Taliban BMGK’nın Afganistan’a insani yardım kararından memnun

Afgan bir kadın Mezar-ı Şerif’te yer alan bir sokakta yardım isterken (AFP)
Afgan bir kadın Mezar-ı Şerif’te yer alan bir sokakta yardım isterken (AFP)
TT

Taliban BMGK’nın Afganistan’a insani yardım kararından memnun

Afgan bir kadın Mezar-ı Şerif’te yer alan bir sokakta yardım isterken (AFP)
Afgan bir kadın Mezar-ı Şerif’te yer alan bir sokakta yardım isterken (AFP)

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) Afganistan'a insani yardımları kolaylaştıran bir karar aldı. Taliban hükümeti tarafından memnuniyetle karşılanan karar üzerine ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, ülkesinin Afgan ekonomisine daha fazla finansal likidite aktarma seçeneğini araştırdığını ifade etti. Blinken, felaket senaryosundan kaçındığını ve bu fonun doğrudan Afganların eline geçmesini sağlayacağını taahhüt ettiğini vurguladı.
Afganistan Taliban hareketi, BMGK’nın Afganistan’a insani yardım dağıtımını kolaylaştıran kararı kabul etmesini ‘iyi bir adım’ olarak karşıladı. Afganistan’a insani yardım yaptırımların kaldırılmasına izin verilmesinin kapısını aralayabilir.
Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığı habere göre Taliban Sözcüsü Zebihullah Mücahid yaptığı açıklamada, “Afganistan'ın ekonomik durumuna yardımcı olabileceği için minnettarız” diyerek, uluslararası toplumun Taliban’la bağlantılı kuruluşlara uyguladığı ekonomik ve bankacılık yaptırımlarını kaldırmayı “hızlandırmasını” umduğunu söyledi.
BMGK Afganistan'ın içinde bulunduğu büyük ekonomik güçlükler bağlamında, ABD'nin Afganistan'a bir yıl boyunca insani yardımı kolaylaştıracak bir karar tasarısını oy birliğiyle kabul etti. Karar, Afganistan'daki temel insani ihtiyaçların karşılanması için "gerekli mal ve hizmetlerin güvence altına alınmasının "yanı sıra "fonların ve finansal varlıkların ödenmesine izin verilmesini" öngörmekte.
ABD, kararın yoksulluktan kaçan mültecilerin Afganistan'ın komşu ülkelerine akışını azaltmayı ve artan yardım ihtiyacını karşılamayı amaçladığını bildirdi. Karar, her duruma göre belirli cezaların istisnasını içeren önceki kararlardan farklı olarak, en geniş ölçüde insani yardım sağlamayı içeriyor.
Çin'in Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Zhang Jun, insani ve hayati yardımın, Afgan halkına engelsiz bir şekilde ulaşması gerektiğini belirterek, yapay koşullar veya sınırlamalar kabul edilemez olduğuna dikkati çekti.
Karar, yardımın Afganlarını ulaşmasını ve Taliban’a yönlendirilmemesini sağlamak amacıyla, insani yardımlarla  ilgili muafın 12 ay sonra yeniden gözden geçirilmesini şart koyuyor. Diplomatlara göre müzakereler sırasında Fransa ve Hindistan kararın sadece altı ay geçerli olmasını talep etti. Karar ayrıca,  yardımın dağıtımını takip eden iki ay boyunca ulaşılan yerlerin izlenmesini ve her altı ayda bir yardım nasıl uygulandığına dair bir BM raporunun hazırlanmasını içeriyor.
Bu bağlamda ABD, insani yardım ve Afgan vatandaşlarının ihtiyaçlarına hizmet eden diğer destek biçimlerinin bir parçası olarak, kuruluşların ve bireylerin Afganistan ile finansal işlemler gerçekleştirmesini sağlayan 3 genel lisans verdi.
ABD Hazine Bakanlığı Çarşamba günü yaptığı açıklamada, bu izinlerin Afganistan’a insani yardım saplama taahhüdünün bir parçası olduğunu belirterek, “Genel Lisans-17, ABD hükümetinin resmi işlerinin yürütülmesi için belirli koşullara tabi olarak, çalışanlar, hibe alanlar veya yüklenicilere Taliban veya Hakkani Grubu ile ilgili tüm işlemleri ve faaliyetleri yürütme izni veriyor” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, Genel Lisans-18’in ise belirli koşullara tabi olarak, uluslararası kuruluşların insani yardıma ilişkin resmi işlerinin yürütülmesi için Taliban veya Hakkani Grubu ile ilgili tüm işlem ve faaliyetlere izin verdiği kaydedildi.
Genel Lisans-19’un ise, belirli koşullara tabi olarak, sivil toplum kuruluşlarının aşağıdaki faaliyetleri için olağan ve gerekli olan durumlarda Taliban veya Hakkani Grubu'nu içeren tüm işlem ve faaliyetlere yetki verdiği aktarıldı. Bunlar; Temel insan ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik insani projeler, hukukun üstünlüğü, sivil katılımı, hükümetin hesap verebilirliği ve şeffaflığı, insan hakları ve temel özgürlükler, bilgiye erişim ve sivil toplum geliştirme projelerini destekleyen faaliyetler, eğitim, Afgan halkına doğrudan fayda sağlayan ticari olmayan kalkınma projeleri, çevresel ve doğal kaynakların korunması.
Diğer yandan ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, ülkesinin Afgan ekonomisine daha fazla finansal likidite enjekte etme seçeneğini araştırdığını açıkladı. Blinken açıklamasında, ABD'nin "Afgan Güven Fonu"nun yaklaşık 280 milyon dolarlık fonunun serbest bırakılmasına katıldığını belirterek, Washington’un, “Afgan ekonomisine daha fazla finansal likidite aktarmanın ve bunu uluslararası kurumlar, ülkeler ve diğer ortaklarla yapmanın yollarını yoğun bir şekilde araştırıyor” ifadelerini kullandı.
ABD’li bakan, “Afganistan'da şu anda kışın başlamasıyla daha da kötüleşebilecek çok zor bir insani durumun olduğunun farkındayız. Bu, müttefikler ve ortaklarla yakın çalışarak güçlü odaklandığımız bir alan. Afganistan’dan ayrılmak isteyen insanlara izin vermeye devam edilmesi söz konusu olduğunda,  Taliban’ın uluslararası toplumun beklentilerini karşılamasını sağlamaya odaklandık” şeklinde konuştu.
Ayrıca Çoğu Demokrat olan 46 temsilciden oluşan bir grup, ABD Başkanı Joe Biden'ı Afganistan'da yaklaşmakta olan bir insani felaketin önlenmesine yardımcı olmak için adımlar atmaya çağırdı.
Temsilciler, Biden’a gönderdikleri mektupta, yaptırımları hafifletmeye ve geçtiğimiz Ağustos ayında Taliban’ın ülke kontrolünü eline geçirmesinin ardından Afganistan Merkez Bankası’nın döviz rezervlerine koyduğu engeli kaldırmaya davet etti.
Mektupta, “Hali hazırda sorumluluk sahibi olan Taliban yetkililerine uygulanan yaptırımların Afganistan'a hizmet eden finans kurumları ve yardım kuruluşları üzerinde caydırıcı bir etki yaratabileceğinden derin endişe duyuyoruz” ifadeleri kullanıldı. Yaptırımlar ve uluslararası yardımın durdurulması, yirmi yıldır dış yardıma bağımlı olan Afgan ekonomisini çöküşün eşiğine getirdi.
Afganistan’daki ekonomik kriz, uzun yıllardır süren savaş, kuraklık ve aşırı yoksulluktan kaynaklanan insani ihtiyaçları arttırırken, BM 40 milyonluk nüfusun yarısından fazlasının açlık riski ile karşı karşıya olduğunu ve bir milyon çocuğun ağır yetersiz beslenme sebebiyle ölme riskiyle karşı karşıya olduğunu tahmin ediyor.



Taliban’dan Pakistan’a fetvalı güvence

Afganistan'da Perşembe günü Celalabad'da düzenlenen mezuniyet töreninde polis memurları (EPA)
Afganistan'da Perşembe günü Celalabad'da düzenlenen mezuniyet töreninde polis memurları (EPA)
TT

Taliban’dan Pakistan’a fetvalı güvence

Afganistan'da Perşembe günü Celalabad'da düzenlenen mezuniyet töreninde polis memurları (EPA)
Afganistan'da Perşembe günü Celalabad'da düzenlenen mezuniyet töreninde polis memurları (EPA)

Afganistan’daki Taliban yönetimi, iki ülke arasında günler önce yeniden alevlenen sınır çatışmalarının ardından, Pakistan’a yönelik dolaylı güvence mesajlarını yoğunlaştırdı. Kabil, kırılgan ateşkesi koruma çabalarının sürdüğü bir dönemde hem dinî hem de siyasi bir dizi taahhüdü arka arkaya açıkladı.

Başbakan Ahund ve üst düzey isimlerin katıldığı, binden fazla din adamını bir araya getiren toplantıda yayımlanan fetva, Afgan topraklarının hiçbir ülkeye karşı kullanılmayacağını ilan etti. Siyasi–fiqhî bildiri, sınır ötesi çatışmalara müdahil olanlara karşı yaptırım uygulanacağını vurguladı.

Bildirinin ardından Dışişleri Bakanı Emirhan Muttaki, hükümetin fetvadaki taahhütlere “tam bağlılık” göstereceğini açıkladı. Açıklama, Pakistan içini hedef alan ve sorumluluğu başta Pakistan Talibanı (TTP) olmak üzere çeşitli gruplara atfedilen saldırıların ardından yükselen gerilimi yatıştırma girişimi olarak değerlendirildi.

Sınırdaki son saldırıda, salı günü Afganistan sınırına yakın Kurram bölgesindeki bir güvenlik noktasının hedef alınması sonucu 6 Pakistan askeri hayatını kaybetmişti. İslamabad, saldırıların Afgan topraklarını kullanan silahlı gruplarca planlandığını savunurken, Kabil bu iddiaları reddediyor ve TTP ile operasyonel bağları olmadığını öne sürüyor.

dfgt
3 Aralık 2025'te Afganistan sınırında düzenlenen saldırıda hayatını kaybeden Pakistanlı güvenlik görevlileri için düzenlenen cenaze töreninden bir kare (AFP)

Din adamları kurultayının sonunda yayımlanan bildiride, Afgan hükümetinin ülke topraklarının hiçbir devlete karşı kullanılmaması taahhüdünü “şer’î bir sorumluluk” olarak üstlendiği belirtildi. Açıklamada, bu taahhüdü ihlal edenlerin asi sayılacağı ve gerekli işlemlerin uygulanacağı ifade edildi.

Bildiride, ülke egemenliğini savunmanın dinî bir görev olduğu vurgulanırken, aynı zamanda “Afgan topraklarının başka herhangi bir devlete zarar vermek için kullanılmasının caiz olmadığı” yeniden teyit edildi. Ayrıca Afgan vatandaşlarının sınır ötesindeki askerî faaliyetlere katılmak üzere ülke dışına gitmesinin yasak olduğu, bunu yapanların “muhalif ve asi” kabul edileceği kaydedildi.

Toplantıda Başbakan Ahund’un yanı sıra Yüksek Mahkeme Başkanı, İyiliği Emretme ve Kötülükten Sakındırma Bakanı, Yükseköğrenim Bakanı ve diğer üst düzey isimlerin bulunması, Taliban yönetiminin Pakistan’a hem dinî hem de siyasi nitelikte çift katmanlı güvence sunma çabasının işareti olarak değerlendirildi. Kabil yönetimi, özellikle sınır aşan silahlı gruplar konusunda artan uluslararası baskıyla karşı karşıya.

hyju
Afganlar, 6 Aralık 2025'te Pakistan güçleriyle sınır çatışmalarında öldürülen bir adam için yas tutuyor (AFP)

Dışişleri Bakanı Muttaki, devlet medyasına yaptığı açıklamada, ülke genelindeki din alimlerinin “İslami düzenin korunmasına yönelik birleşik fetvalarını” yenilediklerini belirterek, Afganistan’ın hiçbir ülkeye zarar verecek bir faaliyete izin vermeyeceğini yineledi. Muttaki, “Bu, alimlerin tavsiyesidir ve tüm Müslümanlar için yerine getirilmesi gereken bir görevdir” dedi.

Muttaki, fetvayı ihlal ederek sınır ötesi faaliyetlerde bulunanlara karşı Afgan yönetiminin gerekli adımları atma hakkına sahip olduğunu vurguladı. Bu ifade, TTP’ye katılan Afgan unsurlara yönelik üstü kapalı bir mesaj olarak değerlendirildi.

Açıklamasının sonunda “birlik ve fitneden uzak durma” çağrısı yapan Muttaki, Afgan halkının tarih boyunca din alimlerinin fetvalarına uyduğunu ve bugün de bu çizginin sürdürüleceğini belirtti.

Gözlemcilere göre fetva, siyasi bildiri ve resmî açıklamaların tamamı, son haftalarda tırmanan saldırılar nedeniyle artan Pakistan tepkisini yatıştırmaya ve Kabil’in güvenlik taahhütlerine bağlılık gösterdiğini ispatlamaya yönelik koordineli bir çabanın parçası niteliğinde. Geçen cuma yaşanan ve 4 kişinin ölümüne yol açan sınır çatışması, iki ülke arasındaki gerilimi yeniden tırmandırmıştı.


Beyaz Saray, Trump'ın sağ elindeki bandajı "çok sayıda el sıkışması" ile gerekçelendiriyor

Trump, morluğa makyaj yapıyor (Arşiv- Reuters)
Trump, morluğa makyaj yapıyor (Arşiv- Reuters)
TT

Beyaz Saray, Trump'ın sağ elindeki bandajı "çok sayıda el sıkışması" ile gerekçelendiriyor

Trump, morluğa makyaj yapıyor (Arşiv- Reuters)
Trump, morluğa makyaj yapıyor (Arşiv- Reuters)

Beyaz Saray dün, ABD başkanının günlerdir sağ elinde taşıdığı bandajı, yaptığı sayısız tokalaşmaya işaret ederek bir kez daha haklı çıkarmaya çalıştı.

Beyaz Saray sözcüsü Karoline Leavitt dün, "Bununla ilgili size zaten bir açıklama yaptık" dedi. Leavitt'in açıklaması, son zamanlarda ortaya çıkan bandajlarla ilgili bir soruya yanıt olarak geldi. "Başkan sürekli insanlarla el sıkışıyor," diyen Leavitt, birkaç ay önce başkan şişmiş sağ eliyle görüldüğünde yapılan açıklamayı yineledi.

Leavitt ayrıca, "Kalp damar hastalığına karşı önleyici tedavi olarak her gün aspirin de alıyor" diyerek, "bu da gördüğünüz morluklara katkıda bulunmuş olabilir." Beyaz Saray, örneğin pazar günü Washington'daki bir etkinlik sırasında 79 yaşındaki Trump'ın taktığı bandajlar görülmeden önce de bu açıklamayı yapmıştı.

ABD'nin en yaşlı seçilmiş başkanı olan Trump için sağlık hassas bir konu. Demokrat selefi Joe Biden'ı bunama hastalığından muzdarip olmakla ve bu nedenle yönetmeye uygun olmamakla suçladı.

Trump, salı akşamı Truth Social’deki hesabından yaptığı öfkeli paylaşımda, sağlığıyla ilgili medya haberlerini "kışkırtıcı ve muhtemelen vatana ihanet" olarak nitelendirdi.

Trump'ın sağlığı, bir dizi etkinlikte uyanık kalmakta zorlandığı görülmesinin yanı sıra, ekim ayında ek tıbbi testlerin bir parçası olarak MR çektirmesiyle de mercek altına alındı.


Hegseth ve Japon mevkidaşı: Çin'in eylemleri bölgesel barışa hizmet etmiyor

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth (Reuters)
ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth (Reuters)
TT

Hegseth ve Japon mevkidaşı: Çin'in eylemleri bölgesel barışa hizmet etmiyor

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth (Reuters)
ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth (Reuters)

Tokyo bugün yaptığı açıklamada, Japonya Savunma Bakanı Shinjiro Koizumi ve Amerikalı mevkidaşı Pete Higseth'in bölgedeki güvenlik konusunu görüşmek üzere yaptıkları telefon görüşmesinde, Çin'in son eylemlerinin "bölgesel barışın sağlanmasına yardımcı olmadığı" konusunda mutabık kaldıklarını duyurdu.

Japonya Savunma Bakanlığı yaptığı açıklamada, iki bakanın "6 Aralık'ta Çin askeri savaş uçakları tarafından Japonya Öz Savunma Kuvvetleri uçaklarının hedef alındığı radar kilitleme olayı da dahil olmak üzere, Hint-Pasifik bölgesindeki kötüleşen ciddi güvenlik durumu hakkında samimi görüş alışverişinde bulunduğunu" belirtti.

Açıklamada, Başbakan Sanae Takaichi'nin geçen ay Tayvan hakkındaki açıklamalarının ardından Japonya ve Çin arasında yaşanan anlaşmazlık ortamında, iki bakanın "Çin'in eylemlerinin bölgesel barış ve istikrara katkıda bulunmadığı gerekçesiyle, bölgesel gerilimleri tırmandırabilecek her türlü eylemden ciddi endişe duyduklarını" ifade ettikleri belirtildi.