Türkiye'de Kovid-19 salgınında en yüksek günlük vaka sayısı kaydedildi

Fotoğraf (AA)
Fotoğraf (AA)
TT

Türkiye'de Kovid-19 salgınında en yüksek günlük vaka sayısı kaydedildi

Fotoğraf (AA)
Fotoğraf (AA)

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Omicron varyantıyla birlikte vaka sayılarındaki artışa rağmen hastaneye yatışlarda endişe verici bir yükselme söz konusu değil" dedi. Sağlık Bakanlığı, Günlük Koronavirüs Tablosu'nu "covid19.saglik.gov.tr" sitesinden paylaştı.
Buna göre, son 24 saatte 417 bin 787 Kovid-19 testi yapıldı, 66 bin 467 kişinin testi pozitif çıktı, 143 kişi yaşamını yitirdi, iyileşenlerin sayısı 29 bin 316 oldu.
18 yaş ve üstü nüfusta ikinci doz aşı uygulananların oranı yüzde 83,38, birinci doz aşı yapılanların oranı yüzde 91,85 olarak kayıtlara geçti. Türkiye'de bugüne kadar uygulanan aşı miktarı 134 milyon 195 bin 65 doza yükseldi.
Kovid-19 salgınında daha önce en yüksek günlük vaka sayısı 16 Nisan 2021'de 63 bin 82 olarak gerçekleşmişti.
18 yaş ve üstü nüfusta en az iki doz aşı yaptıranların oranının en yüksek olduğu 10 il Osmaniye, Ordu, Amasya, Muğla, Kırklareli, Çanakkale, Eskişehir, Balıkesir, Zonguldak ve Bartın oldu.
En az iki doz aşı uygulananların oranının en düşük olduğu iller ise Şanlıurfa, Batman, Siirt, Diyarbakır, Bingöl, Muş, Mardin, Bitlis, Ağrı ve Elazığ olarak sıralandı.

"Hastaneye yatışlarda endişe verici bir yükselme söz konusu değil"
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, sosyal medya hesabından paylaştığı mesajda, "Omicron varyantıyla birlikte vaka sayılarındaki artışa rağmen hastaneye yatışlarda endişe verici bir yükselme söz konusu değil. Öte yandan, hastaneler riskin arttığı ortamlar, kendimiz kadar sağlık çalışanlarını da korumak zorundayız. Hastaneye gittiğinizde lütfen dikkatli olun." ifadelerini kullandı.



Dürzi lideri Yusuf Carbu Şarku'l Avsat’a konuştu: Dış güçler ateşkesin bozulmasını istiyor

TT

Dürzi lideri Yusuf Carbu Şarku'l Avsat’a konuştu: Dış güçler ateşkesin bozulmasını istiyor

Dürzi lideri Yusuf Carbu Şarku'l Avsat’a konuştu: Dış güçler ateşkesin bozulmasını istiyor

Dürzilerin önde gelen liderlerinden Şeyh Yusuf Carbu, Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada, Suveyda'da varılan ateşkes anlaşmasının, kendisi ve Şeyh Hamud el-Hanavi tarafından temsil edilen Dürziler ile Suveyda Vilayeti İç Güvenlik Komutanı Tuğgeneral Ahmed ed-Dalati ve diğer yetkililer tarafından temsil edilen Suriye hükümeti arasında imzalandığını duyurdu.

Suriye hükümeti, son günlerde şehirde devam eden ve çok sayıda ölü ve yaralıya neden olan çatışmalara son vermek için dün Suveyda halkıyla ateşkes anlaşması imzaladı.

Şarku'l Avsat'ın incelediği anlaşma, tüm askeri operasyonların derhal durdurulmasını ve tüm tarafların güvenlik güçlerine ve kontrol noktalarına yönelik her türlü saldırıyı durdurma taahhüdünde bulunmasını öngörüyor.

Anlaşmaya göre, ateşkesin uygulanmasını denetlemek ve uyulmasını sağlamak için Suriye devleti ve Dürzi şeyhlerinden oluşan bir gözetim komitesi kurulması planlanıyor.

hyujı8o9
Dürzi cemaatinin ruhani liderlerinde Şeyh Hikmet el-Hicri, Suveyda'da kendisini destekleyen ‘Askeri Konsey’ üyeleri ile birlikte (Arşiv)

Şeyh Yusuf Carbu, Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Suriye'deki Dürzi Cemaati Meclisi’nin üç şeyhi, yani Şeyh Yusuf Carbu, Şeyh Hamud el-Hanavi ve Şeyh Hikmet el-Hicri'yi bünyesinde barındırdığını belirterek, Hikmet el-Hicri'nin ‘farklı bir yönelime sahip olduğu’ için ‘anlaşmanın tarafı olmadığını’ söyledi.

Anlaşmanın tüm taraflarca imzalanmadığını, çünkü Suveyda'daki güvenlik durumunun seyahat ve toplantılara izin vermediğini belirten Şeyh Yusuf Carbu, anlaşmanın ‘yazışmalar yoluyla’ kabul edildiğini belirtti. Anlaşmanın ardından iyimser olsa da, Şeyh Yusuf Carbu “Dış güçler ateşkesin bozulmasını istiyor” ifadesini kullandı.

Şeyh Hikmet el-Hicri, çok geçmeden, ‘kendilerini sahte bir şekilde hükümet olarak adlandıran silahlı çetelerle herhangi bir anlaşma, müzakere veya yetki devri olmadığını’ teyit eden bir açıklama yayınladı. Bu ortak tutumdan sapan, tek taraflı iletişim veya anlaşma yapan herhangi bir kişi veya kuruluşun ‘istisnasız ve müsamahasız bir şekilde yasal ve toplumsal hesap verebilirliğe tabi tutulacağı’ uyarısında bulundu.