2021 yılında Asya'da uluslararası güvenlik alanındaki en belirgin gelişme, üç Anglo-Sakson ülkesi olan Avustralya, İngiltere ve ABD arasında bir güvenlik ortaklığı olan ‘AUKUS’un 15 Eylül'de duyurulmasıydı. Bu duyuru, dünyanın geri kalanı için bir sürpriz niteliği taşıdı.
AUKUS, Avustralya'ya nükleer güçle çalışan denizaltılar inşa etmek için Amerikan teknolojisi sağlayacak etkili bir deniz güvenliği anlaşmasıdır. Bazıları, anlaşmanın siber güvenlik ve yapay zeka ile ilgili teknolojiler hakkında daha derin bir bilgi alışverişini kapsadığını belirtti.
AUKUS’un öneminin sırrı nedir?
2021 yılında iki süper güç olan ABD ve Çin arasındaki rekabet yeni bir boyuta ulaştı. AUKUS anlaşması, öngörülebilir gelecekte Hint-Pasifik bölgesindeki deniz gücü dengesini koruyacak.
ABD, giderek daha agresif politikalar izleyen Çin'in oluşturduğu tehdit karşısında deniz üstünlüğünü koruma niyetini ortaya koydu. Asya-Pasifik bölgesinde çok önemli bir ülke olan Avustralya, nihayet AUKUS aracılığıyla, iki süper güç arasındaki rekabette ABD'nin yanında yer aldığını kesin olarak gösterdi.
ABD Başkanı Joe Biden ve yardımcılarının geçtiğimiz 7 Aralık’ta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile gerçekleştirdiği toplantıdan bir kare (AP)
Avustralya'yı kim kaybetti?
Avustralya'yı böylesine sert bir dönüş yapıp ABD kampına girmeye iten şey neydi? Geçmişte Avustralya, Asya'daki politikasında Çin'e destekleyici bir yaklaşım sergiledi. Bu, Çin pazarındaki ekonomik çıkarları ve fırsatları ışığında haklı bir pozisyondu. Bugün, Çinli politika yapıcıların komşu ülkelere yönelik davranışlarını yeniden değerlendirmeleri ve ciddi düşünmeleri gerekli bir hal aldı.
Dünya, Çin'in son dönemde bazen ‘küçük’ komşu ülkelere yönelik zorbalık ve tacizleri de içeren ve bu ülkeleri öfkelendiren davranış kalıplarını düşünüp düşünmediğini görmek için Pekin'de gerçekleşen tartışmaları yakından takip ediyor. Çin'in en umut verici potansiyel ekonomik ortakları bile açıkça sadakatsizlikle suçlanarak kınandı.
Çin Komünist Partisi'nin 12 Kasım'da aldığı üçüncü ‘tarihi karar’ göz önüne alındığında bir davranış değişikliği pek olası görünmüyor. Söz konusu karar, Şi Cinping’in başarılarını yüceltip makamını daha önce yalnızca önde gelen iki lider olan Mao Zedung ve Deng Şiaoping’in ulaşabildiği bir düzeye yükseltiyor. Bu olağanüstü adımların, ona Çin Komünist Partisi lideri olarak benzeri görülmemiş bir üçüncü dönemi güvence altına almayı amaçladığı biliniyor. Çin iç siyasetindeki bu evrim, Çinli liderlerin komşu ülkelerle ilişkilerinde özeleştiri ve otokontrol uygulayacaklarına dair en ufak bir umudu bile gerçekçi olmaktan çıkarıyor.
Çinli askerler geçtiğimiz yıl 24 Haziran'da Moskova'da ‘Büyük Zafer’i kutlamak için düzenlediği askeri geçit töreninden bir kare (AFP)
Küçük güvenlik çerçeveleri ağı
AUKUS anlaşması, bu yıl iki zirve düzenleyen ‘QUAD’ veya Dörtlü Güvenlik Diyalog Grubu (ABD, Japonya, Avustralya ve Hindistan) başta olmak üzere Hint-Pasifik bölgesindeki güvenlik ortaklıklarını daha geniş bir şekilde tamamlamak için gerçekleştirildi. Söz konusu zirvelerden biri geçtiğimiz Mart ayında sanal ortamda diğeri 24 Eylül’de Washington’da yüz yüze gerçekleştirildi. Bir sonraki toplantının da önümüzdeki baharda Japonya'da yüz yüze bir şekilde gerçekleştirilmesi bekleniyor.
Zirve toplantılarının sıklığı, yeni döneminde Hint-Pasifik bölgesindeki QUAD çerçevesinin merkezi önemini ve esas yapısına işaret ediyor.
Dört ülke formülü, dünyanın bu bölgesinde yaygın bir model haline geldi. Az sayıda ülke arasındaki ortaklıkların, özellikle de uluslararası güvenlik alanındaki ittifakların içinde bulunduğumuz çağda yeni bir trend haline geldiği açıktır. Bu yaklaşım, işlemeyen veya var olmayan çok taraflı güvenlik örgütlerini tamamlıyor ve iki süper güçten birinin tek taraflı eğilimlerine karşı koyuyor.
1 Ekim 2019’da gerçekleştirilen askeri geçit töreni sırasında Çin Devlet Başkanı Şi Cinping (Reuters)
Hint ve Pasifik okyanusları için rekabet
11 Eylül'den 20 yıl sonra, ABD nihayet Ortadoğu ile uygun bir mesafe belirleyip, koruyabildi. Şimdi ise stratejik odağını daha geniş bir bölge olan Hint-Pasifik bölgesine çeviriyor. Aynı zamanda, İngiltere, Fransa, Almanya ve Hollanda gibi büyük Avrupa ülkeleri, Japonya, Hindistan ve Avustralya gibi bölgesel güçlerle yeni ortaklıklar arayışında, Ortadoğu'yu pas geçerek iki okyanusa ulaşmak için yarışıyor.
Avrupa Birliği’nin (AB) tek bir blok olarak, bu bölgeye yönelik resmi bir yeni stratejisinin olmadı oldukça dikkat çekiyor. AB bu stratejiyi, geçtiğimiz 16 Eylül’de yani AUKUS’un dramatik bir şekilde açıklanmasından bir gün sonra. Bu kötü zamanlama, deklarasyonun büyük ölçüde gözden kaçmasına neden olsa da AB'nin yayınladığı belge, bölge ülkeleriyle iş birliğini güçlendirme niyetini ortaya koyuyor.
14 Eylül'deki askeri tatbikattan sonra Tayvanlı askerler (Reuters)
2022'de Ortadoğu ve Hint-Pasifik bölgesi
2022'deki belki de en dikkat çekici gelişme, Ortadoğu'yu bile içine alacak olan Hint-Pasifik bölgesine artan ilgi olacaktır. Ortadoğu'daki bölgesel güçler nihayetinde uluslararası güvenlik alanındaki birkaç ittifakın yönelimini takip edebilir ve bu bölgeye doğru küresel kaymayı artırabilir. ABD, İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Hindistan'ı kapsayan ‘Ortadoğu Dörtlüsü’ olarak adlandırılan ortaklık, 2022'de daha net bir şekilde ortaya çıkabilecek bu gelişmenin öncülerinden biri kabul ediliyor.
* Şarku'l Avsat’a özel