bilim insanlarını şaşırttı

Fotoğraf: Unplash
Fotoğraf: Unplash
TT

Cep telefonu deneyinin sonuçları bilim insanlarını şaşırttı

Fotoğraf: Unplash
Fotoğraf: Unplash

Araştırmacılar, işyerinde akıllı telefonunuzu kenara koymanın ertelemeyi durdurmak için yeterince iyi bir strateji olmayabileceğini söyledi.

Akıllı telefon erişiminin sınırlandırılması kullanımın azalmasına sağlasa da yakın zamanda yapılan çalışmada, katılımcıların sadece odaklarını farklı bir cihaza kaydırdığı tespit edildi.

Londra Ekonomi Okulu'ndan araştırmacı Dr. Maxi Heitmayer yaptığı açıklamada, "Bu çalışma, akıllı telefonu bir kenara bırakmanın işin bölünmesini ve ertelemeyi azaltmak ya da odaklanmayı artırmak için yeterli olmayabileceğini gösteriyor" dedi.

Sorun cihazın kendisinden değil, cihazlarımızla geliştirdiğimiz alışkanlık ve rutinlerden kaynaklanıyor.

Heitmayer, Frontiers in Computer Science adlı akademik dergide yayımlanan çalışmanın yazarı.

Bu küçük deneyde Londra'da yaşayan, çalışan ya da okuyan 22 katılımcı yer aldı. Çoğunluğu kendini kadın olarak tanımlıyordu ve yaşları 22'yle 31 arasındaydı.

Katılımcılardan iki gün boyunca özel, ses geçirmez odada çalışmaları ve normalde iş için yanlarında bulundurdukları cihazları getirmeleri istendi. Özellikle, bildirim ayarlarında herhangi bir değişiklik yapmadılar.

Deneylerden birinde telefonlar doğrudan katılımcıların masasına yerleştirildi. Bir diğerindeyse telefon, yaklaşık 1,5 metre uzaklıktaki ayrı bir masaya yerleştirildi. Telefon daha uzakta olduğunda, araştırmacılar daha az kullanıldığını ancak dikkatin daha yakındaki dizüstü bilgisayara kaydığını tespit etti.

Heitmayer, "Bu sizin sevdiklerinizle ve işinizle olan bağlantınız. Navigasyon sisteminiz, çalar saatiniz, müzik çalarınız ve bilgi kaynağınız. Beklendiği üzere kişiler, her şeyi yapan araca yöneliyor" dedi.

Net amacınız olmasa bile, sosyal medya hesaplarınızı içerdiğini ve eğlence sağlayabileceğini biliyorsunuz.

Kişilerin işin bölünmesinin önüne geçmek için yapabileceği şeyler var. Bildirimlerini belirli zamanlarda gelecek şekilde ayarlayabilirler. Telefonlarını sessize alabilirler.

Ancak özellikle sosyal medya uygulamalarının cazibesinden ötürü çekim gücü epey yüksek. Reviews.org'un 2023'teki araştırmasına göre, Amerikalıların yüzde 40'ından fazlası telefonlarına bağımlı olduğunu kabul ediyor.

Heitmayer, "Telefonlarımızı kullanırken her birimizin verdiği ve hiç adil olmayan bir savaş var" diye açıkladı.

Telefonların içinde bulunan ve en çok dikkat çeken şeyler, onları kullanma isteğimize karşı koyamamamızdan büyük kazanç sağlayan büyük şirketler tarafından geliştiriliyor. Tüm bunlar kelimenin tam anlamıyla bile bile yapılıyor.

Independent Türkçe