Tunuslu kadınlar hip-hop müziğini sevdi

Hip-hop müziğe gönül veren sanatçı Nesrin sosyal baskıya rağmen şarkılarını kaydetmeye devam ediyor. (Reuters)
Hip-hop müziğe gönül veren sanatçı Nesrin sosyal baskıya rağmen şarkılarını kaydetmeye devam ediyor. (Reuters)
TT

Tunuslu kadınlar hip-hop müziğini sevdi

Hip-hop müziğe gönül veren sanatçı Nesrin sosyal baskıya rağmen şarkılarını kaydetmeye devam ediyor. (Reuters)
Hip-hop müziğe gönül veren sanatçı Nesrin sosyal baskıya rağmen şarkılarını kaydetmeye devam ediyor. (Reuters)

Tunus’ta, cinsiyet eşitliğini desteklemeye yönelik adımlar atılmaya devam ediliyor. AFP’nin aktardığına göre kadınların toplum baskısından kurtulmasına yardımcı olmak için bir hip-hop albümü hazırlandı. Albümü hazırlayan Studio La Fabrique’nin kurucu ortağı Muhammed bin Slama şu açıklamada bulundu:
“By hip-hop albümü, Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da türünün ilk örneğidir. Bu kadınların bir şekilde katkıda bulunduğu bir deneyimdir. Erkek egemen yapı ve cinsiyetçi söylemler kadınları sosyal ve ekonomik düzeyde kendilerini ilgilendiren tüm konularda söz sahibi olacak bir şekilde, katkıda bulundukları bir albüm üretmeye yöneltti.”
Kadın rapçiler, rap ve hip-hop müziği kadınlar için uygun bulunmadığı erkek egemen bu alanda sanatlarının genellikle bilinmediğini söylüyor.
Tunuslu rapçi Nesrin Mekdad, rap kariyerine on yıl önce başlamasına rağmen halen yerini bulmaya ve sosyal normlardan kurtulmaya çalıştığını bildirdi.
Mekdad sözlerine şöyle devam etti:
“La Fabrique Hiphop projesine katıldım çünkü şarkı üretmenize yardımcı olacak, yazmaya teşvik edecek ve profesyonel ses kalitesinde müzik üretecek kimse yok. Aksine size karşı çıkanlar var. Dolayısıyla tüm bunlar benim bu projeye katılmam için bir nedendi.”
Bir çocuk annesi olan 36 yaşındaki Nesrin ‘bazen ailesinin yaptığı şeye karşı çıkmasından dolayı acı hissettiğini’ vurguladığı açıklamasında kardeşlerine bile müziğini dinlettiğinde kendisine bu alanı terk etmesini söylediklerini aktardı. Kendisine “Rap ​​müzik sana ne sunacak ve nereye varacaksın?”, “Bu alanda başarılı olamayan erkekler var. Sen nasıl başarılı olacaksın?” ve “Git ailenle, oğlunla ve işinle ilgilen” dediklerini söyleyen Nesrin bazen kendisine “Neden rap yapıyorum?” ve “Kendim için mi şarkı söylüyorum?” diye sorduğunu ancak bu durumda sorun olmadığını ve şarkılarını bir arkadaş grubuyla paylaştığını kaydetti.
Rap sanatçısı ve yapımcı Deji Costa da duruma ilişkin şu değerlendirmede bulundu:
“Bir kadının profesyonel bir rapçi olabileceğini ve bunun onun işi haline gelebileceğini halen bilmiyorlar. Bunun yaylı çalgılardan çalmaktan veya halk sanatından pek farkı yok.”



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24